Bilgiustam
Bilgiyi ustasından öğrenin

Psikolojimiz Üzerine Besinlerin Etkisi

0 436

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) sağlık terimini insanın fiziksel, zihinsel ve sosyal açıdan bütün şekilde iyi olması olarak tanımlamaktadır. Sağlıklı olmanın da ön koşullarından biri yeterli ve dengeli bir beslenmedir. Beslenme sırasında tüketilen besinler hem fiziksel hem de ruhsal sağlığımızı etkilemektedir. Yapılan araştırmalar dengeli beslenmesinin ruhsal sağlık için önemli olduğunu göstermektedir.

Psikolojimiz Üzerine Besinlerin Etkisi

Örneğin sabah kahvaltısı yaparak güne başlanması kan şekerinin dengede kalması nedeniyle daha enerjik ve pozitif hissedilmesine katkıda bulunabilir.

Besinlerle duygu durumumuz arasındaki ilişki karışıktır ve bu beslenme biçimimizi etkileyebilmektedir. Stresli hissedilen zamanlarda aşırı yemek yemek yaygın bir davranıştır. Bununla birlikte böyle zamanlarda iştahsızlık hissedilmesi de olabilmektedir. Her insanın stresle baş edebilme şekli farklıdır. Yaşanılan duygusal durumun yoğunluğuna göre kişi rahatlatan ve stresi azaltan yiyecek arayışına girer, yani karbonhidrat oranı yüksek, yağlı ve tatlı yiyecekler tercih edebilir. Bu tür gıdaların tüketilmesinden sonra beynin ödül merkezi uyarılarak duygu durumuna verilen tepki azalır.

Klinik depresyonun temel özelliği ilgi ve zevk azlığı, umutsuzluk, karamsarlık ve hoş olmayan duygu durumularıdır. Bu şekilde hisseden kişiler kötümser düşüncelere sahiptir ve olağan etkinliklerden, hayattan zevk almazlar. Bu durumda besinlerin etkisi depresyon semptomlarının azalmasında etkili olabilir. Yapılan araştırmalarda diyet ve yaşam tarzı değişikleri depresyon için etkili bir koruma ve tedaviye yardımcı olabileceği görülmüştür.
Stres durumunda, kişinin hızla rahatlamasını sağlayacak besinler araması kısır bir döngüye yol açabilmektedir. Yani karbonhidrat değeri yüksek besinlerin kan şekerinde adrenalin ya da genellikle stres hormonu olarak adlandırılan epinefrin hormonunun dalgalanmasına neden olabilmektedir. Bu duruma göre yüksek oranda rafine karbonhidrat ve şeker tüketimi stres ile başa çıkmayı zorlaştırabilir.

Besinler ve duygu durumu arasındaki ilişki besinlerin duygu durumunu etkilemesiyle ters yönlü olarak da olabilmektedir. Bazı besinlerin strese karşı direnç kazanılmasını sağladığı görüşü bulunmaktadır. Bazı araştırmalar günlük meyve-sebze tüketiminin yüksek olmasıyla pozitif ruh hali arasında ilişki olduğunu belirtmişlerdir. Bazı araştırmacılar ise majör depresif bozukluk ve intihar riski gibi ruhsal hastalıkların vücuttaki omega-3 yağ asitlerinin düşük oranda bulunması ile ilgili olduğunu bulmuşlardır. Bu araştırmalar ışığında, ruh sağlığı için nasıl beslenilmesi gerektiğini inceleyen beslenme psikiyatrisi alanı ortaya çıkmıştır.

Besinlerin ruh halimizi nasıl etkilediğini serotonin teorisi açıklamaktadır. Nörotransmitterler ve nöromodülatörler, sinir sistemimizdeki kimyasal iletişiminin temel birimleridir. Serotoninin, uyku, iştah ve dürtü kontrolünün düzenlenmesi gibi görevleri bulunmaktadır. Beynin istiridye, salyangoz, ahtapot, kalamar, muz, ananas, erik, fındık, süt, hindi, ıspanak ve yumurta gibi besinlerde bulunan triptofandan üretilen önemli bir nörotransmitter olan serotoninin seviyesinin artması, ruh halinin iyi olmasında etkilidir.

Depresyona Besinlerin Etkisi

Depresyonun ortaya çıkışında ve devam etmesinde çeşitli besinlerin, besin öğelerinin ve bileşiklerinin etkisi olabileceği ileri sürülmüştür. Bu konuda son yıllarda yapılan çalışmalarda, bağırsak-beyin arasında etkili olan enerji homeostazisi ve duygu durumu değişikliğini sağlayan yeni mediyatörler (IGF-1, NPY, BDNF, ghrelin, leptin, CCK, GLP-1, AGE, glikoz metabolizması ve mikrobiyota) bulunmuştur. Bunun için zeytinyağı, balık, meyve, sebze, fındık, baklagil, işlenmemiş et ve süt gibi gıdaların depresyon riskinin azalmasında etkili olduğu ve depresyonun tedavisinde kullanılabileceği belirtilmiştir. Bununla birlikte şekerli içecekler, rafine gıdalar, kızarmış yiyecekler, işlenmiş et, rafine tahıllar ve yağ oranı yüksek süt ürünleri, bisküvi, meze ve hamur işi tüketiminin fazla olduğu beslenme alışkanlıklarının depresyon riskinin artmasında etkili olduğu ileri sürülmüştür. Ayrıca kalsiyum, krom, folat, çoklu doymamış yağ asitleri, D vitamini, B12 vitamini, çinko, magnezyum gibi besin bileşikleri antidepresan tedavisinde ek tedavi stratejileri olabileceği belirtilmiştir. Bu anlamda beslenme şekli ve yaşam tarzı değişikliklerinin depresyon için makul etkili, koruma ve tedavide destekleyici unsur olabileceği belirtilmektedir.

Özetlersek, psikolojik hastalıklara neden olma ya da iyileşme sürecinde beslenme tek başına etkin değildir. Psikolojimizi etkileyen birçok neden bulunmaktadır. Ancak, psikolojimizin düzelmesinde ve korunmasında yediğimiz besinlerin etkisi bulunmaktadır. Bu durumda sağlıklı ve kaliteli bir yaşam için dengeli beslenmek destekleyici etkenlerden biridir.

Kaynakça:

https://www.psikoterapi.pro/makaleler/beslenmenin-psikolojimiz-uzerine-etkisi#:
https://www.simapsikoloji.com/beslenme-seklimizin-psikolojimiz-uzerindeki-etkisi/
https://potamya.co/roportajlar/beslenme-ve-psikoloji-arasindaki-iliski/
https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/besinlerin-ruh-haline-etkilerini-biliyor-musunuz
Özenoğlu, A. (2018). Duygu durumu, besin ve beslenme ilişkisi. Acıbadem Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, (4), 357-365.

Yazar: Gizem ŞIDIM

Bunları da beğenebilirsin
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku