Bilgiustam
Bilgiyi ustasından öğrenin

HIV ve AIDS Belirtileri ve Tıbbi Tedavi Yöntemleri

0 367

HIV ve AIDS Belirtileri ve Tıbbi Tedavi YöntemleriKazanılmış immün yetersizlik sendromu (AIDS) olarak isimlendirilen hastalık bağışıklık sisteminin şiddetli zayıflaması ve enfeksiyonlarla savaşamaması durumudur. HIV enfeksiyonu tarafından AIDS hastalığı oluşmaktadır. Kesin bir tedavisi yoktur. HIV bulaşan kişiler HIV pozitif olarak adlandırılır.
Çoğunlukla erkeklerde görülür. Korunmasız cinsel ilişki, çok sayıda cinsel partner, uyuşturucu bağımlılığı (ortak şırınga kullanımı), homoseksüellik ve hemofili hastalarında AIDS riski artmıştır.
Kanında HIV taşıyan bir kişiyle korunmasız cinsel ilişkiye girilmesi (normal, anal veya oral), hamile ve HIV taşıyan anneden bebeğe doğum esnasında veya hamilelikte, HIV taşıyan kişilerin kan-vücut sıvısı ürünleri (kan, meni, vajinal akıntı) ile temas edilmesi veya organ nakli ile hastalık bulaşmaktadır. Anne adayı hamilelik öncesi HIV pozitif ise, bebeğe enfeksiyonun geçme riski yüksektir. Eğer hamilelik esnasında HIV bulaşırsa, bebeğe geçme riski düşüktür.
HIV enfeksiyonu, kanda enfeksiyonlarla savaşan CD4 hücrelerini öldürür ve sayısı 200’ün altına inince AIDS hastalığının bulguları başlar.

BULGU, BELİRTİ VE YAKINMALAR

AIDS, birçok hastalığı taklit eden yakınmalara neden olabilir. Uzun yıllar boyunca bir yakınmaya neden olmaz. Bulaştıktan yıllar sonra enfeksiyon kliniğinin devam ettiği birkaç hafta içinde soğuk algınlığı benzeri yakınmalar, ateş, kırgınlık, döküntü, eklem ağrısı ve lenf bezlerinde yaygın şişlik görülebilir. Uçuk, vücutta geçmeyen yaralar, gece terlemeleri, açıklanamayan kilo kaybı, öksürük gibi yakınmalar olur. Enfeksiyon atakları düzeldikten sonra çoğunlukla hiçbir yakınma olmadan uzun süre geçebilir. Zamanla bağışıklık sisteminin daha da zayıflaması ile fırsatçı enfeksiyon olarak isimlendirilen ciddi enfeksiyonlar, kanser, ishal ve şiddetli kilo kaybı gelişir. Verem, CMV, kandidiyazis, kriptokok memenjiti, toksoplazmozis, kriptosporidoz gibi fırsatçı enfeksiyonlar görülür. Kaposi sarkomu ve lenfoma gibi kanserler sık görülür.
Tanı, kan veya salgılarda bulaştıktan 12 hafta sonra pozitifleşen ana antikorların saptanması ile konur. Yeni kullanılmaya başlanan bir test olan, bulaştıktan kısa süre sonra virüsün ürettiği proteini saptayan HIV antijeni testi ile daha erken tanı konmaktadır. Erken tanı başkalarına bulaşma riskinin engellenmesi için yararlıdır. FDA tarafından evde yapılabilecek bir test de onaylıdır. Bu testte üst ve alt diş etlerinden alınan sıvı sürüntüsünde test yapılır. Pozitif ise doktor ile görüşülüp kesin tanı tetkikleri yapılır. Negatif ise 3 ay sonra ev testinin tekrarlanarak kesinleştirilmesi tavsiye edilir.

TIBBI TEDAVİ

AIDS tedavisinde başlıca 5 çeşit antiviral ilaç grubu kullanılmaktadır. Birincisi, nüklozid analoğu revers transkriptaz inhibitörleri (zidovudin, didanosin, zalsitabin, stavudin, lamivudin);
İkincisi, nüklozid analoğu olmayan revers transkriptaz inhibitörleri (nevirapin, delavirdin);
Üçüncüsü, proteaz inhibitörleridir (sakinavir, ritonavir, indinavir, nelfinavir);
Dördüncüsü, CD4 hücresine giriş engelleyicileri (enfuvirtid, maraviroc); Beşincisi, integraz inhibitörleridir (raltegravir, elvitegravir, dolutegravir).
Bu ilaçlardan 2 veya 3 tanesinin kullanılması standart yaklaşımdır. Şiddetli yakınmalar varsa, hamilelik varsa, CD4 sayısı 350’nin altındaysa, fırsatçı enfeksiyon varsa, AIDS’e bağlı böbrek hastalığı varsa, hepatit B veya C için tedavi veriliyorsa tıbbi tedaviye başlanmaktadır.
Gelişen enfeksiyonlar veya diğer sorunlar için antibiyotik, antifungal, kortikosteroid ve kalp ilaçları kullanılmaktadır.
DİYET DEĞİŞİKLİKLERİ
Sağlıklı beslenme planı yapılmalıdır. Taze meyve ve sebze, kepekli tahıllar, yağsız protein tüketilmelidir. Sağlıklı gıdalar daha fazla enerji verir, bağışıklık sisteminin desteklenmesine ve güçlü tutulmasına yardımcı olur.
Belirli yiyeceklerden kaçınmalıdır. Gıda kaynaklı hastalıklar HIV ile enfekte kişilerde şiddetli seyredebilir. Pastörize edilmemiş süt ürünleri, çiğ yumurta, istiridye ve suşi gibi çiğ deniz ürünleri tüketilmemelidir. Et iyi pişmelidir.
AIDS hastalarında inatçı ve tekrarlayan ishal yakınmalarına bağlı kilo kaybı sık görülür. İşlenmiş ve rafine edilmiş gıdalar yerine doğal gıdalar tercih edilmelidir. Protein ihtiyacı arttığı için diyet buna göre düzenlenmelidir. Doğal gıdaların vitamin ve mineral içeriği zengin olup hastaların ihtiyacını yerine koymada faydalıdır.
Beslenme, AIDS hastalığını iyileştirmemekte veya hastalığın ilerlemesini değiştirmemektedir. Fakat beslenmede genel sağlık kurallarına dikkat edilmelidir. Kilo kaybının engellenmesinde günlük kalori alımının artırılmasının yararı gösterilememiştir. Multivitamin ve mineral desteğinin yanına yağ asitleriyle beraber 500 kalorilik ek destek yapılmasının yararı saptanmamıştır.
AIDS hastalığında enfeksiyona bağlı veya bağlı olmayan bağırsak tutulumu ve ishal görülür. İshalin şiddetine bağlı olarak ciddi kilo kayıpları görülmektedir. İshal nedeni olarak enfeksiyon saptanmazsa, özellikle ishal dönemlerinde glüten içermeyen gıdalar tüketilmelidir. Glütensiz diyet bazen zor yapılabilir. Bu durumda bir hafta glütensiz, bir hafta glüten içeren diyet dönüşümlü yapılabilir. Özellikle glütensiz diyet yapılan bir hafta boyunca hastaların %40’ında ishalde belirgin azalma sağlanırken kilo kazanılır.

YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİKLERİ

Grip ve zatürree aşılarının yaptırılması gereklidir. Bağışıklık sistemi zayıflığı olanlarda canlı virüs içeren aşılar tehlikeli olabileceği için canlı virüs içermeyen aşılar yapılmalıdır.
Bazı hayvanlar HIV pozitif kişilerde fırsatçı enfeksiyona neden olabilecek parazitlerin bulaşmasına neden olabilir. Kedi dışkısı toksoplazmozis, kuşlar kriptokok ve histoplazmozis mantarı, sürüngenler ise salmonella taşıyabilir. Hayvan ile temastan sonra veya çöp kutusu boşaltıldıktan sonra eller yıkanmalıdır.
Kas kitlesinin kaybı ve güçsüzlük sık görülür. Doktor kontrolünde anabolizan steroidler ile beraber yapılacak ağırlık kaldırma çalışmaları kas kaybının engellenmesinde yardımcıdır. Haftada 3 gün sekiz hafta boyunca ağırlık kaldırma veya benzeri direnç egzersizi yapan AIDS hastalarının kas kitlesinde artış sağlanabilmektedir. Bir yıl boyunca haftada 3-4 defa egzersiz yapan AIDS hastalarında, yıl sonunda hastalığın ilerlemesinde yavaşlama ve ölüm riskinde azalma sağlanmaktadır.

Yazar: Fatih Bolelli

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku