Gökyüzü, uzay ve evrenin bilinmezlikleri her daim insanlığın ilgi odağında olmuş bir konudur. Geçmişten günümüze kadar pek çok bilim adamının merak ettiği ve üzerinde uzun çalışmalar yaptığı astroloji bilimi, halen çoğu gizlerini korumakta ve her daim gelişmeye açık, uçsuz bucaksız bir bilgi birikimi edinilebilecek bir alan olarak dikkatleri üzerine çeken bir bilim dalıdır.
Astronomların, gökyüzü ile ilgili araştırma ve çalışmalarını yürüttükleri yerlere gözlemevi yada rasathane denilmektedir. Gözlemevleri, teleskopun icadından çok önce gökyüzündeki değişiklikleri ve hareketleri incelemek için kurulmuştur.
Günümüzde kurulan gözlemevleri, içinde bir veya daha fazla teleskopun, atölyelerin ve çalışma odalarının bulunduğu büyük binalardan oluşur. Bunun yanında dünya yörüngesi içinde dönen uydularda da insansız gözlemevleri bulunmaktadır.
Optik gözlemevi ve radyo gözlemevi olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Optik gözlemevlerinde teleskoplar bulunurken, radyo gözlemevlerinde uzaydaki radyo sinyallerini toplayan büyük çanaklar bulunur.
Optik gözlemevleri şehir ışıklarından uzakta, yüksek ve az bulutlu yerlerde kurulurlar. Bunun nedeni şehir ışıklarının parlaklığının gökcisimlerinin parlaklığını sönük bırakmasıdır. Ayrıca otomobillerden çıkan egsoz gazları ve tozlardan meydana gelen hava kirliliğinden görüşü engellemektedir. Teleskopların soluk ve zayıf görüntüleri algılayabilmesi için havanın açık olması gerekir. Bu nedenle; optik gözlemevlerini kurulması için en uygun yerler sıcak kesimlerdeki dağ tepeleridir. Güney Afrika’da And Dağları’nda, Kanarya Adaları ve Hawaii’de, yanardağ tepelerinde büyük gözlemevleri kurulmuştur. Ülkemizde en çok bilindik ve gelişmiş olan gözlemevi Antalya’da Toros Dağlar’ına kurulmuştur.
Teleskop; gökyüzündeki değişik yerlerin görülebilmesi için, 360 derece dönebilen, tepesinde açılır bir kapağın olduğu büyük bir kubbe altına yerleştirilir. Bunun yanında günümüzde, bilgisayarlı teleskoplarda geliştirilmiştir. Böylelikle astronomlar soğuk yerler yerine, sıcak gözlem odalarında çalışabilmektedirler.
Radyo gözlemevlerinin, optik gözlemevlerinden farklı olarak bir binanın içinde kurulmaları gerekmemektedir. Radyo dalgalarının uzaydan bulutlarla gelmesinden dolayı, gözlemevlerinin kurulacağı yerler çok önemli değildir. Teleskoplar gün ışığının yanısıra geceleri de kullanılabilmektedir. Radyo teleskoplar sayesinde, galaksiler, yıldızlar ve karadelik gibi nesnelerden gelen sinyaller ölçülebildiğinden, evrenin daha iyi anlaşılması sağlanmaktadır.
300 metre çapıyla dünyadaki en büyük radyo teleskobu, yapımı 1963 yılında tamamlanmış olan Arecibo Gözlemevi’dir. Teleskobun yüzey alanı hemen hemen 3 futbol sahası büyüklüğündedir.
Kaynakça:
https://tr.wikipedia.org/wiki/G%C3%B6zlemevi
Oxford Bilim ve Teknoloji Dünyası
Yazar:Ayfer Yeşilova