Geçmişte Volvo deyince aklıma hep tank gibi dik köşeli ve büyük dikdörtgen farlı araçlar gelirdi. Fakat 95 yılından sonra şirketin marjinal bir tasarım değişikliğine gitmesiyle araçlarında yuvarlak hatlar kullanmaya başladı. 95 yılından bu yana her yeni çıkan Volvo modelinde kaporta hatları daha da yumuşatıldı ve yuvarlatıldıkça her yeni model daha oturaklı ve albenili bir kimliğe bürünmeyi başardı. 2010 yılına gelindiğinde ise, İsveç menşei bir firma olan Volvo(1999’da Ford’a satılmıştı), Çin’li üretici Geely’e 1,8 milyar dolar karşılığında satıldı. Bu yeni soluklanma ile beraber Volvo tasarımcıları artık yuvarlatma da bir yere kadar demiş olacaklar ki, S60 gibi yepyeni bir tasarım anlayışını sergilediler. Bu araç o kadar beğenildi ki, Türkiye’de bile kısa sürede en çok satılan Volvo modeli haline geldi.
Bu başarı tüm dünyada benzer şekilde yankı buldu ve Volvo başarılı tasarım çizgisini tereddüt etmeden diğer segmentteki araçlarına da yaymaya başladı. S40’ın da yerini alcak olan Volvo’nun C segmentindeki çiçeği burnundaki yeni temsilcisi artık V40 olacak…
Bence Volvo V40 ilk bakışta kendisine baktıran ve detaylarına inildikçe kendisine aşık eden bir tasarıma sahip. Otomobilin dizaynında yine çok yumuşak hatlar hakim ve hem premium lüks karakteri hem de sportif detayları bünyesinde barındıran akılcı elit bir tasarıma sahip.
Tasarımın yanında aracın donanım özellikleri de C segmentinde yer alan bir otomobile göre gerçekten üst seviyede: Adaptif cruise control, dışta yaya hava yastığı, yaya farketme ve otomatik frenleme, diz hava hastığı, kör nokta bilgi sistemi, arka park ve ön kameralar, sesli komut algılama, şerit takip asisstanı, otomatik park pilotu, full dijital göstergeler, sabit panoramik tavan gibi genelde D ve üstü segmentlerde görmeye alıştığımız hatta bazılarını görmediğimiz özellikler aracın donanım listesinde opsiyonel olarak sunuluyor.
Araçta 115 HP 1,6 litrelik dizel ve 150 ve 180 HP olmak üzere yine 1,6 litrelik iki benzinli motor seçeneği bulunuyor. 150 HP benzinli ve 115 HP dizel versiyonlar 6 ileri manuel şanzımanla donatılmışken, 180 HP benzinli versiyonda çift kavramalı(powershift) 6 vitesli şanzıman bulunuyor.
Aracın liste fiyatları ise şöyle:
V40 T3 | Benzin | 1596 cc | 150 hp | Düz | 69.310 |
V40 T3 Premium | Benzin | 1596 cc | 150 hp | Düz | 72.630 |
V40 T3 Advance | Benzin | 1596 cc | 150 hp | Düz | 80.080 |
V40 T4 | Benzin | 1596 cc | 180 hp | Powershift | 72.450 |
V40 T4 Premium | Benzin | 1596 cc | 180 hp | Powershift | 75.770 |
V40 T4 Advance | Benzin | 1596 cc | 180 hp | Powershift | 83.220 |
V40 T4 R-Design | Benzin | 1596 cc | 180 hp | Powershift | 77.070 |
V40 D2 | Dizel | 1560 cc | 115 hp | Düz | 70.960 |
V40 D2 Premium | Dizel | 1560 cc | 115 hp | Düz | 74.280 |
V40 D2 Advance | Dizel | 1560 cc | 115 hp | Düz | 81.740 |
Şu noktaya gelene kadar neredeyse her şey günlük güneşlikti. Fakat dizelde otomatik vites seçeneğinin olmayışı oldukça enteresan iken, T3 benzinli baz modelde 69 bin TL’lik başlangıç fiyatını mantıkla izah etmek pek mümkün gözükmüyor. Audi A3, BMw 1… hadi onları geçtim yeni çıkan Mercedes A serisi bile 66 bin TL’lik başlangıç fiyatına sahipken, Volvo’nun Türkiye pazarı için öngördüğü bu fiyatlar başlıktaki “Volvo V40 C Segmentinin Katili Mi Olacak?” sorusunun cevabına “Hayır” diye haykırır nitelikte… Bu otomobil 60 bin TL başlangıç seviyesiyle gelmiş olsa, firma hiç şüphesiz Türkiye’de hakettiği yere koşar adımlarla yükselir.
Aslında trajikomik olan sadece başlangıç fiyatı da değil, isterseniz siz de deneyin; kendinize bir Volvo V40 oluşturun ve aklınızdaki olmazsa olmaz dediğiniz donanımları ekleyin. Ardından da fiyatların hangi seviyelere ulaşacağını ibretle izleyin.
En basitinden; sıfır araç almayı düşünen genç bir iş adamı 180 HP’lik T4 R-Design paketi seçti diyelim, üzerine bir de olmazsa olmaz panoramik tavanı eklediği anda fiyat 70 binlerden 90 binlere yükseliyor. Ve daha işin içinde güvenlik paketi, kış paketi, aile paketi, sürücü destek paketi, arka-ön kamera vs. yok. O donanımları ekleyip bir de üzerine 18 inç spor jantı seçerseniz, 115 bin TL’lik astronomik bir fiyat sizi karşılıyor.
Şimdi eğri oturup doğru konuşmak lazım; kim Türkiye’de pek fazla kullanılmayan yani ikinci el değeri iyi olmayan bir C segmenti araca 90 bin TL verir? Hele ki o fiyatlara iyi donanımlı Mercedes, Bmw veya Audi alınabiliyorken?
Hepsini geçtim, piyasada çok tutulan Vw, Ford, Renault gibi bir alt marka klasmanında bulunan otomobillerin, aynı segment araçlarında bütün donanımlarını fulleseniz yine 90 bin gibi bir rakamın yanına yaklaşamazsınız. Günümüzde artık otomobillerin kalite faktöründe belirleyici olan nokta malzeme kalitesi ve mühendislik teknolojisiyle sınırlanmış durumda yani neredeyse tüm markaların genel proses tekniği, hassas motor üretimi, kasa galvanizlemesi, kaporta boyası vs. benzer kalitelerde yapılıyor(Hyundai, Kia gibi markalar dahil). Hatta bazıları premium markalarla ortak platformu kullanıyorlar. Dolayısıyla bu rekabet ortamında varlığını sürdürmek isteyen firmalar, fiyatlandırmada satış yapacağı ülke insanının beklentilerini çok iyi yorumlamalı ve ona göre seçenekler sunmalıdır.
Sonuç olarak Volvo, V40 için; ya liste fiyatlarında yapacağı indirimlerle ya da satın alımda yapacağı iskontolarla durumu acilen lehine çevirmelidir. Yoksa sonradan yapılacak düzenlemeler, müşteri nezdinde ciddi kırılmalara ve markaya sempati duyan kitlenin azalmasına neden olacaktır.
Volvo V40 Reklamı:
Yazar: Hüseyin Gürsoy