İslamiyet öncesinde çocuk edebiyatı ürünleri olarak tekerleme, ninni, bilmece, masal, efsane, destan, mâni, şiir gibi yerli edebiyat ürünleri kullanılırken İslamiyet’in Türkler arasında yayılmasıyla pendnâme, nasihatnâme, cengnâme, gazavatnâme, Binbir Gece Masalları, mesnevi gibi edebiyatı ürünlerinden de yararlanılmaya başlanmıştır. Ülkemizde 19. yüzyılın 2. yarısından sonra Avrupai tarzda çocuk edebiyatına yönelik yapıtlar görülmektedir. Edebiyatımızda çocuğa yönelik ilk yapıt Nabi’nin Tanzimat döneminden (1642-1712) önce yazdığı oğlu Mahmut’a yaşam ve toplum anlayışıyla ilgili öğüt verdiği Hayriye adlı mesnevisidir. Tanzimat döneminde ise, çocuğa edebiyat yoluyla ulaşmak isteyen Şinasi, Ziya Paşa, Muallim Naci ve Ahmet Rasim’dir. Şinasi La Fontaine fabllarına benzeyen manzum öyküsüyle bu dönemde dikkati çeken yazardır. Ayrıca bu dönemde edebiyatımızda görülen çeviri anlayışı çocuklara yönelik yapıtların çevirisinde de görülür.
Robinson Cruseau,Gullıver romanları ve Jules Verne’nin romanlarının çevirileriyle bu dönem çeviri çocuk edebiyatı dönemi olarak adlandırılabilir.
İkinci Meşrutiyet’ten sonra batılı eğitim anlayışının öğretmen okullarına girmesiyle çocuk edebiyatının ortaya çıktığı söylenebilir.
Başlangıçta çocuk edebiyatının amacı çocukların konuşmalarını düzeltmek ve onları eğitmek için şiirler hazırlamaktı. Bu dönemde eğitimci Sati Bey’in önderliğinde İbrahim A. Gövsa (1919, Çocuk Şiirleri), Ali Ulvi Elöve (1912, Çocuklarımıza Neşideler), Tevfik Fikret (1911,1914, Haluk’un Defteri ve Şermin) gibi yazar ve şairler dergi çıkararak çocuklara yönelik eğitsel şiirler yazmışlardır. Anaokullarının bu dönemde açılmasıyla eğit¬sel şiirler önem kazanmıştır
Cumhuriyetin ilanına yakın dönmelerde çocuk psikolojisi ve çocuk eğitimi alanındaki gelişmeler yazarların yalın dil ve anlatıma yönelmesi çocuk edebiyatı açısından olumlu adımlar olmuştur.
Kaynakça: Çocuk Edebiyatı, Alemdar Yalçın-Gıyasettin Aktaş, Akçağ Yayınları
Çocuk Edebiyatı, Ferhan Oğuzkan, Anı Yayıncılık
Yazar: Serpil Altunyay