Bilgiustam
Bilgiyi ustasından öğrenin

Permakültür Nedir? Permakültürün Kökeni, Etiği, İlkeleri, Faydaları ve Tasarım Araçları Nelerdir?

0 54

Permakültür, son yıllarda dünya genelinde sürdürülebilir ve yenileyici tarıma olan ilginin artmasıyla tarımsal platformlarda sıkça görüşülmekte ve tartışılmaktadır. Permakültür, kavramsal, maddi ve stratejik bileşenleri, yaşamın tüm biçimlerine fayda sağlayacak şekilde işlev gören, mevcut olanı kullanmayı sağlayacak, doğaya karşı değil, doğayla birlikte çalışmaya gayret edecek şekilde bir araya getiren bir sistemdir. Permakültür, çiftçilere yüksek verim ve üretkenlik elde etmenin bir yolunu sunarken, bunu geleneksel tarım yöntemlerinden daha sürdürülebilir ve çevre dostu bir şekilde yapmalarını sağlar, tarım ürünlerine veya hayvancılığa daha bütünsel bir yaklaşım uygular. Sonuçta permakültür, ekosistemlerin çeşitliliği ve istikrarını gözetirken sektördeki çeşitli sistemleri çevre dostu bir şekilde sürdürmeye çalışır.
Bu makalede permakültürün tam olarak ne olduğuna,12 ilkesine, faydalarına ve gerçek dünyadaki bazı permakültür uygulamalarına yer verilmiştir.

Permakültürün Tarihi

Permakültür, doğanın işleri nasıl ele aldığıyla birlikte çalışan ve ona karşı çıkmadığı için geleneksel tarımdan farklı işleyen bir tarım türüdür. Permakültür terimi, permanent (kalıcı ) ve agriculture (tarım) kelimelerinin kısaltmış şeklidir, kalıcı (sürdürülebilir) tarım sistemlerinin tasarımı ve uygulanması anlamına gelir.
1960’ların sonlarında Bill Mollison ve David Holmgren, Avustralya’nın güneyindeki ada eyaleti Tazmanya’daki istikrarlı tarım sistemleri hakkında fikirler geliştirmeye başlamıştır. Bu, endüstriyel tarım yöntemlerinin hızla artan kullanımının yarattığı tehlikenin bir sonucudur. 1928’de Avustralya’daki Tazmanya, Stanley’de doğan Bill Mollison 1968’de Tazmanya Üniversitesi’nde ders vermeye başlamış ve burada, 1955 yılında Batı Avustralya’nın Fremantle kentinde doğmuş olan David Holmgren ile tanışmıştır. Holmgren sürdürülebilir tarım üzerine bir tez yazmaya başlamış ve Mollison’ın eklemeleriyle bu metin 1978 yılında yayınlanan efsanevi “Permakültür Bir” adlı kitaba dönüşmüştür. Kitap o zamandan beri 7 dilde yayınlanmıştır. Holmgren daha sonra Melliodora’da kendi permakültür yerleşimini ve Fryers Forest’ta daha büyük bir eko-köy kurmuştur.
“Permakültür Bir” adlı kitabı 1988’de Mollison’un yazdığı “Permakültür: Bir Tasarımcının El Kitabı” takip etmiştir. Mollison bunun dışında daha fazla ayrıntı içeren başka kitaplar da yazmıştır. Mollison 80’den fazla ülkede ders vermiş ve iki haftalık Permakültür Tasarım Kursları (PDC) ile yüzlerce öğrenciye öğretmiştir. Mollison mezunları öğretmen olmaya, kendi enstitülerini ve alanlarını kurmaya teşvik etmiştir. Bu çarpan etkisi permakültürün hızlı genişlemesi açısından kritik öneme sahiptir.

Permakültür Nedir? Permakültürün Kökeni, Etiği, İlkeleri, Faydaları ve Tasarım Araçları Nelerdir?

Permakültür Etiği

Etik, yapılması gereken her doğru şeyi gerektiren, evrensel olarak kabul edilmiş normlar olarak tanımlanır. Temel etik, Bill Mollison’un yerli uygulamalara ilişkin yaptığı çalışmasından kaynaklanmıştır. Permakültürel tasarım (proje ve gerçekleştirme süreci) üç temel etik gereksinimden (dünyayı önemsemek, insanları önemsemek ve adil paylaşım) oluşturulmuştur fakat bunlarla sınırlı değildir.
Dünyayı önemsemek
Dünyaya özen göstermek başka bir deyişle, tüm yaşam sistemlerinin varlığını sürdürmesine ve çoğalmasına yardımcı olmaktır. Çünkü sağlıklı bir gezegen olmazsa insanlar da var olamaz. Permakültür doğal sistemlerle rekabet etmek yerine onlarla birlikte çalışır. Dünyanın doğal ortamı üzerinde minimum olumsuz etkiye sahip yöntemleri kullanır. Günlük yaşamda bu, yerel ürünleri satın almayı, mevsiminde yemeyi ve araba kullanmak yerine bisiklete binmeyi içerebilir. Tarımda mahsulü iyileştirmek için ve hatta hasat düşük olduğunda kullanılan tüm yöntemlerin dünyaya özen gösterme ve gezegendeki her türlü yaşamı iyileştirmeyle el ele gitmesi gerekir. Kalıcı tarım gereği, bir akiferden su alındığında, o suyun ekosisteme geri dönüştürülmesinin sağlanması gerekir. Bu, gezegendeki her türlü canlı sistemin daha uzun yaşamasını ve sayılarının artmasını mümkün kılmaya yardımcı olur.
İnsanları önemsemek
İnsanlar bu gezegenin bir parçası olarak önemlidir. Bu bireylerin ve toplumların refahını sağlar. Dünyanın dört bir yanındaki insanların hayatta kalmak için ihtiyaç duydukları kaynaklara erişmelerine izin verilmeli, en yoksul bölgelerinde insanların güvenli bir toplum içinde yeterli gıdaya ve temiz suya erişmelerine yardımcı olunmalıdır. Zengin dünyada sürdürülemez sistemler yeniden tasarlanmalı ve sürdürülebilir olanlarla değiştirilmelidir. Bu, verimli, erişilebilir toplu taşıma sağlamak veya çocuklar için okul sonrası kulüpler sağlamak için birlikte çalışmak anlamına gelebilir. İnsanlar bir araya geldiğinde dostluklar kurulur ve sürdürülebilirlik mümkün hale gelir.
Adil paylaşım
Adil paylaşım etiği dünyanın kaynakları sınırlı olduğunu ve bu kaynakların birçok varlık tarafından paylaşılması gerektiğini kabul eder. Örneğin, Tarım işçilerine yalnızca yapılan görevler için adil bir maaş veya fiyat ödemesi değil, aynı zamanda yetiştirdikleri üründen de adil (insanların ve çevrenin yararına) bir pay sunulmalıdır. Mahsulün yoksullara veya yardıma ihtiyacı olanlara da adil bir şekilde verilmesi gerekir. Bu, yalnızca kişinin hayatta kalması veya yaşaması için ihtiyaç duyduğu her şeyi almayı ve elde tutulabilecek kalan tüm payı serbest bırakmayı vurgular. Paylaşmanın yanı sıra kaynaklar dönüştürülmeli veya yeniden başka bir şekilde kullanmalıdır.

Permakültürün İlkeleri

Permakültür ilkeler çerçevesinde ortaya çıkmış ve gelişmiştir, genişlemeye devam etmektedir. Tüm dünyada kalıcı tarıma inanan herkes, dünyanın her yerinde aynı olan belirli ilkeleri gözlemler ve uygular. Tüm bu ilkeler, mekândan, zamandan, hatta ortaya çıkabilecek durumlardan bağımsız olarak değişmez. Permakültürün mucidi veya kurucularından biri olan David Holmgren, 12 ilkeden oluşan bir liste hazırlamıştır. Bugün Permakültürcüler tasarımlarında her zaman bu ilkelere başvurmaktadır. Bu ilkeler tüm Permakültür öğretimlerinin merkezinde yer alır. Listede yer alan 12 ilke aşağıdadır:
1-Gözlemlemek ve Etkileşim Kurmak
Herhangi bir karar veya değişiklik yapmadan önce doğayı gözlemlemek için zaman ayrılmalıdır. Çoğu zaman sadece gözlem yapılarak çiftliğin veya bahçenin oradaki koşullara uyacak şekilde nasıl tasarlanacağına dair birçok fikir edinilebilir.
2-Enerjiyi Yakalamak ve Depolamak
Doğa her zaman kaynakları belirli yoğun zamanlarda sunar. Örneğin, yaz aylarında aşırı güneş ışığı ve kış aylarında daha az güneş ışığı mevcuttur. Bazı yerlerde bazı dönemlerde yağışlı mevsimler, diğer zamanlarda ise kuraklık yaşanır. Permakültür, yağmur suyu ya da güneş enerjisi gibi kaynakların daha sonra ihtiyaç duyulduğunda kullanılmak üzere saklanması konusunda büyük önem taşır.
3-Bir Hasat Elde Etmek
Verilen emeğin karşılığı alınmalıdır. Sonuçta, muhtemelen sadece bir hobi için çiftçilik yapılmamaktadır.
4-Öz Denetim Uygulamak ve Geri Bildirimi Kabul Etmek
Kişiler kendini sorumlu tutmalı ve başkalarından gelen öneri ve eleştirilere de açık olmalıdır. Yapılan ve duruma uygun olmayan bir şey varsa, bu bilinirse sistemler iyi çalışabilir.
5-Yenilenebilir Kaynakları ve Hizmetleri Kullanmak ve Değer Vermek
Dünya çapında doğanın sağladığı ve faydalanılabilecek çok sayıda yenilenebilir kaynak bulunmaktadır. Bunlara öncelik vermeli ve yenilenemeyen malzemelerin kullanımı azaltılmalı ya da sınırlanmalıdır.
6-Atık Üretmemek
Dünya çapındaki en büyük trendlerden biri “sıfır atık” olsa da aslında her şey permakültür ile başlamıştır. Eldeki tüm kaynaklara değer verilirse ve bunlar doğru kullanılırsa hiçbir şey israf edilmez.
7- Kalıplardan Detaylara Tasarım
Doğa veya topluluklar dikkatlice anlaşılmalıdır. Genellikle arı kovanlarının nasıl düzenlendiği, salyangoz kabuğunun üzerindeki tasarımlar gibi konularda veya yapılacak tasarımlara ilham verecek diğer şeylerde modeller gözlemlenebilir. Bu tasarımlardan alıntı yapılabilir, üzerine kişiye ait bazı detaylar ve tarzlar eklenebilir.
8-Ayrıştırmak Yerine Bütünleştirmek
Permakültür, her şeyin kendi başına bir alan olarak var olması yerine, her şeyin birbirini desteklemesi ve birlikte çalışmasıyla ilgilidir. Farklı bitkiler, hayvanlar ve diğer nesneler doğru şekilde eşleştirilerek bunların birbirleriyle kurabilecekleri ilişkilerden yararlanılabilir.
9-Küçük ve Yavaş Çözümler Kullanmak
Permakültür bir gecede büyük değişiklikler yapmak değildir. Küçük değişikliklerin, büyük revizyonlara göre karşılaştığı direnç daha azdır. Kademeli değişiklikler yapmak ve yavaş sistemlerle çalışmak, bunların sürdürülmesini çok daha kolay hale getirir. Ayrıca daha sürdürülebilir bir sonuca sahip olma eğilimindedirler. Permakültür söz konusu olduğunda, yavaş ve istikrarlı olan yarışı kazanır.
10-Çeşitliliği Kullanmak ve Artırmak
Geleneksel tarım monokültürden ibaretken ve birçok çiftçi geleneksel olarak yalnızca bir ya da iki ürün yetiştirirken, permakültür çeşitliliğe büyük önem verir. Çeşitlilik içeren bir sistem zararlılar, hastalıklar ve diğer sorunlar gibi tehditlere karşı homojen bir sistemden çok daha az savunmasızdır. Tüm kaynaklar aynı işe yatırılmamalıdır.
11-Kenarları Kullanmak ve Marjinal Olana Değer Vermek
Kenarlar iki veya daha fazla habitatın (iki farklı bitki topluluğunun) arasındaki sınırdır. Kenarlar genellikle tüm sistemin en üretken ve en çeşitli kısmıdır. Genellikle bu bölgelerde (ekotonlarda) birbirleri üzerindeki etkisi olan daha fazla tür bulunur, bu kenar etkisidir. Burada bulunan türlere kenar türler adı verilmektedir.
12-Değişimi Yaratıcı Bir Şekilde Kullanmak ve Yanıt Vermek
Değişim kaçınılmazdır. Dikkatli gözlemler yapılarak ve ardından doğru zamanda devreye girilerek, olumsuz değişimler yerine değişimlere dayalı olumlu sonuçlar elde edilebilir.
Dünyanın dört bir yanındaki çiftçiler permakültür tekniklerini, hatta tasarımlarını kullandıkça ve hatta geliştirdikçe, takip edilmesi gereken ilkelerin sayısı da artmaktadır.

Permakültür Nedir? Permakültürün Kökeni, Etiği, İlkeleri, Faydaları ve Tasarım Araçları Nelerdir?

Permakültürün Faydaları

Permakültür, tek bir ortamla sınırlı olmayan bir tasarım yaklaşımıdır. İnsanların sürdürülebilir gıda kaynakları ve üretken bir ekosistem yaratmasına, daha sağlıklı evler inşa etmesine olanak tanır. Permakültürün, çiftçilerden arka bahçedeki bahçıvanlara kadar toprağı olan ve ürün yetiştirmek isteyen herkes için onu cazip bir seçim haline getiren birçok faydası vardır. Faydalarından bazıları şunlardır:
Doğal kaynakların korunması
Permakültür, koruma ve sürdürülebilirliğe ilişkin birçok hedefe ulaşmak için doğal kaynakları korumaya, iklim değişikliğinin ve diğer küresel çevre sorunlarının etkilerine dayanabilecek dayanıklı toplulukların gelişimini teşvik etmeye odaklanır. Permakültür uygulamaları, doğal süreçleri taklit edecek, bitkilerin, hayvanların, mantarların ve insanların birbirleriyle uyum içinde uyum sağlamalarına olanak tanırken, doğal kaynakları daimi olarak yenileyecek şekilde tasarlanır.
Daha az su kullanımı
Yağmur suyunun ve atık suyun kullanımı su faturalarını büyük ölçüde azaltır. Ev sahipleri için bile bu faydalı bir yöntemdir, ancak daha büyük çiftlikler için bu, mahsulleri sulamanın gerçekten daha uygun maliyetli ve verimli bir yolu haline gelir.
Biyolojik çeşitliliğin teşvik edilmesi, yaban hayatının korunması
Permakültürün tasarım ilkeleri hayvan türleri için daha fazla yaşam alanı yaratarak biyolojik çeşitliliğin en üst düzeye çıkarılmasına ve yaban hayatının korunmasına yardımcı olur.
Organik ürünlerin üretimi
Permakültürde bitkiler, birbirlerine besin sağlayan çok yıllık ve tek yıllık bitkilerin çeşitli karışımlarında yetiştirilir. Bu, toprak sağlığını artırmaya yardımcı olur, pestisit, herbisit ve kimyasal gübre ihtiyacını ortadan kaldırır. Sonuç, organik tarımın zirvesindeki mahsul büyümesidir.
Sağlığın artırılması
Permakültür fiziksel, zihinsel ve ruhsal ihtiyaçları karşılayarak sağlığı artırır. Fiziksel sağlık, daha temiz hava, su ve organik olarak yetiştirilen daha yüksek besin değerine sahip daha lezzetli gıdalar sayesinde iyileşir. Permakültürün geliştirdiği topluluk ve üretmenin yarattığı öz güven duygusu sayesinde ruh sağlığı iyileşir. Manevi açıdan permakültür, insanların yaptıkları işe ve içinde yaşadıkları dünyaya daha yüksek bir anlam bulmalarına yardımcı olur.
Daha az maliyet
Permakültür, geleneksel olarak bitki yetiştirmekten daha uygun maliyetlidir. Böcek ilacı veya gübre gibi şeylere para harcamaya gerek yoktur. Permakültür sistemler daha az bakım gerektirdiğinden genellikle tek yapılması gereken bitkileri sulamak ve ara sıra malçlamaktır, aynı zamanda işçilik açısından da tasarruf sağlar.
Daha az atık
Bir permakültür sistemi kullanılıyorsa hiçbir şey boşa gitmez. Bahçe atıkları, yapraklar, sofra artıkları ve diğer atık ürünler gübreye veya çiftlik hayvanları için yiyeceğe dönüştürülür. Bazı permakültür meraklıları bunu daha da ileri götürür ve hatta gerçek anlamda sıfır atıklı bir yaşam tarzı için kompost tuvaletler gibi şeylerden yararlanır. Yan ürünlerden faydalanmak permakültürü gerçekten sürdürülebilir kılan şeydir.
Yer tasarrufu
Permakültür, kentsel tarım alanına da girmeye başlamıştır. Permakültürde kullanılan geniş ölçekli yöntemler, yoğun bir çıktıya sahip küçük bir alan oluşturulması gerektiğinde işe yarar.
İşin çoğunu doğanın yapması
Permakültür ilkeleri uygulanarak tüm ihtiyaçları karşılayan, kendi kendini idame ettiren sistemler yaratılabilir. Permakültür, bir çiftlikte ya da bahçede her şey doğru, usulüne uygun bir şekilde kurulduğunda, geleneksel tarıma kıyasla kendine yetecek, daha iyi performans göstermeye başlayacaktır. Permakültür ortamı harekete geçirildiğinde daha az çalışma gerektirecektir çünkü doğanın doğal akışı yoğun tarımsal uygulama ihtiyacını ortadan kaldırır. Kuşları, kurbağaları ve diğer faydalı yaban hayatını çekmek için insan yapımı unsurlarda (örneğin, dekorasyon amaçlı göletlerde, havuzlarda, yapay şelalelerde, derelerde) su depolanabilir, bu da zararlıları uzaklaştırmaya yardımcı olur. Eşlikçi ekim ve tamamlayıcı ekim (kardeş bitkiler yöntemi) de benzer şekilde böcek sorunlarını minimumda tutmaya destek olur.
Daha az kirlilik
Permakültür, mahsul yetiştirmenin en doğal yoludur ve traktör gibi motorlu tarım ekipmanlarının kullanımı nadirdir, bu nedenle daha az kirlilik olur.
Daha az toksin
Permakültür, doğal gübreler ve haşere kontrol yöntemleri kullanır ve genellikle organik olarak kabul edilir; dolayısıyla pestisit (böcek ilaçları) ve diğer yapay ürünler kullanılmadığı için ürünler kimyasallara maruz kalmaz.
Gelişmiş değerler
Permakültür uygulanarak doğal olarak daha az israf etmek, sadece ihtiyaç duyulduğu kadarını kullanmak, kirliliği azaltmak ve başkalarına yardım etmek gibi daha etik ve olumlu değerler geliştirilir. Yalnızca doğal gübre ve böcek ilacı kullanılarak yeşil, çevreyle dost bir yaşam teşvik edilebilir.
Daha fazla kendi kendine yeterlilik
Permakültür, bir çiftçinin veya bahçıvanın arazisinde çok çeşitli ürünler yetiştirmesine olanak tanır. Bu, kişilere yemek istediği ya da ihtiyaç duyduğu her şeyi yetiştirebilme özgüveni verir. Artan olursa, bunların daha sonra kullanmak üzere nasıl muhafaza edileceği her zaman öğrenilebilir.
Mevcut sistemlere uygulanabilirlik
Çeşitli tarım sistemleri, kalıcı tarım ilkelerine uyacak şekilde kolaylıkla yenilenebilir. Genellikle gıda yetiştirilebilecek her yer, büyük veya küçük ölçekte permakültür için kullanılabilir.

Permakültürün Dezavantajları

Bir permakültür topluluğunda yaşamanın dezavantajları kişiye göre değişir. Bazıları için dezavantajlar çok güçlüdür. Permakültürle ilgili zorluklar fiziksel olmaktan çok zihinseldir.
Alışkanlıklardan ve inançlardan vazgeçmenin zorluğu
Permakültürde doğayla uyumlu bir yaşam tarzı için çabalanır. Buna doğal gıdalarla beslenmek, yeşil, çevre dostu malzemeler kullanmak, atıkları geri dönüştürmek veya kompost yapmak ve mümkün olduğunda suyu koruyarak akıllıca kullanmak da dahildir. Permakültüre geçişin pek çok insan için zorlayıcı olduğu bilinmektedir çünkü alışkanlıklarına ve hayatın nasıl yaşanması gerektiğine dair inançlarına alışmışlardır.
Çok çalışmaya, yardımcı olmaya istekli olmak
Permakültür sadece gıda üretimiyle ilgili değil, aynı zamanda çevreyi koruma, sosyal adalet, kendi kendine yeterlilik gibi birçok farklı yolla hayatı sürdürebilmekle ilgilidir. Bir permakültür topluluğunda yaşarken olup biten her şeyin aktif bir katılımcısı olmak gerekecektir. Bu, kişilerin kendisi için sürdürülebilir bir yaşam tarzı yaratmak ve çevreye genel olarak yardımcı olan projelere katılarak başkalarına yardım etmek zorunda olduğu anlamına gelir.
Zenginliği yaratmanın ve sürdürmenin zorluğu
Kendi kendine yeterli olmanın en büyük zorluklarından biri zenginliği, refahı yaratmak ve sürdürmektir. Permakültür parayla ilgili değildir. Buradaki fikir, insanların şirketlere veya hükümetlere güvenmek zorunda kalmamasını sağlayacak sistemler yaratmaktır. Temel ihtiyaçların ötesinde, paraya bağımlı kalmadan yaşam tarzını sürdürebilmek için topraklar, beceriler ve içinde yaşanılan topluluk aracılığıyla zenginlik ve refah yaratmanın yollarını bulmak gerekir.
Mal ve hizmet satın almanın zorluğu
Zenginlik yaratmak zor olduğundan, permakültür yaşam tarzında mal ve hizmet satın almak daha zor olabilir, ancak alternatifler de vardır. Örneğin kişiler marketten bir şeyler almak yerine, yemek için kendi meyve ve sebzelerini yetiştirebilir veya yün gibi doğal malzemeleri kullanarak kendi kıyafetlerini yapabilir.
Ana akım yaşamın dışında kabul edilmesi
Permakültür, yerleşim yerleri ve ekolojik sistemler yaratmanın etkili bir yolunu sunar. Aynı zamanda nasıl daha sürdürülebilir bir şekilde yaşanabileceği konusunda rehberlik eder ve yaşanılan çevreyi korumaya yardımcı olur. Bununla birlikte, bu tür çevre odaklı ideallerle permakültür, günün ihtiyaçlarıyla her zaman kolayca bağlantı kurmaz. Permakültür ilkelerini yeni öğrenen bazı kişilerin bunları tam olarak benimsemesi zor olabilir.

Permakültüre Nasıl Başlanır?

Permakültür ilkelerine göre ürün yetiştirmek, sahadaki çabaların en aza indirilmesine ve aynı zamanda hasatın en üst düzeye çıkarılmasına yardımcı olur. Bir permakültür bahçeciliği yapmak veya bir çiftlik kurma fikri çekici görünse de, bazen bunu yapmak için önerilen yollar bunaltıcı olabilir. Önemli olan, bulunulan yerden başlamak ve hedefe doğru yavaşça ilerlemektir. İşte permakültür ilkelerine uygun bir çiftlik veya bahçeye başlamak için atılabilecek adımlar:
Gözlem Yapmak
Arazi gözlemlenerek, güneş ışığı, su mevcudiyeti ve toprak kalitesi gibi benzersiz özellikleri anlaşılarak başlanır.
Planlama, Tasarım
Her harika bahçe ya da çiftlik bir planla başlar. Permakültür tasarımlarında su kaynakları ve kullanımı; yükseklik ve gölge gibi mevcut arazi unsurları; çok yıllık ve tek yıllık bitkiler, oyun ve toplanma alanları ve zaman içinde büyüme dikkate alınır. Pek çok permakültür tasarımcısı, bu unsurların her birini hesaba katan ayrıntılı planları hazırlar ve kağıt üzerine geçirir. Yol gösterici permakültür tasarım kursları, kitaplar ve videolar bulunabilir. Başlamak için kişiler yerel bir permakültür grubuna katılabilir (veya oluşturabilir) ve diğer insanların fikirlerini uygulamalı olarak görmek için bahçe, çiftlik turlarına katılabilir. Bir permakültür alanı tasarlamanın doğru bir yolu yoktur ve tasarımlar her zaman değişen deneyimlere, hedeflere veya ihtiyaçlara göre uyarlanabilir.
Su Sistemleri Oluşturmak
Su, bir bahçeyi var edebilir ya da yok edebilir. Permakültür bahçeleri suyu dikkatle tutulması ve sürdürülebilir yollarla tahliye edilmesi gereken bir kaynak olarak görür. Permakültür bahçe planlanırken, arazide suyun nerede biriktiği ve nereye akıp gittiği, hangi alanların suya en çok ihtiyaç duyduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Arazinin fazla su tuttuğu yerlerde, suyu biriktirmek için bir hendek (genellikle çakılla kaplı, çok hafif eğimli bir hendek) veya bir gölet kazılmalıdır. Su yoksa, su sıkıntısı çekiliyorsa sulama ve yıkamada (içilmeyen nitelikte olan) kullanmak üzere sarnıçlar veya varillerle çatılardan yağan yağmuru toplanmalıdır.
Yatakları İnşa Etmek ve Hazırlamak
Permakültür ilkeleri, en az çabayla en az tahrip edici yöntemleri kullanarak yeni sebze yatakları inşa etmeyi gerektirir. Arka bahçe projeleri için bu genellikle noktasal ekim ve malçlamayı içerir. Noktasal ekim, çimin küçük bir bölümü veya şeridi uzaklaştırılarak, bir çukur kazılıp fide ekilerek gerçekleşir. Çukura yavaş salınımlı organik gübre veya kompost eklenebilir. Ayrıca suyu tutmak ve yabani otları önlemek için üst kısmın etrafına saman malç veya talaş malç eklenebilir. Noktasal dikim özellikle köklü ağaçlar eklemek veya bir çayırlık alanda çok yıllık çiçeklerin sayısını ve çeşitliliğini artırmak için etkilidir.
Çok Yıllık Bitkileri Temin Etmek
Ekim bölgesinde hangi çok yıllık gıda ürünlerinin iyi yetiştiği araştırılmalı veya daha iyisi, hangi yerel bitkilerin arzu edilen gıda, yakıt, lif veya ilacı sağladığı düşünülmelidir. Bazen yabani tohumlar ile çok yıllık bitkiler ekilebilir. Ancak daha sık olarak, köklü fidanlar bulmak gerekecektir. Birçok ilçede ilkbaharda yerli ya da bölgeye uyumlu bitkilerin satışı yapmaktadır. Yerel çiftçiler ve bahçe kulüpleri daha az yaygın bitkileri tedarik etme konusunda fikir sahibi olabilir ve birçok fidanlık posta siparişi yoluyla çevrimiçi satış yapar. Seçenek varsa, bitkilerin toprağa ve hava koşullarına en iyi şekilde uyum sağlaması için yerel bir fidanlık seçilmelidir. Daha düşük fiyatlarla toplu alım yapmak için genellikle arkadaşlarla bir araya gelinebilir.
Uygulamaya Geçmek
Bir tasarımın uygulanması çok önemlidir ve aynı zamanda planlamayı da gerektirir. İyi organize edilmiş bir çalışma günü, net bir ekim planı kullanılarak çok şey başarabilir ve insanlara yeni beceriler kazandırabilir. İyi organize edilmemiş bir çalışma günü ise gönüllülerin ayrılmasına ve gün içinde yapılandan daha fazla işin düzeltilmesine neden olabilir. Önemli olan neyin, ne zaman, nasıl ve nerede yapılması gerektiğini bilmektir. Zaten genel bir tasarım vardır, bu nedenle bir uygulama planı tüm detayların bir araya getirilmesiyle ilgilidir.
Dikim Planı
Bir Dikim Planı ‘Modelden detaylara tasarım’ ilkesini takip eder, sahanın genel olarak nasıl işleyeceğine dair kararlar alındıktan sonra gerçekleştirilir. Yoğun yetiştirme alanları, meyve bahçeleri ve diğer dikim alanları tahsis edildikten sonra, hangi bitkilerin kullanılacağına (tür listesi) ve bunların alanlarda nasıl düzenleneceğine (dikim planları) karar verilebilir. Bu, ilk tasarımda ihtiyaç duyulan düzeyde bir ayrıntı olabilir veya olmayabilir.
Ekime Başlamak
Eğer ekonomik olarak güç yetiyorsa, ihtiyaç olduğu düşünülenden daha sık ekim yapılabilir, böylece daha sonra en sağlıklı bitkiler seçilip diğerleri kompost veya yakacak odun için kullanılabilir. Sık veya yoğun dikim yabani otların aşırı büyümesini önlemeye de yardımcı olur. Meyve ağaçlarının altına yerleştirilen Allium’lar (süs soğanı veya frenk soğanı, soğan, sarımsak gibi bitkiler) ve otlar gibi eşlik eden bitkiler, hastalıkların ve toprağı kazıp oyuklar açan tarla fareleri, köstebek gibi zararlılarının önlenmesine yardımcı olabilir. Bölgede tozlayıcılar eksikse, onları çekecek çiçekler ekilmelidir. Pek çok permakültürcü, çok yıllık genç bitkiler kendilerini geliştirirken toprağın beslenmesini ve ekilebilirliği oluşturmak için yeşil gübre bitkileri eker.
Tek Yıllıklar ile Birlikte Ekim Yapmak
Genç ve uygun fiyatlı köklü meyve ve kabuklu yemiş ağaçları dikilirse permakültür bahçesi muhtemelen bir çubuk tarlası gibi görünecektir. İlk birkaç yıl için, boşlukları tek yıllık bitkilerle doldurmak harika bir fikirdir. Ayçiçekleri güzel, az bakım gerektiren alan dolduruculardır ve kesme çiçek veya tohum üretimi için birçok tür seçilebilir. Bazı insanlar kabak veya tatlı patatesle birlikte ekim yapar çünkü sarılıcılar veya tırmanıcılar ağaç kök sistemlerine minimal düzeyde zarar verir ve yayılması yabani ot sorunlarını azaltır. Tek yıllık yeşillikler, çiçekler ve sebzeler, kurulmakta olan bir permakültür sisteminin dolu görünmesine yardımcı olabilir ve bir gelir veya gıda kaynağı sağlayabilir.
İzlemek ve Bakımını Yapmak
Artık yeni bahçenin ya da çiftliğin tadını çıkarma zamanıdır. Çiçek ve dal çeşitliliği, yaban hayatı izlenebilir. İlk yıllarda en hızlı büyüyen, en sağlıklı bitkilerden hasat yapılabilir. Yeni uzun ömürlü bitkilere bol su verilmeli ve mümkünse yabani otlar temizlenmelidir, böylece iyi bir şekilde kök salabilirler. Mevsimler ve ilgi alanları değiştikçe planı buna göre uyarlamakta hiçbir sakınca yoktur.

Yaygın Permakültür Uygulamaları
Holmgren’in permakültür hakkında ilk yazdıklarından bu yana geçen on yıllar içinde, permakültürün genel şemsiyesi altına giren çok çeşitli yeni teknikler ve uygulamalar ortaya çıkmıştır ve bu konu başlığı altına dahil edilmiştir.
İşte permakültürün daha yaygın alt kategorilerinden bazıları:
1-Tarımsal Ormancılık
Tarımsal ormancılık, ağaçları veya çalıları hayvancılık veya mahsullerle birleştiren bir permakültür yaklaşımıdır. Bu isim tarım ve ormancılığın birleşiminden gelmektedir. Görünüşte birbirinden ayrı olan bu iki alan, daha sürdürülebilir, sağlıklı, kârlı ve üretken sistemler oluşturmak için birlikte çalışır. Tarımsal ormancılığın temelinde, gıda ormanı oluşturmak için yedi katmanlı bir sistem kullanmak yatmaktadır. Buna gölgelik katman (kanopi), alçak ağaç katmanı, çalı katmanı, otsu katman, rizosfer, yer örtüsü katmanı ve dikey katman dahildir. Doğal olarak oluşan ormanları taklit edecek şekilde tasarlanmıştır, ancak kabuklu yemiş ve meyve ağaçları, sebzeler, otlar ve insanlar için yararlı olan diğer bitkiler de kullanılır.
2-Birlikte Ekim ve Tamamlayıcı (Refakatçi) Ekim
Tarımsal ormancılıkta diğer sistemleri arasında silvopastoral ve silvoarable bulunmaktadır.
Silvopastoral sistemler ağaçları yiyecek arayan, otlayan hayvanlarla karşılıklı yarar sağlayacak şekilde bütünleştirir. Yiyecek arayan hayvanların yanı sıra kabuklu yemiş ağaçlarına sahip olmak, toplanan yemişlerden ek gelir elde etmek anlamına gelir. Ağaçlar, çiftlik hayvanlarını rüzgârdan, yağmurdan ve diğer etkenlerden korur ve ölüm riskini azaltır. Hayvanlar atık üretir, bu da ağaçları gübreler ve üretim kapasitelerini artırır.
Silvoarable sistemler ağaçları tamamlayıcı ürünler (kardeş bitkiler) ile mesela tarım ve bahçe bitkileriyle eş zamanlı olarak yetiştirir. Birlikte (ara veya araya) ekim, birbirleri üzerinde faydalı etkileri olan iki veya daha fazla bitki türünün bir alanda bir araya getirilmesidir. Fesleğen, oregano (kekik otu), frenk soğanı veya sarımsak gibi güçlü kokulu bitki ve otların domates, havuç veya lahana gibi ana ürünlerin yanında ekilmesi buna bir örnektir. Zararlılar bu güçlü kokuya sahip olan tamamlayıcı ya da yardımcı bitkilerin çoğunun kokusundan nefret ederler. Sadece bu değil, bazıları aslında eşleştirildikleri bitkilerin büyümesini ve lezzetini de geliştirir. Diğerleri toprağı gevşetir veya başka faydalar sağlar. Farklı kardeş (tamamlayıcı) bitkileri araştırmak ve bahçeleri buna göre dikkatlice planlamak gerekir. Birçok bitki diğer bitkilerle birlikte kullanıldığında iyi sonuç verirken, aynı besin maddelerine ihtiyaç duydukları için ya da başka nedenlerle birlikte kullanılamayan bazı bitkiler de vardır. Örneğin, havuç dereotunun yanına ekilmekten hoşlanmaz, ada çayı salatalıkla beslenen zararlıları çeker ve çoğu bitki rezenenin yanına ekilmekten hoşlanmaz.
Tahmin edilebileceği gibi, bu farklı tarımsal ormancılık türleri arasında pek çok örtüşme vardır ve bunların pek çok ortak noktası bulunur, dolayısıyla hatlar her zaman tamamen net değildir. Tüm tarımsal ormancılık türlerinin ortak noktası, mahsul üretimini artırmaya, çiftlik gelirini çeşitlendirmeye ve mahsullere koruma ve diğer faydalar sağlamaya yardımcı olabilmeleridir.
3- Hügelkultur (Tepe Kültürü)
Hügelkultur Almanca tepe kültürü (veya höyük kültürü) anlamına gelir. Toprağın su tutma kabiliyetini artırmak için çok miktarda ağaç parçasının ya da odunun, eski tahta parçalarının, ağaçların budanan kısımlarının toprakla kaplı bir tümseğe ( yükseltilmiş yataklara veya banketlere ) gömüldüğü bir tekniktir. Bu çürüyen ahşaplar, toprağa sızan suyu tutmak için bir sünger gibi davranır. Genellikle kompostlanabilir bitki materyalleri höyüğün üstüne ekilir ve sonunda toprağa da kompostlanır. Kompostlama ilkeleri, bir ormandaki ayrışmayı taklit edecek şekilde işlemektedir. Hügelkultur, permakültürün enerjiyi yakalama ve depolama ilkesini takip etmenin harika bir yoludur. Yılın yağmurlu zamanlarında su, yeraltındaki odunlarda hapsolur ve bu odunlar genellikle uzun bir kurak mevsim boyunca bile bitkileri canlı tutmaya yardımcı olacak yeterli hacmi tutabilir. Bu uygulama, ahşap artıklarının ve diğer istenmeyen odunların yakılmasına harika bir alternatiftir. Yakıldığında karbonu atmosfere salmak yerine ahşabın karbonu toprağa geri hapsedilir. Bir hügelkultur tümseğinin ömrü, ahşabın tamamen çürümesinden ve işlemin tekrarlanması gerekmeden önce genellikle 5 veya 6 yıldır. Hügelkultur Avrupa’da yüzlerce yıldır uygulanmaktadır, ancak şimdi ev bahçelerinde ve diğer ülkelerdeki permakültürcülerle birlikte zemin kazanmaktadır. Hügelkultur, toprak verimliliğinin düşük olduğu, drenajın yavaş olduğu ve toprağın sıkıştığı yerlerde yemyeşil bahçeler üretir. Höyükler nemi tuttuğu için hügelkultur çöl için mükemmel bir ekim yöntemidir.
4-Yağmur Suyu ve Gri Suyun Hasat Edilmesi
Yağmur suyu araziden akıp gitmesine izin vermek yerine, daha sonra kullanmak üzere biriktirilebilir ve depolanabilir. Bu, permakültürün “enerjiyi yakala ve depola” ilkesini somutlaştırmaktadır. Yağmur suyunun çoğu çatılardan toplanır. Çiftlikteki evler, ahırlar ve diğer yapılarda muhtemelen suyu toplayan ve binalardan uzaklaştıran saçak olukları vardır. Yağmur suyunu toplamak için yapılması gereken tek şey, yağmur suyunun toprağa karışıp boşa gitmesine izin vermek yerine bu suyu toplamak için iniş borusuna büyük bir tank bağlamaktır.
Bir başka su toplama yöntemi de sel suyu hasadıdır. Yağmur suyu hasatından farklı olarak sel suyunun çatılar yerine derelerden, kanalizasyonlardan ve diğer su yollarından toplanmasıyla ilgilenir. Çiftçilerin bir sel suyu hasat sistemi oluşturabilmelerinin bir yolu, bir tepenin dibine bir sarnıç veya su deposu yapmaktır. Bu, yamaçtan aşağı akan suyun çoğunu yakalayacaktır. Sel suyu hasadı ile çok daha büyük miktarda su elde edilebilmesi yağmur suyunun toplanmasına göre bir avantajdır. Dezavantajı ise daha fazla miktarda kirletici madde toplamasıdır. Bunu azaltmak için normalde kayalar ve silt, sarnıca ulaşmadan önce suyu kısmen filtrelemek için yamaca dahil edilir.
Hem yağmur suyu hem de sel suyu, sulama ve hayvancılık için kullanılan suyun yanı sıra, önce uygun şekilde arıtıldığı takdirde içme suyu da dahil olmak üzere çeşitli uygulamalar için kullanılabilir. Suyun ne amaçla kullanılacağı, ne ölçüde arıtılması gerektiğini belirler. Suyun insanlar için içilebilir hale gelmesinden önce filtrelenmesi, dezenfekte edilmesi ve filtrelenmesi gerekecektir.
Çiftlikteki yeniden kullanılabilir suyun son kaynaklarından biri de gri sudur. Bu, evde veya çiftlikte banyo yapmak, bulaşık yıkamak veya çamaşır yıkamak gibi faaliyetlerden gelen sudur. Bu su farklıdır ve yeniden kullanılması zor olan tuvalet veya septik sistem (lağım) kanalizasyon suyundan ayrı tutulur. Gri su, sabun ve deterjan içerdiğinden içilecek su olarak tekrar kullanılamaz ancak peyzaj sulama ve başka işler için kullanılabilir.
Süreç daha zor ve daha az pratik olmasına rağmen insan atıkları yeniden değerlendirilebilir. En yaygın iki yaklaşım kompostlama veya malzemeyi biyogaz oluşturmak için kullanmaktır. Biyogaz, yemek pişirmek veya ısınmak için yakıt olarak kullanılabilen, insan atıklarından elde edilen metandır. Kompostlama işleminden sonra bile, patojen ve bakteriyel kontaminasyon riski nedeniyle insan gübresinin mahsullerde kullanılması tavsiye edilmez, ancak ağaçlar ve çalılar için kullanılabilirler. Kompost tuvaletlerin (dışkıyı gübreye dönüştüren) yerel sağlık yetkilileri tarafından onaylanması zor bir iş olabilir, bu nedenle daha az kullanılırlar.
5- Hücre (Birim) Otlatma
Otlatma genellikle, sorumlu bir şekilde uygulanmadığı takdirde çevreyi tahrip etme potansiyeline sahip olumsuz bir faaliyet olarak görülür. Hayvancılığın bir bölgeyi aşırı otlatmasına izin vermek olumsuz sonuçlara yol açabilir. Permakültür kapsamında, hücre ya da birim otlatma (dönüşümlü veya rotasyonlu otlatma olarak da adlandırılır) tercih edilen yöntemdir. 1986 yılında Yeni Zelanda’da geliştirilmiştir. Bu yöntemde meralar kesin olarak tanımlanmış şeritlere ve hücrelere ya da parsellere ayrılır.
Diğer rotasyonlu otlatma sistemlerinden farklı olarak bu otlatma sistemi ‘otlatma ve dinlenme’ temel ilkesine göre çalışır. Bitkilerin otlatmalar arasında yeterince dinlenmeye ihtiyacı vardır, bu nedenle bir alanın otlatıldıktan sonra yeniden büyümesi için bir dinlenme dönemi geçirmesi önemlidir. Dönüşümlü otlatmada, çim israfını azaltmak ve çimlere dinlenme sağlamak için çiftlik hayvanları parsellenen ya da birimlere ayrılan bir dizi mera veya arazi alt bölümü boyunca düzenli olarak hareket ettirilir. Belirli bir süre veya mera kullanımına bağlı olarak hayvanların parsele bitkiler yeterince büyüyünce yeniden girmesine izin verilmez. Bununla birlikte, bir alanın fazla dinlendirilmesi de istenmez, aksi takdirde bitkiler odunsulaşabilir (odunsu hale gelebilir), bu da verimliliğin düşmesine neden olabilir. Yani bu hassas bir dengeleme eylemidir.
Dönüşümlü otlatma, çiftlik hayvanlarının ve araziyle nasıl etkileşime girdiklerinin yakından izlenmesini, takip edilmesini içerir. Geviş getiren hayvanlar (inek, keçi ve koyun gibi) ya da geviş getirmeyen hayvanlar (domuz, tavşan ya da kaz sürüleri gibi) hücre otlatma için etkili bir şekilde kullanılabilir. Sorumlu bir şekilde yapıldığında, otlayan hayvanların neden olduğu rahatsızlıklar aslında daha iyi bir ekolojiye yol açabilir, örneğin toprakta karbon tutulmasını ve meradaki bitkilerin daha hızlı bir şekilde yeniden büyümesine olanak sağlayabilir. Veganlar ve hayvanların et, süt veya lif için kullanılmasına karşı olanlar bile koruma amaçlı otlatma denilen yöntemle hayvanlarını otlatmaya devam edebilirler. Bu, istilacı bitkileri yemeleri için koyun ve keçi gibi hayvanların kullanılması ya da çimleri kısa tutmak için çim biçme makinesinin yerini almalarına izin verme uygulamasıdır. Yakından izlendikleri için hayvan refahı en üst düzeye çıkarılır. Çiftçiler, hayvanlarının yeterli kalitede ve miktarda su aldığından ve beslenmelerinin yönetilebildiğinden, gerektiğinde takviye sağlanabildiğinden emin olabilirler. Korumalı tarım, evcil hayvanlar için düşük stresli bir ortam sağlarken aynı zamanda çiftliğe verimli bir şekilde katkıda bulunmalarına ve geçimlerini sağlamalarına olanak tanır.
6-Levha Malçlama
Birçok çiftçi ve bahçıvan, suyu korumak ve yabani otların büyümesini önlemek, daha geniş bir alanı ekilebilir bir alana dönüştürmek için toprağın üzerine yerleştirilen her türlü koruyucu örtü olan malçlama yöntemini kullanmaktadır. Talaş, saman, ağaç kabuğu parçaları, yapraklar, karton, plastik, taş ve diğer malzemelerin tümü yaygın olarak kullanılmaktadır. Levha ya da tabaka malçlama, ormanlarda doğal olarak meydana gelen toprak oluşumunu, yani yaprakların toprağı kaplamasını taklit etmeye çalışan, kazmaya gerek olmayan organik bir tekniktir.
Levha malçlama uygulaması bazen “lazanya bahçeciliği” olarak da adlandırılır, çünkü birçok alternatif malzeme katmanı kullanılır. Enine kesitte, üzerine malçlama uygulanan arazi bir dilim lazanya gibi görünecektir. En yaygın olarak, levha (tabaka) malçlamada alternatif “yeşil” ve “kahverengi” malzeme katmanları kullanılır. Kahverengi malzemeler arasında dökülen yapraklar, parçalanmış kâğıt ve karton, çam iğneleri, talaş ve saman bulunur. Yeşil malzemeler arasında gübre, çim kırpıntıları, solucan gübresi, sebze artıkları, saman, kahve telvesi ve kompost bulunur. Herhangi bir yerde 5 ila 10 kat malzeme kullanılabilir. Levha malçlamanın üzeri her zaman saman veya talaşla kaplanmalıdır. Levha malçlama, toprağa besin ve organik madde eklenmesine, yabani ot büyümesinin bastırılmasına, sıcaklıkların ılımlı hale getirilmesine ve dona karşı korumaya, erozyon ve buharlaşmanın azaltılmasına ve yağışların emilmesine yardımcı olur. Toprağı bu şekilde inşa etmek eforu en aza indirir ve mevcut toprağın ekilebilirliğini ve mikropları bozmaz. Bir sonraki baharda ekim yapmak için sonbaharda bir alanı malçlamak idealdir.
7-Doğal Yapı
Doğal yapı, malzeme almak için yerel hırdavatçıya ya da kereste deposuna gitmekten daha sürdürülebilir bir inşaat yaklaşımıdır. Bir permakültür sisteminde mümkün olduğunca çok sayıda geri dönüştürülmüş veya kurtarılmış malzeme kullanmaya çalışılmalıdır. Arazide bir sonraki inşaat projesinde kullanılabilecek çok sayıda yenilenebilir kaynak bulunmaktadır. Kil, kayalar, tahta, sazlıklar, saman ve kum, çoğu insanın gözden kaçırdığı, kolaylıkla bulunabilen malzemelerdir. Örneğin, alt toprak, su, saman ve kireç bir araya getirilerek kerpiç oluşturulabilir. Bu yapı malzemesi çok düşük maliyetlidir, ancak aynı zamanda yanmaz, sismik faaliyetlere karşı dayanıklıdır ve tüm evleri inşa etmek için yeterince güçlüdür. Kerpiç, doğal malzemelerden yapılmış olmasına rağmen hava koşullarına karşı oldukça dayanıklıdır. Uygun bakım ile kerpiç yapısı çok uzun süre dayanacaktır. Halen ayakta kalan en eski kerpiç evinin 10.000 yaşında olduğu tahmin edilmektedir. Küçük bir kerpiç ev inşa etmenin maliyeti de çok değildir. Kerpiç ayrıca tuğla veya diğer geleneksel yapı malzemeleriyle mümkün olmayan çok benzersiz bir mimariye olanak tanır, çünkü kil gibi istenilen herhangi bir şekle sokulabilir.
Kerpiç tuğla, Meksika’dan Orta Doğu’ya kadar dünyanın her yerinde kullanılan kerpiç benzer bir başka malzemedir. Lastik gibi daha az doğal malzemeler de inşaat için kullanılabilir. Kara gemisi evleri, duvarlar oluşturmak için toprakla doldurulmuş lastiklerin istiflenmesi ve daha sonra bunların kaplanmasıyla inşa edilen bir tür pasif güneş enerjili toprak evdir. Bu, aksi takdirde çöplüklere atılacak veya yakılacak olan kullanılmış lastikleri yeniden değerlendirmenin harika bir yolu olabilir. Yeni satın almak yerine atılan cam pencereler de sıklıkla kullanılır.
8-İşlemesiz veya Minimum İşlemeli Tarım
Geleneksel tarım toprağı bozar. Bu, karbondioksitin atmosfere karışmasına ve toprağın aşırı oksijenlenmesine neden olur. Toprağı bu şekilde gevşetmek ayrıca erozyona ve besin akışına yol açabilir ve topraktaki faydalı mantar ağlarını yok edebilir. Minimum işlemeli veya toprak işlemesiz tarımda toprağın bozulmadan bırakılması amaçlanır. Ekimden önce toprağı parçalamak yerine, dokunulmadan bırakılır. Bu, suyun tutulmasına yardımcı olur, karbonun topraktan çıkmasını önler, toprak kalitesini artırır ve çimlenmek için yüzeye yaklaştırılan yabani ot tohumlarının miktarını azaltır.
9-Pazar Bahçeciliği
Pazar bahçeciliği, kırsalda geniş arazilerde yapılan geleneksel tarımdan, bazen kentsel ortamlarda bile bulunan daha küçük arazilere doğru ilginç bir harekettir. Adından da anlaşılacağı gibi, pazar bahçelerinin bahçıvanları ürünlerini genellikle çiftçi pazarlarında satarlar, ancak bazıları doğrudan restoran, market ve bakkallara da ürün tedarik edebilir. Pazar bahçeciliğinde, ticari ürünler küçük ölçekte yoğun bir şekilde yetiştirilir.

Permakültür Nerelerde Kullanılır?

Permakültür, insan faaliyetlerini gelecek nesiller boyunca doğa ile uyum içinde sürdürebilmek için yollar sunar. Permakültür etiği ve tasarım ilkeleri hayatın her alanına uygulanabilir, dünya çapında çeşitli ortamlarda ve bağlamlarda kullanılabilir. Küçük ölçekli çiftlikler, topluluk bahçeleri ve hatta ticari çiftlikler dahil olmak üzere hem kırsal hem de kentsel ortamlarda uygulanır. İlkeleri sürdürülebilir tarım projelerinde, yeniden ağaçlandırma çabalarında ve ekolojik restorasyon girişimlerinde görülebilir. Ek olarak, dirençli peyzajların, yeşil altyapının ve sürdürülebilir kentsel planlamanın tasarlanmasında parmakültürden yararlanılmaktadır. Uyarlanabilir doğası, permakültürün farklı yerlerde uygulanmasına olanak tanıyarak ekolojik uyumu ve sürdürülebilirliği teşvik eder.

Permakültür ile Organik Tarım Arasındaki Fark Nedir?

Organik tarım, kimyasal gübre, böcek ilacı veya genetiği değiştirilmiş organizmaların kullanılmaması anlamına gelir. Permakültür, organik tarım uygulamalarını içerir ancak bunun ötesine geçerek bir çiftliğin nasıl yapılandırılması gerektiği, atıkların nasıl azaltılacağı ve diğer önemli hususlar hakkında daha büyük sistemler ortaya koyar. Permakültür ve organik tarımın bazı benzerlikleri vardır ama aynı zamanda temel farklılıkları da vardır. Her ikisi de sürdürülebilir uygulamalara öncelik verirken, organik tarım öncelikle sentetik girdilerden kaçınmaya ve belirli sertifikasyon standartlarını takip etmeye odaklanır. Parmakültür ise doğal ekosistemleri taklit etmeyi ve kendi kendine yetebilen ortamlar yaratmayı amaçlayan bütüncül bir tasarım sistemidir. Permakültür, dayanıklı ve üretken sistemler oluşturmak için biyoçeşitlilik, tamamlayıcı ekim ve yenileyici uygulamalar gibi ilkeleri birleştirerek organik tarımın ötesine geçer. Ekolojik yönlerin yanı sıra sosyal ve ekonomik yönleri de dikkate alarak sürdürülebilirliğe daha geniş bir yaklaşımı vurgular.

Permakültür Tarımının Geleneksel Tarımdan Farkı Nedir?

Geleneksel tarım doğayla birlikte çalışmak yerine doğaya karşı çalışma eğilimindedir. Arazide daha önce var olan doğal ekosistem harap edilir ve üzerine ekin ekilebilecek ya da hayvan yetiştirilebilecek boş bir alan haline getirilir. Ama başka bir yol daha vardır. Permakültür ilkeleri kullanılarak doğaya karşı değil, onunla birlikte çalışılır. Bu da işin çoğunu doğanın yapmasına izin verilebileceği anlamına gelir. Geleneksel tarımdan çeşitli yönlerden farklılık gösterir. İlk olarak, permakültür doğal ekosistemleri taklit etmeye ve doğayı bir rehber olarak kullanmaya odaklanırken, geleneksel tarım genellikle yapay girdilere ve monokültür uygulamalara dayanır. İkincisi, permakültür biyoçeşitliliği, tamamlayıcı (eşlik eden) ekimi ve toprak sağlığını vurgularken, geleneksel tarım yüksek verimli tek bitki çeşidine ve kimyasal girdilere öncelik verebilir. Üçüncüsü, permakültür kendi kendine yeterliliği ve minimum israfı hedeflerken, geleneksel tarım dış girdilere dayanabilir ve daha fazla atık üretebilir. Son olarak, permakültür uzun vadeli sürdürülebilirliği ve yenileyici uygulamaları teşvik ederken, geleneksel tarımın çevresel etkisi daha ağır olabilir.

Bahçecilik ile Permakültür Arasındaki Fark Nedir?

Bahçecilik basitçe ticari tüketim için bitki, genellikle de sebze yetiştirmek anlamına gelir. Bazı örtüşmeler vardır ve permakültürün bazı kısımları bahçecilik olarak sınıflandırılabilir. Ancak bahçecilik aynı zamanda monokültür gibi diğer tarım teknikleri için de geçerlidir ve permakültür, bahçeciliğin parçası olmayan hayvan yetiştirme gibi şeyleri de içerir.

Permakültür ile Agroekolojinin Farklılıkları ve Benzerlikleri

Bu iki terim çoğunlukla birbiriyle karıştırılmaktadır fakat aslında ikisi birbirinden farklıdır. Agroekoloji (tarımsal ekoloji), kompostlama, tamamlayıcılık veya tepeciklerde yetiştirme (höyük tarımı, hügelkültür) gibi teknikler vasıtasıyla tarımda sürdürülebilir sistemleri kullandığı için biyolojik tarımın ötesine geçer. Bu sistemlere erozyon ile mücadele, suyun korunması ve tasarrufu gibi yöntemler de entegre edilir. Belirtilen uygulamaların permakültürde de bulunmasına rağmen aslında permakültür daha geniş çaplıdır, çünkü yalnızca sürdürülebilir, dayanıklı bir tarım sistemi oluşturmaya değil bunları diğer değişkenlerin de dikkate alındığı daha geniş bir yaşam sistemine dahil etmeye odaklanmaktadır.

Çevre Düzenlemesi Tarım Olarak Kabul Edilir Mi?

Çevre düzenlemesi ya da peyzaj genellikle geleneksel anlamda tarım olarak kabul edilmez. Tarım, gıda üretimi için mahsul yetiştirmeyi veya hayvan yetiştirmeyi içerirken, peyzaj öncelikle estetik veya işlevsel amaçlar için dış mekanların tasarımına ve bakımına odaklanır. Çevre düzenlemesi, süs bitkilerinin dikilmesi ve bakımı, peyzaj yapıları tasarlamak ve görsel olarak çekici dış mekan ortamları yaratmak gibi faaliyetleri içerebilir. Bununla birlikte, büyük ölçekli gıda üretimini veya tarım faaliyetlerinde bulunan aynı düzeyde tarımsal uygulamaları içermez

Permakültür Çiftlikleri Nerede Bulunabilir?

Pek çok permakültür çiftliği, yaptıkları harika çalışmaları halka göstermeye ve ziyaretçilere izin vermeye isteklidir. Bölgedeki çiftlikleri bulmak için Google’da “permakültür çiftliği + (şehir)” şeklinde bir arama yapılabilir. Birçoğunun daha fazla bilgi edinilebilmesi için iletişime geçilebilecek web siteleri veya sosyal medya sayfaları olacaktır.

Özet
Tarıma sürdürülebilir bir yaklaşım olan permakültür daha geleneksel bir çiftçilik modeli veya sisteminden uzaklaşılıyor olsa bile, yüksek verim elde etmeye devam etmenin ve mevcut üretkenlik seviyeni korumanın harika bir yoludur. Hayvancılık ve mahsullerin yönetimine daha bütünsel bir yaklaşım benimseyerek tarım için daha çevre dostu ve sürdürülebilir bir sistem sunar. Permakültür sadece geleneksel tarım kadar karlı olmakla kalmaz, aynı zamanda genellikle daha kolay ve daha az emek gerektirir. Bunun nedeni permakültürün 12 ilkesinin kullanılması, doğaya karşı çalışmak yerine doğanın çiftçi için çalışmasına izin verilmesidir. Doğal unsurlara, güçlere, baskılara, etkenlere ve evrimlere karşı çıkmak yerine doğayla birlikte çalışılırsa doğal gelişmelere engel olmak yerine yardımcı olunur. Permakültür çiftlikleri organik uygulamalara öncelik verir, tamamlayıcı ekimlerden yararlanır ve toprak sağlığına önem verir, sonuçta dayanıklı ve kendi kendini idame ettirebilen tarımsal ekosistemler teşvik edilir. Permakültürün en özgürleştirici yönlerinden biri soruna çözüm olarak bakmasıdır. Farklı bir yaklaşım benimsenerek algılanan engel olumlu bir özellik olarak kullanılabilir. Örneğin, eğer arazide soğuk bir rüzgar esiyorsa, onun gücünü ve soğutma özellikleri herhangi bir tasarımda avantaja dönüştürülebilir. Her şey olumlu bir kaynak olabilir; sadece onun nasıl kullanılacağını bulmak insanın kendi elindedir. Tersine, doğanın asla amaçlamadığı bir şeyi var olması için zorlamak zaman, para veya enerjinin boşa harcanmasına neden olur.

Yazar: Müşerref ÖZDAŞ

Bunları da beğenebilirsin
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku