Beynimiz kafatasımızda bulunur ve oldukça güçlü kemiklerle korunur. Bedenin fiziksel ve mentâl olarak duyduğu ihtiyaçları karşılamaktan ve onu organize etmekten sorumludur. Sorumluluğu bu kadar mühim ve ağır olan bu organ sağlıklı bir şekilde işlemeye devam edebilmek için arınmaya ihtiyaç duyar. Beynimizin arınmak, temizlenmek ve daha iyi performansa sahip olabilmek için duyduğu tek ihtiyaç uykudur. Uyku bedenin değil beynin gereksinimidir. Peki beynimizin asıl ihtiyaç duyduğu şeye, doğru uyku bilincine gerçekten sahip miyiz? Maalesef uzun vadeli sonuçlarına göre beynimize ihtiyaç duyduğu arınmayı olması gerektiği gibi veremiyoruz. Bu durumda iş / çalışma saatleri, zorlu hayat şartları ve bunun gibi birçok sorumluluğun getirdiği stres baş etken olarak gösterilebilir. Ancak beynimizi farklı hayat şartlarına adapte olmaya zorladığımız gibi biz de onun ihtiyaçlarını karşılama konusunda elimizden geleni yapmalıyız. Öyleyse doğru uyku bilincine sahip olma konusunda dikkatli olmamız gereken durumları inceleyelim.
Doğru uyku konusunda yatış pozisyonlarımızla, uyku öncesinde ve uyku sırasında ışığa maruz kaldığımız süreyle, 
yatağa girme saatimizle, ortamda elektronik cihaz bulunup bulunmamasıyla ve kaç saat uyuduğumuzla tamamen ilişkilidir. Uyku beynimizin yenilenme ve temizlenme evresidir. Gün içerisinde ön belleğe alınan bilgilerin arka belleğe (kalıcı hafızaya) alındığı süreci barındırır. Bu durum hem akademik alandaki hem de kariyer hayatımızdaki başarımızla birebir ilişkilidir. İyi uyku, iyi performans demektir. Öyleyse daha iyi bir performans için yapmamız gerekenleri daha detaylı inceleyelim.
Beynimiz bir sıvının içerisinde yüzer. Bu sıvı onun temizlenmesini sağlar. Gece boyunca onlarca kez değiştirdiğimiz yatış pozisyonumuz beynimizin de bu sıvı içindeki durumunu değiştirir. En doğru yatış pozisyonu sağa dönük yatmak olmakla birlikte sırt üstü yatmak ise iyi olarak değerlendirilebilir. Yüz üstü yatmak beynimizin sıvıdan aldığı verimi düşürmektedir ve bu nedenle önerilmemektedir. Yatağa girme saatimiz ise beynimizin salgıladığı melatonin hormonuna göre olmalıdır. Melatonin hormonu karanlıkta aktif olmakla birlikte gece 23.00 ile sabah 05.00 saatleri arasına kadar beyin tarafından salgılanmaktadır. Beyin ve beden gelişimi için oldukça önemlidir. Bu saatler arasında karanlık ortamlarda uyuyor olmamız gerekir. Uyku öncesinde maruz kaldığımız ışık şiddeti melatonin salgımızı olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle geç saatlerde yapay ışık altında olmaktan kaçınmalıyız. Aslında melatonin hormonunu izleyerek de ulaşabileceğimiz kaç saat uyumalıyız? sorusuna yedi saat olarak cevap verebiliriz. Ergenlik dönemlerinde dokuz saate kadar çıkması normal karşılanan bu süreyi beynimize ayırmalıyız. Bunlara ek olarak herhangi nedenden dolayı uyumamız gereken saatte uyuyamıyorsak yatağımızın içine girip sağa sola dönmemeliyiz. Yatağımızın için ne kadar soğuk olursa uymak için o kadar elverişli olur. Böyle bir durumda yatacağımız yeri değiştirmek yerinde bir çözüm olacaktır.
Yazar: Feza Ağlamış