Fizik biliminin, elektronik ses sistemleri ile olan uygulama alanına elektro akustik denilmektedir. Bilim dallarının gelişmesi ve uygulama alanlarının artması, teknolojinin hızlı ilerlemesi ve yeni teknolojik ürünlerin ortaya çıkması, fizik biliminin elektronik sistemlerle iş birliği içerisine girmesini sağlamıştır. Aslında elektro akustik, ilk olarak A. Graham Bell’ in telefonu bulmasıyla ilgi odağı haline gelmiştir. Seslerin saklanması, bir yerde var olan sesi başka bir yere aktarma ve duyurma işlemleri, insanların ilgisini çekmiştir. Sonraki yıllarda gramofonun icat edilmesi ile sesler kayıt altına alınarak, daha sonra tekrar tekrar dinlenebilmesi sağlanmıştır.
Elektro akustik tekniğinde, havadaki ses dalgaları, iletken teller yardımı ile elektrik titreşimlerine dönüştürülür. Bu titreşimler, kayıt edilebilir ya da seslerin içeriği ile oynanarak yeni ve faklı seslere ulaşılabilir. Günümüzde elektronik yollarla üretilen seslerden oluşan besteler dahi yapılmaktadır. Burada yapılan işlem için, doğal seslerin nitelikleri ile oynanarak yapay sesler üretilir diyebiliriz. Farklı sesler üretilebildiği gibi pek çok enstrümanın neredeyse gerçek sesleri de kayıt altına alınarak daha sonra kullanılabilme imkanı sağlanmaktadır. Bugün bu işlemler için, synthesizer denen bilgisayar sistemli araçlar kullanılmaktadır.
Elektrik dalgalarının ses titreşimine dönüştürülmesi için ise hoperlör denen aygıtlar kullanılır. İlk başlarda bu ses titreşimleri hoperlörden çıkarken çok kayıp verirken, bugün neredeyse sıfır kayıpla çok daha güçlü sesler elde edilebilmektedir.
Elektro akustik sayesinde, bugün bir program aracılığı ile, yüzlerce enstrümanı tek bir cihazda toplayabilir ve çalabilirsiniz. Ayrıca, bugün izlediğimiz sinema gibi görsel sanatlarda sesin kullanılabilinmesini, açık hava konserlerinde binlerce kişiye aynı anda sesin net olarak ulaştırılabilmesini de yine elektro akustik tekniğine borçluyuz.
Yazar: Ömer HOŞNUT