Central Park, Amerika Birleşik Devletleri’nin New York eyaletine bağlı yine aynı isimli New York şehrinin Manhattan ilçesinde bulunan dünyaca ünlü bir merkezdir. Buraya Amerika Birleşik Devletleri sınırları içersinde yaşayanların yanı sıra dünyanın birçok noktasında da turist akın etmektedir. Dünyanın en büyük parklarından biri olan ve hiç şüphe yok ki en popüleri olan Central Park, Manhattan’ın merkezinde yer almaktadır. Parkta hemen hemen her yerde padikap kullanıcılarını görmek mümkündür. Ayrıca bunların büyük bir çoğunluğunu da Türk üniversite öğrencileri oluşturmaktadır. Her ne kadar Amerikalı ve ülkeye dışarıdan gelen turistlerin uğrak mekanı olsa da Central Park, Amerika Birleşik Devletleri’nin jeolojik geçmişinin en büyük kanıtlarını barındıran bölgeler arasında kabul edilmektedir. Bu anlamda bölgede çeşitli akademik araştırmalar da yapılmaktadır.
Bölge aslında şu anki görünümüne yaklaşık olarak 150 yıl öncesinde tam anlamıyla kavuşabilmiştir. Bunun öncesinde bölgede çeşitli yapılar olduğu gözlemlenmiş ve halen de günümüze dek uzanan kalıntılara da rastlanmıştır. Hatta öyle ki, 1800’lü yıllardan kalma The Mount St. Vincent okuluna ait temel enkazı da halen park içinde korunmaktadır. Dikkatli bir şekilde bakıldığında yapının temeline ait kalıntıların görülmesi mümkündür. Park aslında 150 yıl önce Amerika Birleşik Devletleri hükümeti tarafından kamulaştırılmadan önce bir yerleşim yeri olarak karşımıza çıkmaktaydı. Manhattan’ın önemli bir kısmında yer alan bu bölge o dönem için çoğunluğunu Avrupalı göçmenlerin oluşturduğu bir yerleşim yeriydi. Bu yerleşim yerine yasal olarak Senaca adı verilmişti. Senaca ismi daha sonra kaldırılarak bölge kongre kararı ile Central Park adını almış ve New York’un günümüze dek uzanan en önemli simgelerinden biri haline gelmeyi başarmıştır. Central Park ne kadar turistik bir bölge olsa da akşam saatlerinde bölgeye giriş ve çıkışlar yasaklanmakta bunun nedeni ciddi anlamda karşılaşılan suç eğilimleridir.
Bölge ciddi bir tarih barındırsa da Manhattan ve New York şehrinin altyapısının ne şekilde olduğuna yönelikte bir ipucu sunmaktadır. Çünkü neredeyse tamamı beton ve asfaltla kaplanmış olan şehrin toprakla buluşan en önemli noktalarından biri olan Central Park bölgesi, şehrin yüzyıllar boyunca geçirdiği evrime ilişkin ciddi ipuçlarını da barındırmaktadır. Amerikalı bilim adamlarının yaptığı araştırmalar sonucu bölgenin neden bu kadar pürüzsüz olduğuna yönelik çalışma sonuçlandığında bölgenin, bir buz tabakası ile zımparalandığı görülmüştür. Buzul çağından kalma bu tabaka o kadar güçlü bir ivme yaratmış ki, bölgeye en kuzeyden devasa kayaları da beraberinde taşımıştır. Bu anlamda Manhattan ilçesinde yer alan Central Park’ta gördüğünüz bütün kayalar özellikle de devasa olanları 30 bin yıl önceki buzul çağından kalmadır. Bu dönemde buz o kadar hızlı bir ilerleme göstermiştir ki, bölgeyi adeta dümdüz bir piste çevirmiştir. Bu esnada Manhattan adası da doğal olarak vücut bulmuş ve gümüz şekline bürünmüştür.
Kaynakça:
Top 10 Places In US
Yazar:Emir Karasu