Bu senenin nobel kimya ödülleri genom düzenleme için yeni bir yöntem geliştirdikleri için Emmanuelle Charpentier ve Jennifer A. Doudna’ya verildi. Charpentier ve Doudna gen teknolojilerinin en keskin aletlerinden birini keşfettiler: CRISPR/Cas9 genetik makaslar. Bu araçlarla araştırmacılar hayvanların, bitkilerin ve mikroorganizmaların DNA’larını son derece yüksek bir hassasiyetle değiştirebiliyorlar. Bu teknoloji fen bilimleri üzerinde devrim niteliğinde etki oluşturdu, yeni kanser terapisi yöntemlerine katkı sağlıyor ve belki de kalıtsal hastalıkların tedavisi hayalini de gerçeğe dönüştürebilir.
Araştırmacılar eğer canlılığın, derinlerde nasıl işlediğini bulmak istiyorlarsa hücrelerdeki genleri değiştirmeleri gerekiyor. Bu işlem önceden zaman alan, zor ve bazen de imkansızdı. Ama CRISPR/Cas9 genetik makaslarını kullanarak yaşamın şifresi de diyebileceğimiz DNA’yı sadece bir kaç hafta içerisinde değiştirmek artık mümkün hale geldi.
Nobel Kimya Komisyonu başkanı Claes Gustafsson: “Bu genetik yöntemde hepimizi etkileyen büyük bir güç var. Sadece temel bilimsel bir yöntemi değiştirmekle kalmadı aynı zamanda yenilikçi mahsüller ortaya çıkardı ve ilerde çığır açacak medikal tedavilere öncülük edecek.” dedi.
Bilimde sıklıkla görüldüğü gibi bu genetik makasların keşfi de beklenmedik bir olaydı. Charpentier insanlığa en çok zarar veren bakterilerden biri olan Streptococus pyogenes üzerinde çalışırken daha önce bilinmeyen bir molekül olan tracrRNA’yı keşfetti. Onun çalışması tracrRNA’nın, CRISPR/Cas denen ve DNA’larını parçalayarak virüsleri etkisiz hale getiren bakterilerin tarihi bağışıklık sisteminin bir parçası olduğunu gösterdi.
Charpentier keşfini 2011’de yayınladı. Aynı yıl RNA konusunda geniş bilgiye sahip olan tecrübeli biyokimyager Doudna ile işbirliği başlattı. Birlikte bakterinin genetik makasını test tüpünde yeniden oluşturmayı ve kullanımını kolaylaştırmak için makasın moleküler parçalarını basitleştirmeyi başardılar.
Onlar çığır açan bir deneyle genetik makası yeniden programladılar. Doğal halinde makas virüs DNA’sını belirli bölgelerini tanır ama Charpentier ve Doudna makası DNA’nın istenilen bölgesini kesebilecek şekilde kontrol edebileceklerini ispatladılar. DNA istenen yerden kesildikten sonra yaşamın kodunu değiştirmek kolaydır.
Charpentier ve Doudna’nın CRISPR/Cas9 genetik makaslarını 2012’de bulduklarından beri makasların kullanımı patladı. Bu araç temel araştırmalarda bir çok önemli keşfin yapılmasına katkı sağladı. Yine bu araç sayesinde bitki araştırmacıları küfeye, haşerelere ve kuraklığa karşı dayanıklı ürünler yeriştirebildiler. Tıpta yeni kanser terapilerinin klinik denemeleri yolda ve kalıtsal hastalıkları tedavi edebilme hayali ise gerçekleşmek üzere. Bu genetik makaslar fen bilimlerine yeni bir çağ atlattı ve bir çok yönden insanlığa büyük katkı sağlıyor.
Kaynakça:
https://www.sciencedaily.com/releases/2020/10/201007083443.htm
Yazar: Mücahit Yüce