Anksiyete, korku, endişe, kaygı, iç sıkıntısı, iç daralması olarak tarif edilebilir. Yaygın anksiyete bozukluğu, depresyon, panik atak, travma sonrası stres bozukluğu gibi psikiyatrik hastalıklarda anksiyete karşımıza çıkmaktadır. Her yaşta görülebilir. Kadınlarda daha sıktır. Kalıtsallık, beynin kimyasal değişimi veya çocuklukta geçirilen psikolojik travmalar anksiyeteye neden olmaktadır.
Bulgular
Hasta sadece göğüs kafesinde yanma, sıkışma, patlayacak gibi bir his şeklinde şikayetle gelebilir. Bu, anksiyete dediğimiz sıkıntı hissidir. Hastalar iç bunaltısı olarak tarif ederler. Midede kelebekler uçuşması, içinin pırpır etmesi şeklinde de tarif edenler vardır. Korkudan farklı olarak görünür bir nedeni yoktur. Korkuda köpek, vahşi hayvan, hızlı giden araçta kaza ihtimali gibi belli bir neden olmaktadır. Anksiyetede ise görünür bir neden bulunamaz. Bilinçaltı ile ilgili olarak ortaya çıkar. Sınav, gelecek, iş kaygıları herkeste görülebilecek normal kaygılardır. Ancak aşırı derecede ve sürekli olması kişiyi sorunlarla baş edemez hale getirir.
Anksiyeteli hastalarda madde bağımlılığı gelişebilir. İntihar riski vardır.
Huzursuzluk, halsizlik, yorgunluk, kolay yorulma, dikkat dağınıklığı, iştah azalması, iştah artması, ağız kurduğu, terleme, titreme, sinirlilik, unutkanlık, çarpıntı, göğüs ağrısı, şişkinlik, karın ağrısı, mide ağrısı, baş ağrısı, adale ağrıları, nefes darlığı, ishal veya ani seslere karşı irkilme eşlik edebilir. Uykuya dalmakta sıkıntı yaşanır ve uyku kalitesi bozulur. Anksiyeteye eşlik eden belirtiler kişiden kişiye değişmektedir.
Anksiyeteye eşlik eden belirtiler hipertiroidide görülebileceği için mutlaka tiroit hormon seviyeleri değerlendirilmelidir. Çarpıntı, yorgunluk şikayeti kansızlıkta da görülebileceği için tam kan sayımı ile kansızlık dışlanmalıdır. Vitamin eksiklikleri, şeker hastalığı, kalp ve böbrek hastalıkları, kanser gibi hastalıklarda yorgunluk, halsizlik olabileceği için mutlaka bu hastalıkların diğer belirtileri sorgulanmalıdır. Akciğer hastalıkları, kalp yetmediği, böbrek yetmezliğinde ve astımda nefes darlığı görülebildiğinden hastanın muayenesi önemlidir. Göğüs ağrısı kalp krizinde karşımıza çıktığı için mutlaka kalp şeridi, yani EKG çekilir.
Ayrıca tanının kesinleştirilmesi için hasta psikiyatrist tarafından değerlendirilir.
TIBBİ TEDAVİ
Anksiyolitik ilaçlar olan kaygı giderici ilaçlara başlanır. Benzodiazepin türevleri yeşil reçeteli ilaçlardır ve bağımlılık yapabilirler. Bu nedenle, tedavinin uzman doktor tarafından planlanması ve buna göre sürdürülmesi gereklidir.
Beyinde bozulan kimyasal dengeyi düzenlemek için sertralin, sitalopram, fluoksetin, paroksetin, mirtazapin, moklobemid, amitriptilin ve imipramin gibi ilaçlar mevcuttur. Bağımlılık yapmazlar. Daha sonraki dönemde aşırı coşku ve neşe hali, çok konuşma, sürekli gezme isteği, hareket artışı, cinsel dürtülerde artış oluyorsa ilaç dozunda düzenlemeler yapmak gerekebilir. Aşırı rahatlık, adet düzensizlikleri oluşabilir. Bu ilaçlar karaciğerde işlemden geçtikleri için karaciğer enzimleri (AST, ALT gibi) kontrol edilir. Kullanılan bu ilaçlar aniden kesilmemelidir. Ani olarak bırakılırsa sıkıntı, bulantı, baş dönmesi, huzursuzluk, kaygı, yorgunluk, sinirlilik gibi belirtilerin görüldüğü kesilme ya da bırakma sendromu oluşur. Hastanın var olan şikayetleri artabilir. Bu nedenle azaltılarak kesilirler.
Psikoterapi yaklaşımları tedavide çok yarar sağlayabilir.
DİYET DEĞİŞİKLİKLERİ
Beyinde gerekli kimyasalların yeterli üretilmesi kaliteli bir beslenme ile oluşur. Yetersiz veya kalitesiz beslenen insanlarda beyindeki kimyasallar azalabilir ve anksiyete ile depresyon yakınmaları artabilir. Sağlıklı bir beslenme planlaması yapılması için diyet uzmanından yardım alınması, sindirim sorunları ve emilim kusurları açısından değerlendirme gerekebilir.
Özellikle bağırsaklardaki florayı dengelemek için probiyotik destekler (laktobasil veya bifidobakteryum gibi) ile yoğurt gibi fermente gıdaların alınması yararlı olabilir.
Şekerli çay, suda, kola, gazoz ve meyve suları psikolojik bozukluğu artırabilir. Çocuklarda ve gençlerde yapılan çalışmalarda özellikle günde 4 su bardağından daha fazla gazoz-kola gibi karbonatlı içecekler içilmesinin dikkat eksikliği, saldırganlık, mutsuzluk ve intihar eğilimi ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Bu nedenle özellikle çocukların bu içeceklerden uzak tutulması, eğitilmeleri ve daha sağlıklı olan su öncelikli olmak üzere katkısız meyve suyu tüketimi konularında bilinçlendirilmeleri gereklidir. Bu çalışmalarda tatlandırıcı içermeyen kahve tüketiminin depresyona karşı koruyucu olduğu gösterilmiştir. Fakat uzun süreli kahve tüketiminin depresyon eğilimini artırması nedeni ile kafeinsiz kahve tüketimi tercih edilebilir. Şekerli içeceklerin kısıtlanması yararlıdır.
Anksiyete ve endişesi olanlar ile depresyonda olan kişiler, kendisi de depresan etkili alkol tüketimini artırma eğilimindedirler. Alkol, sorunu çözmekten çok büyütür, depresyonu ve psikolojik sorunları daha da derinleştirir. Sosyal çevre ile de ilişkinin bozulmasına neden olur. Bu nedenle alkol tüketilmemelidir.
YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİKLERİ
Egzersiz, anksiyete ile savaşta en önemli silahlardandır. Anksiyete ve stres gibi durumlarda kalp ve tansiyon bozukluklarının riski arttığı için, egzersiz bunlara karşı ek koruyuculuk sağlar. Aerobik egzersiz, tempolu yürüyüş, yüzme (özellikle kas-eklem yakınmaları olanlar, hamileler, egzersiz ile ortaya çıkan astımı olanlar için idealdir) seçilebilir. Araştırmalar yoga, tai chi, gigong gibi meditasyon ve egzersiz uygulamalarının anksiyeteyi azalttığını göstermektedir. Egzersiz ile beyindeki serotonin ve endorfin maddelerinin salgısı artarak depresyon ve anksiyete azalır. Kişilerin grup halinde yapılan egzersiz programlarına katılması sosyalleşmeleri açısından da olumlu etki sağlar.
Uyku, gün içinde karşılaşılan ruhsal, fiziksel ve kimyasal tahribatların gece boyunca vücudun gerekli tamiri yapmasını, ertesi gün yaşanacak tahribatlara karşı hazır olmasını sağlar. Gerekli salgısal hazırlıklar ile detoks işlemi yapılır. Beyin ve zihinsel sağlıkta önemli bir rol oynar. Yeterli sürede, derinlikte ve kalitede uyumayan kişilerde anksiyete ve depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklar daha sık görülür. Psikolojik rahatsızlıkları olan kişilerin önem verecekleri faktörlerin başında düzenli ve yeterli uyku gelir.
Akupunktur, kalp yetmezliği olan kişilerde stres ile etkilenen kalp kası aktivitesini iyileştirebilir. Fakat diğer kişilerde kalp hızı ve tansiyon üzerine ek katkısı yoktur. Yaşlılardarda uyku kalitesi, depresyon ve stres üzerine olumlu etkileri bulunmaktadır. Travmaya bağlı stres sendromu olan kişilerde akupunkturun yararı olabilir.
Hipnoz, korku ve anksiyete yakınmalarında yararlıdır, deneyimli bir doktordan yardım alınabilir.
Korku ve endişeyi azaltmada çocuklarda müzik ve oyun terapileri, erişkinlerde müzik, aromaterapi, dans terapisi gibi teknikler yararlıdır. Özellikle tıbbi işlem öncesi rahat bir odada yapılan müzik terapisi basit ve etkili bir anksiyete azaltıcı yöntemdir.
ÖNERİLEN BESİN TAKVİYELERİ
B kompleks vitamini: Sinir sistemini destekleyen en önemli vitamin grubudur. B vitaminlerinin eksikliği depresyon ve anksiyeteye neden olabilmektedir. Günde 50~100 mg B vitamin kompleksi önerilir. Bazı araştırmalarda B3 vitamini olarak bilinen niasinamidinin günde 4 kez 500 mg gibi yüksek dozlarda yararlı olduğu saptanmıştır.
Magnezyum (Mg): Sakinleşmeyi ve gevşemeyi sağlar. Stres ve anksiyete durumlarında magnezyum düzeylerinin vücutta genellikle azaldığı tespit edilmiştir. Günde 3 kez 200 mg magnezyum takviyesi önerilmektedir. Uyarı: Yüksek dozda magnezyum takviyesi ishale neden olabilmektedir. İshali önlemek için kalsiyum ve magnezyum kombine preparatları tercih edilmelidir.
İnositol: Panik atak gözlenen anksiyete hastalarına günde 3 kez 4 gram, obsesif bozuklukta ise günde 18 gram inositol önerilmektedir.
ÖNERİLEN BİTKİSEL İÇERİKLİ TAKVİYELER
Sarı kantaron (Hypericum perforatum): Alman Komisyon E tarafından anksiyete, depresif bozukluklar ile deride yara ve yanıklarda kullanımı onaylanmıştır. Sarı kantaron dahilen psikovejetatif bozukluklar, depresyon, anksiyete ve sinirsel gerginlikte, haricen de yara ve yanık tedavisinde etkilidir. %0.3 hiperisin içeren standart ekstresinden kapsül, tablet veya tentür halinde yararlanılır. 300 mg standart ekstreden günde 3 kez, sıvı ekstresi ve tentüründen de günde 3 kez 2-4 ml alınması önerilir. Uyarı: Sarı kantaronun birçok ilaç ile etkileşimi bulunmaktadır. Hekim kontrolünde kullanılmalıdır. Işığa karşı hassasiyet oluşturabilir.
Çarkıfelek (Passiflora herbae): Gevşemeyi ve uyumayı kolaylaştıran bitkisel kaynaklı destektir. Günde 4-8 gram kuru drog ile hazırlanmış çayı, 400 mg lık kapsülleri veya yine günde 3 defa 0.5-2 ml tentürünün kullanılması önerilir.
Kediotu kökü: Anksiyeteye bağlı uyku bozuklukları ve uykusuzlukta yatmadan önce 300-500 mg ekstresini içeren takviye preparatların alınması önerilir.
Kaya kava (Piper methysticum): Güney Pasifik’te bitkinin kökleri kabuklarından ayrıldıktan sonra kalan parçaları çiğnenerek keyif verici amaçla kullanılmaktadır. İçindeki kavapironlar kas gevşetici, antikonvülzan ve antispazmodiktir. Hipnotik, sedatif, psikotropik ve analjezik etkileri nedeniyle anksiyete ve uykusuzlukta kullanılır. Köklerinden hazırlanmış olan ekstresini içeren kapsüllerden günde 2 kez 150-300 mg dozda alınması, tentürü halinde ise bir su bardağına 30 damla ilave edilerek alınması önerilir (Günlük 50- 240 mg kavapironlara eşdeğer miktardır). Uyarı: Endojen depresyonu olan hastalarda intihara teşebbüs gelişimini tetikleyebilir. Kaya ekstreleri karaciğerde toksisite oluşturabilir. 3 aydan daha uzun süre kullanılmamalıdır. Uzun süreli kullananlarda kilo kaybına neden olabilir. Alkol ile birlikte hipnotik etkisi artar. Merkezi sinir sistemi ve barbitüratların etkisini artırabilir. Psikoaktif ilaçların şiddetini artırabilir. Sürekli köklerini çiğneyen kişilerde ağız içi kanserlerinin hızla geliştiği saptanmıştır.
Fesleğen ekstraktı: Stres yakınması olan kişilerde yapılan bir çalışmada 400 mg standardize fesleğen ekstraktı içeren kapsül, 6 hafta süresince sabah bir ve akşam yemek sonrası iki kapsül 6 hafta süresince verilmiş; plasebo alanlara göre stres yakınmalarında belirgin düzelme elde edilmiştir.
TIBBİ ÇAYLAR
Sarı kantoron çayı: 2-3 gram kuru drog 150 ml kaynar su içine konur, ağzı kapalı olarak 5 dakika demlenmeye bırakılıp süzülür, günde 3 çay fincanı içilir.
Kediotu kökü çayı: 3.5 gram drog 150 ml kaynar su içinde ağzı kapalı olarak 10-15 dakika demlenmeye bırakılıp süzülür. Gün içinde 2-3 fincan, yatmadan önce de bir fincan içilir.
Çarkıfelek çayı (Passiflora incarnata): 1 tatlı kaşığı drog, 150 ml kaynar su içine konur, ağzı kapalı olarak 10 dakika bekletilip süzülür. Günde 223 fincan ve yatmadan önce 1 fincan içilir.
Isırgan ve yulaf samanı çayı: Yulaf samanı, B vitaminleri ve kalsiyum başta olmak üzere mineraller açısından zengindir. Isırgan yapraklarından hazırlanan çayın bir fincanında yaklaşık 500 mg, yulaf samanından hazırlanan çayda ise 300 mg kalsiyum bulunmaktadır. Kalsiyum, sinirleri gevşetme ve anksiyetede rahatlamayı sağlamak için gerekli olan mineraldir. 3 gram ince kıyılmış yulaf samanı veya 1.5-2 gram ısırgan yaprağı 250 ml su içinde 5 dakika kaynatılıp süzülür. Gün içinde 1-2 fincan ve yatmadan önce 1 fincan içilir.
AROMATERAPİ UYGULAMALARI
Uçucu yağlarla masaj ve aromatik banyo: Bergamot, papatya, adaçayı, selvi, nemli, lavanta, yasemin, ardıç, gül, melisa, santal ve ylang ylang yağlarının sinir sistemini yatıştırıcı özellikleri bulunmaktadır.
Ankslyetede yararlı olabilecek banyo ya da masaj yağı karışımı:
Lavanta uçucu yağı, 3 damla
Papatya uçucu yağı, 3 damla
Bergamot uçucu yağı, 3 damla
Karışım hazırlanır ve doğrudan ılık su dolu küvete katılıp elle karıştırılır. Küvette kalma süresi 15-20 dakikadır. Ayrıca uçucu yağlar karışımı hazırlanıp 15 ml tatlı badem yağına ilave edilerek masaj yağı olarak da kullanılır.
Yazar: Enes Eker