Dünya tarihindeki güçlü ülkelere ya da devlet olarak tanımlayabileceğimiz küresel etkinlikteki oluşumlara baktığımızda, bu yapıların muhakkak ki yeryüzünde kendi dil ve kültürlerini diğer toplumlara aşıladığını görüyoruz. Büyük bir güç olabilmek için dil ve kültüre hakim olmak gerçekten çok önemli. Hele hele diğer toplumlara yaşadıkları hayatın ritüellerinin kendilerine ait olduğuna inandırmışşsanız durum daha da öteye gidiyor. Tabi ki böyle bir avantajı kullanmak erdem gerektirir ancak ne yazık ki dünyada bu avantajı insanlık için kullanan bir güç neredeyse yok. Neredeyse diyorum çünkü Türkiye’yi bu erdemsizler arasında saymıyorum.
Son haftalarda Türkiye’ye baktığımızda yıllardan beri üzerinde çalışmış olduğu çok büyük bir projenin bugün meyvelerini yavaş yavaş topladığını görüyoruz. Üstelik bu sadece Türkiye için değil insanlık alemi için de çok önemli bir eylem. Düşünün başka bir ülkeden gelen insanlar şu an sizin ülkenizde sizin dilinizi barış uğruna konuşmaya ve yaymaya çalışıyorlar. Toplumunuza ait şarkı, şiir ya da tekerlemeleri en içten duygularıyla tekrarlayıp hem sizin hemde insanlığın his ve hassasiyetlerine iyi anlamda etki etmeye gayret ediyorlar. İnanın bu iş gerçekten çok zor. Çoğu zaman iyi niyetli olduğunuzu insanlara anlatamazsınız bile ama diyorum ya bu bir barış projesi ve bu projenin en etkili üyeleri de çocuklar.
Saf ,temiz hile ve yalandan uzak bir barış eli. Kanlı ve dünyaya bir çok zulüm getirmiş herhangi bir devletin kendini çok zeki zanneden sözde barışçıl diplomatı değil. Bu çocukların söylemek istedikleri tek bir şey var o da insanlığın geleceğinin kendileriyle beraber devam edeceği gerçeği. Şahsen ben inanıyorum ve onlara güveniyorum. Ayrıca hepsiyle gurur duyuyorum. Eklemeden edemeyeceğim. Afrikalı, Asyalı, Avrupalı ya da dünyanın herhangi bir kıtasından Türk olmayan bir kişinin Türkçe konuşması bana büyük haz veriyor. Duygulanıyorum. Bu ülke bu işi nasıl başarabilmiş diye.
Yazar: Kaan GÜNDÜZ