Tazminat, çeşitli ziraat ödemeleri, neden olunan zararlar karşılığında ödenen ya da ödenmesi gereken para, eşya ve benzeri materyal ya da değerli kağıtları temsil etmektedir. Kişinin verdiği zararın yerine yenisini koyması ya da bunu maddi olarak karşılaması, geçmişten günümüze karşılaşılan ve doğal olarak kanıksanan bir durumdur.
Yasalar ile güvence altına alınan tazminatlar, zararın aynısının malzeme olarak karşılanmasının yanında, nakit ya da manevi tazminat şeklinde de zamanla değişikliklere tanık olmuştur. Tazminat ödeme yükümlülüğü ise, sadece gerçek kişiler için değil, firma ve kuruluşlar için de geçerlidir. Tazminatların yasalarca desteklenmesi ve ortaya çıkarılması da, yine hukuki davalar ile neticelenmektedir. Bu tür davalara da, halk arasında “tazminat davaları” adı verilir. Dünya üzerinde, çeşitli ülkelerde, insanların mağdur oldukları gerekçesiyle ya da farklı şekillerde değerlendirerek kazanım elde etmeleri amacı ile açtıkları çeşitli tazminat davaları görülmektedir. Bu davalar, her ne kadar mantıklı bir zeminde yer alsa da, buna mukabil oldukça tuhaf olarak da karşılanabilmektedir. İlginç tazminat davalarından bazıları, nedenleri ve sonuçları ise şu şekilde örnek verilebilir;
– Mc Donalds yemek restoranına gittiğinde kahve alan bir kadın, kahvesinin eline dökülmesi sonucu elini yakıyor. Ardından, kahve bardağı ya da yakınlarındaki herhangi bir noktada “sıcaktır” uyarısının yazmamasını gerekçe göstererek, Mc Donaldsa dava açıyor. Sonucunda, ünlü fast food kuruluşu, müşterisine 2,5 Milyon dolar tazminat ödemek zorunda kalıyor.
– Amerika Birleşik Devletlerinde yaşayan bir adam, San Diegoda resmi bir dairenin erkekler tuvaletinde kadın gördüğünü, buna bağlı olarak duygusal travma geçirdiğini belirterek, yetkililere yüklü bir tazminat davası açıyor.
– Bir hırsız kapatıldığı ceza evinde, kendisine ücretsiz olarak bir şişe deodorant verilmediği gerekçesiyle, hapishane yöneticileri ve görevlilerine dava açıyor. Bunun sonucunda ise davanın açılmasının ertesi günü bu mahkuma, cep telefonu ve silahın �içinde bulunduğu bir “satın alınabilecekler listesi” sunuluyor.
– Amerika Birleşik Devletlerinde bir kanser hastası, kendisi hakkında öngörülen süre içinde ölmediği gerekçesiyle hastane yönetimine ve ilgili doktorlara dava açıyor. Dava konusu ise, doktorların söylediği tarihte ölmemesi ve belirtilen tarihten daha uzun yaşaması oluyor.
– Bira içmeyi seven bir Alman vatandaş, Anheuser – Busch biralarını üreten şirkete, 10.000 Dolarlık bir dava açıyor. Davanın konusu ise, bu şirketin yaptırdığı reklam filmlerinde, bira ile kadınların tavlanacağının iddia edilmesi iken, bu vatandaşın bira ile kimseyi tavlayamamış olmasıdır.
– Yine Amerika Birleşik Devletlerinde, Floridada, fırtınada hayatını kaybeden denizci babaları için, hava tahmini yapan şirkete, ölen adamın çocukları tarafından yüklü bir tazminat davası açılıyor. Kızgınlığın sebebi ise, tahminin doğru olmaması ve babalarını fırtınada kaybetmeleri şeklinde basında yer alıyor.
Dünyada örneklerine sıklıkla rastlanan bu tip tazminat davaları, pek çok kişi için de geçim kaynağı şeklinde hayat buluyor. Güvensiz korkuluklar, dili yakan sıcaklıktaki yemekler, her an kayıp düşülebilecek zeminler en çok dava konusu olan nedenler arasında yer alıyor. Normal olarak görülen bazı tazminat davaları ise, genellikle boşanma sonraları bir tarafın diğer taraftan tek ya da birçok sefere dayanan maddi taleplerinin olduğu davalar, kaza sonraları sigorta şirketlerinden talep edilen masrafların görüşüldüğü davalar, sözleşme ile girilen okullardan ya da kurumlardan belirlenen sürenin dışında veya öncesinde çıkıldıktan sonra, yerine getirilmesi gereken sorumluluk ve ödemeler gibi davalardan oluşuyor.
Kaynakça:
http://www.maxicep.com/forum/konu/ilginc-tazminat-davalari-ve-bu-davalar-turkiyede-acilsa-ne-olurdu.92226
Yazar:Baran Akçok