Bu hastalıklardan ilkinin tıp dilindeki adı Epilepsi’dir ve nöbetler halinde geçirilen bir sinir hastalığıdır. Bir sara nöbeti beyin fonksiyonunda kısa süreli bir bozukluk olarak tarif edilir. Bir grup beyin hücresi ani olarak elektrik deşarjı göstermekte ve sara nöbeti ortaya çıkmaktadır. Nöbeti başlatan esas sebebin sinir hücreleri arası akım geçişiyle görevli maddeler arası dengesizlik olduğu sanılmaktadır. Sara rahatsızlığı büyük veya küçük nöbetler şeklinde oluşabildiği gibi kısmi nöbetler şeklinde de olabilir. Sara rahatsızlığı nöbetlerinin büyük bir kısmının sebebinin nasıl oluştuğu bilinemeyebilir. Sara hastalığının bir kısmı beyin rahatsızlıklarından ( Kafa yaralanmaları, beyin tümörleri ve beyan damarları rahatsızlığı ) oluşabildiği gibi diğer kısım sara rahatsızlıkları ise ( Kan şekeri düşüklüğü, kanda üre artışı, bazı ilaçların oluşturduğu yan tesirleri ve alkol alımının sıklığı ) oluşur.
Sara nöbetinin ilk belirtileri olarak hasta kaşıntı, koku, tat, mide ağrısı gibi bir his duyar. Böylece hasta nöbetin oluşacağını hissedebilir. Bu belirtiler her zamanda oluşmayabilir. Bundan sonra hasta kendi şuurunu kaybeder ve ayakta ise düşer. Bu düşmenin tedbirsiz olması yani düşerken kendini yanındaki ateş, su, taş gibi tehlikelerden veya hafif kazalardan korunmaya kalkması mümkün değildir. Hastanın bütün kasları aynı anda kasılır bu sebeple önce kısa bir çığlık atabilir hasta nefes alıp veremez ve morarır. Ayrıca idrar ve dışkısını da bu sırada hasta kaçırabilir. Yaklaşık 30 saniye sonra derin bir nefes alır. Bu safhadaki hastada kaslar bir kasılıp bir gevşediğinden dolayı vücutta bir silkinti ve çırpıntı hareketleri başlar çene ve dil hareketleri sonucu tükrük köpük haline dönüşür. Bu safhada yaklaşık olarak 20-30 saniye sürer ve sonra hastada gevşeme oluşur ve hasta derin bir uykuya başlar görünüş komaya benzer ama hasta her zaman uyandırılabilir.
Dünyaca bilinen en eski hastalıklardan birisi olan migren halk arasında yarım baş ağrısı olarak bilinir. Kişinin yaşam kalitesini bozan ve günlük yaşamımız içerisinde migrenim tuttu cümleleri ile sıkça duyduğumuz bu hastalık yaygın bir seyir göstermektedir. Migren geçici bir baş ağrısı olarak bilinmesine rağmen kişiden kişiye farklılıklar gösteren ve iyileşme sürecide farklı olan bir ağrı türüdür. Bazı vakalarda kusmanın da eşlik ettiği migren atakları hastada bazen sürekli aynı tarafta bazen de farklı tarafta oluşabilir.
Migren krizlerinde hastayı rahatlatacak olan her migren hastasının bulunmak isteyeceği ortam ışıktan uzak loş sessiz ve sakin ortamlardır. Migren krizleri uzun süreli yarım baş ağrılarıdır. Gün içerisinde birkaç saat sürebildiği gibi sürekli bir şekilde bir günlük bir zaman dilimini de kapsayabilir. Kadınların daha çok yaşadığı migren hastalığı kadının adet öncesi ve sonrasında ivme kazanır.
Migren krizinin geleceği hasta tarafından daha önce algılanır. Hafif bir ağrı ile baş gösteren kriz öncesi kişi gözde bulanıklık ışık huzmeleri karartılar görmede azalma göz kapağında kısılma bazı vakalarda çift görme gibi belirtiler yaşar. Migren sorunu olan kişinin kesinlikle doktor kontrolünde olması önerilir. Her ağrıda bilinçsizce alınan ilaçlar migren krizlerinin tetiklenmesine daha sık yaşanmasına neden olur.
Kalıtımsal bir hastalık olduğu bilinen migreni tetikleyen gıdalar arasında kabuklu deniz hayvanları konserveler mayalı içkiler eski peynirler çikolata çay meyve suları tatlı kurabiyeler olarak bilinen besinler vardır. Migren hastası bu besinleri tüketirken dikkatli olmalı az ve belli aralıklarla kullanmalıdır. Nörolojik bir hastalık olan migren beyinde kısa devre olarak tanımlanır. İlaç tedavilerinin yanı sıra akupunktur yoga hipnoz gibi uygulamaların faydası olduğu söylenmektedir. Migreni olan kişiler uyku düzenine önem vermeli stresten uzak kalmalı düzenli sportif aktivitelerde bulunmaları gereken kişilerdir.
Teşhis genellikle hastanın geçirdiği sara nöbetinin görülmesi ile konulur. Ancak bu nöbetin görülmesi her zaman mümkün olamamaktadır. Ancak hastanın geçirdiği nöbeti görenlerin söylemleri ile teşhise yardımcı olunur. Mutlaka bir doktor muayenesi yapılmalıdır. Hastanın beyin elektrosu çekilerek tanının konulması sağlanabilir.
Bazense hiçbir iyileşme zamanı olmayan devamlı sara nöbeti geçiren hastalar bulunabilir bu hastaların hastalıkları çabuk kontrol altına alınmaz ve tedavi edilmez ise sonu ölümle sonuçlanan sara hastaları bulunabilir. Bu hastaların tedavisinin acilen ve hiçbir şekilde geciktirilmeden uygulanması gereken. Devamlı ve sürekli olan sara nöbeti geçiren hastaların solunum yolları açık tutularak nefes alış verişinin hızlandırılması gerekir. Tıbbi olarak ta en iyi çözüm yolu olan ilacı ise klonazepam’dır.
Yazar:Enes Eker