Renk temelde bir algılama biçimidir. Rengi algılama ve ayırt etme; ışık kaynağı, nesne ve bakan kişiden meydana gelen üçlü bir sistemin ortak ürünü olarak değerlendirebilir. Bahsedilen bu üç öğeden herhangi birinde bir değişiklik olursa renk algısı da değişir. Bizim kırmızı olarak gördüğümüz bir cismi arılar yeşil renkte görmektedir. Farklı canlı çeşitleri farklı renk algılayıcı sistemler ile donanmıştır. Renkli görme algısı olmayan ya da çok az olan canlılar, farklı parlaklıkları daha iyi ayırt edebilirler. Doğası gereği gündüz aktif kuşlarda gece aktif olan kuşlara nazaran daha fazla renk algılayıcı hücre bulunmaktadır. Memeli hayvan türlerinden çoğu insandan daha az sayıda renk algılamaktadır. Bazı canlılar insan duyusu tarafından algılanamayan renkleri dahi görebilmektedir. Örneğin arılar UV ışığı görebilir.
Nesnelere rengini veren nedir?
Doğada var olan renklerin üç temel kaynağı vardır: Biyolüminesans, pigmentler ve yapısal renkler. Çoğunlukla doğada bulunan nesneler içerdikleri renk pigmentleri ya da boyar maddeler sebebi ile sahip oldukları renklere bürünür. Bu kimyasal maddeler belli dalga boylarındaki elektromanyetik radyasyonun ışınlarını seçici olarak emerler ya da yansıtırlar. Renk algısı, bu maddelerin kimyasına bağlıdır. Renk pigmentlerinden kaynaklı renkler bu pigmentlerin kimyasının bir takım koşullarda zaman içinde bozulmasına bağlı olarak ilk günkü halini koruyamamakta ve silikleşmektedir. Kısaca zamana yenik düşmektedir. Biyolüminesans ise canlıların yapısının kimyasal tepkimelerden dolayı ışık yaymasıdır. Biyolüminesans yapan canlı organizmalara; derin sularda yaşayan canlılar ya da ateş böcekleri örnek olarak verilebilir.
Renklerin meydana gelmesi için mutlaka boyar madde olmalı mı? Kimyasal maddelerden açığa çıkan renkleri algılamamızda farklı bir yollar var mı?
Nesnelerin mikro ya da nano ölçeklerde olan düzgün fiziksel yapılarından kaynaklanan renk algısı bu soruya cevap niteliğindedir. Renkli bir malzeme elde etmek için genel olarak boya ya da renk pigmentleri kullanırız. Renk oluşturmanın başka bir yolu ise ışığı yansıtan ya da saçan nano yapılar meydana getirmektir. Nano yapılar ile ışığın fiziksel olarak etkileşiminden ortaya çıkan renk çeşitlerine yapısal renkler denmektedir. Yapısal renklerin oluşumunda temel mantık ışığın soğurulması değil yansıması olmaktadır. Malzemenin mikro ya da nano yapılı mimarisi malzemenin optik niteliklerini belirler. Yapısal renk, nano ya da mikro ölçeklerde olan yapılar yolu ile oluştuğu ve tamamen fiziksel niteliklere bağlı olduğu için, rengin oluştuğu diğer yöntemlerden farklıdır. Bu yolla ortaya çıkan renkler çok parlak ve göz kamaştırıcı olabilmektedir.
Kaynakça:
https://www.the-scientist.com/ articles.view/articleNo/34200/title/Color-from-Structure/
Yazar: Taner Tunç