Yüzümüzde ki diğer organlar ağız ve burnumuzdur. Ağız ve burun his, duygu ve düşüncelerimizi çok açık olmamakla birlikte yinede belli edebilmektedirler. Çünkü yüz duyguların, düşüncelerin en yoğun belli edildiği vücut kısmıdır. Doğal olarak ağız ve burunda yüzün üzerinde yer aldığından dolayı bu iki organda duygu ve düşünceleri sergileyebilmektedir. Ağız hareketlerimizle ve dudak hareketlerimizle bazı şeyi anlatabilme yeteneğine sahibiz. Çünkü her hareketin beden dilinde bir anlamı vardır.
Dudakları birleştirerek biraz sağa veya sola doğru kaydırdığımızda bu hareket beğenmeme, önemsememe, aşağılama anlamlarına gelmektedir. Örneğin bir konuşma esnasında karşınızdaki kişi dudaklarını birleştirerek sağa veya sola doğru hafif bir şekilde kaydırırsa bu sizin anlattıklarınızı beğenmediği, anlattıklarınızı önemsemediği anlamına gelmektedir. Bir arkadaşınızı ziyarete gittiğinizde arkadaşınız böyle bir harekette bulunursa, sizin onu ziyaret etmenizden hoşlanmadığı anlamına gelmektedir. Hatta siz bu olayı başka bir arkadaşınıza anlatırken geçenlerce falancayı ziyarete gittim bana dudak kıvırdı dersiniz. Sanırım ki o arkadaşınız sizden özür dileyene kadar onu tekrar ziyarete gitmezsiniz. Çünkü ben olsan öyle yaparım. Evinize gelen konuklarınıza bir şeyler ikram ederken konuklarınızdan herhangi birisi ikramız karşısında dudaklarını hafifçe kaydırırsa, bu konuğunuzun sizin ikramınızı beğenmediğinin ve sizi aşağıladığının bir göstergesidir.
Herhangi bir topluluğa daha sonradan gittiğinizde, o topluluk içindekilere merhaba derken oradaki kişilerin dudaklarını kıvırması sizi orada istemediklerinin ve sizi aşağıladıklarının bir göstergesidir. Böyle bir davranış karşısında kalan kişiler genellikle en kısa zamanda bulundukları ortamdan uzaklaşacaklardır. Çünkü hiç kimse istenilmediği ve aşağılandığı bir yerde durmak istemez. Bu hareket bazen de aman boş ver gitsin anlamına gelmektedir, ancak bu anlamda yapılıyorsa genellikle bu dudak hareketine el hareketi eşlik eder. Yani bu dudak hareketi yapılırken aynı esnada bir elini göğüs hizasına getirerek elin sağdan sola doğru veya soldan sağa doğru kaydırması eşlik etmektedir. Sizin üzüldüğünüz ve kendinize sıkıntı yaptığınız bir olayı anlatırken karşınızdaki kişi dudaklarını birleştirip yan tarafa doğru hafif kaydırarak ve elini göğüs hizasına getirerek soldan sağa veya sağdan sola doğru kaydırırsa, aman boş ver gitsin, kafana taktığına değmez, bunları düşünerek hiç kendini üzme, bunlar sıkıntı yapılacak mevzular değil demek istemektedir.
Alt dudağın birazcık öne doğru uzatılarak dudakların başlangıç noktalarının aşağı doğru kaydırılması söylenilen şey hakkında herhangi bir düşünceye sahip olunmadığı, herhangi bir soru karşısında ise cevabın bilinmediği anlamına gelmektedir. Bu hareket yapılırken genelde kaşlarda hafif yukarı kaldırılmaktadır. Eğer karşınızdaki kişiye bir soru sorduğunuzda karşınızdaki böyle bir harekette bulunuyorsa sorunun cevabını bilmiyorum demek istemektedir. Bir diyalog halinde iken sizin anlattıklarınız karşısında karşınızdaki kişi böyle bir harekette bulunuyorsa, ben senin anlattıklarına bir yorum yapamıyorum, bu anlattıkların karşısında düşünemiyorum demek istemektedir.
Dudakların birleştirilerek büzülüp öne doğru uzatılması ve hemen akabinde dudaklar bu şekildeyken açılması karşınızdaki kişiyi öptüğünüz anlamına gelmektedir. Yolda yürürken herhangi birisi size böyle bir davranışta bulunursa siz yanınızdaki kişiye, şuradaki kişi bana yanından geçerken öpücük attı dersiniz. Bu hareket genelde birbirini tanıyan, samimi insanlar arasında kullanılmaktadır. Bazen bu harekete ellerde eşlik edebilmektedir. Örneğin sevdiğiniz bir insanın yanından ayrıldıktan sonra birkaç adım atar ve hemen geri dönerek dudaklarınızı birleştirip öne doğru uzatarak ve akabinde parmaklarınızı dudaklarınızın üstüne koyduktan sonra hemen geri kaldırır ve karşımızdaki kişiye doğru elinizi çevirerek el sallarsınız. Karşımızdaki kişi öpüldüğünün hemen farkına varır kendiside aynı harekette bulunarak sizi öper. Eğer karşınızdaki kişi aynı harekette bulunmazsa siz muhtemelen ben onu öptüm ama o sadece elini sallamakla yetindi, demek ki benim onu sevdiğim kadar o beni sevmiyor tarzında düşüncelere kapılırsınız. Bundan dolayıdır ki eğer sevdiğiniz bir kişi size böyle bir harekette bulunuyorsa mutlaka karşılığını vermelisiniz aksi takdirde karşınızdakinin yanlış algılamasına sebebiyet verirsiniz.
Dudakların birleştirilip büzülerek öne doğru uzatılması ve dudaklar bu şekildeyken üzerine işaret parmağının konulması, karşıdaki kişinin susmasının istenildiği anlamına gelmektedir. Bu hareket sus, konuşma anlamındadır. Bu hareket yapılırken genellikle işaret parmağı uzatır diğer bütün parmaklar avuç içine doğru bükülmüş olur. Hemen hemen bütün hastanelerde aynen bu hareketi yaparken fotoğrafı çekilmiş bir hemşire resmi duvarda asılıdır. Bu fotoğrafla hastaneye gelmiş olan hastalara fazla gürültülü konuşulmaması, fazla gürültü yapılmaması ve çevrelerindeki diğer hastaları rahatsız etmemeleri konusunda mesaj vermek istenmektedir.
Genellikle anneler çocuklarının susmasını istediklerinde bu hareketi yaparlar. Eğer anne çocuğun kendisini görebileceği fakat sesini duyuramayacağı bir yerde ise bu hareketi yaparak karşıdan çocuğuna sus diyebilmektedir. Genellikle ebeveynler toplum içerisindeyken çocuklarını susturmak için bu harekette bulunurlar. Sus hareketi büyükler arasında da kullanılan bir harekettir. İki kişi arasında geçen bir konuşmayı taraflardan biri farkında olmadan başka bir kişiye anlatacağı zaman, hemen diğer taraf bu harekette bulunarak karşıyı susturur. Genellikle iki kişi arasında gizli kalacak olan bir bilgiyi, bu iki kişiden birisinin bir başkasına yanlışlıkla ağzından kaçıracağı zaman, diğer kişinin böyle bir müdahalede bulunması ağzından kaçıracak olan kişinin kendisini toplamasına yardımcı olacaktır. Böyle zamanlarda bu hareket kullanılarak karşıdaki kişiye yeter sus denilmektedir.
Ağzın hafifçe açılması hayret etme, şaşırma anlamına gelmektedir. Genellikle bu harekete a harfi eşlik etmektedir. Yani şaşıran, hayret eden birisi bu hareketi yaparken genelde aaa demektedir. Bu harekete bazen gözlerde eşlik ederek ağız açıldığında gözlerde açılır. Ağzı açık kalmak değimi, ağzın bu hareketinden kaynaklanmaktadır. Anlattıklarımı duyunca ağzı açık kaldı denilir. Ayşe’nin anlattıklarını ağzım açık bir şekilde dinledim diyerek kişi anlatılan şey karşısında hayrete düştüğünü, çok şaşırdığını dili getirmektedir.
Alt dudağın dişler arasında biraz ısırılması eyvah, yakalandım, her şey ortaya çıktı anlamındadır. Eşinize bir sürpriz yapmak isteyerek ona kendi ellerinizle en çok sevdiği yaş pastayı yaptığınızı farz edelim. Ancak siz bu pastayı ikram etmeden önce eşinizin mutfağa girerek pastayı görmesi üzerine siz hemen alt dudağınızı hafifçe ısırırsınız. Bu hareketinizle eyvah, her şey açığa çıktı, sürprizim mahvoldu, daha ben pastanın üzerini süsleyecektim demek istiyorsunuzdur.
Dudakların dil ile yalanması hem cinsellik hem de herhangi bir yiyeceğe olan istek anlamına gelmektedir. Çok güzel, mis kokulu bir yemek karşısında kişiler, bu yemeği yemek konusunda istekli olduklarını belli etmek için dudaklarını yalamaktadırlar. Kişi bu hareketiyle karşısındaki kişiye o yemeği canının çektiğini ve yemek istediğini anlatmaktadır. Bu hareket yani alt dudağın veya üst dudağın dil ile yavaşça yalanması karşı cinsler arasında yapıldığı takdirde cinselliği çağrıştırmakta ve seksiliği ifade etmektedir. Bu hareketle karşı cinsler birbirlerine kur yaparak, birbirlerini baştan çıkartmaya çalışırlar. Bu anlamıyla yapılan dudak hareketi toplum içinde kullanılmaz. Ancak çiftler yalnız olduklarında yaparlar.
Dişleri sıkmak veya alt ve üst dişleri birleştirerek gıcırdatmak sinirin, öfkenin bir göstergesidir. Karşınızdaki kişi eğer size dişlerini sıkarak konuşuyorsa muhtemelen siz o kişiyi sinirlendirmişsinizdir ya da kişinin tam sinirli olduğu anda onunla iletişime geçmişsinizdir. Böyle bir harekette bulunan kişiye genelde karşısındaki kişi bana dişlerini sıkarak konuşma şimdi neden sinirleniyorsun der. Kişinin dişlerini sıkmasından ya da gıcırdatmasından karşısındaki kişi hemen onun sinirlendiğini anlayacaktır. Eğer birisine sinirlendiğinizi göstermek istiyorsanız o kişiyle dişlerinizi sıkarak konuşmanız ya da kişinin yüzüne bakarak dişlerinizi gıcırdatmanız yeterli olacaktır.
Geceleri uyurken dişlerini gıcırdatan insanlar genellikle, gündüzleri sıkıntılı ve stresli işlerle uğraşan, yüksek kaygıları olan ve belleklerinde sorunlar bulunan insanlardır. Bu kişiler gündüzleri sıkıntılarını çözemedikleri için geceleri bu sıkıntının vermiş olduğu stres dolayısıyla dişlerini sıkmakta ya da gıcırdatmaktadırlar. Özellikle psikiyatri hastalarında uykuda diş gıcırdatma olayına çok rastlanılmaktadır. Böyle sorunları olan kişi genelde kendisi uyurken dişlerini sıktığını bilmemektedir. Ancak ağrıyan çenelerinden tahmin edebilmekte veya birlikte yattıkları kişiler tarafından kendilerine söylenilmektedir. Uykuda dişlerini sıkan veya gıcırdatan kişilerin bir psikologa veya psikiyatri uzmanına görünmeleri faydalı olacaktır.
Burun hareket kabiliyeti kısıtlı bir organdır. Bu özelliğinden dolayı çok fazla bir şey ifade etmez. Hoş bir koku karşısında burun delikleri genişlemekte, kötü bir koku karşısında burun delikleri küçülmektedir. Burnun bu hareketi kişinin kontrolünde olmamakta, vücut tarafından otomatik olarak yapılmaktadır. Burnun bu hacminin büyümesi ve küçülmesi hoş veya kötü kokular karşında otomatik olarak olmakta ve bu anatomik hareketlerden burna bazı anlamlar yüklenilebilmektedir. Kişinin bilinçli olarak burun hacmini küçültmeye çalışması yani burun deliklerini daraltmaya çalışması memnuniyetsizliğin bir göstergesi olmaktadır. Kişinin bilinçli olarak burun hacmini büyültmeye çalışması yani burun deliklerini genişletmesi memnuniyetin bir göstergesidir. Kişiler genellikle memnun oldukları durumlar karşısında burun deliklerini açarak burunlarının hacmini genişletirler.
Hoş kokularda burnun otomatik olarak genişlemesi gibi. Memnun olunmayan durunlar da ise kişiler burunlarını daraltmaya çalışırlar. Kötü kokularda burnun otomatik olarak küçülmesi gibi. Burnu hafifçe sağa ve sola doğru kıvırmak mevcut durumdan hoşlanılmadığının, beğenilmediğinin bir göstergesidir. Burun kıvırmak deyini burnun bu hareken çıkmıştır. Kişiler genelde hoşlanmadıkları herhangi bir durum karşında burunlarını sağa veya sola doğru kıvırarak hoşnutsuzluklarını belli etmeye çalışırlar. Bu hareket çoğu zamanda aşağılama, önemsememe anlamlarına gelmektedir. Aslında yukarıda da bahsedilen dudakları birleştirerek sağa veya sola kıvırma hareketinin anlamı aynı zamanda burun kıvırmanın da anlamı olmaktadır. Çünkü dudakların sağa ve sola doğru kıvrılması aynı zamanda burnun kıvrılması demektir. Çünkü burnu kıvırmak için mutlaka dudakların bu hareketine ihtiyaç vardır.
Başı biraz geriye doğru atarak bakmak burnu havaya kaldıracağı için büyüklenmek, kibirlenmek, böbürlenmek anlamına gelmektedir. Burnu beş karış havada tabiri burnun bu hareketinden çıkmıştır. Aynı zamanda bu harekete tepeden bakma da denilmektedir. Çünkü başın geriye doğru atılması hem burnu havaya kaldıracak hem de karşıdaki kişiye yukarıdan aşağıya doğru bakılacaktır ki bu harekette karşıyı aşağılama, böbürlenme ve büyüklenme anlamlarına gelmektedir. Japonlar birisinin büyüklendiğini anlatmak için bana gıdığını gösterdi derler. Çünkü başın geriye doğru atılması aynı zamanda gıdığın görünmesi demek olduğundan Japonlarda gıdık gösterdi tabiri büyüklenildiği anlamına gelmektedir. Geçenlerde falancaya gittim bana gıdığını gösterdi diyen bir Japon gittiği kişinin büyüklendiğini, böbürlendiğini dile getirmektedir. Gıdığını gösterme tabiri bizim kültürümüzde pek kullanılmamaktadır. Örnek teşkil etmesi açısında verdim.
Aslında burun hareketleri genellikle ağız yardımıyla veya baş hareketiyle yapılabilmekte ve bundan dolayı da yani tek başına fazla bir hareketi olmadığından dolayı çok fazla anlamlara gelmemektedir.
Kaynakça:
Beden Dili Kursu, Beden Dili Kitabı
Yazar:Derya Talas