Havacılığın gelişmesiyle beraber insanların seyahat anlayışında da gözlemlenen bazı farklı yansımlar oldu. 20. yüzyılda bulunan uçak teknolojisi beraberinde seyahatleri hiç olmadığı kadar kısalttı ve de konforlu hale getirdi. Uçak bulunmadan ya da daha doğru bir ifadeyle jet motoru keşfedilmeden önce insanlar seyahatlerini karayolu ya da denizyolu ile gerçekleştirir idiler. Ancak bu seyahatler, günümüz teknolojisi de göz önüne alındığı vakit oldukça uzun ve de meşakkatli olurdu. Özellikle de gemi ile gerçekleştirilen seyahatler aylar sürebilmekte idi. Ancak yine de bu seyahat etmenin en güvenilir ve de en konforlu yollarının başında gelirdi. 19. ve 20. yüzyıllarda özellikle denizcilik alanında büyük şöhrete sahip ülkeler çeşitli gemiler üretmiş ve de denizaşırı seyahatlere olanak sağlamıştır. Bu sayede Birleşik Devletler’e birçok Avrupa ve de Afrikalı göçmen ulaştırılabilmiştir. İlk yıllarda genel olarak keşif maksatlı ve de savaş temelli üretilen gemiler, sonraki yıllarda doğal olarak ticari amaca yönelik de üretilmiş ve de Titanic gibi o dönem için adından da anlaşılacağı gibi ”devasa” boyutlu ticari yolculara hizmet amaçlı gemiler üretilmiştir. Bu alanda en iyi çalışmalar Büyük Britanya İmparatorluğu tarafından gerçekleştirilmiştir.
Ancak özellikle de II. Dünya Savaşı sonrasında jet motorlarının üzerine daha fazla düşülmesi gemilere olan ilgiyi ciddi anlamda azaltmıştır. Gemiler artık zahmetli ve masraflı bulunmaya başlanmıştır. Havayolu ile seyahat etmenin tadını alan ve de sadece saatler içinde bir kıtadan diğerine ulaşmanın kolaylığı ile karşılaşan yolcular, havayolu ile ulaşımı daha sık bir şekilde tercih etmeye başlamıştır. Ancak bu gemi ile seyahat etmeyi tamamen ortadan kaldırmamıştır. Sadece seferler ve de fiyatlar konusunda ciddi anlamda bir değişiklik politikası izlenmek mecburiyeti hasıl olmuştur. Bu sayede de gemiler de geliştirilerek son derece modern bir hale getirmeye çalışılmıştır. Yolcu gemileri 20. yüzyılın sonlarına doğru artık ”cruise” adıyla anılır olmuştur. Son derece elit ve de hatırı sayılır kısmın seyahat ettiği bu gemiler, artık tıpkı ilk örneklerinden Titanic gibi hayallerin gemileri olmaktan çıkmış ve de sıradan birer yüzen otel kıvamını almıştır. Ancak son 20 yılda gemi ile seyahat etmek tekrar popüler bir hal almıştır. Özellikle, sunduğu imkanlar göz önüne alındığı vakit gemi ile seyahat etmek günümüzde her kişinin arzu ettiği bir ayrıcalıktır.
Bu anlamda cruise ile seyahat edebileceğiniz birçok güzergah bulunur. Bu güzergahların belli başlı olanlarına Türkiye’ye limanları dahilidir. Gemi ile seyahat etmeniz durumunda birçok alternatife de sahip olursunuz. Bu durumda ayrıca otel ücreti de ödemeden kamaranızda eşsiz bir okyanus ya da deniz manzarası eşliğinde seyahat edebilirsiniz. Bu anlamda birçok rota var ve bunlar arasında en popüler olanları; Karayipler, Amerika Birleşik Devletleri, Adriyatik, Fransa, İskandinavya, Güney Amerika, Kuzey Kutbu, Antarktika ve de Avustralya’dır. Gemi ile yolculuk yapmanız halinde size birçok alternatif sunulur, bunlar arasında sınırsız yeme içme de dahildir. Size verilecek bir ”Cruise Card” aracılığı ile birçok etkinliğe katılabilirsiniz. Gemilerde nakit ya da kredi kartı kullanımı söz konusu değildir. Size verilen kart vasıtasıyla her ne yapmak istiyorsanız onu yapabilirsiniz. Bahşiş konusunda ise şunu söyleyebiliriz. Bu sizde önceden alınmaz ama sonradan faturaya yansıtılır. Ortalama süper lüks bir gemide haftalık olarak 60 ila 100 Amerikan doları arasında değişen bir bahşiş ödersiniz.
Yazar:Emir Karasu