1881’de Normandiya kırsalında doğdu. 1903’te askeri eğitimini tamamladıktan sonra, Paris’te Ecole des Arts Decoratifs ve Academie Julian’da eğitim gördü. Yaptığı çalışmalarda mimari çizimler yaparak ve rötuş fotoğraflarıyla yaşam kurdu.
Erken dönemdeki resimleri, İzlenimcilikten etkilendi. Ancak 1907 yılında Salon d’Automne’deki Paul Cezanne’nin retrospektif sanatı ile tarzını değiştirdi.
1909’da, Montparnasse’ye taşındı ve Le Compotier sur la Table gibi Kübist eserler yaptı. Georges Braque, Pablo Picasso ve Henri Rousseau gibi önemli isimlerle tanıştı. Büyük ölçekli duvar resimleri yaptı. Film, tiyatro gibi dallarla da ilgilendi.
1911’de Salon des Independents’da, büyük bir kübist ressam olarak rolünü pekiştiren resimler sergiledi. Bunun yanı sıra Fransa’nın Puteaux grubunun bir üyesi oldu.
1913’te Biçim Karşıtlıkları’ adlı birçok tablo yaptı. Her biri son derece ilgi çekici olan bu
eserler aracılığıyla sanatçının silindir, kare, dikdörtgen hacimlerden yararlanarak sağladığı hareketin dinamik anlatımı, sanki tümüyle figüratif öğelerden kurtulmuş gibiydi.
1920’de, Jeanne-Augustine Lohy ile evlendi ve aynı zamanda yakın arkadaş olarak kalacağı Le Corbusier ile tanıştı.
1924’te, Fransız ressam Amedee Ozenfant’la(18861966) Academie de l’Art Moderne’yi kurdu.
Leger’in silindirik formlara dayanan eşsiz Kübizm formu, Henry Moore da dahil olmak üzere birçok soyut ressam ve heykeltıraşın etkisinde kalırken, “herkesin anlayabileceği” bir şey olarak renk fikrini cesurca kullanması pek çok Pop sanatçısına ilham verdi. Leger’in sanatın insanları birleştirebileceği inancı, toplum tabanlı sanatı Fluxus gibi aktivizm hareketleri olarak da etkiledi.
Leger, Kübizmin cisimleri kırma nosyonunu geometrik şekillerde kucakladı, ancak üç boyutlu olmanın yanılsamasını betimlemeyle de gösterdi. Leger’in, silindirik formdaki odağı ve insanlarla makineler arasındaki uyumu ifade eden robot benzeri insan figürleri kullanması da dikkat çekti.
Kentsel alanların karmaşasından ve parlak, birincil renkteki ilgisinden etkilenen Leger, iyimserliği yakalayan resimlerinde sık sık bir hareket duygusu yaratan yeni teknoloji ve makinelerin gürültüsünü, dinamizmini ve hızını ifade etmeye çalıştı.
Pek çok eser veren sanatçı, 1955’te hayata gözlerini yumdu.
En önemli eserleri:
Büyük Julie, Üç Kadın, Ayna, Korkuluk, Sinematik Duvar Etüdü, Rus Balerinlerin Çıkışı, Figüratif, Mekanik Kompozisyon, Diskler, İnşaat işçileri, Şehir, Mavi Şapkalı Adam, Anahtarlar ile Mona Lisa, Tipografi Uzmanı, Andre Mare’nin Portresi, Bir Kediyle Kadın, Gri Akrobatlar, Formların Karşıtlıkları, Kampçı, Mekanik Bileşimler, Akrobatlar ve Palyaçolar, Dünya’nın Yaratılışı, Uzayda Formlar, Armut, Üç Figürün Bileşimi, Üç Müzisyen, Adem ve Havva, Aynalı Kadınlar, Aloe ile Üreticileri, Ağaçların Altındaki Ev
Kaynakça:
http://www.theartstory.org
Yazar: Börte Büşra Yavuz