Gelişen teknoloji ile birlikte hayatımızın her alanında her geçen gün farklı ve yeni bir ürün ile karşılaşmaktayız. Özellikle dünya genelinde çok önemli bir yere sahip olan otomotiv sektöründe sürücü odaklı ve konfor artırıcı yeni teknolojiler gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır. Senelerdir kullandığımız hız sabitleyici donanımı artık çok daha zeki bir sisteme dönüşerek adaptif hız kontrol sistemi (adaptive cruise control – ACC) olarak yenilenmiştir. ACC sistemi, geleneksel hız sabitleyiciler gibi hızınızı ayarlamanın yanında içinde bulunduğunuz trafiğin akışına göre hızınızı değiştirebilmektedir. Bu teknoloji, geleneksel hız sabitleyici sistemini daha faydalı hale getirmekle beraber gelecekteki otonom sürüşlere bir adım daha yaklaştığımızı haber vermektedir.
Nasıl Çalışır?
Bu sistemi geliştiren markalar farklı farklı isimler verse de sistemin temelinde etraftaki araçlara göre aracın hızını otomatik olarak artırması veya azaltması yatmaktadır. Bunu gerçekleştirebilmek için aracınızın etraftaki araçları fark edebilmesi ve potansiyel engelleri algılayabilmesi gerekmektedir. Bu da ancak araca yerleştirecek sensörler sayesinde mümkün olmaktadır. Çoğu ACC sistemi sensör olarak radarları, lazerleri ve araç etrafına yerleştirilmiş kameraları kullanmaktadır. Bu sensörler aracın gazını ve frenini kontrol edebilen bir bilgisayar ile iletişime geçer ve böylece aracınız, etrafındaki araçlara göre hızını ayarlar. Çoğu ACC sisteminde trafiğin sıkışması ve yavaşlaması durumunda belirli bir hıza kadar düşürme yapılabilirken belli bir hızın altında sistem devreden çıkar ve kontrolü sürücüye bırakır. Gelişmiş bazı ACC modellerinde ise trafiğin sıkışması ve durması durumunda dahi aracı tamamen durdurup tekrar hareket ettirme kabiliyeti bulunmaktadır.
Ne yapmanız gerekmektedir?
Adaptif hız kontrol sisteminin kullanımı geleneksel hız sabitleyicilerin kullanımı ile benzerdir. İstenilen hıza ulaşıldığında sistem devreye sokulur. Bunun için çoğu araçta ‘Set’ anahtar kelimesi kullanılmaktadır. ‘+’ ve ‘-‘ tuşları ile hızınızı artırıp azaltabilirsiniz. Standart hız sabitleyiciden farklı olarak sistemi devreye soktuktan sonra önünüzdeki araç ile aranızdaki uzaklık seviyesini yani takip mesafenizi belirlemeniz gerekmektedir. Genelde üç uzaklık seviyesi (kısa, orta, uzun) seçeneği sunulmaktadır. Ardından sistem çalışmaya başlayacaktır.
Önünüzdeki aracın yavaşlaması durumunda aracınız da yavaşlayacak önünüzdeki araç hızlanınca aracınız daha önceden belirlediğiniz hız seviyesine gelinceye kadar hızlanacaktır. Artık çoğu ACC sistemi o kadar iyi seviyeye gelmiştir ki aniden önünüze bir araç kırsa dahi sistem algılayıp ani frenleme yapabilmektedir. Ancak yine de dikkatinizi yoldan ve etrafınızdaki araçlardan ayırmamanız tavsiye edilmektedir.
Adaptif hız kontrol sistemlerinin önümüzdeki yıllarda alt sınıf araçlarda dahi sunulması planlanmaktadır. Sistem yaygınlaştıkça fiyatlar daha makul seviyelere düşmekte böylece daha ucuz bir donanım haline gelebilmektedir. Her ne kadar sistemin güvenilirliği test edilmiş olsa da uygun olmayan sürüş koşullarında örneğin ağır yağmurlu bir havada aracınızı bu sistemle kullanmanız riskli olabilecektir.
Yakın gelecekte belki de sürücüsüz araçlar karşımıza çıkacak ve otonom sürüş yapılabilecektir. ACC sistemi için kullanılan sensör teknolojisi, otonom sürüş için en önemli yapı taşlarından birisi olacaktır. Ayırca ACC ile yapılabilen bir sürüş aslında otonom sürüş teknolojisinin bir sürecini oluşturmaktadır. Şu an için tam otonom sürüş yani sürücüsüz yolculuk mümkün değildir. Unutulmamalıdır ki ACC gibi teknolojik yeni sistemler aracı sizin yerinize kullanmak için değil sürücüye yardımcı olmak için vardır. Uzun yolculuklarınızda dinlenmenize imkan sunacak ve kaza potansiyelini düşürecek bir sistem olan ACC’yi eğer imkanınız varsa mutlaka donanım olarak tercih etmenizi tavsiye ederiz. Keyifli sürüşler.
Kaynakça:
https://www.digitaltrends.com/cars/adaptive-cruise-control/
https://www.extremetech.com/extreme/157172-what-is-adaptive-cruise-control-and-how-does-it-work
https://mycardoeswhat.org/safety-features/adaptive-cruise-control/
Yazar:Bekir Afşar