Dünya Genelinde Permakültür Kullanımını Öne Çıkaran, İlham Verici 30 Başarılı Proje
Permakültür, yerel eylemlerin küresel etkilere sahip olabileceğinin anlaşılmaya başlandığı ilk tarım sistemlerinden biridir. Permakültür, sürdürülebilir ve yenileyici tarıma olan ilginin artması nedeniyle son yıllarda moda bir kelime haline gelmiştir. Permakültür akımı, yaşam formlarının en çeşitli olduğu alanlardan biri olan Avustralya’da başlamıştır. Permakültür, kalıcı tarım (permanent agriculture) kavramından yola çıkılarak oluşturulan bir terimdir. Bu terim insana yararlı, çok yıllık veya kendi kendini sürdüren bitki ve hayvan türlerinden oluşan entegre, gelişen bir sistemi tanımlamaktadır. Tarımsal ormancılık ve orman tarımı gibi konulardaki birçok çalışma 1930’lardan veya daha öncesinden bu yana mevcuttur ve benzer tekniklerin yazılı olmayan kayıtları büyük olasılıkla bundan çok daha eskilere dayanmaktadır.
Bugün bilinen şekliyle permakültür terimi ilk olarak 1970’lerde Avustralya’da, Permakültürün babası olarak bilinen Bill Mollison ve öğrencisi David Holmgren tarafından geliştirilmiş ve ve ilk kez 1978’de “Permakültür Bir” adlı kitabı yayınlanmalarıyla kamuoyuna duyurulmuştur. Bu, dünyanın DDT gibi pestisitlerin tehlikelerini, bunların insanlar ve çevre için oluşturdukları tehditleri öğrenmeye başlamasından yaklaşık on yıl sonra gerçekleşmiştir. Bill Mollison, “Permakültür Tasarım Sertifikası” başlıklı kurslar başlatmıştır. Hareket benimsenmiş ve bugün Permakültür Tasarım Sertifikası (PDC) kursları dünya çapında sunulmaktadır. Bu kurslar, kişilerin Permakültür teorisine ilişkin anlayışını genişletmeye ve gerekli tüm hususlara ilişkin bilgilerini geliştirmeye olanak tanımaktadır. Kursu tamamlayanlar Permakültür Tasarım Sertifikası almaktadır.
Dünya Genelindeki Başarılı Permakültür Projeleri
Permakültür, tarımı daha sürdürülebilir hale getirmek, toprağı yenilemek, suyu korumak ve atık akışlarını yeniden yönlendirmek için kullanılan yenilikçi, etik ve tasarıma dayalı bir süreçtir. Süreç, doğada bulunan günlük ilişkilerden ilham almaktadır. Permakültür ilkelerini benimsemenin temel amacı, bireylerin kendi kendilerinin üreticisi olmalarını sağlamak ve bağımlı tüketici olmaktan uzaklaşmalarını sağlamaktır. Permakültür teknikleri, bölgeye özgü iklim ve kaynaklara bağlı olarak küresel olarak çok farklı şekillerde uygulanmaktadır. Permakültür uygulamalarının metodolojisinde çeşitlilik olsa da bütünsel yaklaşım sabit kalır. Permakültürün hatırlanması kolay temel etiği, yeryüzünün korunması, insanların önemsenmesi ve kaynak paylaşımıdır.
Permakültürün popülaritesi son yıllarda dünya çapında binlerce uygulayıcıyla önemli ölçüde artmıştır. Permakültür kursları ve atölye çalışmaları da her seviyeden öğrenciye yönelik çevrimiçi ve yüz yüze seçeneklerle daha yaygın hale gelmektedir. Permakültürün dünya çapında uygulandığı pek çok başarı öyküsünü doğrulayan geniş bir literatür bulunmaktadır. Dünya Çapındaki Permakültür Ağı, tüm dünyada hangi projelerin var olduğunun daha iyi anlaşılabilmesi için kapsamlı bir veri tabanı yayınlamıştır. Site, sonuçların daha iyi filtrelenmesi için anahtar kelimelere, iklim bölgesine ve proje türlerine göre projelerin aranmasına olanak tanır. Permakültür Araştırma Enstitüsü’ne göre şu anda 140’tan fazla ülkede 1.000.000’dan fazla kişi permakültür sertifikasına sahiptir, 2.000’den fazla (permacultureglobal.org adlı sitedeki güncel rakam 2764’tür ) permakültür tanıtım alanı ve projesi vardır. Projeler her geçen gün artmaya devam edecektir.
Aşağıda, permakültür kullanımını içeren, permakültürü çiftçilik veya eğitim uygulamalarına dahil eden bu başarılı projelerden 30 tanesine yer verilmiştir.
1-Permakültür Araştırma Enstitüsü (Avustralya)
Bill Mollison ve Geoff Lawton tarafından 1998’de, Avustralya’da kurulan Permakültür Araştırma Enstitüsü (PRI), permakültür ilkelerinin araştırılması, geliştirilmesi ve dünya çapında tanıtılmasına adanmıştır. Enstitü ayrıca permakültür kursları sunmakta ve permakültür uygulayıcıları ve eğitimcilerinden oluşan küresel bir ağı desteklemektedir. PRI’nin amiral gemisi projesi Zaytuna Çiftliği’dir. Zaytuna Çiftliği oldukça başarılı, aktif bir Permakültür tanıtım alanıdır. Zaytuna, Avustralya, Yeni Güney Galler’in (NSW) kuzeyindeki Channon köyünün karşısındaki Terania Deresi’ne bakan 27 hektarlık bir arazi üzerinde yer alan aile dostu bir çiftliktir. Mülkte 800 m’lik dere cephesi, çok sayıda gölet ve bol miktarda yaban hayatı bulunmaktadır. Çiftlik, gıda ormanları, hayvan entegrasyonu ve su yönetimi stratejileri de dahil olmak üzere çok çeşitli permakültür tekniklerini ve sistemlerini sergilemektedir. Manzara çeşitlidir ve hem temizlenmiş otlak hem de ormanlık alanları içeren don tehlikesi olmayan yüksek tepeleri, sırtları ve vadileri kapsar. Çiftlik sürekli gelişim aşamasındadır, uygulamada sürekli değişen ve gelişen zemin araştırmalarıyla; daha verimli ve üretken sistemler geliştirmek için çalışmalar sürekli olarak devam etmektedir.
Avustralya’da ayrıca Güney Avustralya Permakültür Derneği (PASA) adlı gönüllü, kar amacı gütmeyen bir kuruluş bulunmaktadır. Kuruluş doğaya ve insanlara özen göstermeye, önem vermeye ve değerli kaynakların tüketimini sınırlamaya ve adil paylaşmaya odaklanarak Güney Avustralya’da permakültür ideallerini teşvik etmeyi, yaygınlaştırmayı, uygulamayı ve temsil etmeyi amaçlamaktadır. Derneğe dahil olan bölgesel gruplar birbirlerinin bahçelerinde, projelerinde ve topluluk faaliyetlerinde birlikte çalışmakta ve paylaşımda bulunmaktadır. Dernekte üç ayda bir atölye çalışmaları, tartışmalar, ortak yemekler ve permakültür alanlarına turlar içeren toplantılar düzenlenir. Aylık bültende yaklaşan etkinliklerin, kursların ve yerel Permakültür haberlerinin ayrıntılar yer almaktadır. Permakültürle ilgili çok çeşitli kitaplar üyelere indirimli fiyatlarla satılmaktadır. Üç ayda bir derinlemesine makaleler, haberler, incelemeler, fikirler ve ilham içeren Permakültür Dergisi yayınlanmaktadır.
2-Djanbung Bahçeleri ( Avustralya- Yeni Güney Galler, Nimbin)
Permakültür öncüsü Robyn Francis tarafından tasarlanan Djanbung Bahçeleri, Kuzey NSW’nin (Yeni Güney Galler) güzel Nimbin vadisindeki yemyeşil subtropik bölgelerde bulunan, dünya çapında ünlü olan bir permakültür eğitim merkezi ve gösteri çiftliğidir. Djanbung, yerel Wiyabul lehçesinde ornitorenk anlamına gelir; bu isim Bundjalung’un (Yeni Güney Galler’in kuzey kıyı bölgelerinin asıl koruyucuları, Avustralyalı Aborijinlerin kıdemli büyüğü, bilge insan Eric Walker tarafından verilmiştir. Çeşitli permakültür sistemlerini ve ilkelerini sergileyen Djanbung Bahçeleri, permakültürün araziyi yenilemek için nasıl kullanılabileceğinin başarılı bir örneğidir.1994 yılında açıldığından beri Djanbung Bahçeleri, dünyanın her yerinden binlerce öğrenci ve ziyaretçiyi kendine çekmiştir. 30. yılını Şubat 2024’te kutlayan Djanbung Bahçeleri Kaynak Merkezi ziyaretçileri açık oldukları saatlerde karşılamakta ve rehberli turlar sunmaktadır. Birçok kişi Kaynak Merkezini ziyaret etmeye veya Djanbung ve Jarlanbah’taki bahçeleri, eko-binaları ve çalışan permakültür sistemlerini gezmeye gelmektedir. Diğerleri eğitim programlarına, stajlara ve gönüllü programlara katılmaktadır. Eğitim programları, permakültür, toprak yönetimi ve sürdürülebilir uygulamalarda mesleki eğitim ve toplum eğitimi konusunda uzmanlaşmış kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Permakültür Koleji Avustralya A.Ş. tarafından yönetilmektedir. Konaklamalı (yatılı) Permakültür Tasarım Sertifikası (PDC) kurslarında iki haftalık yoğun bir canlı, yaşayarak öğrenme deneyimi mümkündür. Kurslar mülkünü tasarlamak, bolluk yaratmak, esnek bir topluluk oluşturmak, kişisel yaşamına, mesleğine ve işyerine pratik sürdürülebilirlik getirmek için bilgi ve beceriler kazanmak isteyenlere hitap etmektedir. Yıl boyunca başka birçok kısa kurs ve yoğun kurs sunulmaktadır.
3-Ferme MiKu Vadisi Çiftliği (Kanada, Ontario)
Ferme MiKu Vadisi Çiftliği Kanada’daki Doğu Ontario’nun kırsal kesiminde bulunan bir gösteri ve eğitim sahasıdır. Küçük bir hayvancılık grubuna da ev sahipliği yapan, genişleyen pazar bahçeleri, gıda ormanı geliştirme ve permakültür tasarımı ve geleceği olan bu kırsal çiftlik çok sayıda ev, ahır ve ek binalardan oluşur ve 27.52 hektarı kapsar. Çiftlikte permakültüre göre çiftçilik yapmayı öğrenmek isteyenler için eğitimler verilmektedir. Mayıs’tan Ekim’e kadar her ay, 80 saatten fazla uygulamalı deneyimle birlikte 72 saatlik tam bir PDC (Permakültür tasarım kursu) sunulmaktadır. Öğrenciler tüm aşamalara (tasarım, düzenleme ve kurulum) katılmakta ve yardımcı olmaktadır.
4-Findhorn Ekolojik Köyü (İskoçya, Finhorn)
Findhorn Ekoköyü, Birleşik Krallığa ( İngiltere’ye) bağlı bir ülke olan İskoçya’nın Moray kentinde, Findhorn köyü (bir sahil köyüdür) yakınındaki bulunan deneysel bir mimari topluluk projesidir. Proje, sürdürülebilir insan yerleşimleri konusundaki mevcut düşüncelerin en iyilerinden bazılarının bir sentezidir. Bir dizi üniversite ve okul grubunun yanı sıra dünya çapındaki meslek örgütleri ve belediyeler tarafından öğrenme ortamı olarak kullanılan ve sürekli gelişen bir modeldir. 1980’lerin başında topluluk üyelerinin çoğu karavanlarda ve mobil evlerde, son derece ekolojik olmayan, sağlıksız ve standartların altında konutlarda yaşamıştır. Topluluk İskoçya’nın kuzeydoğusunda bir karavan parkında kurulmuştur ve arazinin sahibi olmadıkları için başka alternatifleri de olmamıştır. Enerji açısından kömür, petrol, elektrik ve odun kullanmışlardır. Karavanlardaki yalıtım eksikliği ve fosil yakıtlara bağımlılık nedeniyle maliyetler yüksek olmuştur. Karavan parkının örnek bir ekoköye dönüştürülme ihtimali, topluluğu, parkın satın alınmasıyla sonuçlanan dünya çapında bir bağış toplama çabasına girişmeye motive etmiştir. Sosyal yapı açısından zengin ve çeşitli bir deneyim sağlayan çok güçlü bir topluluk gelişmiştir. Yirmi beşten fazla ülkeden gelen sakinler, heyecan verici ve teşvik edici çok kültürlü bir deneyime yol açmışlardır. Buradaki zorluk, fiziksel ve ekonomik altyapıyı yeniden geliştirirken bu topluluk ruhunu korumak ve geliştirmektir.
Ekoköy Projesi’nin geliştirilmesindeki motivasyon, sürdürülebilir yaşamın nasıl sağlanacağına dair sorunlara toplum öncülüğünde çözümler araştırmak ve göstermek; uygun teknolojiler, yerel malzemeler, yerel bilgi birikimi kullanarak uygun fiyatlı ve düşük karbonlu çözümler sunmaktır. Doğa ile işbirliği ve birlikte yaratma, topluluğun çalışmalarının önemli bir yönü olmuştur. İlk günlerinden itibaren Findhorn yarımadasının kumullarında olumsuz ve beklenmedik koşullarda yetiştirilen güzel bahçeleriyle tanınmıştır. Çalışmaların çoğu süs bahçeleri üzerinde yapılmış olsa da, doğa ile uyumlu bir ilişki yaratmaya büyük önem verilmiştir. Finhorn ekolojik köyü 50’den fazla ülkeden yılda 14.000’den fazla ziyaretçiyi ağırlayan önemli bir yetişkin eğitimi merkezi haline gelmiştir, dolayısıyla topluluğun ana geliri bütüncül eğitim atölyeleri ve eğitimlerin tanıtımından gelmektedir.
5-Green Beat Çiftliği (Meksika, Tulum)
Green Beat, oteller, restoranlar ve genel olarak Meksika, Yucatan Yarımadası’nda bulunan Tulum şehri halkı için lezzetli, taze ürünler üreten organik çiftliktir. Permakültür ilkelerine göre tasarlanan bu eğitici ve deneysel çiftlikte 60’ın üzerinde yükseltilmiş yetiştirme yatağı, akuaponik sistem, kuru tuvaletler (su kullanmayan, kompost tuvalet), bir fidanlık, yerinde kompostlama, tavuk kümesi ve damla sulama sistemleri bulunmaktadır. 4 yılı aşkın bir süredir pestisit veya GDO’lu tohum kullanılmadan roka, fesleğen, marul, pazı, karalâhana, domates, patlıcan, brokoli, hardal yeşilliği, habanero biberi (acı kırmızıbiber), tatlı biber, mizuna otu, moringa bitkisi (yaban turpu ağacı), papaya, muz ve daha birçok ürün yetiştirilmektedir. Çiftlik el emeğiyle işlenmekte ve topraklar zengin ev yapımı kompost kullanılarak beslenmektedir. Dünyanın birçok yerinden gelen ziyaretçilere açıktır.
6-Habiba Organik Çiftliği (Mısır, Nuweiba)
Habiba Organik Çiftliğinin (HOF) merkezi Mısır’ın Güney Sina kentindeki Nuweiba’da bulunmaktadır. 2007 yılında kurulan Habiba Organik Çiftliği, Güney Sina halkına fayda sağlamak amacıyla toplum temelli bir çiftlik olarak faaliyet göstermektedir. Ortak bir organik çiftliği ve öğrenme merkezini içeren Habiba Organizasyonu, tüm Güney Sina Toplumu için güçlü, sağlıklı ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmeye kendini adamıştır. Hedefleri, gelecek nesiller için fırsatlar sağlamanın yanı sıra, toplumun çevre dostu tarım uygulamalarından sürdürülebilir bir gelir elde etmesine destek olmaktır. Çiftlik, çölde sağlam organik tarım uygulamalarıyla nelerin başarılabileceğine dair bir yol gösterici olarak hizmet vermektedir. Yerel halk bunun sonucunu görmüş ve bugün tarım bölge genelinde gelişmeye başlamıştır. Habiba’nın bütünsel vizyonu, yeni fikirler ve değişen senaryolarla büyümeye, uyum sağlamaya ve iç içe geçmeye devam etmektedir. Yıllar boyunca, çiftliklerde deneyler çok önemli olmuştur. Topraktan sulamaya, yerli olmayan bitki türlerinden farklı sebze çeşitlerine veya permakültür yetiştirme tekniklerine kadar her şey denenmiştir ve hala da denemeler devam etmekte ve büyüleyici sonuçlar elde edilmektedir.
7-Mutlu Gıda Çiftliği Merkezi (Çin, Nanning)
Çin’deki çiftliklerin yüzde 90’ından fazlası 1 hektardan küçüktür ve ortalama çiftlik büyüklüğü dünyadaki en küçük çiftlikler arasındadır. Son kırk yılda Çin, Batı dünyasının 150 yılda başardığı tarımsal gelişmeyi yakalamış ve bunu yeniden tasarlamıştır. Artık her türlü tarım (küçük aile çiftlikleri, endüstriyel et fabrikaları ve mandıralar, sürdürülebilirliğe önem veren yüksek teknolojili çiftlikler, hatta organik kentsel çiftlikler) aynı anda yapılmaktadır.
Mutlu Gıda Çiftliği (Happy Food Farm ) Merkezi, Çin’in güneyinde, Guangxi Eyaleti, Nanning’in güneyinde yer almaktadır. Çok çeşitli ağaçlar, sebzeler, çiçekler, tavuk gibi kümes hayvanları ve balık havuzlarında balıkların üretildiği bu çiftlik, 3 katlı bir yaşam binası, 3 katlı boş bir yetiştirme binası, iki balık havuzu ve çeşitli tarlalar ve ormanlar dahil olmak üzere yaklaşık 5,33 hektar büyüklüğündedir. Çiftlik permakültürle ilgilidir, çünkü kişiler burada kendi meyve ve sebzelerini kendileri sağlamaktadır, bu da olası israfı azaltmaktadır. Sistem, her bileşenin bütüne geri dönmesiyle kendi kendini idame ettirecek şekilde tasarlanmıştır. Çiftlikte, gelecek neslin permakültürü daha kolay uygulayabilmesini sağlamak için permakültürün faydalarını yerel toplumdaki çocuklara öğretmek için özel uygulamalar geliştirilmekte, eğitim sağlayan programlar düzenlenmektedir.
8-IDEP Vakfı (Endonezya, Bali)
Yaygın olarak sadece “IDEP” olarak bilinen vakıf, Bali, Endonezya merkezli, 1999 yılından bu yana faaliyet gösteren orta ölçekli, kâr amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşudur. Bali dilinde “idep”, insan bilincinin eleştirel düşünme ve planlama yeteneği olan yönüdür. Bu isim, yaşam koşullarının giderek zorlaştığı bu çağda, çevreyi anlama ve sürdürülebilir kalkınma için uygun çözümler üretme becerisinin bu dünya üzerindeki olumlu etkisini en üst düzeye çıkaracağına olan inancı ifade etmektedir. Permakültür yöntemlerini kullanarak sürdürülebilir kalkınmayla ilgilenenlere eğitim vermeyi taahhüt etmektedir. IDEP, yerel toplulukları permakültürün önemi, doğal afetlerin etkisi ve iklim değişikliği toplulukları etkilediğinde nasıl tepki verecekleri ve permakültür ideallerini kullanarak nasıl yeniden inşa edecekleri, nasıl davranacakları konusunda eğitmektedir.
9-El Salvador Permakültür Enstitüsü (El Salvador, Suchitoto)
Suchitoto kırsalında bulunan El Salvador Permakültür Enstitüsü (IPES) 2002 yılında, çevrelerinin ve yaşam biçimlerinin yok edilmesinden endişe duyan küçük bir grup çiftçi tarafından kurulmuştur. Salvadorlu bir siyasi ve sendika aktivisti olan ve aynı zamanda dayanışma hareketinin kilit isimlerinden biri olan Juan Rojas, kuruluşun fikir babasıdır. Savaştan sonra ülkenin tarımsal potansiyelini canlandırmak isteyen Rojas, Avustralya’da sürgündeyken öğrendiği permakültürel tasarım konseptini tanıtmıştır. Ekolojik tarım ve sürdürülebilir yaşam yöntemlerini öğretmek için “Çiftçiden Çiftçiye” metodolojisini kullanan, geçim tarımı yapan küçük ölçekli çiftçilerden oluşan IPES’in öncelikli odak noktası aile gıda üretimi için sürdürülebilir tarımdır. IPES, başlangıç aşamasında doğrudan kendi seçtiği topluluklarla çalışmış ve onlara daha doğal bir şekilde çiftçilik yapmayı öğretmiştir. Doğal tarım ve yaşam, gıda güvenliği, kapasite, liderlik oluşturma, daha güçlü topluluklar ve yerel ekonomileri geliştirmeyi hedefleyen kuruluş Orta Amerika’nın yanı sıra Latin Amerika’da da önemli bir güç olmuştur, pek çok ülkeden profesyonellerin ve liderlerin eğitiminde aktif rol oynamıştır.
10-Koanga Enstitüsü (Yeni Zelanda, Koanga)
Permakültürle ilgili alışkanlıkların uygulanması her zaman doğrudan çiftlikte gerçekleşmez. Dünyanın en saf yerlerinden biri olan Yeni Zelanda’da Wairoa’nın yakınında bulunan, 1997 yılında kurulan Koanga Enstitüsü, Yeni Zelanda’nın genetik ve kültürel mirasa sahip gıda bitkilerinin korunması, muhafaza edilmesi ve geliştirilmesini amaçlamakta, en büyük organik tohum (ata tohumları) mağazasına ev sahipliği yapmaktadır. Koanga Enstitüsü aynı zamanda öğrencileri ve öğretmenleri permakültürün önemi konusunda eğitmesiyle de dünya çapında tanınmaktadır; atölye çalışmaları sürdürülebilir yaşamla ilgilenen ve kendi topluluklarını da aynı şeyi yapmaya teşvik etmek isteyen kişiler için tasarlanmıştır. Şu anda Koanga Enstitüsü, basit sürdürülebilir yaşam konusundaki yeteneklerini geliştirmek için bahçıvanlara besin açısından yoğun gıda üretme ve geleneksel ilkelere uygun olarak gıda işleme ve hazırlama konusunda ilham vermeye devam etmektedir.
11-Ukrayna’da Permakültür Kuruluşu (Ukrayna)
Ukrayna’da Permakültür adlı kuruluş 2011 yılından bu yana faaliyet göstermektedir. Ukrayna’da permakültürle ilgilenen başka bir kar amacı gütmeyen bu STK, permakültürle ilgili teknikleri yerel toplulukların evlerinde uygulamak ve başkalarına da aynı şeyi yapmaları konusunda ilham vermek üzere kolektif bir çaba yaratmaya kendini adamıştır. Kuruluşun misyonu çevre dostu tarımı, yeşil enerjiyi ve sağlıklı bir yaşam tarzını teşvik etmek, doğal ve kültürel mirası korumak, eko köyleri, geçiş kasabalarını ve biyolojik bölgeleri geliştirmek, korunmasız grupları ve kendi kendine yeten toplulukların gelişimini desteklemektir. Ukrayna’daki Permakültürün nihai hedefi, yerel toplulukların ihtiyaçlarına bağlı olarak gerçekleştirilecek en iyi permakültür eylemlerini belirlemeye odaklanarak toplumdaki diğer kişilerin permakültürün önemini anlamalarına yardımcı olmaktır. Amaca yönelik olarak, uluslararası konferanslar, seminerler, turlar ve çalıştaylar düzenlenmektedir.
12- Kuzey Amerika Permakültür Enstitüsü (Kuzey Amerika ve Hawaii)
Kuzey Amerika Permakültür Enstitüsü 1980’lerin başında Washington, Seattle’da kurulmuştur. Kuzey Amerika Permakültür Enstitüsü (PINA), Kuzey Amerika ve Hawaiʻi genelinde çalışan permakültür uygulayıcıları için profesyonel bir birliktir. PINA 1986’da 2. Uluslararası Permakültür Konferansı ve Buluşması’na (IPCC) başarıyla ev sahipliği yapmış ve Permakültür Aktivisti’ni bülten olarak yayınlamaya başlamıştır. İleri görüşlü fikirler açısından zengin ancak kendini sürdürecek insan gücünden yoksun olan PINA, 1989 yılında dağılmıştır ancak Peter Bane’in yönetimi sayesinde, üç ayda bir yayınlanan Permakültür Aktivist dergisi, binlerce permakültürcüyü öncü makaleler ve yaklaşan etkinlik takvimleri aracılığıyla birbirine bağlamaya devam ederek varlığını sürdürmüştür. 2009 yılında, Jude Hobbs liderliğindeki birkaç uzun süreli permakültür uygulayıcısı, Kuzey Amerika Permakültür Enstitüsü’nün kıtaya yayılan büyük ölçüde özerk bölgesel üyelik organizasyonlarından oluşan bir ağ olarak yeniden başlatılmasını tartışmaya başlamıştır. 2012’de Oregon’da olarak yeniden kurulmuş, meşaleyi yeni permakültür savunucularına devretme ve mezunlar kadrosu arasında profesyonel gelişim için yollar oluşturma ihtiyacına odaklanmıştır. Kuzey Amerika, Doğu Amerika, New York ve İngiltere gibi birçok şehirde merkezi bulunmaktadır. PINA, sosyal adalet, arazi yenileme ve iklim değişikliği sorunlarına permakültür çözümleri getirmeye, herkesin yaşam kalitesini artırmak için kamu politikalarını ve özel gelişimi etkileyerek Permakültürün statüsünü ve etkisini yükseltmeye çalışmaktadır. Eğitim ve profesyonel gelişimi desteklemekte permakültür topluluğu için değer yaratmaya devam etmektedir.
13-Bullock Kardeşler Çiftliği (ABD, Washington)
Washington Eyaleti’ndeki Orcas Adası’nda bulunan Bullock Kardeşler Çiftliği, permakültürün iş başında olduğu başarılı bir örnektir. Bullock kardeşler 30 yılı aşkın bir süredir 10 hektardan büyük arazilerini permakültür ilkelerini göz önünde bulundurarak sıfırdan geliştirmişler, çeşitli, üretken ve kendi kendine yeten bir ekosisteme dönüştürmüşlerdir. Gıda ormanları, sulak alan kenarı, evler, açık yaşam alanları, atölyeler, tavuklar, ördekler, arılar, su yönetim sistemleri ve sürdürülebilir enerji kaynakları bulunan çiftlik evi, sürdürülebilir yaşam ve arazi yönetimi için bir model oluşturmaktadır. Yüzlerce öğrenciye ve binlerce ziyaretçiye ulaşan eğitim programıyla çalışmalarına devam etmektedir.
14-Permakültür Enstitüsü Tayland (Tayland)
Permakültür Enstitüsü Tayland (PIT), Tayland merkezli bir eğitim, çiftçilik, barındırma kurumudur. Permakültür alanında yerel genç çiftçiler de dahil olmak üzere hem yerel hem de uluslararası gençler ağırlanmakta ve onlara eğitim verilmektedir. Yöntemler ekolojik güçlendirme, sürdürülebilir yaşam, yüksek kaliteli gıdalar yetiştirme ve dayanıklı doğal binalar ve topluluklar inşa etmeyi kapsamaktadır. Laos, Asya ve hatta Amerika’da da kurslar düzenlemektedir. Permakültür Tasarım kursları, kişilerin kendi gıdasını kolayca yetiştirmesine, temiz su ve enerji yakalayıp depolamasına, çiftlikleri ve bahçeleri kuraklığa karşı korumaya, düşük maliyetli güzel doğal binalar inşa edilmesine olanak tanıyan çözümler öğretmektedir. Sertifikalar, Uluslararası standart Permakültür eğitimini karşıladığı için dünya çapında uluslararası olarak tanınmaktadır. Ayrıca Asya’daki Permakültür çiftliklerinde ve projelerinde staj ve çıraklık (3 ila 12 aylık dönemler) sunulmaktadır.
Asya’da 135’ten fazla çiftliğe ve projeye erişim bulunan enstitünün kardeş kuruluşu Permakültür Enstitüsü Asya’dır. Permakültür Enstitüsü Asya ve Tayland, çevresel kaygıları kişiselden küresele uzanan bir perspektifte ele almakta ve rejeneratif, bölgesel olarak uygun ve sürdürülebilir modeller, teknikler ve çözümler geliştirmektedir. Temiz su, sağlıklı gıda, verimli tarım arazileri ve güvenli, doğal olarak inşa edilmiş binalar sağlamak için bölgesel çabalar desteklenerek toplumun dayanıklılığı teşvik edilmektedir.
15-Chikukwa Ekolojik Arazi Kullanımı Topluluk Vakfı (Zimbabve, Chikukwa)
Zimbabwe’nin Chimanimani bölgesinde, Chikukwa’da bulunan Chikukwa Ekolojik Arazi Kullanımı Topluluk Vakfı (CELUCT) 1991 yılında başlayan ilham verici bir topluluk permakültür projesidir. Chikukwa, altı köyü kapsayan ve yaklaşık 7000 kişiye ev sahipliği yapan güzel, yemyeşil ve dağlık bir bölgedir. Bu köyler, Doğu Zimbabve’nin Mozambik sınırına yakın dağlık bölgelerinde 15 kilometrelik bir tepe ve vadi boyunca uzanmaktadır. Proje, köyün su kuyularının alüvyonla dolmuş, derelerin kurumuş, tarım arazilerinin büyük ölçüde aşınmış ve çevredeki bitki örtüsü aşırı otlatma ve ormansızlaşma nedeniyle neredeyse yok olmuş durumda olması, çiftliklerde verimin düşmesi, açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle başlatılmıştır, o zamandan bu yana kapsamı genişletilmiştir. Değişim vizyonu Chikukwa komünal alanı halkını 1991 yılında Permakültür hareketine katılmaya yöneltmiş, bir grup bir araya gelerek bu konuda yapıcı bir şeyler yapmaya karar vermiştir. Başlangıç olarak otuz çiftçi permakültür ve doğal kaynak yönetimi konularında eğitim almıştır. Eğitim, katılımcıların çevredeki ekosistemle ilgili kendi gözlemlerini yapmaları ve edindikleri bilgileri evde sorun çözmeye uygulamaları için teşvik edildikleri bir ormanda gerçekleştirilmiştir. 1992 yılında 52 kişinin katıldığı bir tazeleme kursu düzenlenmiştir. Aynı yıl Chikukwa ciddi sel felaketleri yaşamıştır. 1991-95 yılları arasındaki ilk deneysel aşamadan sonra, herkes tarafından gözlemlenen olumlu sonuçlarla CELUCT resmen doğmuştur. 1995 yılında topluluk bir araya gelerek bir topluluk salonu inşa etmiş ve bu yeni tesiste bir çiftçi “permakültür okulu” (ya da kendi deyimleriyle permachikoro) başlamıştır. Burada yerel çiftçiler öğretmen olmuşlar, kendi becerilerini ve bilgilerini düzenli eşdüzeyler (akranlar) arası paylaşım oturumları aracılığıyla diğerleriyle paylaşmışlardır. 1996 yılında Vakıf ve Yönetim Kurulu oluşturulmuştur. 1997 yılında, artık çok sayıda olan yerel gönüllülere yardım eden bazı denizaşırı fonlarla bir eğitim merkezi kurulmuştur.
Merkez şu anda ofisler, misafir konaklama yerleri, sınıflar, mutfak ve anaokulunun yanı sıra güzel bir gösteri bahçesiyle iyi bir donanıma sahiptir. Permakültür eğitimleri, toplum öncülüğündeki bu bütüncül kalkınma modelini öğrenmek için çok uzaklardan gelen insanlar için kolaylaştırılmaktadır. Proje’nin permakültür alanındaki eğitim programları, çatışma çözümü, kadınların güçlendirilmesi, sağlık sorunları, yerel eğitim, özel beceri geliştirme ve daha fazlasına odaklanan diğer kapasite geliştirme girişimleriyle tamamlanmıştır. Bir zamanlar açlık, yetersiz beslenme ve yüksek hastalık oranlarından muzdarip olan Chikukwa köylerinin halkı, permakültür tarım tekniklerini kullanarak kaderlerini değiştirmiştir. Tarımsal ormancılık, toprak koruma ve su yönetimi tekniklerinin bir kombinasyonu sayesinde CELUCT, 1.000 hektardan fazla araziyi yerel toplulukları destekleyen üretken, sürdürülebilir sistemlere dönüştürmüştür, geçmişte aşırı otlatma, tek ürün yetiştirme ve kötü çevre koruma uygulamalarının yol açtığı hasar tersine çevirmiştir. Kuruluşun pek çok girişimi sayesinde dereler yeniden köylülere su sağlamaya başlamış, toprak yenilenmiş, yamaçlardaki bitki örtüsü restore edilmiş ve sürdürülebilir şekilde yönetilen ormanlık ve otlak alanlar oluşturulmuştur. Sonuç olarak, günümüz Chikukwa köyleri 20 yıl önceki çorak manzaradan çok farklı olarak yeniden yemyeşil ve bereketli yerler haline gelmiştir.
Bu projenin dikkate değer birkaç yönü vardır. Birincisi, harici bir kalkınma ajansı tarafından yukarıdan aşağıya empoze edilmek yerine her zaman topluluk üyeleri tarafından yönetilmiştir. İkincisi, geleneksel piyasa odaklı kalkınma girişimlerinin aksine, CELUCT yerel ihtiyaçları karşılamak için yerel üretime öncelik vermiş, ticari, gelir getirici faaliyetler ikincil öncelik olarak ele alınmıştır. 2005’te yaşanan döviz enflasyonu krizi ve yeterli istihdam yaratamayan kentsel ticari ekonomi bağlamında, kırsal geçimlik ekonomilerin güçlendirilmesine odaklanılması projenin başarısının temelini oluşturmuştur. CELUCT, gıda güvenliğini ve topluluk direncini artırmak için permakültür ilkelerini başarıyla uygulamaya devam etmektedir. Tarımsal işleme faaliyetleri için organik sertifika alma sürecinde olan vakıf çiftçilere organik üretim, sertifikasyon ve standardizasyon konularında birebir eğitim sunmaktadır. Dünyanın bu uç bölgesinde geliştirilen model, Afrika’daki yoksulluğun giderilmesi için bir anahtar haline gelebilir.
16-Philly Permakültür (ABD, Philadelphia)
ABD, Pensilvanya eyaletine bağlı olan Philadelphia merkezli bir yerel organizasyon, sivil toplum forumudur. Philadelphia’daki Permakültür ve yenileyici tasarımla ilgili her şeyi kapsamaktadır. Permakültürü, çitçiliği, tarımı ilgilendiren videolar gösterilmekte, vejetaryenler için yemek tariflerine (örneğin mantar içeren) yer verilmekte, yuvarlak masa toplantıları, bilgi alışverişleri, tartışmalar yapılmakta, grup yemekleri düzenlenmektedir. Topluluk üyelerinin birbiri ile tanışabilmesi için aylık Philly Permakültür Film Gecesi düzenlenmektedir. Bu gecelerde permakültürle ilgili projeler, uygulamalar öğrenilmekte, bilgi ve yemekler paylaşılmaktadır. Permakültür topluluğuna dahil olmanın birçok yolu vardır. Şehrin dört bir yanındaki çiftliklerde ve bahçelerde gönüllülük fırsatları bulunmaktadır ve sürekli atölye çalışmaları yapılmaktadır.
17-Yenilenebilir Mutfak Bahçesi ve Gıda Ormanı (Hindistan, Anjuna)
Anjuna, Hindistan’da, Goa’nın kuzeyinde, Umman Denizi’ne kıyısı olan bir küçük sahil köyüdür. Proje bir sebze bahçesi ve gıda ormanı oluşturulmasını hedeflemektedir. İyi tasarlanmış bir sebze bahçesi ve gıda ormanı tüm aileyi ve daha fazlasını besleyebilir. Son 20 yıldır öncü bitki örtüsünün sistematik bir şekilde yılda iki kez yakıldığı ve çıplak arazinin her yıl muson yağmurlarıyla yıkandığı arazinin yeniden canlandırılmasına odaklanır. Erozyona maruz kalmış sert, kurumuş topraklara sahip olan arazide biyoçeşitlilik neredeyse sıfırdır. 5 adet hindistan cevizi, birkaç Neem ağacı (Hint leylağı ya da yalancı tespih ağacı), birkaç uzun cılız baklagil bulunmaktadır. Pek fazla kuş ve diğer küçükbaş hayvanlar bulunmamaktadır. Görevleri arasında biyoçeşitliliğin artırılması, ekosistemin yenilenmesi, ekilen ürün türlerini çeşitlendirerek toprakların bereket sağlayacak şekilde yeniden canlandırılması ve kaliteli yerel gıdaların üretilmesi bulunmaktadır. Kullanılan teknikler, arazinin anında uygulanması ve eş zamanlı olarak kademeli olarak yenilenmesi için tasarlanmıştır. Hindistan’da bu kuruluş, bozulmuş arazileri ekilebilir arazilere dönüştürmeyi başarmıştır.
18-Senegal Permakültür Projesi (Senegal, Sare Souma)
Senegal, Sare Souma’daki bu permakültür projesi 2012 yılında yaklaşık dört hektarlık bir arazide başlatılmıştır. Sare souma, Senegal’in güneyindeki Kolda şehrindeki Sare Sara’nın küçük bir köyüdür. Senegalli bir arazi sahibinin yerel yönetimlerden tarımda daha iyi bir yerel büyüme ve sürdürülebilirlik için bir plan geliştirmelerini istemesinden doğan bu proje, köy veya arazi sahipleri için 11 dönümlük bir çiftlik üzerinde permakültür ilkeleri kullanılarak tarım yapma konusunda eğitim sunmaktadır. Permakültürün değerleriyle uyum sağlamaya çalışan bir sistemde ağaçların nasıl dikileceği, toprağın verimliliğinden nasıl yararlanılacağı, suyun nasıl sorumlu bir şekilde temin edileceği ve hayvanların nasıl korunacağı konusunda canlı gösterimler yapılmaktadır. Projenin temel amacı, gıdanın yıl boyunca üretilebileceği (bölgede yaygın olduğu gibi sadece yağmur mevsiminde değil) gelişen bir topluluk alanı yaratmaktır. Orman bahçeleri, silvoarable ve silvopastoral sistemler ile çeşitli besi hayvanlarına yönelik çeşitli yetiştirme alanları, her yaştan insan için topluluk alanları ve rekreasyon alanları ile birleştirilmiştir. Bu yolla geleneklerin değiştirilmesi ve sürdürülebilir, çevre dostu tarım uygulamalarının yaygınlaştırması, monokültür mahsullerin ve gübrelerin aşırı kullanımı nedeniyle ortaya çıkan çevresel açıdan olumsuz etkilerin giderilmesi hedeflenmektedir. Tasarım çalışmaları ve eğitimler devam etmektedir.
19-Üçüncü Binyıl İttifakı (Ekvador, Manabi)
Üçüncü binyıl İttifakı (TMA), 2007 yılından bu yana yerel topluluklar, koruma ortakları, bilim insanları ve uluslararası destekçilerle birlikte dünyanın en çok tehlike altında olan tropikal ormanlardan biri olan Pasifik Ekvador Ormanı’nın son kalıntılarından birini (%98’ini kaybetmiştir) korumak ve restore etmek için yorulmadan çalışmakta olan, kar amacı gütmeyen bir kuruluştur. İttifak ABD’de kayıtlı olup, bağış toplama, sosyal yardım ve teknik yardıma odaklanan bir destek kurumu olarak faaliyet de göstermektedir. TMA’nın merkezi, Güney Amerika’nın dünyadaki biyolojik çeşitlilik açısından en zengin ülkelerden biri olan fakat en yüksek ormansızlaşma oranına sahip olan Ekvador’da, ormansızlaşma oranının en yüksek olduğu il olan Manabi’dir. Ormansızlaşmanın ana nedeni sürdürülemez tarımdır. Şu anda yönetimi altında yaklaşık 1618 hektar orman bulunan ittifak, arazi satın alma ve korunan alanların oluşturulması şeklinde aktif orman korumasını, ormansızlaşmanın altında yatan sosyoekonomik etkenleri ele alan toplum temelli restorasyon çabalarıyla eşleştiren yenilikçi bir koruma yaklaşımı geliştirmiştir.
İtifak şunları yapmaktadır:
Koruma: 2007 yılında TMA, Ekvador’un batı eyaleti Manabi’de Jama-Coaque Rezervi (JCR) adında bir orman koruma alanı oluşturmuştur. Canlı bir bulut ormanı ekosistemine ev sahipliği yapan Ekvador’un Jama-Coaque Rezervi, dünyanın en çok nesli tükenmekte olan tropikal ormanının bir parçasıdır ve bunun yalnızca %2,23’ü kalmıştır. Burada yerel halkla birlikte ormanı korumak, restore etmek ve ormansızlaşma yoluyla elde edilenlere alternatif gelir kaynakları sağlamak için çalışılmıştır. Kıyıdaki dağ silsilesinin zirvesinde 40 hektarlık bulut ormanı satın alarak işe başlamışlardır. On iki yıl ve on beş farklı vahşi doğa mülkü satın aldıktan sonra, Jama-Coaque Rezervi veya Ekolojik Koruma Alanı (JCR) artık 647,5 hektardan fazla yağmur ormanını ve bulut ormanını (sis ormanları veya yağmur ormanları) korumaktadır. Rezervin ortasında, biyolojik araştırmalar, sürdürülebilir sistem araştırmaları ve tarım-ormancılık gösterimi için Bambu Ev Araştırma İstasyonu yer almaktadır. Burada topluluk kendi gıdalarını yetiştirmektedir ve arazi permakültür tasarım ilkelerine göre yönetilmektedir. Yerel bir kahve kooperatifi, bir topluluk öğrenim merkezi ve çiftçilerle yerel tarımsal ağaçlandırma projeleri de dahil olmak üzere komşu topluluklarla çeşitli ortak projeler yürütülmektedir. Şu anda JCR 12 km’lik, 36826 hektarlık bir koruma koridoru boyunca batıya, Pasifik Okyanusu kıyılarına doğru genişletme sürecindedir.
Yeniden ağaçlandırma: TMA, JCR’nin bitişiğindeki ormansızlaştırılmış araziye 20.000’den fazla ağaç dikmiştir.
Karbon için Kakao: Üçüncü Binyıl İttifakı (TMA) şu anda yerel ekonomiyi destekleyen sürdürülebilir kakao tarımı yapmakta, bölgedeki yerel topluluklarla birlikte karbona karşılık kakao adlı yenilikçi bir proje yürütmektedir. TMA, çiftçilere istihdam sağlamakta, rejeneratif kakao programı aracılığıyla yerel çiftçilere sürdürülebilir olmayan uygulamalardan gölgede yetiştirilen, atalardan kalma veya geleneksel bir ata tohumu kakao (yadigâr kakao) çeşidi ekimine geçmeleri için ödeme yaparken, kakaolarını satmaları için birinci sınıf pazarlara erişim sağlamaktadır. Böylece ormanlar yeniden büyümekte ve karbon depolamaktadır.
Araştırma ve İzleme: Yasadışı faaliyetleri takip etmek, tehdit altındaki türleri izlemek ve karbon tutulumunu ölçmek için uzaktan algılama teknolojisi kullanılmaktadır.
20-Çölü Yeşillendirme Projesi (Ürdün)
Permakültür uzmanı Geoff Lawton liderliğindeki bu proje, araziyi yeniden canlandırmak için su hasadı tekniklerini, organik tarım uygulamalarını ve ağaçlandırma çalışmalarını başarıyla hayata geçirmiştir. Çölü Yeşillendirme Projesi, çölleşmenin tersine çevrilebileceğinin, üretken bir vahaya dönüştürebileceğinin ve ıssız çorak topraklara yaşamın geri getirilebileceğinin değer bir örneği, canlı kanıtıdır. Saha, Ürdün’ün batısındaki Al Jawfa bölgesinde, Shouneh Janobieh’de (Güney Shouneh), Ölü Deniz Vadisi’nde, Ölü Deniz’in sadece 10 km kuzeyinde ve Ürdün-Filistin sınırının 6 km doğusunda, Batı Şeria’nın hemen doğusunda yer almaktadır. Yerel nüfus, geleneksel Bedevi kabilelerinden ve yerel halkın Filistin içinden yerinden edilmesinden kaynaklanan uzun süreli mültecilerden oluşmaktadır. Proje alanı bölgenin tipik bir örneğidir; marjinal kurak arazilerde düşük gelirli yerleşim yeridir.
Proje, dünyanın dört bir yanındaki insanlara meseleleri kendi ellerine almaları ve bu gezegendeki tür olarak varlığı tehdit eden büyük çevre sorunlarıyla mücadele etmeleri, kurak araziyi gelişen, üretken bir ekosisteme dönüştürmeleri konusunda ilham vermeyi amaçlamaktadır. Çiftliğin amaçlarından biri de insanların sadece sürdürülebilir bir şekilde yaşamalarına değil, aynı zamanda kalıcı, yenileyici bir küresel kültür yaratabilecek bir yaşam tarzı yaşamalarına da yardımcı olmaktır. Proje kapsamında permakültür tasarımı öğretilmekte ve uygulamalı permakültür eğitimi vermenin yanı sıra rehberli turlar ve sahada gösteriler yapılmaktadır. Dünyanın en sert iklimlerinden birinde yer alan proje sahasında, verimli su kullanımı (biyolojik atık su arıtma geri dönüşümü, kuru kompost tuvaletler, yağmur suyu toplama hafriyat işleri), toprak oluşumu ve mikro iklimlerin yaratılması gösterilmektedir. Ayrıca yerel halk için gıda üretimi ve işlenmesi için çeşitli etkileşimli bitki, hayvan ve ağaç sistemleri ile enerji verimliliğine uygun konutlar tanıtılmaktadır. Gösteri evi, proje ve yerel Permakültür grubu için bir sınıf ve yönetim ofisi olarak işlev görmektedir. Ayrıca, projeyi ziyaret ederek çok şey öğrenebilecek misafirler için konaklama ve yemek servisi yaparken projenin finansmanına katkıda bulunmaya yardımcı olacak bir tesis içi kafe ve çevre dostu, eko otel ya da ekolojik otel (ekolodge de denilen, doğayı deneyimlemek ve ekoturizmi desteklemek isteyen insanların tercih ettiği konaklama yeri, küçük otel) bulunmaktadır. Sonuç olarak, bir zamanlar çorak olan bölge artık çeşitli bitki ve hayvan türlerini desteklemekte ve yerel topluluklar için gıda ve kaynak sağlamaktadır.
21-Finca Tierra (Kosta Rika)
Finca Tierra, Orta Amerika’daki Kosta Rika’nın Puerto Viejo yakınındaki yemyeşil manzaralarda, tropikal yağmur ormanlarının kalbinde yer alan bir eko-turist cenneti, bir eko-çiftlik ve permakültür eğitim merkezidir. Organik tarım, yenilenebilir enerji ve doğal inşaat alanındaki uygulamaları örnek niteliğindedir. Finca Tierra, sürdürülebilir yaşamı keşfetmek, doğayla yeniden bağlantı kurmak ve tatilde arazide yemek yemek isteyen gezginler için özel bir yerdir. Finca Tierra turizm, eğitim ve çevre yönetiminin önemli bir birleşimini temsil etmektedir. Finca Tierra özünde hayati önem taşır çünkü insanların doğayla nasıl uyum içinde yaşayabileceğine dair pratik bir örnek sunmaktadır. Önemi, bir eğitim kaynağı olarak oynadığı rolde yatmaktadır; yerel okullar sıklıkla ziyaret edilmektedir ve çalışan bir permakültür çiftliğinde öğrenmeyi ve yaşamı deneyimlemeyi amaçlayan uluslararası öğrencileri ve çevre bilincine sahip turistleri çekmektedir. Çiftlik, permakültür uygulamalarını kendi toplumlarında benimsemeleri için başkalarına ilham vermek ve onları güçlendirmek amacıyla gıda ormanlarında atölye çalışmaları ve eğitim programları (permakültür kursları) sunmaktadır. Çiftlik, iklim değişikliği ve çevresel bozulmadan giderek daha fazla etkilenen bir dünyada çok önemli beceriler olan sürdürülebilir evlerin nasıl inşa edileceği, gıdaların organik olarak nasıl yetiştirileceği ve yenilenebilir enerji kaynaklarının nasıl kullanılacağı hakkında paha biçilmez bilgiler vermektedir. Finca Tierra, faaliyetlerini çevresindeki ekosistemle bütünleştirmesiyle tanınmakta ve turizmin doğayla özgün ve saygılı bir şekilde nasıl bir arada var olabileceğinin bir örneği haline gelmektedir.
22-Schumacher Koleji (Birleşik Krallık, Devon)
İngiltere’de, Güney Devon’daki Totnes’in dışındaki 485,6 hektarlık güzel park alanına dayanan, tarihi bir yer olan Dartington Hall arazisinde yer alan,1991 yılında kurulan Schumacher Koleji sosyal ve ekolojik değişimi kolaylaştırmaya yardımcı olmak için dönüştürücü, deneyimsel öğrenmeye odaklanan alternatif, ekolojik bir üniversitedir. Adını çalışmalarını sağlıklı insanlara ve gezegene de katkıda bulunan bir ekonomiye yönelik bütüncül bir yaklaşıma öncelik veren ekonomist E. F. Schumacher’ten almıştır. Eğitime ve sürdürülebilir yaşama bütünsel yaklaşımıyla tanınan Schumacher Koleji mümkün olduğunca kendi kendine yeterli olmak için sürekli çaba göstermektedir. Bahçeleri permakültür ilkeleri kullanılarak tasarlanmıştır. Şu anda burada tüketilen gıdanın neredeyse %50’si yetiştirilmekte, geri kalanını ise mümkün olduğunca yerel olarak temin edilmektedir. Tüm öğrenciler ve personel, topluluk duygusunu geliştirmeye yardımcı olan ve Üniversitenin tüm üyeleriyle kaynaşmak için harika bir fırsat olan yemek pişirme, temizlik ve bahçecilikle ilgilenmektedir.
Schumacher koleji, öğrencilere 21. yüzyılda gezegenin karşı karşıya olduğu birçok zorlukla mücadele etmek için gereken pratik becerileri ve stratejik düşünceyi geliştirmek üzere interaktif ve deneyimsel bir eğitim sunmaktadır. Schumacher, Bütünsel Bilim alanında tam zamanlı bir yüksek lisans programları, Rejeneratif gıda ve çiftçilik alanında yeni bir lisans programı, , ekonomi, işletme, tasarım, ekoloji ve sanat dahil olmak üzere çok çeşitli konularda 4 günden 3 haftaya kadar uzanan kapsamlı bir kısa kurs programı ve 6 aylık agroekoloji ihtisası sunan ekolojik çalışmalar için ilerici bir kolejdir. Sürdürülebilirlik için eğitim sertifikası da verilmektedir. Kolej, dünya çapında 90’a yakın ülkeden kısa kurslara katılmak veya kapsamlı lisansüstü programlara katılmak için gelen öğrencileri, bireyleri ve grupları çekmekte, çevresel ve sosyal sürdürülebilirlikle ilgili konularda çeşitli düzeylerde öğrenme fırsatı sunmaktadır. Öğrenciler küçük sınıflarda öğrenim görmekte, topluluk içinde birlikte yaşamakta ve çalışmaktadır. Geleneksel kurumlardaki “öğretmen ve konuşarak ders verme odaklı” yaklaşım yerine “yaparak öğrenme” üzerinde durulmaktadır. Öğrenciler, sınıfta, bahçelerde ve mutfakta üniversite hayatının ayrılmaz bir parçası olan aklı, eli ve kalbi bütünleştiren öğrenme ilkelerini (aklıyla, eliyle, yüreğiyle öğrenmek) benimseyen küçük gruplar halinde birlikte çalışmaktadır. Kursların çoğunda dünyaca ünlü düşünürler, aktivistler ve uygulayıcılar olan konuk öğretmenler yer almaktadır. Topluluk katılımına ve ekolojik yönetime odaklanmaları eko-bilinçli topluluklar ve eğitim çiftlikleri için ilham kaynağı olabilir. Bugün Schumacher Koleji, E. F. Schumacher’in ekolojik ve sosyal dönüşüm örneğini kurslar, topluluk çalışmaları ve arazi yönetimi aracılığıyla yaşatmaya devam etmektedir.
23-İnanılmaz Yenilebilir (Birleşik Krallık, Todmorden)
İnanılmaz Yenilebilir (Incredible Edible), bir kentsel bahçecilik projesidir. İlk olarak 2007 yılında, Birleşik Krallıkta, West Yorkshire, küçük bir kasaba olan Todmorden’de kurulmuştur. Pamela Warhurst ve Mary Clear liderliğindeki yerel sakinler, iklim değişikliği, gıda sürdürülebilirliği ve toplumsal değişim konularında artan küresel endişelere yanıt olarak bu fikri ortaya atmışlardır. İki yıl sonra, topluluk grubu, grubun yasal ve mali yükümlülüklerini yerine getirmek amacıyla resmi olarak bir Ltd haline gelmiştir. 2010 yılında, 4.046 metrekarelik bir araziye sahip olan ilk Incredible Edible çiftliği, taze ürünlerini yerel işletmelere tedarik etmeye başlamıştır. 2012 yılına gelindiğinde, mevcut grupların yönetilmesine ve sürdürülmesine yardımcı olmanın yanı sıra yeni gruplara ilham vermek amacıyla “Incredible Edible Network” kurulmuştur. Kamusal alanları yenilebilir peyzajlara dönüştürmek gibi basit bir amaçla başlayan bu taban hareketi dünya çapında oldukça popülerdir. Ortaya çıkışından bu yana inanılmaz yenilebilir bahçecilik fikri dünya çapında yüzlerce topluluğa yayılmıştır. Bu hareketin bugün Birleşik Krallık’ta 120, dünya genelinde ise 700’ün üzerinde resmi grubu bulunmaktadır. Birleşik Krallık’ta bu kolektif grupların başarısı hem yerel hem de ulusal düzeydeki politikaları doğrudan etkilemiştir.
Incredible Edible, başlangıcından bu yana sıradan insanların kendi arazilerini nasıl dönüştürebileceklerini ve kullanılmayan arazileri bol miktarda sağlıklı gıda kaynağına nasıl dönüştürebileceklerini göstermeyi amaçlamıştır. Gruplar yenilebilir bir bahçenin nasıl oluşturulacağı konusunda becerileri aktarmak ve büyümelerini sağlamak için okullar ve bahçecilik kulüpleriyle birlikte çalışmaktadır. İnanılmaz yenilebilir bahçecilik hareketi, ülke çapındaki gruplar yetişkin bahçecilik kulüpleri, eğitim kursları ve Hint turşusu (ana malzemesi mango olan bir çeşit turşu) ve diğer turşuların yapımı, tutumlu yemek pişirme gibi atölye çalışmaları aracılığıyla okul dışı eğitimler sağlamaktadır.
24-Eden Projesi (Birleşik Krallık, Cornwall)
Birleşik Krallık’ta, güneybatı İngiltere’de Cornwall’da bulunan Eden Projesi (Cennet projesi), Projesi küresel bir bahçe, eğitim amaçlı bir hayır kurumu ve sosyal bir girişimdir. 2005 yılında ilk proje Güney Milletler ve Milliyetler Halk Bölgesi’nden Başkan Hailemariam Desalegn’in talebi üzerine Hawassa, Etiyopya yakınlarında bir orman restorasyon projesine nezaret ederek başlatılmıştır. 2007 – 2021 arasında küresel ayak izinin oluşturulması amacıyla yerel topluluklarla işbirliğine dayalı ortaklıklar geliştirilmiş, geniş ölçekli ağaçlandırma faaliyetleri uygulanarak Afrika, Asya ve Latin Amerika’daki operasyonları genişletilmiştir. 2021 yılında Eden’in karbon projesi geliştirme iştiraki Compassionate Carbon kurulmuştur. Compassionate Carbon, kuruluşların küresel emisyon hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmak için toplum odaklı restorasyon yoluyla doğa temelli çözümler sunan, tam hizmet veren bir karbon yan kuruluşudur. 2023 yılında, yaklaşık yirmi yıllık pratik deneyime dayanan, ekosistem ve toplum dayanıklılığına olan bağlılığı gösteren, daha kapsamlı, standartlara dayalı bir peyzaj restorasyon yaklaşımını benimsenmiştir. Permakültürün potansiyelini büyük ölçekte sergileyen Eden projesi, çeşitli bitki türlerini barındıran devasa biyomlara ve permakültür ilkeleriyle tasarlanmış açık hava bahçelerine sahiptir. Sürdürülebilirlik, eğitim ve araştırma için bir merkez olarak hizmet veren proje, zorlu peyzajları gelişen ekosistemlere ve öğrenme alanlarına dönüştürerek ekolojik tasarım ve inovasyonun dünyaca ünlü bir örneği haline gelmiştir. Hayırseverlik ve karbon finansmanı yoluyla finanse edilen peyzaj restorasyon girişimleri, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmakta, ekosistemleri restore etmekte ve gelecek on yıllar için toplum direncini güçlendirmektedir.
25-Pun Pun Kendine Güven Merkezi (Tayland, Chiang Mai)
Pun Pun, Tayland’ın Chiang Mai kentinin 50 km kuzeyinde, tohum tasarruf merkezi, doğal yapı ve uygun teknoloji yoluyla sürdürülebilir yaşamı uygulayan küçük bir organik çiftlik ve öğrenme merkezidir. Kültürel mirası ve biyoçeşitliliği koruma konusunda dersler sunmaktadır. Tay dilinde “Pun” kelimesinin iki anlamı vardır. Bunlardan biri “bin”dir. İkinci anlamı ise “çeşitler”dir. Pun pun kelimeleri birlikte olduğunda ‘bin çeşit’ anlamına gelmektedir. Türlerin yanı sıra fikirler, insanlar ve deneylerdeki biyolojik çeşitlilik arayışını temsil etmek için çiftliğe bu ad verilmiştir. 2003 yılında Jon Jandai tarafından kurulan merkez, organik gıda yetiştirerek, doğal evler inşa ederek ve düşük (basit) teknolojiye uygun teknolojiler deneyerek daha kendine güvenen bir yaşam tarzı yaşamanın daha fazla yolunu bulmaya çalışmaktadır. Bugün Pun Pun’daki mahsuller çok çeşitli ve başarılıdır. Arazide pirinç, çok yıllık yerel yenilebilir ürünler, şifalı bitkiler, sebzeler ve meyve çeşitleri yetiştirilmektedir; ayrıca balık havuzları ve yumurta tavukları da vardır. Çiftlikte tam zamanlı yaşayan yaklaşık on beş kişi bulunmaktadır. Her yıl yüzlerce misafir ve atölye katılımcısı da buradan geçmektedir.
Pun Pun’un atölyeleri organik bahçecilik, doğal inşaat ve güneş enerjisiyle ısıtma, su pompalama ve filtreleme sistemleri gibi uygun teknolojilerin kullanımını kapsamaktadır. Temel eğitim felsefeleri yaparak öğrenmedir. Kolektif deneyimleri paylaşarak birlikte öğrenmeye inanılmaktadır. Fikirlerdeki ve tohum çeşitlerindeki bu çeşitlilik felsefesi, kesinlikle Pun Pun’da güzel ve hayati bir projenin yaratılmasına yol açmıştır. Pun Pun topluluğunun üyeleri ayrıca Chiang Mai City’de, çoğu çiftlikte yetiştirilen yerel, organik, GDO’suz yiyecekler sunan iki restoran işletmektedir. Her iki restoranın da misyonu, Pun Pun’da yetiştirilen ve saklanan çeşitli geleneksel tohum çeşitlerinin değerini vurgulamaktır.
26-Aprovecho Araştırma Merkezi (ABD, Cottage Grove)
ABD’de, Oregon eyaletinde bulunan Cottage Grove şehrindeki Aprovecho, ılıman bir iklimde permakültür tasarımını sergileyen sürdürülebilir bir yaşam araştırma merkezidir. 1976’da kurulan, kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Aprovecho Araştırma Merkezi (ARC), mültecilerin ve yoksul insanların temel insani ihtiyaçlarını karşılamak için uygun teknolojik çözümleri araştırmaya, geliştirmeye ve yaymaya kendini adamıştır. Aprovecho Sürdürülebilirlik Eğitim Merkezi, Cottage Grove’un dışında 16 hektardan fazla güzel bir arazi üzerinde yer almaktadır. Aprovecho, İspanyolca’da “en iyi şekilde yararlanıyorum” anlamına gelen bir isimdir. Aprovecho’nun misyonu sürdürülebilir bir kültüre ilham vermek için yaşamak, öğrenmek, organize etmek ve eğitmektir. Amaçları, öğrencilerin rejeneratif, esnekliğe dayalı bir ekonomi içinde sürdürülebilir geçim kaynakları oluşturmaları için gereken eğitimi, becerileri ve kaynakları sağlamaktır. Aprovecho, her yıl yayınladığı “Aprovecho’dan Yenilikler” bülteninden aylık açık ev turlarına, hafta sonu atölyelerinden gençler için gece gezilerine ve permakültür ve doğal yapı alanındaki yatılı programlara kadar pek çok farklı katılım fırsatı sunmaktadır. Programlar, tarım, uygun teknoloji, doğal yapı, ekonomi ve diğer disiplinlerden stratejileri ve teknikleri, yaşamak için sürdürülebilir yerler yaratılmasına yardımcı olan karşılıklı destekleyici ilişkiler modeli halinde organize eden bir bütün sistem tasarım yöntemi olan permakültürü içerir.
Aprovecho’nun Permakültür programları uygulamalı öğrenmeyi vurgular ve dayanıklı çiftliklerin, ormanların, çiftlik evlerinin, toplulukların ve işletmelerin tasarımına ve kurulmasına odaklanır. Dersler, 12 hektardan büyük eğitimsel arazi vakfı, otuz yıllık topluluk ölçeğinde bir Permakültür modeli ve Hazelton vadisindeki kardeş çiftliklerin ve çiftlik evlerinin çevredeki mahalleler kapsamında gerçekleşir. Aprovecho’nun Doğal Yapı Programı, yerel kaynaklı, toksik olmayan malzemeler kullanılarak enerji verimli yapıların tasarımı ve inşası konusunda eğitim fırsatları sunan bir tasarım/inşa okuludur. Eğitimler hem kendi başına ev inşa edenler hem de tasarımcı/inşaatçı olarak kariyer yapmak isteyen öğrenciler için sunulmaktadır. Ders konuları, ev inşaatının tüm bileşenlerinin yanı sıra çizim, tasarım ve iş geliştirme ile ilgili becerileri de kapsamaktadır. İster doğal inşaat işine yeni başlıyor olsun ister inşaat alanında deneyim sahibi olsun, herkese yönelik, yıl boyunca sunulan çok çeşitli eğitim fırsatları bulunmaktadır. Başka birçok program da sunulmaktadır. Merkez, kuruluşundan 30 yıl sonra, tesislerinden yararlanan yüzlerce öğrenci, ziyaretçi ve gönüllü için ilham kaynağı olmaya devam etmektedir.
27-Ithaca Ekoköyü (ABD, Ithaca)
New York’un kuzeyinde yer alan Ithaca’daki ekoköy, permakültür ilkelerini birlikte yaşama ve ekolojik tasarımla birleştiren, 500 sakinden oluşan öncü bir topluluktur. 1991 yılından bu yana geliştirilen ekoköy, gezegenin karşı karşıya olduğu sosyal, çevresel ve ekonomik krizlere olumlu çözümler üretmek isteyen insanların oluşturduğu küresel bir hareketin parçasıdır. 71 hektara yakın bir alana yayılan köyde enerji tasarruflu evler, organik bahçeler, bağlantı ve işbirliğini teşvik etmek için tasarlanmış topluluk alanları bulunmaktadır. Misyonu, Dünya’nın ve tüm sakinlerinin uzun vadeli sağlığı ve yaşayabilirliği ile uyumlu olan barınma, gıda, enerji, geçim ve sosyal bağlılık için insan ihtiyaçlarını karşılama yolları hakkında deneyimsel öğrenmeyi teşvik etmektir. Eğitime büyük önem verilmektedir ve köy sakinlerinin yüzde 18’ine istihdam sağlanmaktadır. Eğitim programları yılda en az 1.000 kişiye ulaşmaktadır. 2015 yılında, eyalet ve yerel ortaklarla birlikte çalışan Ithaca Ekoköyü, mimarlar, yeşil inşaatçılar, topluluk geliştiricileri ve planlamacılar için profesyonel düzeyde bir eğitim programı geliştirmiş ve başlatmıştır. Bu eğitim programı aracılığıyla 58 mimar, mühendis ve yeşil inşaatçıya tükettiklerinden daha fazla enerji üreten binalar yaratmaları için eğitim verilmiştir. Ithaca Ekoköyü, ABD, Kanada, Senegal, Avustralya, Filipinler, Japonya, Kore ve birçok Avrupa ülkesinde diğer ortak yaşam topluluklarının ve ekoköylerin oluşumuna ilham vermeye devam etmektedir.
28-Oksidental Sanat ve Ekoloji Merkezi (ABD, Kaliforniya, Sonoma)
Kaliforniya’nın Batı Sonoma şehrindeki Occidental Sanat ve Ekoloji Merkezi (OAEC), ekolojik tasarım, eğitim ve topluluk oluşturmayı birleştiren yenilikçi bir permakültür projesidir. 1994 yılından bu yana, OAEC’in 32 hektardan fazla olan organik bahçeleri, ortak amaçlı topluluk ve otlaklar ile karışık meşe, köknar ve sekoya ormanlarından oluşan Wildlands Koruma Alanı araştırma, uygulama, gösteri, savunuculuk, topluluk örgütlenme ve öğretim için canlı bir laboratuvar olarak hizmet vermektedir. OAEC, bütün toplulukları (okullar, kamu kurumları, Kızılderili kabileleri, kentsel sosyal adalet örgütleri, havza grupları ve diğerleri) artan ekolojik, sosyal ve ekonomik zorluklara karşı dayanıklılık tasarlamak ve geliştirmek için eğitir ve destekler. Ayrıca sosyal ve çevresel değişime yönelik çalışan ağlar, kamu kurumları, vakıflar ve diğer gruplar için grup toplantılarına da ev sahipliği yapmaktadır. Permakültür bahçelerinde gri su sistemleri, doğal yapı teknikleri ve organik tarım yöntemleri de dahil olmak üzere çok çeşitli bitkiler ve sürdürülebilir uygulamalar sergilenmektedir.
Not: Oksidental, Batı ABD’ye özgü veya batılı, batıya ait anlamındadır.
29-Auroville (Hindistan)
Çiftçiliğin ekonominin bel kemiğini oluşturduğu Hindistan gibi bir tarım ülkesinde, Auroville’de çiftçilik önemli bir faaliyet olarak teşvik edilmektedir. Güney Hindistan’da benzersiz bir deneysel topluluk olan Auroville, sürdürülebilir ve uyumlu bir yaşam ortamı yaratma arayışında permakültür ilkelerini benimsemiştir. Yeniden ağaçlandırma, organik tarım ve yenilenebilir enerjiye odaklanan Auroville çiftliklerinde çeşitli alanlarda araştırmalar da yapılmaktadır. Amaç, topluluğun gıda ihtiyacını karşılamak, daha fazla genç sakini bu mesleği yapmaya teşvik etmek, organik olarak yetiştirilen gıdalar ve faydaları konusunda farkındalık yaratmaktır.
Auroville’de 20 çiftlik bulunmaktadır ve her birinin büyüklüğü, iş olanakları, vizyonu, hedefleri ve ürünleri farklıdır. Bu çiftliklerin her biri, Auroville çiftliklerinin, tüketicilerine sağlıklı bir yaşam sürmeleri için iyi sağlık ve beslenme sağlayan eksiksiz bir organik, sürdürülebilir ve bilinçli gıda üretim şekli olma vizyonunun büyük resminin bir parçasını oluşturmaktadır. Öncelikli olarak Auroville’in gıdasını yetiştirmekle uğraşanlar çiftlikler “Auroville Çiftlik Grubu” altında birleşmiş olup, her biri meyve bahçeleri, ekin tarlaları, sebze bahçeleri ve/veya mandıraların bir kombinasyonu ile çalışmaktadır. Çiftlik Grubu’nun genel amacı Auroville’i gıda üretiminde daha sürdürülebilir hale getirmektir. Çiftliklerden bazıları sebze üretimine odaklanırken, diğerleri meyve, tahıl, süt ürünleri ve işlenmiş gıda üretimine odaklanmaktadır. Bazıları ise tamamen organik ve doğa dostu bir çiftçilik tarzına odaklanarak diğer çiftlikler için bir model olmayı amaçlamaktadır.
Auroville’deki çiftçiler yaklaşık 129,5 hektarlık tarım arazisinde tahıl, sebze, meyve, süt ürünleri ve kümes hayvanları gibi farklı türlerde ürünler yetiştirmektedir. Auroville’de meyve bahçeleri mevcut arazinin %40’ını kaplar ve 20 çeşit meyve yetiştirilir. Tüm çiftlikler Auroville toplumunun gıda ihtiyacını sağlıklı ve organik bir şekilde karşılamayı temel amaç edinmiş ve bu kararlılıkla faaliyet göstermektedir. Auroville’in gıda üretiminin yalnızca tahminen %15’i çiftliklerde üretilmektedir. Marul, domates, lahana gibi sebzeler Auroville sakinleri arasında yüksek talep görmektedir ve çiftlikler şu anda aktif olarak ihtiyaçlarını karşılamak için bu tür sebzeleri yetiştirmeye çalışmaktadır. Auroville, örneğin uygun planlama ve yerel gıda tüketimine geçişle sebze üretiminde kendi kendine yeterli hale gelebilir.
Toplum arasında bilinçli gıda üretimi farkındalığını yaymaya ve onları çiftçilik deneyiminin temel gerçekleri konusunda eğitmeye odaklanan bazı çiftliklerde eğitim programları, atölye çalışmaları ve gönüllü programlar düzenlenmektedir. Gönüllülük ve eğitim programları, yerel kırsal kesimdeki gençlerin uzmanların danışmanlığında bu alanda kendilerini geliştirmeleri için bir fırsat sunmaktadır. Sadhana Ormanı, Buda Bahçesi (Shamballa bahçesi), 16 hektarlık bir alana yayılan, 1968 yılında kurulmuş olan Auro-Meyve Bahçesi çiftliği, (halka yiyecek sağlamak için kurulan, Auroville’deki en eski ve ikinci en büyük çiftliktir), Disiplin Çiftliği ve Solitude çiftliği tüm yıl boyunca hem Hindistan’daki hem de yurtdışındaki gönüllülere açıktır.
30-Belentepe Permakültür Uygulama ve Doğal Yaşam Çiftliği (Türkiye, Bursa, Uludağ)
Belentepe Permakültür Uygulama ve Doğal Yaşam çiftliğini, İ.T.Ü. inşaat mühendisliğinden mezun olan Taner Aksel kurmuştur. Aksel’in uzmanlık alanları rüzgârdan ve güneşten elektrik üretimi, toprak ısısın ısı pompaları aracılığı ile kullanılmasıyla binaların soğutulması ve ısıtılması, atık yağlardan araçlarda kullanılabilecek yakıt elde edilmesi (biyodizel yakıt), pasif güneş yapı tasarımları, doğal yapısal malzemeler, jeodezik kubbe ya da dome yapılar başta olmak üzere depreme dayanıklı yapı tasarımlarıdır. Aksel aynı zamanda Permatürk Vakfı’nın kurucu üyesi ve yönetim kurulu başkanıdır. Aksel, 2010’da İstanbul’da Bill Mollison’un verdiği kursa katılmış, permakültür eğitimi ve “Permakültür Tasarım Sertifikası” almış, permakültür ilkelerini uygulayarak öncelikle İstanbul Beykoz’da bulunan evinin bahçesinde uygulamalar yapmış, doğal yöntemler kullanarak kendi yiyeceklerini üreten verimli bir forma dönüştürmüştür. Daha sonra Bursa Uludağ’da bulunan14 dönümlük (14 dekar veya 1,4 hektar) arazisinde permakültür tasarımı gerçekleştirmiş ve 2013 yılında Belentepe Permakültür Uygulama ve Doğal Yaşam Çiftliği’ni kurmuştur. Kuruluşundan bu yana bireylerle, firmalarla, okullarla ve belediyelerle çeşitli çalışmalar yürütülmüştür. Çiftlik, alanında örnek bir uygulama sahası ve laboratuvar durumuna gelmiştir. Çiftlikte çeşitli ürünler yetiştirilmekte, bunlar işlenerek reçeller, konserveler, turşular, peynir gibi süt ürünleri üretilmektedir. Taner Aksel tarafından kalıcı tarım, sürdürülebilir yaşam ve doğal tasarım konularında eğitimler, permakültür tasarım sertifika kursları verilmektedir. Çiftlikte misafir odaları, hobit evi, kubbe, çardaklar, çiftliğe öğrenme, deneyim kazanma amacıyla gelen gönüllülerin, gençlik ve çocuk kamplarıyla gelenlerin kalabileceği köy odası (8 kişinin kalabildiği iki kişilik odaları ve 6 kişiye yetecek bir salonu vardır) ve ayrıca toplanma, dinlenme ve yemek alanları mevcuttur. Çiftliğe her sene çok sayıda ziyaretçi gelmektedir. Çiftlik, çalışmaları ile medyanın ilgisini çekmiş olup belgesellere, dergilere ve radyolara konu olmaya devam etmektedir.
Belentepe’den başka Türkiye’de birçok permakültür çiftliği bulunmaktadır. Çiftliklerden başka Türkiye’de bazı projeler ve permakültür alanında bir araştırma enstitüsü de bulunmaktadır. Türkiye Permakültür Araştırma Enstitüsü (TPAE), bir tüm sistem tasarım bilimi olarak permakültürün bilgi ve uygulamalarını yaygınlaştırmak ve öncelikle Türkiye Cumhuriyeti genelinde permakültürün benimsenmesini kolaylaştırmak amacıyla 2009 yılında kurulmuştur. Enstitü, yerel halkı, yıkıcı ve savurgan statükodan, öncelikle kendi topluluklarında ve biyolojik bölgelerinde, görünür ve görünmez, canlı ve teknolojik sistemlerin evrensel olarak faydalı bir ağına tasarlanmış bir geçişin liderleri olmaları için eğiterek kalıcı bolluğa yol açan çözümler sunmayı amaçlamaktadır. TPAE, kültürlerin, iklimlerin ve kıtaların çoklu sınırında olmanın, permakültür tasarımının ekosistemik ilkelerini enerjiyle dolup taşan bu topraklara uygulamanın; küresel permakültür topluluğu ve dünyanın geri kalanıyla paylaşmak için deneyim toplamanın ve sonuçları toplamanın potansiyelini kabul etmekte ve geliştirmeye çalışmaktadır. TPAE, dünya çapındaki diğer Permakültür Araştırma Enstitüsü Master Plan siteleri ile işbirliği içinde çalışmaktadır.
Yazar: Müşerref Özdaş