Bilgiustam
Bilgiyi ustasından öğrenin

Endemizm Nedir? Sebepleri, Tehditleri ve Endemik Türler

0 912

Endemizm, endemik olma veya coğrafi dağılımın bir alana ( bir adaya, eyalete, ulusa, ülkeye veya tanımlanmamış bölge gibi belirli bir coğrafik konuma) veya bölgeye sınırlı kalması durumudur. Alan veya bölge boyut olarak değişebilir ve farklı şekillerde tanımlanır. Endemizm, bir türün, cinsin, bitki ve hayvan gruplarının aralığını veya dağılımını tanımlaması açısından ekolojik bir sınıflandırmadır. Bu kelime, 1872’de biyolojide, Charles Darwin tarafından belirli bir yer ile sınırlı bir tür anlamına gelmek için kullanılmıştır. Belirli bir yere özgü organizmalar, başka bir yerde de bulunurlarsa endemik değildir. Endemizm normalde sadece yayılma alanında önemli bir kısıtlamanın olduğu yerlerde kullanılır. Genel olarak Endemizm Nedir? Sebepleri, Tehditleri ve Endemik Türlerendemizm, Botanik bahçelerinde veya Zooloji parklarında insanlar tarafından tutulan örnekleri ve kendi yerel aralıklarının dışında tanıtılan popülasyonları dışlar. Endemizm terimi, hastalıklar ve doğal fenomenler dâhil birçok farklı duruma uygulanabilir. Bu durumlarda endemizm, belirli bir coğrafi bölge veya alan içinde ölçülen bazı gözlemlerin “normal” veya standart seviyesini ifade eder.
Endemizm, bir türün kökenini ifade eden bir terim olan “yerli” ile karıştırılmamalıdır. Yerli, bir grubun nereden geldiğini ifade eder. Bir tür hem endemik hem de belli bir alana özgü yani yerli olabilir. Bununla birlikte, bazı türler gelişirler ve orijinal yerel konumlarının sınırlarını aşarlar. Bu, türün artık endemik olmadığı, ancak yine de orijinal bölgeye özgü olduğu anlamına gelir. Bir tür, geniş bir küresel dağılıma ulaştığında, kozmopolit olduğu söylenir. Örneğin, Katil balina gibi hayvanlar bir zamanlar belli bir bölgedeyken şimdi dünyadaki tüm okyanuslarda bulunabilmektedir yani artık dağılım bakımından kozmopolittir.

Endemik Türler

Endemik bir tür, coğrafi olarak sınırlı bir alanda yaşayan bir türdür. Endemikler bazen çok küçük bir alanla sınırlıdır. Bunlara yerel endemikler denir. Mutasyona bağlı olarak ortaya çıkan endemikler ise “pseudo endemikler” olarak adlandırılır. Endemizmin genel olarak iki alt kategorisi vardır: paleoendemizm ve neoendemizm.

Paleoendemizm

Bir türün sınırlı bir bölgeye endemizm göstermesinin iki yolu vardır. Temel olarak, ikisi arasındaki fark, türlerin yeni ortaya çıkıp çıkmadığıdır. Paleoendemizm sonrasını tanımlar. Paleoendemizm çöller, dağlar, deniz gibi fiziksel engellerden, iklim veya toprak tipindeki değişikliklerden kaynaklanmaktadır. Bu endemizm biçiminde, bir zamanlar yaygın olan bir tür artık çok daha küçük bir alanla sınırlanmış, diğer bölgelerde nesli tükenmiştir. Bu, bugün birçok büyük yırtıcı için geçerlidir. İnsanlardan önce, büyük yırtıcı hayvanlar dünya çapında yaygın bir şekilde dağılmıştır. Toplumdaki insanlar daha organize oldukça, büyük yırtıcılar toplumdan ve tarihi alanlarından uzaklaştırılmıştır. Soyu tükenmemiş olanlar artık kısıtlı alanlarla sınırlandırılmıştır. Bu hayvanlar için koruma çabaları, mevcut alanı korumaya ve onu tarihi alanlarını kapsayacak şekilde genişletmeye odaklanmaktadır. Bununla birlikte, insanlar genellikle büyük yırtıcı hayvanların yeniden ortaya çıkmasına karşı çıktıkları için bu zordur. Yerel koşullar, uzun bir aradan sonra yeni endemik türler geliştiren Paleoendemiklerin yeniden aktifleşmesine neden olursa, bunlara aktif epibiyotikler denir.

Neoendemizm

Endemizm Nedir? Sebepleri, Tehditleri ve Endemik TürlerSon zamanlarda ortaya çıkan ve henüz sınırlı bir aralığın ötesine geçmemiş türleri ifade eder. Bu türler hem endemik hem de ilk ortaya çıktıkları yere özgüdür. Bir coğrafi bölgeyle sınırlıdır, çünkü başladıkları yer orasıdır. Bu neoendemizm olarak bilinir. Gerçek endemikler asla göç etmezken, Neoendemikler göç etme potansiyeline sahiptir. Adalarda bulunan ve bu endemizmi gösteren birçok tür vardır. Adalar, yeni türlerin gelişimi için ilginç ve izole bir zemin sağlar. Adadaki türler şu anda endemik olsa da, ataları muhtemelen değildir. Örnek olarak Galapagos ispinozları ele alınırsa, Galapagos takımadaları birçok ada içerir. Binlerce yıl önce, adalara tek bir ispinoz türü gelmiş, ilk başta tek bir tür olarak adaya yayılmıştır. Artık bu kuşlar, farklı türleri temsil edecek kadar çok ayrılmıştır. Adalardaki bitki örtüsündeki farklılıklar, atayı, bulundukları adaya endemizm gösteren birçok küçük türe ayırmıştır.
Endemik, nadir, relikt olan gibi terimler büyük bir kafa karışıklığı oluşturur. Çok sayıda Neoendemik bulunduğu için tüm endemikler relikt (eskiden kalan, kalıntı, günümüze kadar ulaşan) değildir. Bazıları belirli bir bölgede bol miktarda bulunduğundan, tüm endemikler nadir değildir. Tüm nadir bulunan bitkiler endemik olmayabilir. Bazıları birkaç temsilciyle birkaç yerde ortaya çıkabilir.

Endemizmden Sorumlu Faktörler

Endemizmin etkenleri belirsiz de olsa, fiziksel, iklimsel ve biyolojik faktörler endemizme katkı sağlayabilir. Buz devrinde olduğu gibi büyük iklim değişikliklerinin yaşandığı dönemlerde türler için sığınak görevi yapan istikrarlı habitatlarda yüksek endemizm oranları görülebilir. Darwin’in Galapagos takımadalarındaki ispinozları, adalara endemik olan türlerin örnekleridir. Etiyopya Yaylaları (yükseltileri) gibi izole dağlık bölgeler veya Baykal gölü gibi diğer göllerden uzak büyük su kütleleri de yüksek endemizm oranlarına sahip olabilir.

Endemik Hastalık

Epidemiyoloji veya hastalık salgınları üzerine çalışmakta olan bilim insanlarının da benzer bir endemizm tanımı vardır. Endemik bir hastalık, belirli bir yerde uygun seviyelerde görülen bir hastalıktır. Örneğin endemik tekrarlayan ateş, Avrupa ve Kuzey Amerika’da görülen bir hastalıktır. Hastalık, dünyanın başka yerlerinde gözlemlenebilir miktarlarda görülmez. Bir bölgede yeni olan veya prevalanslarında keskin artış gösteren diğer hastalıklar, salgın hastalıklar olarak bilinir.
Pek çok endemik hastalık vardır ve bunların endemizminin kökleri bu hastalıkları teşvik etmekte olan türlere ve vektörlere dayanır. Tekrarlayıcı ateş hastalığında, çoğunlukla keneler ve bitler dâhil bazı vektörler Borrelia türü bakterileri taşır. Bu bakterileri taşıyan keneler ve bitler türleri Kuzey yarımkürede endemiktir. Borrelia bakterileri ayrıca Kuzey Yarımküre’ye özgü bir hastalık olan Lyme hastalığından da sorumludur.

Endemizme Yönelik TehditlerEndemizm Nedir? Sebepleri, Tehditleri ve Endemik Türler

Endemizm oranlarını örneklemek gerekirse Madagaskar adasında % 80, Avustralyada % 92, Hawai adalarında % 89’dur. Güney Afrika’daki Cape Town adlı bölgenin yüzölçümü küçük olsa da 9000’e yakın çiçekli bitki türünün yetiştiği, bunların % 69’unun endemik olduğu bilinmektedir. Hâlihazırda kısıtlanmış olan habitatları, özellikle yeni türlerin ortaya çıkması da dâhil olmak üzere insan eylemleri nedeniyle değişirse endemik türlerin nesilleri kolayca tükenebilir. Hint Okyanusu’nda Mauritius’a özgü uçamayan bir kuş türü olan Dodo, endemik türlerin habitat değişikliğine karşı savunmasızlığının ünlü bir örneğidir. Endemizm oranları yüksek ekosistemlerde habitat bozulması ve kaybının başlıca nedenleri arasında tarım, kentlerdeki büyüme, yüzey madenciliği, maden çıkarma, ağaç kesme işlemleri ve kesip yakarak tarım arazileri elde edilmesi bulunmaktadır. Türkiye’de yetişen her 3 doğal bitkiden birisi (% 34,4) endemiktir. Çoğunun ( 1500’e yakın tür) nesli tükenme tehlikesi altındadır ve çoğu da bir koruma statüsüne alınmış değildir. Endemik yaşayan türlerin bazılarının yayılma alanı çok dardır. Bu sınırlı alanların yok edilmesi orada yaşayan bitkilerin de varlıklarının sona ermesi demektir.
Endemik türler, belirli bir alanla nasıl sınırlı hale geldiklerine bakılmaksızın, varoluşlarına karşı aynı tehditleri yaşarlar. Bölge ne kadar küçükse, türlerin hayatta kalmasına yönelik tehditler o kadar büyük olur. Arazinin boyutunu azaltan veya herhangi bir şekilde bölen herhangi bir eylem, endemik türlerin normal kalıplarını önemli ölçüde etkileyebilir. Endemizm ve nesli tükenmekte olan türler veya bir türün tehdit altında olması farklı şeyler olsa da, küçük bir alana özgü (endemik) olmak genellikle bir türün tehdit altında veya nesli tükenmekte olduğuna dair bir uyarı işaretidir. Bu her zaman böyle değildir, çünkü küresel olarak dağılmış birçok türün de tehdit altında veya nesli tükenmekte olduğu kabul edilir. Son yıllarda, birçok köpekbalığı listeye katılmıştır. Okyanus sularının çoğuna dağılmış olsa da, çorba için köpekbalığı yüzgeçlerinin toplanması, popülasyonlarını küresel olarak azaltmıştır. Endemizm bazen türlerin sadece küçük bir alanda var olması nedeniyle türlerin küresel olarak istismar edilmesini önler. Bu, türlerin korunmasını daha kolay hale getirebilir çünkü arazi, üzerindeki inşaat ve insan etkisini kısıtlamak için bir koruma irtifakı altına alınabilir.

Türkiye’de Endemizm

Türkiye jeolojik yapısı, coğrafik konumu ve iklimsel çeşitlilik nedeniyle çok zengin bitki örtüsüne (flora) sahiptir. Türkiye’deki takson sayısı 11.400 kadardır. Endemik takson sayısı ise yaklaşık 3.700’dür. Endemizm oranı yaklaşık % 32’dir. Endemizm oranlarının en yüksek bölgeler Doğu Anadolu ile İç Anadolu arasında bulunan geçiş alanlarıdır. Örneğin, Erciyes dağında 190, Bolkar dağlarında 305, Amanos dağlarında 250, Kaz dağlarında 70 endemik takson (taksonomik birim) bulunur. Bu rakamlarda her yıl artış görülmektedir.

Kaynakça:
https://biologydictionary.net/endemism/
https://www.biologydiscussion.com/angiosperm/taxonomy-angiosperm/endemics-types-characters-and-theories/34819
https://iste.istanbul.edu.tr/en/content/flora-of-turkey-and-conservation/endemism-in-turkey
https://www.plantdergisi.com/prof-dr-neriman-ozhatay/endemik-bitki-nedir.html

Yazar: Müşerref Özdaş

Bunları da beğenebilirsin
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku