Bilgiustam
Bilgiyi ustasından öğrenin

Eko-Kaygı Nedir?

0 435

Eko-kaygı, çevresel zarar veya ekolojik felaket korkusu anlamına gelmektedir. Bu endişe duygusu, büyük ölçüde çevrenin mevcut ve gelecekteki öngörülen durumuna ve insan kaynaklı iklim değişikliğine dayanmaktadır. 2018 yılı ulusal bir araştırmaya göre, ABD’deki insanların neredeyse % 70’i iklim değişikliği konusunda endişelenmektedir ve % 51’i kendisini çaresiz hissetmektedir. Çevresel konulardaki endişe, aşırı hava olaylarının artma riski, geçim veya konut kaybı, gelecek nesiller için korku ve çaresizlik duygularının farkındalığından kaynaklanmaktadır. Bu makale de, eko kaygının ne olduğu, genel semptomları ve nasıl tespit edilip yönetileceği hakkında bilgiler yer almaktadır.

Eko-Kaygı Nedir?

Gönüllü olarak bir çevre koruma grubuna katılarak olumlu eylemler yapılması eko-kaygıyı tedavi etmeye yardımcı olmaktadır. Araştırmacılar, çevre kaygısı terimini, kişilerin çevre ile olan ilişkisine ilişkin kronik veya şiddetli kaygıları tanımlamak için kullanmaktadır. 2017 yılında, Amerikan Psikiyatri Birliği (APA) eko-kaygıyı kronik bir çevresel kıyamet korkusu olarak nitelendirmiştir. Eko-kaygı hali Zihinsel Bozuklukların Teşhis ve İstatistik El Kitabında (DSM-5) listelenmemiştir, yani doktorlar tarafından resmi olarak teşhis edilebilir bir durum olarak görmemektedirler. Bununla birlikte ruh sağlığı uzmanları, eko-kaygı kavramını, kişilerin doğanın geri kalanıyla olan psikolojik ilişkileriyle ve bunun kimliklerini, refahlarını ve sağlıklarını nasıl etkilediklerini ele alan bir branş olan eko-psikoloji alanında kullanmaktadırlar.
İklim değişikliğinin acil etkileri, örneğin topluluk gruplarına zarar verme, yiyecek kaybı ve azalan tıbbi tedarik güvenliği gibi kişilerin zihinsel sağlığına ciddi zararlar vermektedir. Artan deniz seviyeleri ve hava düzenlerindeki değişiklikler de dâhil olmak üzere, iklim değişikliğinin kademeli etkileri, kronik zihinsel sağlık semptomlarına bile neden olmaktadır. APA, değişen bir iklimin ruh sağlığını çeşitli şekillerde etkileyebileceğini ve şu şekilde tezahür edebileceğini belirtmektedir. Eko-kaygı yaşayan kişilerin yaşayabileceği bazı bozukluklar vardır. Bu bozukluklar aşağıdaki gibidir:
• Travma ve şok
• Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB)
• Kaygı
• Depresyon
• Madde bağımlılığı
• Saldırganlık
• Azaltılmış özerklik ve kontrol duyguları
• Çaresizlik, kadercilik ve korku duyguları
Bununla birlikte örneğin, önemli yerlerin kaybı bazı kişileri etkilemektedir. İş güvenliğinin ya da geçim kaynağının kaybı veya tehdidi de önemli zihinsel sağlık etkilerine neden olmaktadır. Sebep ne olursa olsun, kronik veya ciddi stres, birkaç ciddi sağlık koşulu riskini artırmaktadır. Bu kalp hastalığı, yüksek tansiyon ve depresyonu içermektedir. Eko-kaygı ile birlikte kişiler genel anksiyete belirtileri de yaşamaktadır.

Eko Kaygı Nereden Kaynaklanmaktadır?

Eko-Kaygı Nedir?Çevresel konulardaki endişeler, kasırgalar, kuraklıklar ve orman yangınları da dâhil olmak üzere, iklimle ilgili koşullarda oluşan aşırı değişikliklerden dolayı hava koşullarının da risk altında olmalarından kaynaklanmaktadır. Çevresel tahribatın medyaya dâhil edilmesi çok zor olmaktadır ve kişilerin çevre üzerindeki olumsuz etkilerine dair kanıtlar artmaktadır. Aşırı hava olayları iç savaşları ve kitlesel protestoları körüklemekte ve kişilerin evlerini ve yaşam alanlarını tahrip etmektedir.
Bilimsel kanıtlar, kişilerin aşırı veya kronik kaygı yaşamaya başladıklarını, çünkü çevresel sorunları, özellikle iklim değişikliğini kontrol edemedikleri düşünülmektedir. Bazı kişiler için, çevresel krizlerdeki artış sadece sinir bozucu, korkutucu ve şok edici değildir, aynı zamanda sürekli veya yaşam koşullarını zayıflatıcı bir endişe kaynağı olmaktadır. Kişiler, kendi nesillerinin davranışlarının çevre ve gelecek nesillerin üzerindeki etkileri konusunda suçlu veya endişeli hissetmektedirler.

Kimleri Etkiler?

Çevresel zarar, tüm kişileri eşit şekilde etkilememektedir. Bu nedenle, bazı kişiler ekolojik konulardaki endişeleri daha yoğun hissetmektedirler. Dünyanın bazı bölgeleri, kıyı toplulukları ve alçakta bulunan bölgeler de dâhil olmak üzere aşırı hava koşullarının etkilerine karşı daha savunmasız durumdadırlar. Özellikle geçim kaynakları çevreye bağlı olan kişilerin örneğin balıkçılık, turizm ve tarım ile uğraşanların etkilenmesi daha olası bir durumdur. Ayrıca, yerel topluluklarda yaşayan kişiler genellikle doğal kaynaklara dayanmaktadırlar ve daha savunmasız coğrafi bölgelerde yaşama eğilimindedirler. Eko kaygı; kişilerin konut kaybetme korkusuyla, geçim kaynaklarını, kültürel miraslarını, kimliklerini, aidiyet duygularını ve topluluk duygularını zedeleyebilir.
Çevresel işlerde çalışan veya ilk müdahaleyi yapan kişiler ve acil sağlık çalışanları olarak çalışan kişiler de eko-kaygıya daha yatkın olmaktadırlar. Bu gruplar değişen iklimlerden ve çevresel zararlardan daha fazla fiziksel ve zihinsel sağlık etkileriyle karşı karşıyadırlar. Bazı grupların eko-kaygı yaşama olasılığı daha da yüksektir ve bu gruplar aşağıdaki gibidir:
• Yerinden edilmiş kişiler ve zorunlu göçmenler
• Önceden var olan zihinsel veya fiziksel sağlık koşulları olan kişiler
• Sosyoekonomik durumu düşük kişiler
• Çocuklar ve genç yetişkinler
• Daha yaşlı yetişkinler

Eko-Kaygı Yaşayan Kişi Nasıl Anlar?

Kişinin kontrolünün dışında görünen şeyler konusunda üzgün, kızgın, sinirli veya çaresiz hissetmesi doğal bir durumdur ve çevre ile ilgili kötü haberlerin cesaretini kırmak kolaydır. Eko-kaygı için tıbbi bir tanım bulunmamaktadır. Kişi çevre ile ilgili endişelerinin günlük yaşamlarına, çalışma yeteneklerine veya kendilerine bakma yeteneklerine müdahale etmesinden endişe duyuyorsa, zihinsel sağlık uzmanıyla görüşmelidirler. Giderek artan sayıda psikolog ve diğer ruh sağlığı çalışanları, çevre ve iklim ile ilgili korkuları saptamaya ve yönetmeye yardımcı olma konusunda eğitim almaktadırlar.

Nasıl Yönetilir?

Eko-Kaygı Nedir?Çevresel sorunların çözülmesi, toplumsal değişme, hükümetin katkısı ve iklim değişikliğine katkılarından dolayı sorumluluk alan kurumlara dayanmaktadır. Fakat nünün yanında, kişiler genellikle bir dizi strateji kullanarak çevresel sorunları kendi çözümlerini yönetebilmektedirler. Eko-kaygıyı gidermek için bazı ipuçları bulunmaktadır. Bu ipuçları aşağıdaki gibidir:
Harekete geçmek: Kişiler olumlu eylemde bulunmanın endişe ve güçsüzlük duygularını azaltmaya yardımcı olabileceğini görmektedirler. Başkalarına yardım etmenin iolumlu psikolojik yararları bulunmaktadır. Bazı olumlu eylemler aşağıdaki gibidir:
• Başkalarıyla iyi çevresel uygulamalar hakkında konuşmak
• Çevre grubuyla gönüllü olmak
• Geri dönüşüm, daha az et ve süt tüketmek gibi sürdürülebilir bir diyetin takibi de dâhil olmak üzere daha yeşil seçimler yapılması
Akıl sağlığı uzmanları kişilerin kendilerini ilgilendiren sorunları belirlemelerine yardımcı olmaktadır ve sorunları kontrol etme konusunda daha fazla güç hissetmelerini sağlayacak plan geliştirmeleri gerekmektedir.
Eğitimli olmak: Çevre hakkında doğru bilgi edinmek toplulukları güçlendirmektedir ve bir kriz meydana geldiğinde kendilerini hazır ve esnek hissetmelerine yardımcı olmaktadır. Yanlış bilgilere dayanmak veya bilgi eksikliğine sahip olmak, iklim değişikliği gibi soyut sorunları anlamayı ve işlemeyi zorlaştırmaktadır. Kişiler bu nedenle, güvenilir bilgiler kullanarak kendilerini çevresel konularda eğitmek konusunda rahatlama sağlayabilmektedirler.
Esnekliğe odaklanmak: Stres ve travmanın üstesinden gelme yetenekleri hakkında olumlu düşünen kişiler, esneklik becerilerine daha az güven duyan kişilerden daha iyi endişe duymaktadırlar. Örneğin, birisinin kendi dayanıklılığına olan inancı, doğal afetlerden sonra depresyon ve TSSB riskini azaltmaktadır. Kendine esnekliği artırmak için APA’nın bazı önerileri vardır ve bu öneriler aşağıdaki gibidir:
• Özendirmek, destek ve teşvik sağlayan ilişkilere güvenmek
• Sorunları çözülemez olarak görmemek
• Ulaşılabilir hedefler belirlemek ve hedeflere ulaşmak için çalışmak
• Sorunlara daha geniş bir açıdan bakmak
• İyi öz bakım uygulamak ve olumlu bir öz imaja odaklanmak
• Mümkün olduğunda yerler ve kültürel bağlarla kişisel bağlantıları sürdürmek
• İzolasyondan kaçınmak ve benzer düşüncelere sahip kişilerle iletişim kurmaya çalışmak
İyimser kalmaya çalışmak: Sağlıklı bir iyimserlik derecesine sahip olmak, kişinin doğal afetler gibi stresli olayları yaşadıktan sonra olgunlaşmasına ve uyum sağlamasına yardımcı olmaktadır. Olayları olumlu bir şekilde yeniden denemeye çalışan kişiler, bunun kaygıyı daha iyi idare etmelerine yardımcı olduğunu görmektedirler. Aynı zaman da olumlu düşünme kronik veya şiddetli anksiyete ile ilişkili olumsuz düşünme döngülerinin kırılmasına yardımcı olmaktadır.
Doğa ile daha güçlü bir bağlantı kurma: Dışarıda veya doğada daha fazla zaman geçirmek, çevre ile olumlu bir kişisel ilişki kurmayı teşvik ederek eko-kaygıyı hafifletmeye yardımcı olmaktadır. Hatta bazı kişiler bir kaya parçası, dal, kurutulmuş çiçek, parçası gibi doğal cisimlere dokunarak eko kaygıdan dolayı hissettikleri boğulma duygusundan kurtulabileceklerini önermektedirler. Bu, bazı ruh sağlığı uzmanlarının kaygıyı yönetmek için önerdikleri topraklama tekniklerine benzer şekilde çalışmaktadır.
Aktif almak: Düzenli egzersiz, çoğu kaygı tipini azaltmaya yardımcı olmaktadır. Fosil yakıt bazlı geçiş kaynaklarını kullanmak yerine yürümek, koşmak, bisiklete binmek, gerçekçi ve güvenli olduğunda, sık sık egzersiz yapmayı teşvik eder ve sera gazı emisyonlarını azaltmaktadır. Düzenli olarak bisiklete binen ya da işe yürüyerek giden kişiler, daha da stres yaşamaktadırlar.
Eko-Kaygı Nedir?Ne zaman ayrılacağını bilmek: Farkında olmadan, kişiler medyada, politikada, reklamda ve sosyal medya platformlarında her gün gördükleri bilgilerden çok etkilenmektedirler. Bu bilgileri tekrar tekrar görmek, özellikle yanlış, önyargılı olması veya belirli bir şekilde sunulması durumunda strese neden olmaktadır. Kişiler çevre sorunları hakkında kendilerini eğitmekten fayda görseler de, çok büyük miktarda bilgiye veya çok fazla güvenilmez bilgiye maruz kalmak endişe yaratmaktadır. Çevresel bilgi kaynaklarının yeniden değerlendirilmesi, medya kaynaklarının kesilmesi ya da çıkarılması, en azından geçici olarak, acil stres seviyelerinin azaltılmasına yardımcı olmaktadır.
Doktora görünmek: Gittikçe artan sayıda zihinsel sağlık uzmanı, kişilerin doğa ile ilişkilerini yönetmelerine ve günümüz çevre problemleriyle başa çıkmalarına yardımcı olma konusunda eğitim almaktadırlar. Şiddetli eko-kaygı ya da evde yönetim ipuçlarına cevap vermeyen kaygıları olan kişilerin kaygılarını gidermek için profesyonel yardıma ihtiyacı olmaktadır. Eko-kaygı konusunda profesyonel yardım almak için kişi, uygun bir zihinsel sağlık uzmanıyla nasıl bağlantı kurulacağına dair rehberlik sağlayabilecek bir aile doktoru veya başka bir sağlık çalışanı ile görüşülmelidir.
Günümüzde, eko-kaygı resmi bir tıbbi tanı değildir. Akıl sağlığı uzmanları bunun yerine, genellikle çevresel zarar veya iklim değişikliği ile ilgili güçsüzlük duygularına dayanarak, kronik bir çevresel kıyamet duygusu olarak tanımlamaktadır. Kişi, bu endişe biçimini başa çıkma yöntemleri kullanarak veya profesyonel danışmanlık arayarak, özellikle iklim psikolojisi alanında eğitimli bir profesyonelden alabilmektedir.

Kaynakça:
climate.org
researchgate.net
ecoamerica.org
apadivisions.org

Yazar: Özlem Güvenç Ağaoğlu

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku