Bilgiustam
Bilgiyi ustasından öğrenin

Parrhesia: Gözü Kara Doğruculuk

0 431

Parrhesia: Gözü Kara DoğruculukParrhesia, felsefede, sosyal psikolojide, klinik psikoloji ve psikanalizde giderek üzerinde daha çok araştırma yapılan bir kavram. Retorikte parrhesia, samimi olarak, çok açık konuşmak ve bu şekilde konuşmanın bağışlanmasını beklemeyi tanımlar. Terim, kelimenin tam anlamıyla “her şeyi söylemeyi” ve “özgürce konuşmayı”, “cesurca konuşmayı” kapsar. Bu, sadece konuşma özgürlüğünü değil, konuşmayı yapan kişi zarara uğrasa bile, toplumun yararına gerçekleri söyleme zorunluluğunu da beraberinde getirir. Bu özelliğiyle de “etkili konuşma”dan ve “politik doğruculuk”tan ayrılır. Parrhesia’ya “gözü kara doğruculuk” diyebiliriz.

Parrhesia, klasik Atina demokrasisinin temel bileşenlerindendir. Meclislerde ve mahkemelerde Atinalılar hemen hemen her şeyi söylemekte özgürdü ve örneğin tiyatroda Aristofanes gibi oyun yazarları, seçtikleri her kişilikle alay etme hakkından tam olarak faydalanmıştır. Kuşkusuz söylenebilecek şeylerin sınırları vardı; siyaseti, ahlakı, dini tartışmak ya da insanları eleştirme özgürlüğü şartlara bağlıydı. Kimin tarafından söylendiği, ne zaman, nerede, neden ve nasıl söylendiği önemliydi. Konuşmacı ahlaka aykırı konuşuyor ya da görüşleri halkın görüşlerine aykırı düşüyorsa, Sokrates’in yeni tanrılar uydurduğu ve gençleri kötü etkilediği suçlamasıyla ölüm cezasına çarptırılmasında olduğu gibi, çılgın bir konuşma özgürlüğünden faydalanmakta büyük riskler vardı. Parrhesia, Kinizmin temslcisi filozoflar için de temel bir kavramdı. Atina’da gündüz vakti elinde fenerle dolaşarak dürüst bir insan aradığını söyleyen, İmparator Büyük İskender’e parmağıyla güneşi göstererek, “Bana veremeyeceğin şeyi benden esirgeme !” diyen Sinop’lu Diyojen’in konuşmalarında en iyi örnekleri görüldü.

Parrhesia: Gözü Kara DoğruculukMichel Foucault, parrhesia kavramını, kişinin retorik, manipülasyon ya da genelleme kullanmaksızın, görüş ve düşüncelerini açık ve gerçekçi bir şekilde söylediği bir söylem biçimi olarak geliştirdi. Foucault, günümüzün modern dünyasında, parrhesianın, kanıtçı Kartezyen düşünme biçimiyle sorunu olduğunu söylüyor. Descartes için gerçek, yadsınamaz olanla aynı şeydir ve incelenmemiş veya eleştirilmemiş konuşmanın gerçek ile geçerli bir ilişkisi bulunamaz.

Klasik parrhesia kavramının dayandığı çeşitli koşullar vardır. Konuşmacı, yalnızca (Antik Yunan öğretilerine göre) gerçek ile güvenilir bir ilişki içindeyse, hem kendisine hem de popüler görüş ya da kültüre eleştirel gözle bakabiliyorsa, gerçeği açıklamak onu bir tehlikeye soksa da gerçeği söylemeyi inatla sürdürüyorsa ve bunun ahlaki, toplumsal ve / veya politik zorunluluk olduğunu düşünüyorsa parrhesiadan söz edilebilir. Dahası, konuşmacının sosyal konumu karşısındaki kişilerden daha aşağıda olmalıdır. Bir gerçeği öğretim görevlisine anlatan öğrenci parrhesiaya örnektir.

Foucault, parrhesia kavramını şu şekilde özetlemektedir:
“Görüyorsunuz ki, parrhesia risk almak demektir. Elbette, bu risk her zaman yaşamsal bir risk değildir. Örneğin, bir arkadaşınızın yanlış yaptığı bir şeyi görürsünüz ve öfkeleneceğini bilseniz de bunu söylersiniz. Böyle bir durumda hayatınızı tehlikeye atmazsınız, fakat sözleriniz onu kırabilir ve sonuçta dostluğunuz zarar görebilir. Siyasi bir tartışma ortamında, bir konuşmacı çoğunluğun görüşlerine aykırı düşünceleri nedeniyle popülaritesini kaybetme ya da siyasi bir skandal riskiyle karşı karşıyadır. Parrhesia, tehlike karşısındaki cesaretle bağlantılıdır. Tehlikeye rağmen gerçeği söyleyebilmek cesaret gerektirir. En uç örneği ise “yaşamak ya da ölmek oyunu”nda kendini gösterir.”

Özetle, parrhesia, konuşmacının gerçekle olan kişisel ilişkisini ifade eden ve hayatını riske attığı, gerçeği anlatmayı toplumun (ve belki kendisinin de) yararına bir görev olarak kabul ettiği sözlü bir etkinliktir. Konuşmacı özgürlüğünü kullanır ve ikna yerine doğruluğu, sahtecilik ya da suskunluk yerine gerçeği, güvenlik ve yaşamak yerine ölüm riskini, çıkar ve yağcılık yerine ahlakı ve eleştirmeyi seçer.

Kaynakça:
-Michel Foucault,”Dire vrai sur soi-même : Conférences prononcées à l’Universite Victoria de Toronto”, Vrin, 2017

Yazar:Oben Güney Saraçoğlu

Bunları da beğenebilirsin
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku