Sonsuz diyetlerden sıkıldınız mı? Vücudunuza işkence etmekten vazgeçin ve içsel sezgilerinizi dinleyin.Çeşitli araştırmalar, iç sesini dinleyen kadınlarının sağlık ve kilo ile alakalı daha az oranda sorunlarla karşılaştığını göstermektedir.
Sezgilerinizi dinleyecek şekilde beslenmek istiyorsanız bazı püf noktaları bilmeniz gerekir:
Kalori hesabı yapmayın;
Besinlerdeki yağ oranları düşünmenize gerek yok;
Yerken ölçüsünü kaçırdığınız besinleri evinizde bulundurmayın;
Açlık ve tokluk hissinize dikkat edin.
Bu fizyolojik durumları tanımayı öğrenin ve stres, sıkıntı gibi diğer psikolojik durumları ile karıştırmayın. Gerçek açlık hissini psikolojik açlık hissinden ayır etmeyi öğrenmeniz için biraz zaman gerekebilir.
Şunu untumayın ki, tokluk hissini hissetmek için yaklaşık olarak yirmi dakikaya ihtiyacımız var.
Aşırı yemek yememeye çalışın;
Yavaş yavaş, iyice ciğneyerek, her lokmadan zevk alarak yemeye özen gösterin;
Yiyecekleri güya iyi ve kötü gruplara göre sınıflandırmayın;
Bu beslenme sisteminde iyi ve kötü yiyecek konusunda çok kesin bir kural yoktur. Çünkü aynı besin az miktarda faydalı olup, çok miktarda zararlı olabilmektedir.
Dolayısıyla, ölçüyü kaçırmadan yediğiniz taktirde sevdiğiniz yemekleri tüketebilirsiniz.
Vücudunuzu sevmeyi, hayattan zevk çıkarmayı öğrenin. Kendinizi olduğunuz gibi kabul edin.
Sofradan hafif açlık hissiyle kalkın. Yemekten sonra yapacağınız kısa bir yürüyüş size doygunluk hissini verecektir;
Yemekleri iyice ve yavaş yavaş çiğneyin;
Hiç bir zaman ayakta yemek yemeyin;
Yarım bardak haşlanmış maydanoz suyu size iki saat boyunca yemeği unutturur. Bunun dışında, naneli su ile gargara yapabilirsiniz.
Çok acıktıysanız iştahı bastırmak amacıyla bir kaşık yağsız süt tozu çiğneyebilirsiniz;
Hiç bir zaman kahvaltıyı atlamayın. Kahvaltı yaparak metabolizmanızı hızlandırmış olursunuz. Kahvaltıda yulaf yemek oldukça faydalı olur. Yulafın sindirimi uzun sürdüğü için uzun süre doygunluk hissi verir. Ayrıca, tahıllar B vitamini açısından zengindir;
Açlık hissini bastırmak için kolay bir masaj yapabilirsiniz: birkaç dakika boyunca orta parmağınızla üst dudak ve burun arasında bulunan noktayı bastırın;
Yemekten önce bir bardak maden suyu veya domates suyu içerseniz size tokluk verecek yiyeceğiniz porsiyon miktarı üçte bir oranında azalacaktır;
En az bir saat boyunca size yemeği unutturacak şu egzersizi yapabilirsiniz: Ayaklarınızı omuz genişliğinde açın, elleriniz yukarıya bakıyor iken on kere derin nefes alın.
İştahın baş düşmanı sarımsaktır. Üç diş dövülmüş sarımsak bir bardak ılık suyla karıştırın. Bir gün boyunca demlensin. Yatmadan önce bir çorba kaşığı sarımsaklı su içebilirsiniz.
Kış zamanında bir çoğumuz 34 kilo alır, yaza doğru ise bu kilolar kendiliğinden giderler. Bununla nasıl mücadele edilebilir? Diyetisyenlerin söylediği gibi, kışın yiyecek tüketimimiz ortalama yüzde % 67 oranla artar. Bunun neticesinde yavaş yavaş kilo birikir. Bahar ve özellikle yazın yiyecek tüketimi yine azalır ve kilolar, her zaman olmasa da, genellikle giderler. Neden böyle oluyor, peki? Bu sürecin birkaç olası açıklaması vardır. Birincisi, havanın soğuk olduğu zamanlarda daha yoğun besin tüketme özelliğimiz genlerimizde vardır. Uzun zamanlar önce, insanların ısınma yöntemleri yetersiz olduğunda, tüketilen yiyecek sıcaklığı koruma işinde önemli bir katkıda bulunurdu. Bunun dışında, kış zamanlarında yiyecek kaynakları azaldığı için sonbaharlarda belli bir yiyecek deposu oluşturmak gerekiyordu.
Bazı bilim adamlarının iddialarına göre, bu günlerde modern ısıtma sistemleri ve 7/24 açık marketler varken bile, eski alışkanlık peşimizi bırakmıyor. Bu alışkanlığı yenmek bir nevi içgüdülerimizi kandırmaya bezner.
Diğer teoriye göre, akşamları güneş ışığı yokluğunda tat algımız değişir ve yemekten aldığımız zevk artar. Kışın, yaza nazaran evde daha çok vakit geçiririz ve dolayısıyla yatmadan önce birşeyler atıştırmak çok cazip geliyor.
Bu teorinin savunucuları, akşam saat 17:00’den sonra beynimizin tokluk hissini gündüz olduğu kadar net algılayamadığını düşünmektedirler. Yani, akşamleyin tokluk hissetmek için gündüzden daha çok yemek yememiz gerekir.
Bir diğer teorinin savunucuları, kışın alınan kiloların basit psikolojik bir açıklaması olduğunu düşünmektedirler. Kışın evde daha çok vakit geçirdiğimizi onaylamaktadırlar. Dışarı soğuk ve sıkıcı olunca, evde de yapacak birşey olmaynca, televizyon karşısında oturup birşeyler atıştırmak en yaygın senaryolardan biridir. Bu arada televizyon karşısında tüketilen yiyecek miktarı her zaman aşırıya kaçmaya eğilimlidir. Bununla beraber kışın, yaza nazaran hareketsiz bir yaşam sürdüğümüzü unutmamak lazım.
Yazar: Enes Eker