Bilgiustam
Bilgiyi ustasından öğrenin

Nasreddin Hoca’nın İlçesi: Akşehir

0 476

Ülkemizin her şehri kendine has güzelliklere sahiptir. Tarihte ve akıllarda iz bırakan bazı şahsiyetler de yaşamış oldukları şehirle birlikte anılır. Ülkemizin yüzölçümü en büyük ili olan Konya aynı zamanda kalabalık bakımından da 7. sıradadır. Doğasıyla tarihi dokusuyla, ekonomisiyle önem taşıyan Konya’nın 31 ilçeye sahiptir. Önemli bir sanayi kenti olarak görülen Konya, Mevlana Müzesi gibi görülesi ve her yıl çok sayıda ziyaretçi çeken bir sembole de sahiptir. Konya’nın her ilçesi özelliklerle, birikimlerle doludur. Akşehir adlı ilçe de Nasrettin Hoca ile özdeşleşmiştir.

Nasreddin Hoca Kimdir?

8829_aksehir_resmiTanınmış mizahçı, filozof ve bir halk bilgesi olan Nasreddin Hocanın asıl doğduğu yer Sivrihisar’dır. 1237 yılında Akşehir’e gelerek yerleşmiş olan, eşeğe ters binmesiyle, göle umut mayası çalmasıyla. Kavuğu ve cübbesiyle hatırlanan, dilden dile anlatılmakta olan Nasreddin Hoca Akşehirlilerin gururudur. Nasrettin Hoca Türbesi bu şehirde bulunmaktadır. Türbenin yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Bugüne dek farklı zamanlarda onarılmıştır. 1905 yılında Akşehir Kaymakamı Şükrü Bey de türbede bir tadilat yaptırmıştır. Orijinal türbeden arta kalan sadece şu an ortada kalmış olan ana türbe kısmıdır. Bu bölümün dışında 12 sütun ve türbe üzerinde de yine 12 köşeli olan çinkodan yapılmış külah biçiminde çatı bulunmaktadır. Mermerden oluşturulmuş sandukanın başucunda Nasreddin Hoca’nın mizahi yönüne, nüktedanlığına atıfta bulunmak üzere, ölüm tarihi olan 683 tarihinin, 386 olarak görüldüğü bir kayıt bulunmaktadır. Nasreddin Hoca hala fıkralarda yaşatılmakta ve değeri anılmaktadır.

İlçede Yapılan Bazı Kutlamalar

5-10 Temmuz tarihlerinde her yıl yapılan Uluslararası Nasreddin Hoca Şenlikleri yapılmaya devam etmektedir. Akşehir, gururları olan Nasreddin Hoca’yı markalaştırmak için çabalamış ve nihayetinde Türk Patent Enstitüsü’nden, konuyla ilgili bir kararnameye dayanarak “Dünyanın Ortası Akşehir” olarak ilçe tescil ettirilmiştir. Nasreddin Hoca şenlikleri dışında yine her sene 24 Ağustos’ta Akşehir’de “Akşehir Onur Günü” kutlanmaktadır.

Tescillenmiş Napolyon Kirazı

8829_aksehirAkşehir elbette sadece Nasreddin Hocasıyla tanınmaz. Dünyaca meşhur olan “Napolyon Kirazı” da burada yetişmektedir. Akşehir ile Eber Gölleri arasında kalan bölgenin sahip olduğu özel ekolojik atmosferi yani mikrokliması bu bölgede yetişen kirazlara da farklı bir lezzet ve özellik katmaktadır. Napolyon Kirazı da 2004’te tescillenmiştir. Akşehir ilçesi, tarihe tanıklık etmiş camilere medreselere, türbe ve hamamlar, köprüler gibi birçok mirasa da sahiptir.

İlçenin Bazı Önemli Tarihi Eserleri

Konya’nın Akşehir ilçesinin en önemlilerinden biri İplikçi Camisidir. Bu caminin kitabesine göre 1337 yılında inşa edilmiştir. Karamanoğlu Alaeddin Bey’in yönetiminde olduğu dönemde, bu eseri Orhan Gazi’nin Ambardar’ı Kerim Ağa yaptırmış olduğu için cami, Ambardar Kerim Ağa Camisi olarak da bilinmektedir.

Ulu Cami’nin minaresi üzerinde 1213 tarihini taşıyan bir yazıt yer almaktadır. Anadolu Selçuklu mimarisinde yapılan mescitlerden Güdük Minare Mescidi ile Küçük Ayasofya Mescidi günümüze kadar ulaşabilmiştir. Şu an için ibadete açık tarihi anıt olarak Kalaycı Mescidi, İplikçi (Ambardar) Camisi ve İmaret Camisi de Akşehir’de bulunmaktadır. İmaret Camisini1510 yılında Hasan Paşa yaptırmıştır. İmaret kısmı yıkıldığı için bugüne kadar ulaşamamıştır. Akşehir ilçesinde Osmanlı döneminden kalan tek cami İmaret Camisidir.

Fatih Sultan Mehmet’in yaşadığı dönemde Akşehir’de Sahip Ata, Kadı İzzettin, Nasreddin Hoca ve Emir Yavi Medreseleri bulunmaktaydı. Osmanlının son dönemlerinde bu ilçede medreselerin sayısı 21’e çıkmıştır. Hepsinin içinden bugüne ulaşabilecek kadar sağlam olan Sahip Ata Medresesi (Taş Medrese) olmuştur.

Akşehir Gölü

Bu ilçedeki Akşehir gölü de hemen herkesin dinlediği hikâyelerdeki Nasreddin Hoca’nın maya çaldığı göldür. 373 kilometreküp hacmiyle Türkiye’nin 5. büyük gölü unvanına sahip olmasına rağmen küresel ısınma, tarımla uğraşanların uyguladığı salma sulama ya da vahşi sulama erozyonu ve kuraklığı berberinde getirmiş ve göl sularını kaybetmeye başlamıştır.

Yazar:Ensar Türkoğlu

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku