Bilgiustam
Bilgiyi ustasından öğrenin

Aynaların Geçmişine ve Bugününe Bakış

0 313

Çoğu evde birkaç ayna bulunur. Aynalar olmadan hayatın nasıl olacağını hayal etmek zordur. Aynalar o kadar faydalıdır ki, insanlık onları bugün faydalanılan biçimde olmasa da binlerce yıl önce oluşturmaya başlamıştır. Tarih boyunca aynalar çeşitli malzemeler kullanılarak çeşitli amaçlarla yapılmıştır. Aynalar ortaya çıktıklarından bugüne kalite ve konsept olarak çok yol kat etmiştir. Kaydedilen en eski tarihten beri, insanlar yansımalardan etkilenmişlerdir. Narcissus’un bir su havuzundaki kendi yansımasıyla büyülendiği söylenir ve masallarda aynalara sihirli güçler atfedilir. Aynalar, yansıtıcı havuzlardan ve cilalı metal yüzeylerden camdan yapılan el ve banyo aynalarına kadar ilerlemiştir. 17. yüzyıldan beri iç dekorasyonda kullanılmaktadır, arabalarda, otel lobilerinde yansıtıcı yüzeylerde, modern tasarımda hala popülerdir. Aynalar, kişilerin kendi görünümünü incelemesi, otomobillerde arkada olanın incelenmesi, gökdelenlerin inşa edilmesi ve mikroskoplar ve lazerler gibi bilimsel araştırma araçlarının yapılması gibi amaçlar için kullanılır.
Aşağıda farklı dönemlerde aynaların yapıldığı maddeler ve geçirdikleri değişimlere yer verilmiştir.

M.Ö. 8.000 – M.Ö. 200, ObsidiyenAynaların Geçmişine ve Bugününe Bakış

İnsanların ellerinde tutabilecekleri fiziksel bir aynanın bilinen en eski tarihi, obsidiyen taşı kullanılan M.Ö. 8000 yıllarıdır. Obsidiyen, cilalandığında iyi bir yansıtıcı yüzey oluşturan volkanik bir camdır ve ilk olarak Kenya’da çömlekçilik ve ok uçları için kullanılmıştır. İnsanlar taşı yoğun bir şekilde parlatmış, bu da güzel bir yansımayla sonuçlanmış ve onu dünyanın ilk aynası yapmıştır. Yıllar geçtikçe, kara büyü ile giderek daha fazla ilişkilendirilmiş ve kehanet için kullanılan korkutucu bir ayna veya “siyah ayna” olarak bilinmiştir. Obsidiyen aynalarla ilgili sorun, gerçekten ağır olmalarıdır, bu nedenle genellikle büyük ölçekli yapılmamışlardır. Çoğunlukla zenginler tarafından daha küçük süslemeler olarak kullanılmışlardır.

Bronz ve İskenderiye Deniz Feneri

Bronzdan yapılan aynalar M.Ö. 2000 yıllarında Çin’de, MÖ 2900 yıllarında Mısır’da ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu aynalar süslü şeyler değildir, sadece yuvarlak diskler halinde düzleştirilmiş ve sonra cilalanmış bronz parçalarıdır. Aynaların Geçmişine ve Bugününe BakışGenellikle ahşap, metal veya fildişi kulpları vardır. Mısır, İskenderiye’de, Pharos adasında MÖ 285’de inşası başlatılmış olan Pharos veya İskenderiye deniz fenerinde 70 kilometre kadar uzaktan bile görülebilen büyük kavisli, cilalı bir bronz (tunç) ayna bulunmaktadır. Limanı da aydınlatan fener denizcilerin geceleri güvenli şekilde geri dönmelerine yardımcı olması için yapılmıştır. Fenerdeki aynalar ile gündüzleri güneş ışığı, geceleri ise ayna önünde yakılan ateşin ışıkları 50 kilometre kadar uzağa yansıtılabilmiştir.

1500’ler-1800 ‘ler

Cıva Kaplamalı Cam Aynalar
Venedikli cam ustaları, 16. yüzyılda, mükemmele yakın ve bozulmamış yansıma elde etmek için camın arkasını cıva ile kaplamışlardır. Venedik aynasının ortaya çıktığı yer Murano adasıdır. Murano cam aynalar olarak bilinmektedir. Cıva kaplama işleminin sırları, büyük ölçüde endüstriyel casusluk nedeniyle sonunda Avrupa’ya yayılmıştır. Ayna üretimi sanayileşmiş ve ürünler çok daha uygun fiyatlı hale gelmiş ancak cıvanın toksisitesi bir sorun olmuştur.
Gümüş Kaplamalı Cam Aynalar
Günümüz aynasına daha çok benzeyen aynalardır.1835 yılında Justus Von Leibig, camı kaplamak için cıva yerine gümüş kullanmaya başlamış ve böylece bugün hala kullanılan gümüşleme işlemini başlatmıştır. Süreç, seri üretime izin verecek şekilde rafine edilmiş ve aynalar çok daha uygun fiyatlı hale gelmiştir. Kolayca cilalanabilen ve düzleştirilebilen oldukça sağlam bir malzeme olması camı ayna yapımı için mükemmel bir seçim haline getirmektedir. Cam levhalar, kumdan çıkarılabilen veya rafine edilebilen silikadan yapılır. Cam, doğal silika kristallerinden yapıldığında erimiş kuvars olarak bilinir. Ancak, eğer sentetik bir cam ise, o zaman sentetik erimiş silika olacaktır. Silika veya kuvars, son derece yüksek bir sıcaklıkta eritilir, daha sonra dökülür ve tabakalar haline getirilir. Gümüş kaynatılarak sıvı hale getirilir ve daha sonra ince, eşit bir kaplama ile cama uygulanır. Gümüşleme işleminden sonra aynalar koruyucu bir kaplama ile kaplanır ve ardından parlatılır. Ayna parlatma işlemi doğru yapılmazsa, camda bozulmaya neden olacak dalgalar olabilir.Aynaların Geçmişine ve Bugününe Bakış
Eski gümüş kaplamalı aynalar genellikle camın arkasında koyu çizgilere sahiptir, çünkü malzeme çok ince ve düzensiz bir şekilde kaplanmıştır, bu da pul pul dökülmesine, çizilmesine neden olur. Başka herhangi bir yerdeki gümüş gibi aynanın arkası da kararabilir. Gümüşün havadaki kükürt bileşikleri ile reaksiyonu, koyu, yansıtıcı olmayan gümüş sülfür oluşumuna neden olabilir. Bu genellikle bir sorun değildir çünkü gümüş camın üzerine hava geçirmez bir şekilde çökeltilir. Bununla birlikte, bazen aynalarda hoş olmayan bir siyah kenar oluşturur. Bu, cam ile gümüş tabakası arasına su sızdığında olur. Suyun varlığı kararma reaksiyonunu hızlandırdığından, yansıtıcı yüzey zarar görür. Bir aynayı temizledikten hemen sonra kenardaki fazla suyu silmek aynanın zarar görmesini önleyecektir. En iyi teknik, aynayı değil, bezi ıslatmaktır.

Günümüz: Alüminyum Kaplamalı Cam Aynalar
Modern aynaların doğası temelde bir su havuzundan farklı değildir. Işık herhangi bir yüzeye çarptığında, bir kısmı yansıtılacaktır. Aynalar, çok iyi yansıtan parlak, koyu arka plana sahip düz yüzeylerdir. Su iyi yansıtır, cam kötü yansıtır ve cilalı metal son derece iyi yansıtır. Genel olarak, tüm yansıtıcı yüzeyler ve dolayısıyla tüm aynalar, karakter olarak aynıdır. Yine de, bir aynanın kalitesi, onu yapmak için harcanan zamana ve malzemelere bağlıdır. Günümüzde aynalar için en yaygın olarak kullanılan metalik kaplama alüminyumdur. Alüminyum vakumla uygulanır ve doğrudan soğutulmuş cama yapışır. Alüminyum oksitlenebilir ancak oksitlenmeyi önlemek için boya gibi koruyucu bir tabaka uygulanabilir. Alüminyum aslında ultraviyole ve kızılötesi spektral aralıklarda diğer tüm metallerden en yüksek yansıma seviyesine sahiptir. Ön yüzey aynaları çok katmanlı bir otomatik kaplayıcıda kaplanır. Bu, her şeyin mükemmel olmasını sağlamaya yardımcı olur, hatta kusursuz bir yansımayla sonuçlanır. Standart bir aynada yansıma arka taraftadır. Bilim ve mühendislik için, kusursuz bir yansımaya sahip üstün kaliteli bir aynaya ihtiyaç vardır. Bilimsel sınıf aynalarda camı güçlendirmek için genellikle başka bir kimyasal bileşen eklenir. Örneğin borosilikat, cam silika ve bordan oluşur. Bu, yüksek sıcaklıklara dayanmasına yardımcı olur.
Aynalar gerçekten hafife alınmamalıdır. En basit, sade ayna bile uzun bir insan çabası ve bilimsel araştırma tarihinin ürünüdür. Günlük işleri basitleştirmek için sürekli olarak aynalar kullanılır ve aynalar birçok bilimsel ve endüstriyel uygulamaya sahiptir.

Kaynakça:

https://www.uralakbulut.com.tr/wp-content/uploads/2009/11/AYNA-%c4%b0LK-KEZ-8000-YIL-%c3%96NCE-ANADOLUDA-YAPILDI-Haziran-2012.pdf
https://www.twowaymirrors.com/how-mirrors-are-made/
https://www.mirror-shop.co.uk/how-mirrors-are-made.irs
https://homesteady.com/12003336/the-difference-between-mirror-glass-window-glass

Yazar: Müşerref Özdaş

Bunları da beğenebilirsin
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku