Olimpiyat Oyunları; spor sevgisi, birliktelik, yarışma ve tarihi spor geleneği üzerine kurulmuştur. Bu zengin tarih ve anlamı ile Olimpiyatlar gibi bir etkinlik, güçlü temalarına değinen sembolizm ve ikonografi (göstergelerin/ikonların tanıtılması ve açıklanması) ile adeta parlamaktadır. Olimpiyat Oyunlarının iki benzersiz ve en çok bilinen sembolleri, Olimpiyatların manevi değerlerinin önemini güçlü bir şekilde vurgulayan beş halka ve olimpiyat alevidir.
Olimpiyat halkaları soldan sağa mavi, sarı, siyah, yeşil ve kırmızı olmak üzere beş farklı renkte, birbirine bağlı beş halka oyunların en ikonik sembolüdür. Bu logo, modern oyunların kurucularından olan Baron Pierre de Coubertin tarafından 1912 yılında tasarlanmıştır. Beş rengin tamamı da, Stockholm’de düzenlenen 1912 Olimpiyat Oyunlarına katılım sağlayan ülkelerin bayraklarına denk gelmektedir. Bu spesifik özelliğine ve sembolün oluşturulduğu günden beri oyunlara daha fazla ülkenin katılım göstermesine rağmen, bu halkalar halen Olimpiyatların evrensel bir ikonu gibi hizmet etmektedir. Coubertin, halkaların birbirine bağlı bir dünyayı bir somutlaştırmasını ve her bir halkanın beş kıtadan birini temsil etmesini amaçlamıştır. Coubertin’e göre, halkalar, Olimpiyat Tüzüğü’nde (oyun kuralları rehberi) vurgulanan bir dizi değerler ile olimpizmin hedefleri tarafından birbirine bağlanmış bir dünyayı yansıtmaktadır. Olimpizm; zihnin ve bedenin zindeliğini sağlar, takım çalışmasını ve yardımlaşmayı artırır, sporu yüceltir, her türden insanın hiçbir ayrımcılık yapılmadan birlikte katılımını ve yaşamasını destekler.
Olimpiyat halkaları kesinlikle modern bir sembol olmasına rağmen, Olimpiyat alevi modern Oyunları eski miraslarıyla birleştiren bir geleneğe sahip semboldür. Antik Yunan Olimpiyat Oyunlarında, seremoniler ve yarışmaların tamamı boyunca devasa bir ateş yığını yapılırdı. Bu sabit alev, Yunan tanrısı Zeus’un ateşinin insanlığın yaratıcısı olduğu fikri savunulan Titan Prometheus tarafından çalınmasını temsil etmektedir.
Prometheus’un insanlığa hediye ettiği alevin, insanlığa medeniyete yönelme gücü verdiği söylenir. Modern Olimpiyat Oyunları için ise bu mit medeniyetin büyümesinin bir tezahürü ve Oyunların tarihi geleneğinin bir sembolü olarak görülmektedir. Modern Olimpiyat alev geleneği, eski çağlardan beri ilk Olimpiyat alevinin yandığı 1928 Olimpiyat Oyunlarına dayanmaktadır. 1936 yılında, Olimpiyat Oyunlarının orijinal merkezi Yunanistan’da bir ateş havzası yakılarak buradan alınan ateşin diğer ev sahibi ülkelere kadar taşınmasını amaçlayan ve sembolik bir yarış olan meşale rölesi geleneği başlamıştır.
Kaynakça:
https://www.britannica.com/story/what-do-the-olympic-rings-and-flame-represent
Yazar: Fatih Kokoç