Üzerinde yaşadığımız dünyanın iki türlü hareketi bulunmaktadır. Bu hareketler, dünyanın kendi ekseni ve güneş etrafında dönmesidir. Bunun neticesinde günler ve de mevsimler oluşmaktadır. Bu hareketlerin dışında, dünyanın içinde de bir takım hareketler meydana gelmektedir.
Dünyanın çekirdeğinden yer yüzüne kadar olan bölgede, lavlar bulunur ve bu lavlar sürekli hareket halindedir. Yanardağ patlamaları, depremler ve dağlar da dünyanın iç kısmında gerçekleşen olaylar neticesinde oluşmaktadır. Aynı zamanda bu olaylar neticesinde, kıtalar her yıl 1-2 cm civarında hareket etmektedir. Öyle ki, yapılan araştırmalar neticesinde Avrupa ile Kuzey Amerika kıtalarının her sene birbirlerinden 2,5 cm kadar uzaklaşmaktadır. Kıtaların bu hareketi, milyonlarca yıldır devam etmektedir. Araştırmalar sonucunda, dünyada 200 milyon yıl öncesinde bütün kıtaların tek parça halinde olduğu anlaşılmıştır. Aynı zamanda bu tek kara parçasına “pangea” adı verilmektedir. Daha sonra ise bu kara parçası kırılmış ve birbirinden ayrılmaya başlamıştır. Ortaya 2 adet yeni kara parçası çıkmıştır. Kuzeyde olan parçaya Laurasia, güneyde olan parçaya ise Gondwana adı verilmiştir. Bu iki kara parçası da 35 milyon yıl önce kırılmıştır. Kıtaların hareketi sonucunda ise, kıtalar günümüzdeki konumlarına gelmişlerdir. Kıtaların bu şekilde kayma olayına levha tektoniği adı verilmektedir.
Eski dünya haritaları incelendiğinde, kıtalar arasında bir uyum olduğu fark edilmiştir. Bu uyumu ilk fark eden bilim adamı ise, Alfred Wegener isimli Alman bilim adamıdır. Ve bu doğrultuda Weneger, ortaya bir iddia atmıştır. Bu iddiaya göre, bütün kıtalar dünyanın 1. zamanın 2. yarısına kadar olan süreçte tek parça halindedir. Ardından ikinci ve de üçüncü zaman dönemlerinde kıtalar parçalanmıştır. Parçalanmadan sonra, kıtalar birbirinden ayrılmaya başlamış ve de git gide de birbirinden uzaklaşmıştır. Kıtalar arasında bir boşluk meydana gelmiştir ve bu boşluğa sular dolmaya başlamıştır. Dolan bu sular da okyanus ve de denizleri meydana getirmiştir. Wenegerin ortaya attığı iddiası bu şekildedir. Alman bilim adamı bu iddiasını kanıtlayabilmek için, Güney Amerika ve Afrika kıtalarının kıyılarının birbirine çok uyduğunu ve bu kıyıların bir yap-boz parçası gibi olduğunu söylemiştir. Yine bu bölgede yer alan hayvan ve bitki fosilleriyle taş özelliklerinin birbirine çokı benzer özellikler gösterdiğini söylemiştir. Bunlar, Weneger’in kanıtlarıdır. Weneger bu şekilde iddiasını kanıtlamıştır. Fakat kıtaların neden birbirinden ayrıldığı ve hareket ettiği konusuna ise herhangi bir açıklık getirememiştir. Bu konu ise, daha sonradan levha tektoniği kuramıyla açıklanmıştır.
Kıtaları meydana getiren yer kabuğu bir bütün halinde değildir. Bu kabuk düzensiz kırıklarla parçalanmış bir haldedir. Yerkabuğundaki çatlaklar neticesinde parçalanmış olan bu parçalara levha ismi verilmektedir. Bu levhalar, Dünya’nın içinde astenosfer adı verilen mantonun en üst bölgesinde hareket etmektedir. Levhaların bu şekilde hareket etmesini sağlayan etken ise, konveksiyonel akıntılardır. Dünya’nın en iç kısında çekirdek bulunmaktadır. Bu çekirdeğin sıcaklığı, 5000 derece civarındadır. Buradan çekirdeğin üst kısımlarına doğru bir enerji gelmektedir. Bu enerji sayesinde ısınan magmanın yoğunluğu azalır ve magma yüzeye doğru yükselir. Öyle ki, magma astenosfer tabakasına kadar yükselmektedir. Buradaki sıcak magma, soğuk magmayı çevreye doğru iter ve böylece konveksiyonel akıntı meydana gelmiş olur. Çevreye doğru itilmiş olan soğuk magma, derinlere iner ve burada ısınıp tekrar astenosfere yükselir. Bu olay, bu şekilde milyonlarca yıldır sürekli olarak devam etmektedir. Kıtaların kaymasına neden olan durum da bu şekilde kaynaklanan akıntılardır. Kıtaların bu şekilde hareket etmesi olayı, Levha Tektoniği Teorisini meydana getirmektedir.
Yazar:Erdoğan Gül
Deniz taban derinlik basıncıyla kalın plakaların altına suyun sızmasıyla basıncın etki yüzeyi artması ile plakayı bir tarafını veya her tarafını kaldırır. Plaka hareketlenince plakanın altına daha çok malzeme taşınır. Malzeme taşındıkça derinlik artarak genişler. Bu olaya ilave olarak derinlerde oluşan petrol, doğalgaz gibi maddelerde olursa daha çok yükselmelerle yanardağlar meydana gelecektir. Kısaca dalma batma olayı suyun derinlik basıncı neticesidir.