Çoğu kişi kilolu insanların yağ oranının daha yüksek olduğunu düşünür. Fakat bu günümüzde değerini yitirmiş bir görüş haline gelmiştir. Modern çağın getirilerinden biri olan gizli yağlanma sorunu, zayıf insanları etkiliyor. Fit görünüme ve kusursuz bir fiziğe sahip olanların birçoğu, kilolu insanların taşıdığı yağ oranından daha fazlasına sahiptirler. İç organlarda ya da vücudun herhangi bir bölgesine yığılmış olan yağ grupları, birçok hastalığa zemin oluşturabiliyor.
Kilolu kişilere göre daha fazla hastalık riskine sahip olan bu kişiler, farkında olmadan hayatlarına devam etmektedirler. “Dışarıdan Zayıf İçeriden Şişman Olma Sendromu” ismi de verilen bu vaka, günden güne daha fazla artış göstermektedir. Bu sendrom ise bir gerçeği ortaya çıkarmaktadır. Zayıf ve ideal kilolara sahip olmak sağlıklı olmak anlamına gelmiyor. İçten yağlanma fonksiyonu, organların dengesini bozabilmekte ve işlevini azaltabilmektedir. Kadınlara oranla erkeklerde daha çok bu vaka görülmektedir. Ciğerler ya da böbrekleri kaplamış yağlar, hayati fonksiyonların zarar görmesini sağlamaktadır. Yıllar boyunca aynı kiloya sahip olan ve kilolu insanlardan daha fazla besin tüketen kişiler, aslında gizliyağlanma mağduru olanların başında yer almaktadır.
Kilolu insanlar zayıf kişilere gıpta ile bakmaktadırlar. Keşke bende çok yiyip kilo almasam diye arzu etmektedirler. Ve birçok kişi çok yiyip de kilo alamama şikayetinde bulunmaktadır. İstediği kadar yiyip kilo almayan kişilere ve spor ya da hareket etmemesine rağmen ideal kiloda olan kişilerin yaşayabileceği bu sorun, kendini bazı hastalık belirtileri ile göstermektedir. Gizli yağlanma probleminin en tehlikeli yanı, kana karışmış olmasıdır. Böyle bir durumda Kardiyovasküler hastalıklara zemin oluşturabilmektedir. Günümüzde bu problem yüzünden birçok kişi hayatını yitirmiştir. Ve bu hastalığın nedeni obetiziteden kaynaklı olmaktadır. Yani obezite hastalığının belirtileri sadece çok kilolu biri olmak değildir. Vücudun taşıdığı yağ endeksi ile ölçülebilmektedir. Dengesiz ve bilinçsiz beslenen kişilerin maruz kalacağı bu durum, kilo almıyorum diye sürekli besin tüketen insanları da tehlikeye sokuyor. Bel bölgesinde biriken yağlanma da sağlık açısından risk arz ediyor. Kalp, şeker, böbrek gibi birçok ciddi hastalığın ana etmenleri arasından yer alan yağlanma, genç kişilerde de görülebilmektedir. Sağlığın en büyük düşmanlarından biri olan ve sinsice zararını gösteren bu vaka, toplandığı bölgeye göre tehlikesi de artış gösteriyor. Diyet yapmak için farklı ve bilinçsiz metotlar deneyenlerin büyük bir oranı gizli yağlanma riskini taşımaktadır.
Gizli şişmanlık olarak da bilinen bu vaka, genetik nedenlere de dayanmaktadır. Menopoz döneminde de gizli yağlanma, kendisini göstermektedir. Günümüzde damar tıkanıklığının artış göstermesi bu sorunun neden olduğu durumlardan bir tanesidir. Zayıf bir görünüme sahip olan kişilerin, basen ve bel bölgeleri daha fazla ise bu gizli şişmanlığın sinyallerini verebilmektedir. Hormonları da tehlikeye sokan bu problem, tedavi edilmediği sürece daha ciddi sorunlara neden olabiliyor. İnsülün direnci, bu sorunun en önemli belirtisidir. Vücut kitle endeksinin ideal bir oranda çıkması, obezite olmadığınız anlamına gelmiyor. Kilolu kişiler yağlarını derinin altında taşır ve bu yağlanma, fiziksel olarak kendini gösterir. Oysa ki gizli yağlanma, kişinin organlarını kaplar ve bazı bölgelerde birikerek, sağlığını bozar.
Yürümeyen, günde yapması gereken egzersizleri yapmayan, çok yiyip kilo almayan, merdiven yerine asansöre binmeyi tercih edenler, fastfood yiyecekleri aşırı tüketenler, dengesiz beslenenler, kalorisi yüksek besinleri tüketenler, hareketsiz olanlar, bilgisayar başında zaman geçirenler ve bu fonksiyonlara rağmen hala zayıf bir görünüme sahip olanlar, ayrıca bilinçsiz diyet yapanlar, kısa sürede kilo verenler gizli yağlanma riskini taşıyanların başında yer almaktadır. Bu riski taşımamak adına, düzenli beslenmeniz de fayda vardır. Fastfood yiyeceklerden tüketmemek, sebze ve meyveyi mevsiminde tüketmek, vitamini ve bol lifli olan yiyecekleri tercih etmek, sizin yararınıza olacaktır. Yürümek, egzersiz yapmak, yağlanmanın önüne geçebilmektedir.
Yazar:Elif Açıkgöz