Bilgiustam
Bilgiyi ustasından öğrenin

Alışveriş Merkezlerinin Kısa Tarihi

0 835

Günümüzde sadece ülkemizde değil, tüm dünyada ticaret hacmi içinde çok önemli bir payı oluşturan alışveriş merkezleri, aslında üretim ve ticaret olduğundan bu yana insan hayatının içinde olduğu bir oluşumdur.

Çok eski zamanlarda bildiğimiz pazarlar mantığında kurulan panayırlarda her üretici ürettiği ürünleri sergiler, bunları ya takas yolu ile diğer ürünlerle değiştirir ya da para karşılığı satardı. Zaman içinde belli dönemler kurulan pazarlar yerleşik hale geldi. Şehirlerin kalabalıklaşması, artık herkesin temel ihtiyaçlarını karşılayabileceği bir tarlası ve sürüsü olmadığı için, bunlara sahip olmayan şehirliler kendi ürettikleri hizmet karşılığında temel gıda ihtiyaçları başta olmak üzere tüm üretilmiş ürünleri pazarlardan temin etmeye başladılar.

6066_avm

Artık sabit hale gelen pazarlar ve bu pazarlarda kurulu tezgahlar gelişen şehirler ile birlikte kapalı mekanlara geçmeye başladılar. Böylece hem hizmet süreleri ve kaliteleri artıyordu hem de tezgahları daha güvenli hale geliyordu.

Ürünlerin çeşitlenmesi ve üretim hacimlerinin artması ile birlikte seri ürün çıkışlarının olduğu bir dönemece girdi dünya sanayi devrimi ile birlikte. Böylece tarihte ilk kez “arz”, “talebi” geçiyordu. Ancak bu fazla üretimin sonucu bazı mallar elde kalmaya başladı. Artık çok büyük alanlara yayılmış şehirlerde tek bir merkezi pazar kavramı yerini ilçe hatta mahalle bazlı alışveriş merkezlerine bırakıyordu. Böylece her çeşit ürün tek bir çatı altında organize bir biçimde sergilenebiliyor, ziyaret eden kişilere alışveriş dışında yeme-içme, kültür ve sosyal aktivite imkanı sağlayan tüketim mabetleri haline geliyordu.

1785 yılında St. Petersburg’da (Rusya) açılan bir bina, kimi araştırmacılara göre dünyanın ilk amaca istinaden kurulmuş “alışveriş merkezi” olarak kabul edilir. Zira o güne kadar kurulan pazarlar her ne kadar zaman içinde üstleri kapanmış da olsa (İstanbul, Kapalıçarşı gibi) ortaçağ imkanları ile hizmet veren yapılardı. Oysa ismi “Gostiny Dvor”” olan bu merkez tamamen bir alışveriş merkezi olarak planlanmış, buna göre inşa edilmişti. İçinde 100 adet mağaza olan merkez, 53.000 metrekarelik bir kapalı alana sahipti.

6066_avm2

Bu şekilde kendi ülkelerinde ilk olma özelliğine sahip pek çok alışveriş merkezi vardır. 17. yüzyılda açılan ve halen hizmet veren Pariste’ki “The Marché des Enfants Rouges”, Londra’daki “The Burlington Arcade” ve İtalya’daki “The Galleria Vittorio Emanuele II” bunlara örnek gösterilebilir.

Bugün alışveriş merkezi konseptinin başkenti olan Amerika Birleşik Devletleri’nde ise 20. yüzyıl başlarında ilk örneklere rastlarız. Aynı yıllara denk gelen A.B.D.’deki refah artışı ve bununla birlikte banliyo yaşamlarının başlaması ile birlikte önüne geçilemeyecek bir büyüme ile Amerikan Organize Perakende sektörü doğdu. Araba sahipliğinin artması ile birlikte artık tüketiciler bir sosyal aktivite olarak özellikle hafta sonu, bütün aile günlerini alışveriş merkezlerinde geçiriyorlar, hem haftalık ihtiyaçlarını marketlerden alıyorlar hem de giyim, kültür ve spor aktiviteleri içinde alışveriş merkezlerinin kendilerine sunduğu sayısız alternatif içinde tercih yapabiliyorlardı.

Bugün gelinen noktada, dünyanın en büyük alışveriş merkezi (kapasitesi dolu olan) 6 milyon metre karelik alanı ile Çin Beijing’de bulunan “Golden Resources Mall”‘dır. Çin’in büyük potansiyeline ve nüfusuna yakışacak bir alanda hizmet veren merkez, yukarıda adı geçen ilk amaca uygun 53.000 metrekarelik avm düşünüldüğünde, dünyanın bu konuda kısa sürede ne kadar ilerlediğini gösterir. Bununla birlikte dünyanın en büyük 8. alışveriş merkezi de İstanbul Cevahir’dir. Cevahir Alışveriş Merkezi, aynı zamanda Avrupa’nın da en büyüğü olma özelliğindedir.
Tüketim toplumunun yaygınlaşması, insanların binbir emekle kazandıkları aylıklarını tekrar ekonomiye kazandırdıkları bir dönüşüm mabedi olan alışveriş merkezleri ile ilgili aktarılacak pek çok alt konu var. bununla birlikte gelişen şehir hayatı, artan türetim oranları göz önüne alındığında alışveriş merkezlerinin bırakın sayılarının azalmasını, inşaat olanaklarında ki artışa paralel olarak çok daha yüksek bir trendle hem hacimsel hem de sayısal olarak artacağına kesin gözüyle bakılmaktadır.

Yazar:Arda Işımer

Bunları da beğenebilirsin
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku