Genel Olarak Anonim Şirket:
Anonim şirket, uygulamada diğerlerine göre daha büyük işletmelerin tercih ettiği yaygın şirket türlerindendir. Anonim şirketler kurumsal bir yapıya sahiptir. Bu şirketler sermaye şirketlerinin en tipik örneğidir. Şahıs şirketlerinden çok ortaklı yapısıyla ayrılmaktadır. Anonim şirketlerde en önemli husus sermayedir. Paydaş sıfatını kazanabilmek için sermaye taahhüt edilmesi gerekmektedir. Ancak bankalar sigorta şirketleri gibi kamu düzenini ilgilendiren özel anonim şirketler için sermaye taahhüdünün yeterli olmadığını da belirtmek gerekir. Anonim şirketi diğer şirketlerden ayıran bir diğer özelliği ortaklık sıfatının devrinin kolay olmasıdır. Anonim şirketin işleri, organları aracılığıyla görülmektedir.
Tanım: TTK m.329/1-2 ışığında anonim şirketlerin bir tanımı yapıldığında: anonim şirketler sermayesi belirli olup paylara bölünmüş; borçlarından dolayı yalnız mal varlığı itibariyle sorumlu tutulabilen şirketlerdir. Pay sahiplerinin sorumluluğu, yalnızca taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile şirkete karşı olacaktır.
Anonim Şirketin Unsurları
1-Unvan: Anonim şirketler, tacir sayılmakta ve bir ticaret unvanı belirleyip kullanmak mecburiyetindedir.
2-Sermaye: Anonim şirketler, belirli sermayeye sahip şirketlerdir. İstisnai olarak kayıtlı sermaye sistemi benimsenmemiş ise belirli sermaye ilkesi hakimdir. TTK’da da bu konuda, anonim şirketlerin “belirli ve paylara bölünmüş” sermayeye sahip olabileceğinin altı çizilmiştir. “Belirlilik” kavramıyla kastedilen esas sermaye sistemi olup bu şirketlerin sermayesinin önceden belirlenmiş olması gerekmektedir. Sermayenin tespiti, şirket esas sözleşmesinde veyahut ticaret sicilinde yazılmış olacaktır. Bir anonim şirket şu an için en az 50.000 TL sermaye ile kurulabilmektedir. Anonim şirketlerde oldukça önemli olan mal varlığının korunması ilkesi benimsenmiştir.
Taahhüt edilen sermaye paylarının yerine getirilmemesi durumunda şirket, bu sorumluluğu yerine getirmeyen ortaktan bunu talep edebilir ve konu ile ilgili dava açabilir. Aynı zamanda yerine getirilmeyen taahhütle ilgili taleplerden sonuç alınamamasından sonra ortağın şirketten çıkarılması yani ıskat gündeme gelebilmektedir. Burada önem arz eden konu; alacaklıların doğrudan ortaklara böyle bir talepte bulunamayacağıdır. Bunun sebebi ortakların sınırlı bir şekilde yalnızca şirkete karşı sorumluluğunun bulunmasıdır. Anonim şirketlere bilançolaştırılamayan değerler, sermaye olarak getirilemez. Sermayenin nakit olması gerekmez, ayni olarak da sermaye taahhüdünde bulunulabilir. Ancak sermaye ayni olarak getirilecekse, bununla ilgili koşulların yerine getirilmesi gerekmektedir.
Sermayenin azaltılıp artırılması hakkındaki yetki, münhasıran genel kurula tanınmıştır. Bu konuda yasada öngörülen usule göre hareket edilmesi gerekmektedir. Anonim şirketlerin sermayesinin belirli olması kural olmakla birlikte bu kuralın istisnasını kayıtlı sermaye sistemi oluşturmaktadır. SPK.m.18’e bakıldığında halka açık anonim ortaklıklar, kayıtlı sermaye sistemini benimseyebilecek ve bazı özel koşulların yerine getirilmesi ile birlikte TTK.m.460 gereğince halka kapalı anonim şirketler de bu sistemi tercih edebileceklerdir. Kayıtlı sermaye sisteminde başlangıç sermayesi 100.000 TL’dir. Esas sermaye sistemindekinin aksine bu sistemde sermayenin azaltılıp artırılması yetkisi, yönetim kuruluna verilebilmektedir. Bu yetki tanınırken en az 100.000 TL olması gereken başlangıç sermayesi ile birlikte esas sözleşmede kayıtlı sermaye tavanı belirlenmekte ve adeta yönetim kuruluna bu sınırlar içerisinde bir hareket alanı yaratılmaktadır.
3-Tüzel Kişilik ve Borçlardan Dolayı Şirketin Tüm Mal Varlığıyla Sınırsız Sorumluluğu; Kuruluş aşamalarından sonra ticaret siciline tescille birlikte anonim şirketler, tüzel kişilik ve tacir sıfatı kazanmaktadırlar. Anonim şirket bir kişidir. Tıpkı gerçek bir kişiymiş gibi alacaklılarına karşı sınırsız bir biçimde sorumluluğu söz konusudur. Şirket, yalnızca tüm mal varlığı ile sorumludur. Mal varlığı ve sermaye birbirinden farklı kavramlardır. Mal varlığı, şirketin bir dönemde sahip olduğu aktif ve pasif değerlerin toplamına denilmektedir ve sabit olmayıp değişebilmektedir. Sermaye ise belirlidir ve esas sözleşmede yazılıdır. Sermayenin değişmesi, esas sözleşmenin de değişeceği anlamına gelir. Şirket tüzel kişiliği, sermayesi ile değil tüm mal varlığı ile sınırsız olarak sorumludur.
4-Ortakların Sınırlı Sorumluluğu: Tüzel kişiliğin sınırsız sorumluluğunun aksine ortaklar şirkete karşı sınırlı bir şekilde sorumlu olacaktır. Yani ortaklar, yalnızca sermaye taahhüdünü yerine getirmekle sorumludur. Bu taahhüdün gerçekleştirilmesi ile birlikte artık ortakların sorumluluğundan bahsedilemez. Bu özellik tek borç ilkesinin bir sonucudur. Şirketten alacağı olanların, ortakların kapısını çalması mümkün değildir.
5-Kurucu Sayısı ve Şirketin Konusu: Anonim şirketler, ekonomik olmayan amaç ile kurulamaz. Kanun koyucu tarafından yasaklanmamış her çeşit ekonomik amaç için anonim şirket kurulabilecektir. Kurucu sayısına değinmek gerekirse; eski TTK’ da anonim şirket kurulabilmesi için en az beş gerçek veya tüzel kişi bulunması şartı aranırken, yenilenen TTK ile birlikte tek kişi tarafından veya daha fazla kişiyle bu şirketin kurulabileceğine yer verilmiştir.
Anonim Şirketlere Hakim Olan İlkeler
1-Çoğunluk İlkesi; Bu ilkeye göre kim ne kadar sermaye getirdiyse şirkette o kadar söz sahibi olacağı söylenebilir. Bahsi geçen çoğunluk, kişi olarak çoğunluk değil getirilen sermayelere göre oluşan çoğunluktur. Sermayenin çoğunluğunu oluşturan kişiler şirketin önemli bir bölümünde söz sahibi olmaktadır.
2-Sınırlı Sorumluluk İlkesi; Anonim şirketlerde kural olarak ortaklar şirkete karşı sınırlı sorumludur. Pay sahiplerinin tek sorumluluğu taahhüt ettikleri sermayenin yerine getirilmesidir. Aynı zamanda şirket tüzel kişiliği, borçlarından dolayı tüm mal varlığı ile sınırsız sorumlu durumdadır.
3-Mal Varlığının Korunması İlkesi; Bu ilkeye TTK ışığında bakılarak örnek vermek gerekirse:
– Net kar elde edilmeden kar payının dağıtılmasının mümkün olmaması,
– Bilançolaştırılamayan değerlerin sermaye payı olarak getirilememesi,
– Kuruculara para veya bedelsiz bir şekilde pay senedi verilmemesi,
– Sermayenin iadesinin yasak olması,
– Sermayenin artırılması ve azaltılması konusunda belirlenen zorlaştırıcı koşullar.
Bu ilkeyle ilgili verilecek örnekler çoğaltılabilir. Mal varlığının korunması ilkesinin en önemli amacı esas sermayenin koruma altına alınmasıdır.
4-Yabancı Bir Malvarlığının İşletilmesi İlkesi; Yönetimin kuvvetlenmesi ve şirketin teknik anlamda yetkin bir kadro tarafından idare edilmesidir.
5-Kamuyu Aydınlatma İlkesi; Anonim şirketlerin faaliyetleri konusunda ortakları ve üçüncü kişileri doğru, açık bir şekilde bilgilendirmesi anlamına gelmektedir.
6-Kurumsal Yönetim İlkesi; Anonim şirketlerin, yönetilmesi, denetlenmesi gibi konularda profesyonel davranılması ve organların ön planda tutulmasıdır.
7-Eşit İşlem İlkesi; Çoğunluk ilkesinin meydana getirilebileceği bir takım kişisel menfaatleri ortadan kaldırabilmek ve muhtemel eşitsizlikleri yok etmeyi amaç edinmiş bir ilkedir. Eşit duruma sahip olanlara eşit davranmak gerektiği yaklaşımı söz konusudur.
8-Devletin İlgilenmesi ve Denetlemesi İlkesi; Bazı anonim şirketlerin, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı onayı veya denetimine tabi olması bu ilkeye örnek verilebilir. Kamu hizmeti ile alakalı anonim şirketlerin yönetim kurullarında, devleti temsilen bir kişinin bulunabilmesi durumu da bu ilkeye örnek teşkil eder.
9-Pay Sahiplerinin Şirkete Borçlanma Yasağı; Pay sahipleri, sermaye taahhüdünden kaynaklanan muaccel olmuş borçlarını ifa etmediği sürece ve şirketin serbest yedek akçeleriyle beraber karı, önceki yılların zararlarını karşılayacak seviyede olmadığı sürece şirketten borç alamayacaklardır.
10-Pay Devrinin Serbestliği İlkesi; Anonim şirkette, kollektif şirkettekinin aksine ortağa, ayrılma hakkı tanınmadığı görülmektedir. Söz konusu ayrılma hakkının olmayışının oluşturduğu boşluk, anonim şirketlerde pay devrinin serbestliği ilkesi ile doldurulmuş ve pay sahiplerine, paylarını devredebilme imkanı tanınarak bir nevi ayrılma hakkı tanınmıştır.
11-Emredici Hükümler İlkesi; Anonim şirketlere dair kanun hükümlerinin dışına çıkılamayacağı kuralıdır.
Anonim Şirketin Kuruluşu
1-Esas Sözleşmenin Hazırlanması
Esas sözleşmede, şirketin temel konularına yer verilmektedir. Esas sözleşmede yer alması gereken hususların eksikliği durumu, tescili imkansızlaştıracaktır. Aksi halde yani şirket bu temel hususların eksikliği halinde kurulmuşsa, devreye fesih davası girecektir.
Sicilin olumlu etkisi: Tescil edilmesi zorunlu unsurların tescil edilmesi halinde, artık bahsedilen hususların üçüncü kişilerce bilinmediği ileri sürülemeyecektir.
Kuruluş aşamasında kurucular tarafından taahhüt edilmiş olan payın, şirketin tescili gerçekleşene kadar bir başkasına devri söz konusu olamaz. Buna rağmen devir gerçekleşmişse bu devir şirkete karşı ileri sürülemez, yalnızca kişiler arasında geçerlilik kazanabilir. Böyle bir devir yasağının öngörülmesinin sebebi mal varlığının korunması ilkesinin bir sonucudur. Daha önce belirtildiği gibi tek kişinin anonim şirket kurması yeni kanun ile mümkün kılınmıştır. Bu durumda esas taahhütname, esas sözleşmenin yerini tutacaktır.
2-Noter Onayı
Şirketin kurulması, esas sözleşmenin yazılı biçimde hazırlanmasının ardından noter tarafından imzaların onaylanması suretiyle gerçekleşir. Şirketin kurulması, tüzel kişiliğin kazanılması anlamına gelmemektedir. Bu aşamanın hukuki niteliği doktrinde tartışmalıdır. Söz konusu sürece bir geçiş formu diyebiliriz.
3-Kurucular Beyanı
Anonim şirkete hakim olan ilkelerden kamunun aydınlatılması ilkesine hizmet eden bir beyandır. Kurucular beyanının yetersiz olması halinde ticaret sicili, tescil talebini reddedecektir. Ayrıca belirtmek gerekir ki gerçeği yansıtmayan beyanlar, kurucuları cezai ve hukuki sorumluluk altına sokar.
4-Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve/veya İlgili Kurumların Onayı
Anonim şirketlerde kural olarak herhangi bir onay aranmazken, istisnai olarak bazı şirketlerin Gümrük ve Ticaret Bakanlığının iznine tabi olduğu kanun koyucu tarafından öngörülmüştür. Bahsi geçen bu şirketlerin aynı zamanda esas sözleşme değişiklikleri de ilgili bakanlığın onayından geçecektir. Bakanlık onayının yanı sıra bazı özel kanunlarca çeşitli kurumlarında onayı aranabilmektedir. Örnek vermek gerekirse; bankalar BDDK ve SPK’nın onayını, sigorta şirketleri Hazine Müsteşarlığı’nın onayını, halka açık anonim şirketler için SPK’nın onayını alması öngörülmüştür.
5-Tescil ve İlan
Anonim şirketler için asıl kurucu olan işlem tescildir. Tescil ile birlikte ilanda zorunludur ancak bildirici olduğu unutulmamalıdır. Tescil ile beraber şirketin organları oluşmaktadır ve paylar ortaya çıkmaktadır. Tescil için öngörülen süre 30 gündür. Ancak bu süre geçilse bile tescil geçerli olabilecektir. Söz konusu süre bakanlığın iznine tabi tutulan şirketler için izinden itibaren, eğer herhangi bir izin aranmıyorsa noter onayından itibaren işlemeye başlayacaktır.
Fesih Davası
Fesih davası açılabilmesi için aranan şartlar; kanun koyucunun emredici hükümlerine aykırılığın mevcudiyeti ve bu aykırılık nedeniyle alacaklıların, pay sahiplerinin veya kamu menfaatinin ciddi bir zarar görmesidir. Fesih davalarında davalı taraf, şirket tüzel kişiliği, davacı taraf ise pay sahipleri, alacaklılar, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve yönetim kurulu olabilmektedir. Bu davaya bakmakla görevlendirilen mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleridir. Fesih davasının açılabilmesi için öngörülen süre üç aydır. Bu hak düşürücü süre, şirketin tescil ve ilanından itibaren başlayacaktır. Aynı zamanda bu konuda Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na genel bir fesih davası açma yetkisi tanınmıştır. Kamu düzenine zarar veren, işletme konusuna aykırı olarak gerçekleştirilen işlem ya da bu amaçla yapılan hazırlıkların veya muvazaalı olarak yapılan iş ve faaliyetlerin mevcudiyeti durumunda, bir yıl içinde fesih davası açabilecektir.
Anonim Şirketin organları
1-Yönetim Kurulu
Anonim şirketlerin idare ve temsil işleriyle görevlendirilmiş bir veya birden çok kişiden oluşabilen bir organdır. Kurulun iradesi, şirketi bağlar niteliktedir. Yönetim kurulu, iç ilişkide vekil sıfatını taşırken, dış ilişkide temsilci sıfatına sahiptir. Anonim şirketin daimi bir organıdır.
Yönetim kurulu üyeliği nasıl kazanılır?
a-) Kuruluş aşamasında esas sözleşmede belirtilmek suretiyle,
b-) Kurulma aşamasından sonra genel kurul tarafından üye seçilebilir.(Ana kural)
c-) Yönetim kurulu üyesinin, yerine yeni bir üye seçmesi yani istisnai bir durum olan kooptasyon,
d-) İşletme konusu kamu hizmeti olan anonim şirketlerin yönetim kuruluna, kamu tüzel kişilerince üye atanabilmesi.
Yönetim kurulu üyesi seçilebilmenin şartları nedir?
– Tam ehliyetli olmak,
– İflas etmemiş olmak,
– Kısıtlanmamış olmak,
– Esas sözleşme ile öngörülen koşulları sağlamak.
Yukarıdaki şartların aksi üyelik dönemi içerisinde gerçekleşecek olursa, üyelik re’sen düşer. Aynı zamanda tüzel kişilerin de yönetim kurulu üyesi olabilmesi mümkündür. Yönetim kurulu üyeleri en çok üç yıl için seçilir, esas sözleşmede aksi belirlenmemişse seçilen üye tekrar seçilebilir. Kurula üye seçilen kişinin, tescil ve ilanı gereklidir ve kurucu bir işlemdir. Yönetim kuruluna üye atayan makamın görevden almaya da yetkili olması, yetkide paralellik ilkesinin bir gereği olarak görülmektedir. Görevi sona eren üyenin de tescil ve ilan işlemlerine tabi olması gerekir. Aksi takdirde bu üyenin gerçekleştirdiği işlemler, anonim şirketi bağlayacaktır.
Yönetim Kurulunun Temel Yetkileri
A-Yönetim
Öncelikle yönetim kurulu ile genel kurul arasında hiyerarşik bir ilişkinin olmadığı belirtilmelidir. Bu yüzden yönetim kurulunun, bir takım kararlar alırken her zaman genel kurulun onayına başvurması gerekmez. Yönetim kurulu, idare görevini yerine getirirken olağan-olağanüstü iş ayrımı yapmaz.
Yönetim kurulunun devredilemez yetkileri:
– Anonim şirketin üst düzeyde yönetimi, bu konuyla alakalı talimatların verilmesi,
– Şirketin yönetim teşkilatının belirlenmesi,
– Anonim şirketin borca batıklık durumunda mahkemeye bildirimde bulunulması,
– Finansal denetim, finansal planlama amacıyla düzenleme yapılması,
– Müdürlerin ve benzer statüye-işleve sahip kişiler ile imza yetkisi bulunanların atama ve görevden alınmaları,
– Yönetimle ilgili görevlilerin kanun hükümlerine, esas sözleşmeye, iç yönerge ve yönetim kurulunun talimatlarına uygun davranıp davranmadığının gözetimi,
– Defterlerin tutulması, yıllık faaliyet raporunun düzenlenmesi ve genel kurula sunulması,
– Genel kurul toplantılarının hazırlanması ile birlikte genel kurulca alınan kararların yürütülmesi.
B-Temsil
Yönetim konusunda olduğu gibi temsil yetkisinde de olağan-olağanüstü iş ayrımı yoktur. Anonim şirketlerde, sözleşmede aksi belirlenmemiş veya yönetim kurulu tek üyeden oluşmuyorsa çifte imza kuralı geçerlidir. Kimlerin temsil yetkisi olduğu, şirket esas sözleşmesinde belirtilmiş olmalıdır. Temsil yetkisi, esas sözleşmeye hüküm konulmak suretiyle devredilebilmektedir. Temsil yetkisinin iradi olarak sınırlanması mümkündür. Bu sınırlama tescil ve ilan edilmek ön koşuluyla şube işleri veya birlikte temsil kaydı bakımından mümkündür. Bu arada birlikte temsil ile çifte imza kuralı aynı anlama gelmez. Birlikte temsil, hangi üyelerin birlikte hareket edeceği belli olan durumlarda söz konusudur. Çifte imza kuralında ise herhangi iki üyenin imzalarının bulunmasının yeterli olduğunu söyleyebiliriz. Yönetim kurulu üyelerinin temsil yetkisini kullanarak yerine getirdikleri işlerden şirket tüzel kişiliği sorumludur. Temsil ve idare konusunda yetkili olan üyelerin görevlerini yaptıkları esnada işledikleri haksız fiillerden dolayı anonim şirket, sorumlu olacaktır. Ancak şirketin rücu hakkı saklı tutulmuştur.
Yönetim Kurulu Üyelerinin Hakları
I-)İdari haklar
– Bilgi alma hakkı,
– Yönetim kurulu toplantılarına katılma ve oy hakkı,
– Genel kurul kararlarının iptalini isteme hakkı,
– Yönetim kurulu başkanından kurulu toplantıya çağırmayı isteme hakkı.
II-)Mali Haklar
– Huzur hakkı,
– Ücret,
– Kazanç payı,
– İkramiye.
Yönetim Kurulu Üyelerinin Borçları
– Özen ve sadakat,
– Şirkete borçlanma yasağı,
– Rekabet yasağı,
– Eşit işlem ilkesine uygun davranma,
– Diğer yükümlülükler.
2-Genel Kurul
Anonim şirketlerde, en temel nitelikteki kararların alındığı organdır. Kurul, pay sahiplerinin katılımıyla oluşmaktadır. Genel kurulun, şirketi temsil etme yetkisi ve sorumluluğu mevcut değildir. Alınmış olan kararlardan dolayı hiç bir sorumluluk genel kurula yüklenemez. Yıl içerisinde en az bir kere olağan-olağanüstü olmak üzere toplanabilir. Genel kurul, anonim şirketin devamlı nitelikte bir organı değildir. Buna bağlı olarak aldığı kararlar şirket içi ilişkileri etkilemektedir.
Genel kurulun devredilemez yetkileri:
– Esas sözleşmenin değiştirilmesi,
– Yönetim kurulu üyeleriyle ilgili bazı işlemler,
– Kanun koyucu tarafından öngörülmüş istisnaların dışında, denetçinin seçimi ve görevden alınması,
– Finansal tablolara, yönetim kurulunun yıllık raporuna, yıllık kar üzerinde tasarrufa, kar paylarının belirlenmesine, yedek akçelerin kullanılmasına ilişkin karar alınması,
– Kanunda öngörülen istisnalar hariç şirketin feshi,
– Önemli bir miktarda şirket varlığının toptan satılması.
Genel kurul, kanun hükümlerinde ve şirket esas sözleşmesinde açıkça öngörülmüş bulunan hallerde karar almaya yetkilidir. Bu konular dışındaki tüm konularda yönetim kurulu karar alır.
Anonim Şirketlerde Denetim
1-Bağımsız Denetçi
2-Özel Denetçi
3-İşlem Denetçisi (Artık yok)
1-Bağımsız Denetçi: Bu sistemde, denetim bir iç organ vasıtasıyla değil, dışarıdan ve bağımsız kişi veyahut şirketler tarafından yapılır. Bağımsız denetim sisteminin amacı; finansal tablo ve hesapların daimi, objektif ve uluslararası ölçütlere göre denetlenmesidir. Denetçiyi seçme yetkisi genel kurulun devredilemez yetkisidir. Belirtmek gerekir ki mahkeme kanalıyla da denetçi atanabilmektedir. Denetim yetkisi, tamamen bağımsız denetçiye aittir. Bu yetki şirket organlarına veya başka bir kuruma devredilemez. Bağımsız denetçi ile şirket arasında denetlenen hususlarla ilgili görüş ayrılığı mevcutsa, yönetim kurulu veya denetçinin talebi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi dosya üzerinden karar verebilir. Mahkemenin alacağı kararlar kesindir. Bağımsız denetçi, değerlendirme ve finansal tablolara ilişkin raporları inceledikten sonra görüş yazısı hazırlar.
Bağımsız Denetçinin Görüş Yazıları:
A-Olumlu Görüş Yazısı: Bu görüş yazısı üzerine genel kurul, finansal tabloların sonuçlarına ilişkin karar alabilir. Yönetim kurulu üyelerinin ibrazını mümkün kılabilecektir.
B-Sınırlı Olumlu Görüş Yazısı: Genel kurul, eksiklerin giderilmesi adına gereken önlemleri almak için ve düzeltmelere ilişkin karar alır.
C-Olumsuz Görüş Yazısı: Bu görüş yazısı nedeniyle finansal tablolara dayanılarak karar alınamaz. Yönetim kurulu, söz konusu yazının bildirilmesinden itibaren dört iş günü içerisinde genel kurulu toplantıya çağırır ve genel kurul, yeniden bir yönetim kurulu belirler.
D-Kaçınma Görüş Yazısı: Kaçınma görüş yazısı yazılırken kaçınma sebeplerinin de beraber yazılması gerekir. Bu görüş yazısının sonuçları olumsuz görüş yazısı ile aynıdır.
2-Özel Denetçi: Daimi ve periyodik olarak değil, gerekli olduğu hallerde mahkeme aracılığıyla atanan denetçidir. Pay sahiplerinin her birine, gündemde yer almasa bile genel kuruldan özel denetçi atanmasını talep edebilme hakkı tanınmıştır. Pay sahipleri böyle bir talepte bulunduğunda genel kurul, bu isteği onaylarsa, şirket veya her bir pay sahibi şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine 30 gün içerisinde özel denetçi atanması talebinde bulunabilecektir. Genel kurul, özel denetçi talebini onaylamaz ise azınlık hakları ortaya çıkar. Buna göre; halka kapalı anonim şirketlerde %10, halka açık anonim şirketlerde %5’i oluşturan pay sahiplerinin veya paylarının itibari değerlerinin toplamı 1 milyon TL olan pay sahipleri, üç ay içerisinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atanması talebinde bulunabilecektir.
Anonim Şirketin Sona Ermesi
Anonim şirketler infisah ve fesih olmak üzere iki şekilde sona ermektedir.
İnfisah Nedenleri;
– Şirketin belirli bir süre için kurulmuş olması ve bu sürenin dolması ile şirketin sona ermesi. Ancak süre dolmasına rağmen şirket faaliyetlerine devam ediyorsa artık belirsiz süreli hale gelecektir,
– Anonim şirketlerde işletme konusu gerçekleşmiş veyahut bu konunun gerçekleşmesi imkansız hale gelmiş ise şirket sona erecektir,
– Şirket esas sözleşmesinde öngörülen bir sebep gerçekleşmişse şirket sona erecektir,
– Şirketin iflası halinde şirket sona erecektir,
– Kanunda öngörülen birleşme, bölünme gibi hallerde şirket infisah yoluyla sona ermektedir.
Fesih Nedenleri:
Genel Kurul Kararıyla: Genel kurulun devredilemez yetkilerinden birisi, şirketin feshi konusunda karar alabilmesidir. Bu oylamada %75 çoğunluğun kararı, belirleyici olmaktadır. Aynı zamanda imtiyazlı paylar, bu karar alınırken dikkate alınmayacaktır.
Mahkeme Kararıyla: Anonim şirketlerde “haklı neden” kavramı kural olarak geçerli değildir. Ancak bu kuralın istisnası; son çare olarak, sıkı şekil şartlarına bağlı, sadece azınlığa verilen bir fesih istemi hakkının tanınmış olmasıdır. Organ yokluğu nedeniyle, pay sahipleri, alacaklılar, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı şirketin feshini talep edilebilecektir. Ayrıca Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na, fesih konusunda genel bir yetki tanınmıştır.
Kaynakça:
Türk Ticaret Kanunu
Sermaye Piyasası Kanunu
THEMIS-Tamer BOZKURT-Şirketler ve Kooperatifler Hukuku
Prof.Dr. Oruç Hami ŞENER-Ortaklıklar Hukuku
Yazar:Erdem Oğuzhan