Avrupa Birliği’nin başkenti sayılan, “Başkentler Bölgesi” olarak da anılan Brüksel, bilindiği gibi Belçika’nın başkentidir. Oldukça canlı bir şehir olan Brüksel, özellikle akşamları, renkli ışıklarla süslenmiş dükkanları ve her yerde gezmekte olan insanlarıyla kesinlikle çekici bir şehir olma özelliğine de sahiptir.
“Grand Place” diye bilinen, uzun ve geniş bir meydanı bulunan şehir merkezinde, gezilip görülebilecek de oldukça fazla mekan bulunmaktadır. Bahsedilen büyük meydanın etrafı, görkemli ve tarihi binalarla çevrilidir. Bu görkemli yapılar, göz alıcı ve görülmeye değer niteliktedir. Özellikle de gece ışıklandırmaları, oluşan muhteşem görüntü, sabaha karşı bile meydana turist çekebilmektedir.
Meydanın çevresi, ufak mekan ve barlardan oluşan sokaklara çıkmaktadır. Belçikada binlerce çeşit bira olduğu kabul edilirse – ki bu konuda oldukça iddialılar – buna paralel olarak, hemen her mekanın size sunduğu “special” bira türü ve markası birbirinden farklıdır. Fiyatlar da pek uçuk kaçık değil. (1 şişe 3-4 euro, 2013 yılı için geçerlidir)
Büyük meydanın hemen arka sokağında, “Las Galeries Saint-Hubert” adlı, Türkiye’deki iş hanları biçiminde bir ticaret merkezi bulunmaktadır. 1847 yılında resmi olarak kullanıma açılmış, mimari anlamda göz alıcı bir naifliğe sahip olan yapı, turistik yerler sıralamasında da ön sıralarda gelmektedir.
Meydanın ve ticaret merkezinin çevresinde, dar, lüks, tarihi ve merak uyandıran sokaklar bulunmaktadır. Bu sokaklarda, neredeyse tüm mekanlar irili ufaklı restorandırlar. Her mekanın özellikle öne çıkarttığı menüleri ise, Brüksel’in çok ünlü yemeği olan midyedir. Beyaz şarap ve yanında kereviz soslu 800 gram midye (küçük küçük ama toplamda 800 gram olan midyeler), tencerenin içinde masaya gelmektedir. Midye tenceresinin masaya gelmesinden önce, yemek öncesi atıştırmak için tere yağı ve ekmekler servis edilmektedir. En son olarak masaya servis edilen patates kızartmaları ve biralarla menü tamamlanmaktadır. Bahsedilen bu tip standart bir menü, 2013 yılının fiyatlarına göre yaklaşık 10 euro civarındadır.
Brüksel şehrinin simgesi, “Manneken Pis” şeklinde adlandırılan, işeyen çocuk figürü ve heykelidir. Efsaneye göre, zamanında Brüksel’de yaşanmış büyük bir felaketten bu işeyen çocuk şehri kurtarmıştır, o nedenle de Brüksel’in çeşitli yerlerinde işeyen çocuk figürünü görmek mümkündür.
Cathedral of St-Michel, Center District, LAlbertine, Place Royale, Theatre Royal de la monnaie, Atomium, Mini-Europe ve daha onlarca gezilip görülebilecek müze, tarihi yer, milli park, fuar alanı, ünlü caddeler, meclisler Brüksel’de mevcuttur. Kraliyet Sarayı da, şehrin üst kısımlarında kalan tarihi ve siyasi bir yapı özelliği taşımaktadır.
Dünyanın en büyük 4. Katolik Kilisesi olan “La Basilique du Sacré-Coeur” da Brükselde yer almaktadır. Bu devasa yapı da, turistler için ilgi çekici bir ziyaret merkezi halini almıştır. Brüksel’in siyasi durumundan dolayı, Avrupa Parlamentosu da bu şehirde bulunmaktadır. Birçok çizgi film yapım şirketi, ünlü giyim markalarının merkezleri, araba galerileri, alış veriş merkezleri ve bu mekanlara benzer fazla sayıda cazibe merkezi de Brüksel’de yer almaktadır. Avrupa Birliği’nin merkezi konumundaki Brüksel, gerek tarihi, gerek siyasi, gerekse turistik anlamda önemli bir başkent olma özelliğini korumaktadır.
Yazar:Baran Akçok