Modern tıp bugüne kadar geldi, ancak hala en yaygın insan problemlerinden bazılarını tedavi edemiyoruz. Hem ilginç hem de üzücü olan bu durumların neler olduklarını merak ediyorsanız, okumaya devam edin.
Modern tıp bilimi bir mucizedir. Gerçekten de, AIDS’ in artık bir ölüm cezası olmaktan çıktığı ve bir çok kanser türünün kontrol altında tutulabildiği bir zaman diliminde yaşıyoruz. Antibiyotiklerin etkisinin sadece yaklaşık 135 yıl önce bulunduğu göz önüne alındığında, tıpta yaşanan sonraki gelişmeler inanılmaz derecede şaşırtıcıdır.
Modern tıp biliminin hala çözüm bulamadığı pek çok hastalık bulunmaktadır ve yalnızca 10-15 kişiyi etkileyen tropik hastalıklardan bahsetmiyoruz. Herkesi yaygın olarak etkileyen gündelik şikayetlerden bahsediyoruz. Tabi ki hastaların şikayetlerini azaltacak, iyileşme sürecine yardımcı olacak bazı ilaçlara sahip olsak da bazı hastalıklardan tamamen nasıl kurtulacağımızı çözebilmiş değiliz.
-Soğuk Algınlığı:
İnsanlığın var olduğu günden beri soğuk algınlığı da var olmuştur. Çoğu yetişkin yılda bir ya da iki kez soğuk algınlığı geçirirken çocuklar ise çok daha sık iki ya da üç kez soğuk algınlığı geçirebilmektedir. Grip kadar ciddi olmasa da, ki grip sizi öldürebilir soğuk algınlığı bir ya da iki hafta sürmektedir ve bu süreçte sizi oldukça yıpratır.
Tüm dünyada her yıl milyonlarca saat verimlilik kaybediliyor çünkü insanlar hasta çocuklarıyla evde kalmak zorunda kalıyor ya da kendilerini işe gelebilecek kadar iyi hissetmiyor. Bağışıklık sisteminiz bu şekilde zayıfladığında ortaya çıkabilecek kulak, sinüs veya boğaz enfeksiyonları gibi ikincil enfeksiyonlardan söz etmiyoruz bile. Sadece bir kaç hap içip tüm bunların geçip gitmesi daha iyi olmaz mıydı?
Soğuk algınlığına bakteriler değil, virüsler neden olduğu için antibiyotikler soğuk algınlığında etkisizdir. Antiviraller ise şüpheli bir tedavidir çünkü soğuk algınlığına hangi virüsün sebep olduğunu kestirmek güçtür. Rinovirüs soğuk algınlığına neden olan en yaygın virüs olmasına rağmen, soğuk algınlığına sebep olabilen yaklaşık 200 virüs vardır.
Soğuk algınlığı geçirirken yaşadığınız belirtiler vücudunuzun virüsle savaşması sebebiyle oluşmaktadır, virüsün sebep olduğu direk hasar sebebi ile değil. Yani uykulu halinizi önleyecek, ateşinizi düşürecek, boğaz ağrınızı azaltacak ilaçlar kullanabilirsiniz ancak eninde sonunda virüsün kendi kendine iyileşmesini beklemek zorundasınız.
-Morluklar:
Herkes bir yerlerini çarpıp morartır ve ne kadar sakar biriyseniz o kadar çok morluğunuz olur. Yanlışlıkla bir sehpaya çarptınız diyelim bacağınızdaki morluk kolayca geçip gidecektir ancak morluklar her zaman bu kadar küçük olmayabilir. Çok büyük, oldukça ciddi ve nefes almayı zorlaştıracak kadar ağrılı olabilirler örneğin bir trafik kazasında kaburgalarında ezilmeler ve morluklar olan birini düşünün. Zaman dışında hiç bir şey bu morlukların geçmesini sağlamaz.
Çürükler genellikle bir travma sonucunda derinin altında hasar gören kan damarlarının bir sonucudur, ancak pıhtılaşma bozuklukları da morluklara neden olabilir. Ağrıyı hafifletmek ve iyileşmeyi hızlandırmak için bölgedeki kan akışını hızlandırmak dışında bilimin bu konuda yapabileceği henüz bir şey yok.
-Adet Sancıları:
Kramplar çok kötüdür. Bu konuda söylenecek fazla bir şey gerçekten yok. Krampları ortadan kaldıracak sihirli bir tedavi yoktur. Yorgunluk, aşırı kullanım, elektrolit dengesizliği gibi bazı sebeplerden kaynaklanan kas kasılmaları kramplardır. Bazen masaj yapmak iskelet kaslarındaki krampların hafiflemesini sağlarken, bazen de kasların daha sert kasılmasını sağlayarak daha kötü bir hale getirebilir.
Burada önemli olan krampların olmasını önlemektir. Susuz kalmamak, egzersiz yaparken yavaş yavaş arttırmak ve adet dönemindeki kadınlar krampları önlemek için kasların rahatlamasını sağlamak için bazı ilaçlar kullanabilir. Ancak bir kramp başladığında ağrının geçmesini beklemek dışında yapabileceğiniz bir şey bulunmamaktadır.
-Obezite:
İstatistiklere göre, Amerikalılar normal kilodansa kilolu olmaya daha yatkınlar ve Amerikalıların yaklaşık 1/3′ i obezite hastasıdır. Obezite sigaradan daha fazla kişinin ölümüne sebep olmaktadır. Obezite her tür kronik hastalık riskini kat kat arttırmaktadır ve sağlık sisteminde en büyük yüktür.
Obezitenin en büyük nedeni aşırı yemek ve hareketsizliktir. Kilo vermenin tek yolu daha az yemek ve daha çok egzersiz yapmaktır ancak altta yatan sebep belirlenmeden bunlar da kalıcı ve kesin çözüm değildir. Bütün yağlarınızı yakalabilecek bir hap yoktur bunu ancak siz yapabilirsiniz. Ancak daha az aç hissetmenizi sağlayacak ya da egzersiz yaparken size daha çok enerji verecek ilaçlar bulunabilmektedir. Ancak siz hiç bir efor sarf etmeden bütün yağlarınızı yakabilecek bir ilaç bulunmamaktadır.
Kaynakça:
http://www.buzzle.com/articles/everyday-complaints-science-cant-cure.html
Yazar:Tülay Arsoy