İzlenimci üslubun yenilikçilerinden biri olarak kabul edilen Bazille, 1841 yılında Fransa’nın güneyinde Montepellier’de köklü zengin bir ailenin üyesi olarak doğdu. Varlıklı ve nüfuzlu olan ailesi Yüksek Protestan Topluluğunun üyesiydi.
Genç Bazille hayatının çok erken bir döneminde ressam olmak istediğine karar verdi ve 1859’da ebeveynlerine kararını açıkladı. Montpellier’deki Musee Fabre’de resim derslerine katılarak, yerel heykeltraşlardan olan Joseph ve Auguste Baussan’dan dersler aldı. Ancak, babası oğlunu resim konusunda sadece bir hobi olarak teşvik etti ve de Bazille’nin rahat yaşamasını sağlayacak bir meslek seçmesi için resmi bir eğitim alması gerektiğine ısrar etti. Bu nedenle, oğlunu, tıp eğitimi alması için ikna etti.
1860 yılında Bazille tıp eğitimi almak için Paris’e gitti. Fakültede boş zamanlarında çizim yaptı. Okulu ihmal ederek sanatçı Charles Gleyre’nin çizim atölyesine katıldı. Gleyre, tarih sanatında uzmanlaşmış, sanat yapıtının türlerin en soylu olduğunu düşünen, tanınmış akademik bir ressamdı. Ünlü tarih yazarı Paul Delaroche’un stüdyosunu devralmıştı. En tanınmış öğrencileri arasında Monet, Renoir ve Sisley vardı.
1864’de, Bazille büyük ölçüde derslerine ilgisizdi ve tıbbi sınavlarında başarısız olmuştu. Babası ile konuşarak sanat alanında ilerlemek istediğini dile getirdi ve fakülteyi bıraktı.
Bazille, 1864’ten 1870’e kadar pek çok eser yaptı. 1868’de Gleyre’nin atölyesinden ayrılarak Batignolles bölgesindeki Rue de la Condamine’de kendi stüdyosunu kurdu. İlk kez çalışmalarını resmi devlet sergisinde, 1866’da sergiledi.
İnsan figürlerini dış mekan ortamlarında konumlandırmak ve bunları belirli bir lokasyonun atmosferik etkileriyle bütünleştirmek için kompozisyon stratejileri oluşturmada öncü oldu. Bu sayede de ikonoklastik sanatçı olarak adlandırıldı. Sık sık stüdyosunda çalıştı ama aynı zamanda hava sahası resmini de savundu. Bazille ailesinin malikânesi olan Meric’e, kış aylarında sık sık giderdi. Şehir hayatından uzaklaşarak bol bol okur ve resim yapardı. Bir ressam, heykeltıraş, şair ve sanat eleştirmeni olan Zacharie Astruc, Empresyonistlerin “ışığın şaşırtıcı doluluğunu ve açık havada ve gün ışığındaki gücün eşsiz izlenimini” yakalama çabalarında Bazille’nin rolüne övgüde bulundu.
1870 yılında Bazille, çalışmalarından ötürü büyük bir saygınlık kazandı. Lakin Fransa’nın Prusya’ya savaş ilan etmesi ile piyade alayına katıldı. Savaş ve kuşatma herkese dokundu. Sanatsal üretim çoğu zaman durma noktasına geldi.
Bazille, 1870’de savaş alanında hayatını kaybetti.
En önemli eserleri:
Çiçek Etüdü, Köye Karşı, Pembe Elbise, Furstenbergdeki Stüdyo, Bakım, Balıklı Natürmort, Falcı, Aile Buluşması, Afrikalı Kadın ve Şakayıklar, Uzanmış Nü, Aigue Kalesi, Sainte Adresse Sahili, Aigue Kalesi Kraliçe Kapısı, Çiçekler, Renoir Portresi, Yıkananlar, Küçük Bahçıvan, Lez Nehri’nin Manzarası, Pembe Defne, Banyodan Sonra, Fontainebleau Ormanı, Edmond Maitre, Köyün Görünümü, Kendi Portresi
Kaynakça:
http://www.theartstory.org
Yazar: Börte Büşra Yavuz