Sekiz kanser türünü yayılmadan erken saptamak ve çok sayıda insanın hayatını kurtarmak için tasarlanmış yeni bir kan testinden, heyecan verici derecede olumlu sonuçlar alındı. Johns Hopkins Kimmel Kanser Merkezi’ndeki araştırmacılar tarafından yönetilen uluslararası ekibin geliştirdiği test, hastalığın varlığını gösteren iki farklı biyomarker türüyle oluşturuldu. Kanseri erken tespit edebilen kan testi geliştirme araştırması, söz konusu tekniğin doğal zorluklarına karşın yavaş fakat emin adımlarla ilerliyor. Kesin bir şekilde kanserin varlığına işaret eden spesifik biyolojik belirteçler bulmak zorlu bir süreç olmasına rağmen, yeni başarılar elde edildi.
Testin geliştirilmesinde, Amerika’dan Johns Hopkins Üniversitesi, Texas Üniversitesi, Mayo Klinik ve Pittsburgh Üniversitesi’nin, Avustralya’dan Walter ve Eliza Hall Enstitüsü, Melbourne Üniversitesi ve Peter MacCallum Kanser Merkezi’nin, İtalya’dan San Raffaele Enstitüsü’nün de aralarında olduğu çok sayıda üniversite, merkez ve hastanenin işbirliğiyle yürütülen bu çok önemli ve uzun süren proje umut verici sonuçlara ulaşıldı.
Purdue Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, kanserin varlığını etkin şekilde gösterebilen bir dizi proteine odaklanırken, Johns Hopkins ekibi de, bir kan örneğinde mutasyona uğramış DNA’yı erken evre belirteçi olarak kullanabilen bir yöntemi geliştirmeyi başardı. “CanserSEEK” adı verilen bu yeni test, yumurtalık, karaciğer, mide, pankreas, özofagus, kolorektum, akciğer ve göğüs kanserlerinin taranması için iki tekniği birleştirdi.
Test kapsamına giren bu kanserlerden beşi için kullanılan bir tarama yönteminin olmaması da araştırmanın önemini gösterdi. Testin, ortalama riskli bireyler için, tarama testleri bulunmayan bu beş kanser tipinin (yumurtalık, karaciğer, mide, pankreas ve özofagus) tespit edilmesinde başarı oranı % 69 ila % 98 arasındaydı.
Bu rakamlar daha ileri araştırmalara yol açacak kadar yüksek. Cambridge’deki sıvı biyopsi uzmanı Rosenfeld, “Kanserlerin sadece yarısını yakalamış olsanız bile, bu harika ve ayrıca “CancerSEEK”in henüz tanı konulamamış kanserleri saptayabilmesi büyük bir adım.” diyor. Fransa’daki Montpellier Üniversitesi’nden, kanser araştırmacısı Catherine Alix-Panabières, yanlış pozitiflik oranının genel popülasyonda daha yüksek olabileceği kaygısı duyduğunu, kimi sağlıklı görünen kişilerin, testin hedeflediği protein seviyelerini değiştiren iltihaplı hastalıkları barındırabilirleceğini belirtti.
Araştırmacılardan Nickolas Papadopoulos, “Erken teşhis için seçilmiş biyolojik belirteçlerin bir kombinasyonunun kullanılması, kanser için tarama şeklimizi değiştirme potansiyeline sahip ve kanser tedavisinde çeşitli ilaç kombinasyonlarını kullanmaya benzeyen bir mantığı temel alıyor” açıklamasını yaptı .
Test sekiz proteine ve 16 gen segmentine odaklanan bir algılama panelinden oluşuyor. Yanlış pozitifler hastalar üzerinde gereksiz sorunlara neden olabileceğinden, hedefleme hassaslığına büyük özen gösterildi. Test, 812 sağlıklı kontrol deneğinden yalnızca yedisinde yanlış pozitif sonuç verdi. Sonuçta, yüzde 99’luk bir hassaslık oranına erişilmiş oldu.
Test, ayrıca daha önce kanser teşhisi konulmuş, metastazsız evrelerdeki 1.005 hasta üzerinde denendi. Ortalama olarak, testin genel başarı oranı % 70 oldu. Ancak, bazı kanserlerin saptanması diğerlerine göre daha yüksek bir oranda sağlandı. Meme kanserlerinde, % 33’lük başarı oranı ile en az doğru pozitif sonuç tespit edilirken, yumurtalık kanserlerinde olağanüstü derecede iyi sonuç alındı ve başarı oranı % 98 oldu.
Testin dünya çapında geniş bir uygulama alanına kavuşması bir iki yıl daha gerektiriyor. Araştırma ekibi, 10.000’i aşkın sağlıklı deneği kapsayan çok geniş kapsamlı bir erken evrede belirleme çalışmasını sürdürüyor. Diğer prospektif kanser kan testlerinde olduğu gibi, bu biyolojik belirteçlerin, tanımlamak amacıyla tasarlandıkları kanserler için ne ölçüde spesifik oldukları ve diğer faktörlerin incelenen protein seviyelerini etkileyip etkileyemeyeceği konusunda incelemeler sürmekte.
Kaynakça:
-Joshua D. Cohen, Lu Li, Yuxuan Wang, Christopher Thoburn, Bahman Afsari, Ludmila Danilova, Christopher Douville et al.,”Detection and localization of surgically resectable cancers with a multi-analyte blood test”, Science Report, DOI:10.1126 / eaar3247.
-Jillian Phallen, Mark Sausen, Vilmos Adleff, Alessandro Leal, Carolyn Hruban, James White, Valsamo Anagnostou, “Direct detection of early-stage cancers using circulating tumor DNA”, Science Translational Medicine, Vol. 9, Issue 403, eaan2415.
Yazar:Oben Güney Saraçoğlu