Bilgiustam
Bilgiyi ustasından öğrenin

Paleobeslenme ve Paleo Diyeti

0 335

Paleobeslenme ve Paleo DiyetiÇok eski bir geçmişe dayanan paleobeslenme diyeti,sağlıklı ve planlı yaşama diyeti olarak bilinir. Bu nedenle, 10 bin yıl kadar zaman önce yediklerimizi inceleyip günümüzde çok daha sağlıklı olan bir beslenme programı yapabiliriz. Ne var ki, tarih öncesi dönemlerde yaşayan insanların beslenme alışkanlıkları bizimki ile çok farklıdır. Yediğimiz şeker ve nişastayı, mısır, buğday pirinç, arpa, yulaf gibi tahıllardan üretiyoruz. Atalarımız ise bu karbonhidrat bakımından zengin olan yiyeceklere yabancıydılar. Çünkü, tahıl bitkisi dünyanın bir çok yerinde yabani olan otlardan evcilleştirilip elde edilmiştir. Bilindiği kadarı ile, 10 bin yıl önce tarım yapılamıyordu; insanlar o dönemde avcı ve toplayıcıydırlar. Bu nedenle daha çok, et ya da yabani meyve, sebze ile besleniyor ve tahıl tüketmiyorlardı. Karbonhidratı, kuru yemiş, meyve ve sebzelerden sağlıyorlardı. Genetik çizelgeye göre bu kadarlık bir süreçte vücudumuz tahıl ile beslenmeye uyum gösteremezdi. Bu nedenle paleobeslenmede, çok az karbonhidrat tüketiliyordu. Karbonhidrat alım oranı, paleobeslenmenin yaklaşık % 25 ila 30’unu oluşturmaktaydı.

Paleobeslenme ve Paleo DiyetiAvcı ve toplayıcı olan bu toplumlarda çiftlik hayvanları olmadığı için atalarımız et yemek için ava çıkmak zorundaydılar. Evcil olmayan hayvanlar, besi çiftliklerinde yetiştirilen hayvanlardan farklı olan bir yağ türünü yapılarında içermektedirler. Bu hayvan türlerinde omega 3 türünde yağ asitleri daha yüksek olan oranlarda bulunurken, omega 6 yağ asidi daha az bulunmaktadır. Oysa, günümüzde omega 6 türü, omega 3 yağ asidi türüne göre 10 kat daha fazla oranda tüketilmektedir. Paleobeslenmeyi savunan insanların attığı en önemli adımlardan birisi omega 6 yağ asidi oranını omega 3’e oranla azaltmaktır. Birçok bilim insanı bu durumun yağ tüketiminde daha sağlıklı olan bir denge olduğu fikrindedir. Amerikalı ortalama bir insan enerjisini % 40 oranında yağdan sağlamaktadır. Bu oran paleobeslenme çeşidinde de yaklaşık olarak aynı, ancak yağın türü farklılık göstermektedir.

Paleo Diyeti
Paleobeslenme ve Paleo DiyetiAntropologların yapmış olduğu çeşitli araştırmalar, eski insanların bizden daha fazla et tükettiğini göstermektedir. Et tüketimi hem protein, hem de yağ açısından doyurucudur. Proteinin tüketimini arttırmak, paleobeslenme türü için çok önemli bir husustur. Vücudumuzun protein tüketme biçimi nedeni ile, proteinin nasıl bir kaynaktan geldiğinin çok önemi yoktur. Ancak, yağlar vücutta genellikle protein ile beraber bulunduğu için doğal şekilde yetiştirilmiş hayvan etleri, başka kaynaklara oranla daha çok tercih edilmektedir. Eski insanların menülerinde, bebeklik çağında içilen anne sütünden başka süt ve süt ürünleri de bulunmamaktaydı. Bu nedenle, sütte bulunan laktozu parçalama görevi üstlenen enzimin eksiklik olmasına ve süt proteininin yapısından kaynaklanan alerji yetmezliği ya da başka olumsuzluklara rastlanmamaktaydı.
Şeker hastalığı ve aşırı kiloların en önemli nedeni insülin direnci olarak düşünülmektedir. Vücut, kandaki şeker oranını düşüren bir hormon olan insülin salgısını salgılamaya devam eder, ancak, insülin bu durum üzerinde etkili değildir. Kan şekeri düşmedikçe, vücut daha çok insülin salgılamak zorunda kalır. İnsülinin direnci artarsa diyabet riski de artar. İnsülin oranının fazla olduğu durumlarda, vücut mevcut yağ stoklarını da eritemiyor. Çünkü, yüksek dozda bulunan insülin, yağ yıkımını engellemektedir. Bu durum da, aşırı şişmanlığa yol açmaktadır. Paleobeslenmeyi benimseyen insanlar, insülin direncinin nedenini çok miktarda karbonhidrat alımına bağlamaktadırlar. Yüksek miktarda karbonhidrat tüketimi, kan şekeri hemen arttırabilir ve aşırı dozda insülinin kana karışmasına yol açabilir. Karbonhidrat tüketimini azaltmak, bu durumun yaşanma olasılığını düşürebilir. Her ne kadar paleobeslenme, birtakım bilimsel verilere dayandırılıp bu konuda destekleyici bir çok çalışma yapılsa da, çeşitli olumsuzlukları da içermektedir. Örneğin, et ağırlıklı olan bir beslenme için, tahıl kullanarak et ile aynı protein miktarını elde etmenin maliyeti, 10 kat daha fazladır.

Yazar: Taner Tunç

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku