Hakimler
Mahkemede davaları vicdani kanaatlerine göre tarafsızca ve bağımsız olarak hareket ederek karara bağlayan hakimler teminatlı kamu görevlileridir. Tek hakimli mahkemelerde hakim unvanı dışında bir sıfata gerek duyulmazken, heyet halinde çalışan temyiz ve istinaf mahkemelerinde başkanlık eden hakimler başkan, diğer hakimler ise üye olarak ve mahkemelerin oluşum biçimlerine göre hakim, tetkik hakimi, başkan, üye gibi farklı unvanlarla adlandırılırlar. Her yargı kolunda, karar verme mekanizmasında hakimler bulunur. Ancak her hakim uyuşmazlık çözmede karar makamında bulunmaz. Hakimlerin uygulayacakları hukuk, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirlenmiş, bu hukuku doğrudan doğruya uygulamakla görevlendirilmiş, 2802 s. Hakimler ve Savcılar Kanunu’na tabi çalışırlar.
Adli yargıda hakim kavramı, mahkeme başkan ve üyelerini, hakimleri, Yargıtay tetkik hakimleri ile Adalet Bakanlığı merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında idari görevlerde çalışan hakimleri ifade ederken, İdari yargıda ise, mahkeme başkan ve üyelerini, hakimleri, Danıştay tetkik hakimleri ile Adalet Bakanlığı merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında idari görevlerde çalışan hakimleri ifade ettiği 2802 s. Hakimler ve Savcılar Kanunu 3. maddesinde belirtilmektedir.
İstinaf mahkemeleri olan Bölge İdare Mahkemeleri ve Bölge Adliye Mahkemeleri ikinci derece yargı mercilerinde ihtiyaç halinde, kanunla öngörüldüğü takdirde ve son derece yargı makamları temyiz mercilerinde kural olarak tetkik hakimleri bulunmaktadır.
Tetkik hâkimleri, uyuşmazlık hakkında karar vermede doğrudan görevli olmasalar da kararın oluşabilmesi için görüşlerini sunmakla görevli olup kendilerine verilen dosyaların incelenmesinde, heyet halinde toplanan dairelerine inceledikleri dosyalar hakkında rapor ve görüşlerinin sunulmasında, karar taslaklarının yazılmasında görevlidirler.
Hakimler bağımsız ve tarafsız karar verebilmeleri gerektiğinden, kendisine ait olan veya doğrudan doğruya ya dolayısıyla ilgili olduğu davada, aralarında evlilik bağı kalksa bile eşinin davasında, kendisi veya eşinin altsoy veya üstsoyunun davasında, kendisi ile arasında evlatlık bağı bulunanın davasında, üçüncü derece de dahil olmak üzere kan veya kendisini oluşturan evlilik bağı kalksa dahi kayın hısımlığı bulunanların davasında, nişanlısının davasında, iki taraftan birinin vekili, vasisi, kayyımı veya yasal danışmanı sıfatıyla hareket ettiği davada yasaklıdır ve kendiliğinden ya da başvuru ile çekinme kararı alarak çekilmek zorunda olduğu, hakimin bu hallerde davaya Hukuk Muhakemeleri Kanunu 34. maddesi gereği bakamaması yasaklılık, hukukun uygulayıcısı olarak bu halleri kendiliğinden değerlendirerek çekilmek zorunda olduğu durumdur.
Hakimler görevlerini tarafsız olarak yerine getirmek zorunda olduklarından, davada iki taraftan birine öğüt vermiş ya da yol göstermiş olması, davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması, davada tanık veya bilirkişi olarak dinlenmiş veya hakim ya da hakem sıfatıyla hareket etmiş olması, davanın dördüncü derece de dahil yansoy hısımlarına ait olması, dava esnasında iki taraftan birisi ile davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 36. maddede yer alan sebeplerden hakimin reddi ile hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebep bulunması durumunda taraflardan biri hakimi reddedebilir veya hakim de kendiliğinden çekilebilir. Ancak ret sebepleri bulunmasına rağmen henüz bir talepte bulunulmamış, hakim de bizzat çekilmemiş ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu 37. maddeye göre hakim, iki taraftan biri bu talepte bulununcaya kadar davaya bakmaya devam edebilmektedir.
Cumhuriyet Savcıları
Hakimlerden en temel farkı olarak Cumhuriyet savcıları, kamu adına suçların incelenmesi, gerekli görülmesi durumunda dava açılması ya da davaya müdahale edilmesi ile görevlendirilmiş olup, Cumhuriyet başsavcıları tarafından verilen görevleri Adalet Bakanlığı emirleri doğrultusunda yerine getirirler, hakimler gibi bağımsız değillerdir. Ancak aynı zamanda görevlerini hakimlik teminatı esaslarına uygun yerine getirir ve kamu adına dava açabilen, davayı takip edebilen adalet mekanizması görevlileridir. Özellikle ceza yargılaması alanında, kamu adına soruşturma yürütürler. Ceza kanunlarına aykırılık şüphesi ortaya çıktığında Cumhuriyet savcıları devreye girerek olayı soruşturur, ceza davası açıp açmama yönünde bir karar verir ve açıldığı takdirde kamuyu temsilen, davanın tarafı olarak yargılamaya katılmaktadırlar. Genel olarak adli yargıda ceza muhakemesi ile ilgili görev yaparlar. Kamu hukukunun korunması bakımından önemli bir gözetim makamıdır.
Temyiz mercileri, Anayasa Mahkemesi’ne başvurma gibi olağanüstü bir yetkiye sahip Yargıtay ve çok önemli davalar için görüşü alınmak zorunda olunan Danıştay makamlarında savcı ve başsavcı olarak görevliler kamu adına kendilerine verilen görevleri yerine getirirler.
Adliye Memurları
Mahkemelerde, mahkemenin ve dairenin işlerini görmek üzere, bağlı oldukları hakim ya da daire başkanının denetimi altında yürütülen yazı işleri hizmetlerinden sorumlu mahkeme kalemi bulunmakta ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği’nde belirtilen adliye memurları, yazı işleri müdürü, zabıt kâtibi, memur, mübaşir, hizmetli ve diğer görevlilerden oluşmaktadır.
Adliye memurları karar makamında bulunmamakta bu sebeple hakimlik teminatı gibi teminatlarla korunmamakta ancak 657 s. Devlet Memurları Kanunu hükümlerince atanarak, görevlerini bu kanundaki ilkelere göre yerine getirmek zorunda olup bu kanunun memurlara sağladığı korumadan yararlanırlar. Diğer memurlar gibi aynı hak ve yükümlülüklere sahip adliye memurları aynı zamanda, görevlendirildikleri yargı düzeninin doğru ve etkin bir şekilde çalışması için çok daha incelikli sorumluluklarla da yükümlüdürler.
Yazı İşleri Müdürleri
Mahkeme yazı işlerini denetlemek, talep halinde gerekçeli kararın tebliğini sağlamak, harç tahsil müzekkerelerini (müzekkere; yargılama makamının, bir kararın yerine getirilmesi konusunda belli bir makama yazdığı yazı) yazmak ve kesinleştirme işlemlerini yapmak, zabıt kâtipleri arasında iş bölümünü yapmak, dava dilekçesini ve havalesi gereken evrakı havale etmek, yönetimi altında bulunan zabıt kâtipleri ve diğer memurları yetiştirmek, hukuki başvuru veya kanun yolları incelemesi için dosyayla ilgili gerekli işlemleri yapmak ya da yaptırmak, bilirkişilere fiziki ortamda teslimi gereken dosyalarla ilgili işlemleri yerine getirmek, harcın hesaplanması ve hukuk mahkemeleri veznesi bulunmayan yerlerde tahsiline ilişkin işlemleri yapmak, dosyaya ait kıymetli evrak ve değerli eşyanın uygun yerde muhafazasını sağlamak, yargılamanın bulunduğu aşamanın gereklerini yerine getirmek, arşivin düzenli tutulmasını sağlamak, teminatın iadesi gereken hallerde gerekli işlemleri yerine getirmek, mevzuattan kaynaklanan veya hakim tarafından verilen diğer görevleri yerine getirmek, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği 6. madde 3. bendinde olduğu biçimde yazı işleri müdürlerinin görevleri belirlenmiştir.
Zabıt Kâtipleri
Duruşma ve keşiflere katılmak, hakim tarafından yazdırılanlar ile doğrudan yazılmasına izin verilen beyanları tutanağa yazmak, ara kararları yerine getirmek, gerekçeli kararları hakimin bildirdiği şekilde yazmak, yargılaması devam eden dosyaları düzenli ve eksiksiz bir şekilde muhafaza etmek, tamamlanıp kesinleşen dosyaları arşive kaldırmak, tarafların dosyaları incelemesine nezaret etmek ve dosya inceleme tutanağını düzenlemek, karar ve tutanakları dikkat ve itina ile yazarak imzasız bırakmamak, cevabı gelmeyen müzekkerelerin tekidini (tekid; pekiştirme, üsteleme. Önceden yazılan bir yazının peşine ikinci defa bir yazı daha gönderme. Güçlendirme) yapmak, dizi pusulası düzenlemek, mevzuattan kaynaklanan veya hakim ya da yazı işleri müdürünün vereceği diğer görevleri yerine getirmek, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği 6. madde 4. bendinde olduğu şekilde zabıt kâtiplerinin görevleri olarak belirtilmiştir. Taraflardan biri, duruşmada gerçekleşen tüm hususları eksiksiz ve tam olarak dosyaya işlemesi gereken zabıt katibini de hakimlerin reddi durumunda olduğu gibi reddedebilmektedir.
Mübaşirler
Katip tarafından hazırlanan ve duruşması yapılacak dosyaları incelemek üzere duruşma gününden önce hakime götürmek, günlük duruşma listesini yapmak ve görülebilecek bir yere asmak, duruşma sırası gelenleri duruşma salonuna davet etmek, duruşmaya alınanların salondaki yerlerini göstermek ve buna uyulmasını sağlamak, yemin verilmesi ve kararın açıklanması başta olmak üzere duruşma ve keşif esnasında izlenmesi gereken davranış kurallarını taraflara ve ilgililere açıklamak, müzekkereler ve tebligatların ilgili kurum ya da kişilere ulaşmasını sağlamak üzere posta ve zimmet işlemlerini yerine getirmek, duruşmanın gizli yapılması kararı alındığında salonu boşaltmak, hakimin uygun bulduğu kişilerin dosyadan fotokopi almasına yardımcı olmak, ertelenen duruşma tarihini yazarak taraflara vermek, arşive gitmesi gereken dosyalar ile arşivden çıkarılması gereken dosyalara ilişkin işlemleri yapmak ve arşivi düzenli tutmak, fiziki ortamda sunulan evrakı en kısa sürede dosyasına düzenli bir şekilde takmak, hakimin ve yazı işleri müdürünün vereceği diğer görevleri yerine getirmek, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği 6. madde 5. bendinde görüldüğü gibi mübaşirlerin görevleri olarak belirtilmiştir.
Hizmetliler
Mahkemeye ait alanları tertipli, düzenli ve temiz halde tutmak, mübaşirin olmadığı ya da yetersiz kaldığı zamanlarda ona ait işleri yapmak ve yardımcı olmak, hakimin ve yazı işleri müdürünün vereceği diğer görevleri yerine getirmek, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği 6. madde 6. bendinde belirlenmiş olan hizmetlilerin görevleridir.
Avukatlar
Serbest meslek faaliyetidir fakat aynı zamanda kanun gereği bir kamu hizmeti de olmaktadır. Bu görev zorunlu üyelik ve zorunlu aidat usulüne göre üye kabul eden, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olarak görev yapan baroya kayıtlı kişiler tarafından yürütülür. Kanun gereği katı kurallara bağlanmış, kamu hizmeti faaliyeti olarak kabul edilmektedir. Kâr amacı güden bir meslek değildir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve Hukuk Fakültesi mezunu olduktan sonra stajını tamamlamış ve staj bitim belgesini almış, kayıt olmak istediği baro çevresinde ikamet etme şartlarını yerine getiren ve bu mesleğe engel bir hali bulunmayanlar avukatlık yapabilmektedir.
Hukukun kişinin kendisine tanıdığı haklarını en doğru biçimde kullanabilmesi, bunları mahkeme önünde ifade edebilmeleri ve yargı faaliyetinin adil bir sonuca ulaşabilmesi için kişiler avukatlara başvurmakta, avukatlar adaletin tesisinde savunma kısmını oluşturmaktadırlar.
1136 s. Avukatlık Kanunu 1 ve 2. maddesinde yer aldığı gibi avukatlık kamu hizmeti ve serbest bir meslektir. Avukat yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder. Avukatlığın amacı hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır. Avukatlar bu amaçla hukuki bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis eder. Yargı organları, emniyet makamları, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüsleri, özel ve kamuya ait bankalar, noterler, sigorta şirketleri ve vakıflar ise avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorundadır. Kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla bu kurumlar avukatların gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmakla yükümlüdür. Bu belgelerden örnek alınması vekâletname ibrazına bağlıdır. Derdest (derdest; görülmekte olan) davalarda müzekkereler duruşma günü beklenmeksizin mahkemeden alınabilir.
Noterler
Mahkemeler açısından, hukuki işlem ve tasarrufları belgelendiren noterlerde düzenlenen belgeler, delil ve ispat bakımından önemli olduğundan noter, doğrudan yargı faaliyetlerine katılmasa da mahkeme için büyük öneme sahiptir. Avukatlarda olduğu gibi iş sahiplerinden aldıkları ücret karşılığında faaliyetlerini yürütmektedirler ve buna göre gelirlerini düzenledikleri ve onayladıkları işlemler sonucunda, iş sahiplerinden elde etmiş olurlar. 1512 s. Noterlik Kanunu 1. maddesinde belirtildiği gibi, Noterlik bir kamu hizmetidir. Noterler, hukuki güvenliği sağlamak ve anlaşmazlıkları önlemek için işlemleri belgelendirir ve kanunlarla verilen başka görevleri yaparlar.
Yazar:Tülay Güneş