Herkesin bildiği gibi ülkemizde ve dünyada bir insan vücudunun tam olarak dinlenebilmesi için belirlenen uyuma süresi 8 saattir. Uzmanların dediğine göre eğer bu kadar zamanımızı başımızın altına bir yastık koyup uyuyarak geçirirsek gün içinde daha rahat oluyormuşuz. Gelin biz bunu hesaplayalım…
Bir günde 24 saat var ve biz bunun 8 saatini uyuyarak geçirirsek günümüzün üçte birinde uyuyoruz. Ortalama bir insan ömrünün 60 yıl olarak kabul edelim. Bununda üçte biri 20 yıl eder. Yani biz ömrümüzün 20 yılını yastığa hediye ediyoruz. Peki neden? Tabi ki bununda cevabı çok basit; “millet olarak rahatı çok seviyoruz”. Eğer biz uykumuzu en azından 2 saat azaltıp günde 6 saat uyusak ne olur. Gelin bunu da hesaplayalım…
Bir gündeki 24 saatin 6 saatini uyursak günümüzün dörtte birini uyuduğumuz anlamına gelir ve bu bir ömürde 15 yıl eder. Bir önceki hesaba göre 20 yıl uyumuştuk fakat şimdi bu 15 yıla düştü ve biz tam olarak ömrümüzden 5 yıl kazandık. Hatta buna ömrümüzü 5 yıl uzattıkta diyebiliriz. Bu 5 yılda meslekte yükselebilir, ailemize ve arkadaşlarımıza daha fazla vakit ayırabilir ve beklide dünyayı değiştirecek şeyler yapabiliriz. Biz insanlar bu kadar basit olan bir şeyi hiç mi düşünmüyoruz acaba? Hadi düşünüyoruz diyelim. O zaman hesabını mı yapamıyoruz? Bunun hesabını yapmak için illa matematik profesörü olmaya gerek yok sadece dört işlem bilmek yeterli fakat işte bizim sorunumuz burada başlıyor. Düşünüyoruz hesabı da yapabiliyoruz fakat biz uygulamıyoruz. Uygulamıyoruz diyorum çünkü istesek yapabiliriz hem de çok fazla zorlanmadan.
Hem kendimiz için hem ülkemizin geleceği için hem de gelecek nesiller için yararlı bir birey olmak için günde sadece 2 saatlik bir fedakârlık yetiyor gelin en azından bunu bir deneyelim. Hem sabahın ilk ışıklarında uyanmanın ne kadar güzel bir duygu olduğunu görecek ve vazgeçemeyeceksiniz. O zaman haydi bu ülke için daha iyi bir birey olmaya başlayalım ve gerekirse bu dünyayı hep birlikte değiştirelim…
Not: Erdal Demirkıran’ın kitabından derlemedir.
Yazar: Mehmet GÖKER