Gerçek şu ki, iklimler dünya tarihi boyunca birçok kez değişmiş olsa da, bu geçişler zaman zaman Dünya üzerinde yaşayan türler üzerinde çoğu zaman optimal olmayan etkilere sahiptir. Ne yazık ki, biz bir istisna değiliz.
Kalbe Zararları
Küresel ısınma muhtemelen ısı dalgalarında artışa neden olacaktır. Bunlar, dumanın birincil bileşeni olan ozon da dahil olmak üzere kirlilik birikimi ile birleşebilir. Çalışmalar, yüksek düzeydeki kirliliğin, kardiyak problemler için hastaneye kabul edilmedeki artışla bağlantılı olduğunu göstermiştir. Ve yeni bir çalışma daha yüksek sıcaklıklar ve ozon, kalp sağlığını kötüleştirmek için birlikte hareket edebilir. Sonuçlar, ABD’deki bir şehirde yaz aylarındaki yüksek sıcaklıkların, kalp hızındaki değişkenlikte bir azalmayla ya da kalp atışları arasındaki sürenin ne kadar düzenli olduğunu ve bu durumun kalbin ne kadar iyi çalıştığının bir ölçüsü olduğunu göstermektedir. Düşük kalp hızı değişkenliği, kalp krizinden sonra artan ölüm riski ile ilişkilidir. Hava sıcaklığı ve ozon, kalp için kötü olabilir, çünkü bunlar otomatik sinir sisteminin işlevini etkiler. Amerikan Kalp Derneği’ne göre, otomatik sinir sistemi, vücudun çevresine uyum sağlamasına yardımcı olan merkezi sinir sisteminin bir parçasıdır. Kalbin elektriksel aktivitesi ve akciğerlere hava akışı dahil olmak üzere vücut fonksiyonlarını düzenler. Araştırmacılar, yüksek sıcaklıkların vücudu ozon gibi toksinlere daha duyarlı hale getirdiğini söylüyor.
Alerji
Çalışmalar, ABD dahil olmak üzere gelişmiş ülkelerde yükselen karbondioksit seviyeleri ve ısınma sıcaklıklarına bağlı olarak alerjilerin arttığını göstermektedir. 2005 tarihli bir çalışmada, bitkilerin yılın başında çiçek açtığı ve toplam polen üretiminin arttığı tespit edilmiştir. İtalya’da daha yeni bir çalışma, bölgede sadece polen seviyelerinin artmadığını, ancak popülasyonların polene olan duyarlılığının da arttığını ortaya koymuştur. Genetik, tüm alerjilerde büyük rol oynasa da, daha uzun ve daha yoğun bir polen mevsimi, semptomları şiddetlendirebilir.
Bulaşıcı Hastalıkların Artması
İklim değişiklikleri, dünyanın dört bir yanındaki yerel ekosistemlerdeki değişimler anlamına gelir ve bu değişikliklerin bir kısmı, bulaşıcı hastalık oranı söz konusu olduğunda tehlikeli sonuçlara yol açabilir. Örneğin, ortalama kışların daha sıcak olması, daha yüksek sivrisinek ıslahı ve hayatta kalma oranları anlamına gelmektedir. Ve sivrisinek sıtma ve zika virüsü de dahil olmak üzere tehlikeli enfeksiyonlar taşıyabileceği için, hastalığı yaymak için daha fazla fırsat anlamına gelmektedir. Who’ya göre iklim değişikliğinin ormanlarda meydana getirdiği değişiklikler, keneler gibi ormanlarda yaşayan böceklerin yeni alanlarda hayatta kalabilmeleri ve daha yüksek oranda lyme hastalığı getirmeleri anlamına gelebilir. Kentsel kalabalıklaşmaya neden olan nüfus dağılımındaki ve tahmin edilen değişiklikler kolera riskini artırabilir. Böcek gibi bir konakçı organizmanın hastalık yapan bir ajanı taşıdığı ve ilettiği bazı vektör kaynaklı hastalıklar, özellikle değişen hava ile sıcaklıklarından etkilenmektedir. Bu vektörler soğukkanlı olduklarından, içsel ısılarını kontrol etmek için çevrelerine güvenirler. Dolayısıyla, sıcaklıktaki bir artış potansiyel olarak böcek hayatını destekleyecektir ve sıtma gibi bazı hastalıkların yeni alanlara yayılmasına olanak sağlayacaktır. Yağışın da böcek hayatına faydalı olduğu düşünülmektedir ve birçok çalışma, özellikle su kaynaklı hastalıklar olmak üzere hastalık salgınlarına artan yağışlarla bağlantılıdır.
Yüksek Kanser Oranı
Muhtemelen iklim değişikliği ile bağlantılı olarak kanseri düşünmüyorsunuz, ancak aşırı hava koşullarının etkileri kanser riskinizi artırabilir. Şiddetli yağış ve sel, kanserojen bileşiklere maruz kalmanızı artırabilir ve daha yüksek ısılar, bu kimyasalların çoğunun havaya buharlaşabildiği ve akciğerlerinize girebileceği anlamına gelir. Yüksek hava kirliliği seviyeleri de kanser riskinizi artırırken, ozon tabakasının azalmasından kaynaklanan daha güçlü ultraviyole ışınları, cilt kanseri gibi güneşe maruz kalmaya bağlı kanser riskini artırabilir.
Tehlikeli Aşırı Hava Olayları
Aşırı hava olayları, hem doğrudan insanları yaralayabilecekleri hem de öldürebilecekleri, büyük bir halk sağlığı riski oluşturmaktadır. Ulusal Çevre Sağlığı Bilimleri Enstitüsü ayrıca iklim değişikliğinin gıda arzımızı etkileyebilecek kuraklıkları artıracağını belirtiyor. Küresel ısınma, yüksek ölümlere yol açabilecek ısı dalgaları, seller ve büyük fırtınalar gibi aşırı olaylarda artış sağlayabilir. Isı ve kuraklık, en ölümcül doğal afetler arasındadır. Amerika Birleşik Devletleri’nde 1980’den bu yana hava felaketlerini gözden geçiren bir araştırma, ilk büyük doğa olaylarının başında sıcak dalgaları ve onlarla birlikte gelen kuraklık olduğunu ortaya koydu. Ve ısı dalgaları daha da kötüleşiyor olabilir. 2007’de yapılan bir çalışmada, Avrupa’da ısı dalgalarının 100 yıl öncesine göre neredeyse iki katı olduğu bulunmuştur. Bölge, 2003 yılında yaklaşık 70.000 insanı öldüren bir mega ısı dalgası olduğu belirtilmiştir. Son zamanlarda yapılan bir çalışmada, bu tür mega ısı dalgaları bölgede 5 ila 10 kat artabilir.
Çölleşme
İklim değişikliğiyle birlikte arazinin yanlış kullanımı, küresel çölleşmenin artmasına veya kuru alanlarda toprağın bozulmasına neden olabilir. 2010 yılında yapılan bir araştırma, dünyanın yüzde 38’inin çölleşme riski taşıyan kurak alanlardan oluştuğunu tespit edildi. Bu, dünyanın büyüyen nüfusunu beslemek için tarım için kullanılabilecek araziyi sınırlayabilir. Küresel çölleşme aynı zamanda okyanusta zararlı bakterilerin büyümesini artırabilir. Çöl tozu, birçok deniz organizmasının yaşaması gereken okyanusa demir tedarik eder. Amerikan Bilim İlerleme Derneği’nin düzenlediği bir çalışma, çöl tozunun insanlarda gastroenterit ve bulaşıcı hastalıklara neden olan bir grup okyanus bakterisi olan Vibrios’un büyümesini tetiklediğini ortaya koydu. Araştırmacılar, Fas’tan deniz suyu örnekleri olan yıpranmış çöl tozunu 24 saat karıştırarak, göz, kulak ve açık yara enfeksiyonlarına neden olabilecek bir suş ve koleraya neden olabilecek başka bir suş da dahil olmak üzere Vibrios’ta 10- 1000 kat arası bir büyüme gördüğünü öne sürmüştür. Bu tip bakterilerdeki artış, kontamine deniz ürünlerine maruz kaldıkça daha fazla kişinin hasta olması anlamına gelmektedir.
Kaynakça:
https://www.livescience.com/35635-climate-change-health-countdown.html
https://sciencing.com/how-climate-change-could-affect-your-health-13400298.html
Yazar: Meltem Yıldırım