Topkapı Sarayı, dünyada günümüze kadar ulaşmış en geniş alana ve en eski tarihe sahip saraylardan birisidir. İstanbul fethedildikten sonra Osmanlı Devleti’nin başkenti olmuş ve devletin yönetimi için bir merkeze ihtiyaç duyulmuştu. Bu amaçla Topkapı Sarayı’nın yapımına Fatih Sultan Mehmed Han’ın İstanbul’u fethinden sonraki yıllarda yani 1460 yılında başlanmış, inşası tam 18 yılda tamamlanmıştır. Haliç, İstanbul Boğazı ve Marmara Denizi arasındaki İstanbul yarımadasının uç kısmındaki Sarayburnu mevkiinde yaklaşık 700.000 metrekarelik çok geniş bir alan üzerinde kurulmuştur. İlk adı “Yeni Saray” anlamına gelen “Saray-ı Cedîd-i Âmire” olan sarayın adı Sultan 2. Mahmud zamanında yapılan ilave binalar, tadilat ve genişletme çalışmalarından sonra “Topkapı Sarayı” olarak anılmaya başlanmıştır. Fatih Sultan Mehmed Han’dan Sultan Abdülmecid’e kadar otuzbir padişahın kullanmış olduğu bu saraydan, yaklaşık 400 yıl boyunca devletin idare, sanat ve eğitim merkezi olarak istifade edilmiştir. Hanedan’ın 1853 yılında Dolmabahçe Sarayı’na taşınması ile boşalan Topkapı Sarayı, Osmanlı Devleti zamanından günümüze her dönem önemini korumuştur. 3 Nisan 1924 tarihinden itibaren de ülkemizde müze olarak kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde 400.000 metrekarelik bir alanı kaplayan saray, deniz tarafından Doğu Roma Surları, kara tarafından ise Fatih Sultan Mehmed’in yaptırdığı Sur-i Sultani ile şehirden ayrılmaktadır. İçinde bulundurduğu mimari yapılar, çeşitli koleksiyonlar ve yaklaşık 300.000 civarındaki arşiv belgesi ile dünyanın en büyük müze saraylarından birisidir.
Sarayın Bölümleri Nelerdir?
Etrafı bahçe ve meydanlar ile çevrili olan Topkapı Sarayı’na, Ayasofya Camii tarafındaki Saltanat Kapısı’ndan girilir. Saraya girildikten sonra içinde çeşitli mimari yapılar bulunan dört avlu bizleri karşılar.
Birinci Avlu
“Alay Meydanı” adı verilen Birinci Avlu, halkın devlete yapacağı başvurular için girebildiği, içinde Darphane, Fırın, , muhafız alayı, odun depoları, hastane ve Bizans eseri olan Aya İrini Kilisesi gibi sarayın dış hizmet yapılarının bulunduğu avludur.
İkinci Avlu
“Divan Meydanı” adı verilen İkinci Avlu’da, devlet yönetiminin gerçekleştiği yapılar bulunmaktadır. Tarih boyunca pek çok törene, divan toplantılarına şahit olan bu avluda, divan toplantılarının yapıldığı Divan-ı Hümayun (Kubbealtı) binası ve yanında Divan-ı Hümayun Hazinesi yer alır. Bu yapıların arkasında ise Hükümdarın adaletini temsilen Adalet Kulesi bulunmaktadır. Bu avluda ayrıca, Harem Dairesi girişi, Zülüflü Baltacılar Koğuşu, saray mutfakları ile ek hizmet binaları ve cülus, arife, bayram ve cenaze törenlerinin yapıldığı, Sancak-ı Şerifin Serdar-ı Ekrem olarak savaşa giden Sadrazam’a teslim edildiği yer olan Babüssaade bulunmaktadır.
Üçüncü Avlu…
Bu bölüme “Enderun Avlusu” da denilmektedir. Burada Saray Üniversitesi (Enderun), Taht Odası, Arz Odası, Enderun Hazinesi, Kutsal Emanetler bölümü ile padişaha ait mekanlar olarak öne çıkmaktadır. Sultanlar yabancı elçi kabullerini Taht Odasında yapar, üst düzey bürokratlar ile de burada görüşürlerdi. 18. yüzyılda yapılan ve üçüncü avlunun ortasında bulunan III Ahmet Kütüphanesi Barok üslubunun Türk mimarisine uyumunun en güzel örneklerinden birisidir.
Kutsal Emanetler Bölümü
Bu bölümde 16. yüzyılda Mısır’ın fethinden sonra Topkapı Sarayı’na getirilen İslam’ın kutsal emanetleri muhafaza edilmekte ve sergilenmektedir. Peygamberimiz Hazreti Muhammed’in (sav) kılıçları, yayı, hırka-ı şerifi, mührü, sakal-ı şerifi, mektup ve ayak izleri bu bölümde koruma altında bulunmaktadır. Ayrıca el yazması ilk Kuran-ı Kerimlerden birisi, Kabe’nin anahtarları, sahabelerin kılıçları da burada sergilenmektedir.
Dördüncü Avlu
Bu bölümde sultana ait köşkler, asma bahçeleri, Osmanlı mimarisinin en seçkin örnekleri arasında gösterilen Sünnet Odası, Bağdat ve Revan Köşkleri ile İftariye Kameriyesi yer almaktadır. Ayrıca Dördüncü Avlu’nun bir alt kotunda ahşap Kara Mustafa Paşa Köşkü, Hekim Başı Kulesi ve Sofa Camii ile Sultan Abdülmecid döneminde yapılan Mecidiye Köşkü ve Esvab Odası Saray’ı Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde yapılan önemli mimari yapılardır.
Kaynakça:
*www.millisaraylar.gov.tr
*www.topkapisarayi.gov.tr
Yazar:Ensar Türkoğlu