Aşık Sümmani 1861 yılında Erzurum’un Narman ilçesi, Samikale Köyü’nde doğmuş ve yine aynı köyde 1915 yılının 5 Şubat’ında hayatını kaybetmiş Erzurumlu Türk Halk Şairi’dir. Aşık Sümmani’nin asıl adı Hüseyin’dir. Kafkaslardan gelerek Erzurum’un Samikale Köyü’ne yerleşen bir ailenin tek çocuğudur. Babası Kasımoğulları’ndan Hasan’dır. Okur yazar ve bilgili bir insan olan Hasan Ağa çobanlık yaparak geçimini sağlamaktadır.
Babası, Hüseyin’i dini ve ahlaki yönden eğitmiş olsa da, Hüseyin okuma yazma öğrenememiş ve bir eğitim almamıştır. Bunun üzerine Hüseyin babasıyla birlikte, 9 ila 11 yaşları arasında Ablaktaş mevkiinde çobanlık yapmaya başlamıştır.
Bade İçmesi Nasıl Olmuştur ?
Hüseyin bir gün sürüyü otlatırken, atlı bir adam ona doğru yaklaşır ve çok aç olduğunu söyleyip ekmek ister ve nerede misafir olabileceğini sorar. Hüseyin 3 arpa ekmeğinin yarısını bu adama verir. Bu iyiliğinin karşısında adam der ki;
– Oğul, sana bir dua öğreteyim. Bu duayı 40 gün oku, cebine 100 tane taş koy ve her dua okuyuşunda bir tanesini at.
Hüseyin adamın dediğini yapar ve 40 günün sonunda Ablaktaş’a gider. O gün babası köyde kaldığı için tek başına sürüyü otlanması için bırakıp, namaz vaktini beklemeye başlar. Beklerken uykuya dalar ve rüyasında üç derviş görür. Dervişler Hüseyin’e abdest aldırırlar ve birlikte namaz kılmaya başlarlar. Dervişler daha sonra Hüseyin’i aralarına alarak 3 bardak sunarlar ve bu şerbetlerden birini içmesini isterler. Hüseyin bardaktakileri şerbete benzetemediği için içmeyi kabul etmez.
Bunun üzerine bir derviş parmağını bir bardağa batırıp Hüseyin’in ağzına sürer ve Hüseyin uykudan uyanır. Fakat ne derviş ne de şerbet göremez. Sadece ağzında güzel bir tat hisseder. Tekrar uykuya dalar ve yine dervişleri rüyasında görür. Tam şerbetten içeceği sırada dervişler, bunun aşk badesi ve sevdiği kızın adına olduğunu, kızın Bedahşan kentindeki Şah Abbas’ın kızı Gülperi olduğunu söylerler. Dervişler Gülperi’nin yüzünü gösterip, üç bardak Hüseyin’e üç bardakta Gülperi’ye verip, yeşil mürekkeple yazılmış bir kitap okuturlar.
Tekrar uyanan Hüseyin bakar ki ne Gülperi ne de dervişler yoktur. Sürüyü de göremeyen Hüseyin, köye döner. Yolda bir atlıyla karşılaşır ve atlı ona, “Korkma oğlum, sen ereceğine erdin” der. Bundan sonra mahlasının Sümman (Sonuncu, sona ait anlamında) olduğunu ve bu dünyada kavuşmanın ona haram olduğunu söyler.
Gurbete Çıkışı
Yaklaşık otuz kırk gün kadar sonra Sümmani sıra gecelerine katılmak ister ve babası onu sıra gecesine götürür. Sümmani türkü söyledikten sonra herkes şaşırır ve Sümmani’nin badeli aşık olduğunu anlarlar. O günden sonra Sümmani saz çalmayı da öğrenir ancak yıllar geçtikçe köyde duramayacağını anlayarak sevdiğini bulmak için Kafkas, Hint, Afgan, İran topraklarına gider ancak sevdiğini bulamaz. Bir gece rüyasında Gülperi’nin ona işaret almadan yola çıkmaması gerektiğini söylediğini görür ve üzülür.
Yaşlanan Sümmani sadece kahvelerde çalıp söylemeye başlar. Gülperi’de Sümmani’den haber alamadığı için üzgündür. Sümmani, Samikale Köyü’nde 5 Şubat 1915 ‘de vefat eder ve aynı gün Gülperi’de vefat etmiştir.
Edebi Kişiliği
Aşık Sümmani, saz ve söz ustalığı sayesinde Doğu Anadolu Bölgesi’nde çok tanınan bir aşık olmuş, birçok çırak yetiştirmiştir. Sümmani ağzı olarak tanımlanan ezgi, birçok türküde kullanılmıştır. Aşık Sümmani, bade içtiği ve rüyada aşık olduğu için badeli halk ozanları arasında sayılmıştır.
Yazar:Ensar Türkoğlu
Çok güzel anadoluda ve ortadoğuda Allahtan direk nasiblenenler vardır.
Sümmanide galiba bumlardan biri.Allah Rahmet eylesin mekanı cennet olsun.