Bilgiustam
Bilgiyi ustasından öğrenin

Beyin Doku Yenilenmesini Kontrol Edebilir Mi?

0 446

Kök hücreler, herhangi bir hücre tipine farklılaşmamış şekilde organlarda bulunan hücre tipleridir. Örneğin; karaciğer, deri hücresi olarak adlandırdığımız hücreler organın işlevine göre farklılaşmıştır ve çoğalma kapasiteleri sınırlıdır. Dokularda bulunan kök hücreler de, farklılaşmış hücreler öldükçe, çoğalıp farklılaşarak onların yerini alır. Bu şekilde kök hücreler, vücuttaki tüm organları sürekli olarak yeniler. Eğer vücuttaki kök hücre çoğalmasını kontrol edebilirsek; kanser kök hücrelerinin çoğalmasının durdurulması ve doku yenilenmesi için kök hücre çoğalmasının uyarılması gibi çok sayıda tıbbi faydaları olabilir. Kök hücre çoğalmasının da, ilk defa otonom sinir sistemi (ANS) tarafından kontrol edildiği gösterildi.Beyin Doku Yenilenmesini Kontrol Edebilir Mi?

ANS; nefes alma, kan akışı ve sindirim gibi bütün bilinçli yapılmayan işlevleri kontrol eder. Sinir ağları beyinden tüm organlara yayılır ve bu sayede ağlardaki nöronlar tüm organları kontrol edebilir. Bu nöronlar, nörotransmitter adlı kimyasallar salgılar ve bu kimyasallar doğrudan ya da dolaylı olarak hedef hücreleri etkiler. Nörotransmitterler, belli bir hücrenin zarındaki reseptörlere (zarda sinyal alıcı olarak görev yapan protein molekülleri) bağlandığında hücrede bir cevaba yol açar. Buna ek olarak hücrelerdeki değişiklikler, nörotransmitterler inflamasyonu tetiklediğinde ve kan akımını değiştirdiğinde de dolaylı olarak ortaya çıkar.

Physiological Reports adlı bir dergide yayınlanan çalışmada, bilim insanları ANS’nin kök hücre çoğalmasıyla ilişkili olduğundan şüphelendiler. Fakat bu ilişkinin doğrudan ya da dolaylı olup olmadığını bilmiyorlardı. Doğrudan bir ilişki, ilaç geliştirme çalışmaları için oldukça anlamlı olabilirdi. Örneğin; bir organın yenilenme potansiyeli değiştirilmek isteniyorsa, nöronların uyarılmasına ya da baskılanmasına gerek kalmayacaktı. Bunun yerine hangi nörotransmitterlerin çoğalmayı kontrol ettiği tespit edilebilir ve hedefe yönelik ilaç salınımıyla bu kimyasallar kök hücrelere verilebilir. Bu ilişkiyi tanımlamak için araştırmacılar, farede bağırsaktaki kök hücrelere odaklandılar.Beyin Doku Yenilenmesini Kontrol Edebilir Mi?

Ayrıca ANS, bağırsaktaki epitel hücreleri ve kök hücrelerle de yakın ilişki halindedir. ANS uyarısıyla kök hücre davranışının değiştiğini göstermek için, kök hücreler laboratuvar ortamında norepinefrin ve asetilkolin adlı iki nörotransmitterin yüksek seviyelerine maruz bırakılır. Norepinefrin sempatik sinir sisteminin (ANS’nin organ aktivitesini uyaran sistemidir) major nörotransmitteridir ve tehlike karşısında kaç ya da savaş dürtüsünü oluşturur. Parasempatik sistem (ANS’nin organ aktivitesini yavaşlatan sistemidir) tarafından üretilen asetil kolin dinlenme ve sindirim kısmındadır. Yapılan deneyde, buu sistemlerden herhangi biri aktifleştirildiğinde kök hücre çoğalmasında azalma görüldü. Bunun sebebi kaçma ve savaşma sistemi aktifken, vücudun yeni kök hücre üretmeye enerji harcamaktan kaçınması olabilir. Dinlenme ve sindirim sırasında ortaya çıkan serbest radikaller (organik moleküllerle reaksiyona girebilen reaktif oksijen türleri) de yeni hücrelere zarar verebileceği için, kökhttps://www.sciencedaily.com/releases/2018/10/181017141033.htm hücre çoğalması azalmış olabilir.Beyin Doku Yenilenmesini Kontrol Edebilir Mi?

Araştırmaların bağırsak epiteline yoğunlaşmasına rağmen, ANS vücudun diğer kısımlarındaki kök hücre çoğalmasını da kontrol edebilir. ANS’deki nöronlar, vücuttaki çok sayıda hücreye ek olarak, kök hücrelere de ulaşabilir. Eğer öyleyse sinir sistemini, kök hücreleri kontrol edebilmek için kullanabiliriz. ANS; beyin ve merkezi sinir sistemi tarafından kontrol edilir. Bilim insanları, beynin ANS yoluyla tüm dokulardaki yenilenmeyi kontrol ettiğini düşünüyorlar. Örneğin; daha büyük çerçevede baktığımızda, ciddi şekilde depresyon geçiren kişilerde organlarda da hasar meydana gelir. Stresin etkisi, ANS yoluyla dokuların yenilenme potansiyelini düşürebilir. Elde edilen bulgulara göre bu konuda doğrudan bir etki vardır. Gelecekte, bu mekanizmanın hedeflenmesi hastalıkların tedavisine olanak tanıyabilir.

Kaynakça:https://www.sciencedaily.com/releases/2018/10/181017141033.htm

Yazar:Ayça Olcay

Bunları da beğenebilirsin
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku