Kemik, insanların ve omurgalı hayvanların vücudundaki dayanıklı ve sert dokuların adıdır. Vücudu bir arada tutan yapı iskelesinden daha fazlasıdır. Ayrıca kemikler birçok şekil ve boyutlardadır. Bu makalede, kemiklerin fonksiyonları, neyin yapıldığı ve ilgili hücre türleri yer almaktadır. Kemikler ilk izlenimlere rağmen canlı, sürekli yenilenen aktif dokulardır ve birçok işlevleri vardır. Vücudu yapısal olarak destekler, hayati organları korur ve vücudun hareket etmesini sağlamaktadır. Ayrıca, kan hücrelerinin oluşturulduğu kemik iliği için bir ortam sağlarlar ve mineraller, özellikle kalsiyum için bir depolama alanı görevi görürler. Bir bebek doğduğunda yaklaşık 300 yumuşak kemikle doğar. Gelişim sırasında, bu kemiklerin bir bölümü birbirleriyle birleştiğinden dolayı yetişkinlik döneminde bu kemik sayısı azalır. Ayrıca kişiden kişiye kemik sayısının değişimiyle birlikte vücutta 206 kemik sayısı olduğu kabul edilmektedir.
İnsan vücudundaki en büyük kemik uyluk kemiği veya femurdur ve en küçük kemik ise orta kulaktaki 3 mm uzunluğundaki stapes’tir. Kemikler çoğunlukla yumuşak bir çerçeve oluşturan protein kollajeninden oluşmaktadır. Mineral kalsiyum fosfat bu çerçeveyi sertleştirerek kemiklere güç verir. Vücuttaki kalsiyumun yüzde 99’undan fazlası kemiklerde ve dişlerde bulunmaktadır. Kemikler bal peteğine benzer bir içyapıya sahiptirler, bu da kemikleri sert fakat nispeten hafif kılmaktadır.
Kemik Yapısı
Kemikler iki çeşit dokudan oluşmaktadır ve bunlar aşağıdaki gibidir:
• Sıkı (kortikal) kemik dokusu: Gözle görülemeyen boşluklara sahiptirler, sinirler ve kan damarları bu boşluklarda bulunurlar. Yoğun, güçlü ve dayanıklı sert bir dış tabakaya sahiptirler ve yetişkin kemik kütlesinin yaklaşık yüzde 80’ini oluştururlar.
• Süngersi (trabeküler) kemik dokusu: Kemiklerin iç kısımları kemik iliğiyle doludur ve düzensiz boşluklardan meydana gelmiştirler. Trabeküler veya çubuk benzeri yapılardan oluşan bir ağdır ve sıkı kemiklerden daha hafif, daha az yoğun ve daha esnektirler.
Ayrıca kemiklerde hücreler bulunur ve bu hücreler aşağıdaki gibidir:
• Kemik oluşumundan sorumlu osteoblastlar ve osteositler
• Osteoklastlar veya kemik emici hücreler
• Osteoid, kollajen ve diğer proteinlerin karışımı
• Matris içindeki inorganik mineral tuzlar
• Sinirler ve kan damarları
• Kemik iliği
• Kıkırdak
• Endosteum ve periosteum dahil membranlar
Kemik Hücreleri
Kemikler statik bir doku değildirler, ancak sürekli tutulmaları ve yeniden şekillenmeleri gerekir. Bu sürece dâhil olan üç ana hücre tipi vardır ve bunlar aşağıdaki gibidir.
Osteoblastlar: Bunlar yeni kemik yapmaktan ve eski kemiği onarmaktan sorumludur. Osteoblastlar, osteoid adı verilen, mineralize olan ve kemik haline gelen bir protein karışımı üretirler. Ayrıca, prostaglandinler dâhil olmak üzere hormonları da üretirler.
Osteositler: Bunlar, oluşturdukları kemikte sıkışıp kalmış aktif olmayan osteoblastlardır. Diğer osteositler ve osteoblastlarla bağlantıları sürdürürler. Kemik dokusu içindeki iletişim için önemlidirler.
Osteoklastlar: Bunlar birden fazla çekirdeğe sahip büyük hücrelerdir. Görevleri kemiği parçalamak, kemikleri mineralleri çözündürmek, sindirmek için enzimler ve asitler salgılarlar, bu işleme rezorpsiyon denir. Osteoklastlar yaralı kemikleri yeniden şekillendirmeye yardımcı olur, sinirlerin ve kan damarlarının geçmesi için yollar oluştururlar.
Kemik İliği
Kemik iliği, büyük kemiklerin içinde yer alırlar ve hemen hemen tüm kemiklerde bulunurlar. Kemik iliği her saniye yaklaşık 2 milyon kırmızı kan hücresi oluşturmaktan sorumludur. Aynı zamanda lenfositler veya immün yanıtta rol oynayan beyaz kan hücreleri üretirler.
Ara Madde
Kemikler, esasen, mineral bazlı bir ara maddeye gömülü yaşayan sert dokulardır. Bu ara maddeler iki kısımdan oluşmaktadır ve bunlar aşağıdaki gibidir:
• Organik bileşenler, çoğunlukla tip 1 kollajenlerdir. Kolejenler lifler ve şekilsiz proteinsel yapılardan meydana gelmektedirler
• İnorganik bileşenler, dokuya sertlık veren kısımdır. Hidroksiapatit, magnezyum fosfat, kalsiyum florid, kalsiyum karbonat ve kalsiyum fosfat gibi tuzlar dahil olmak üzere bileşenlerden oluşmaktadırlar. Bununla birlikte sert olan ara maddenin çabuk kırılmasını önleyen kollejen liflerdir.
Ayrıca Kolajen kemiğe çekme dayanımı, yani ayrılmaya karşı direnç verir. Hidroksiapatit, kemiklere basınç dayanımı veya sıkıştırılmaya karşı direnç verir.
Kemiklerin Görevi
Kemikler sert olmalarına rağmen gerçekte oldukça esnek yapıya sahiptirler. Belirli durumlarda ve tarzlarda bir araya gelen kemik eklemleri vücudun hareket etmesini sağlar. Kemikler canlı değildirler, kan damarları ve sinirler kemik hücrelerinden ortaya çıkan canlılardır. Kendi aralarında gruplandırılan kemiklerin birbirinden farklı görevleri vardır. Kemikler birçok hayati fonksiyona hizmet ederler ve bunlar aşağıdaki gibidir:
Hareket
Kemikler vücudu desteklemek için bir çerçeve sağlarlar. Kaslar, tendonlar ve bağlar kemiklere yapışır ve kemiklere tutturulmadan kaslar vücudu hareket ettiremezler. Bazı kemikler vücudun iç organlarını korur. Örneğin, kafatası beyni, kaburgalar kalbi ve ciğerleri korur.
Sentezleme
Süngerimsi kemik, trombositler, kırmızı kan hücreleri ve beyaz kan hücreleri üretirler. Ayrıca, kemik iliğinde kusurlu ve eski kırmızı kan hücreleri tahrip edilir.
Metabolik
• Minerallerin depolanması: Kemikler, özellikle kalsiyum ve fosfor olmak üzere mineraller için bir rezerv görevi görür. Ayrıca insülin benzeri büyüme faktörü gibi bazı büyüme faktörlerini de depolarlar.
• Yağ depolama: Yağ asitleri kemik iliği yağ dokusunda depolarlar.
• pH dengesi: Kemikler, kanın doğru pH seviyesinde kalmasına yardımcı olarak alkalin tuzlarını serbest bırakabilir veya absorbe edebilir.
• Detoksifikasyon: Kemikler ağır metalleri ve kandaki diğer toksik elementleri emebilir.
• Endokrin fonksiyonu: Kemikler, böbrekler üzerinde etkili olan, kan şekeri düzenlemesini ve yağ birikimini etkileyen hormonları serbest bırakır.
• Kalsiyum dengesi: Kemik oluşturarak veya rezorpsiyon ismi verilen bir işlemle parçalayarak kandaki kalsiyumu azaltabilir veya artırabilir.
Kemik Türleri
Vücutta beş tür kemik vardır ve bunlar aşağıdaki gibidir:
• Uzun kemikler: Bunlar çoğunlukla az iliği olan sıkıştırılmış kemiklerdir ve uzuvlardaki kemiklerin çoğunu içermektedir. Bu kemikler ağırlığı destekler ve harekete yardımcı olurlar.
• Kısa kemikler: Yalnızca ince bir kompakt kemik katmanı, bunlar bilek ve ayak bileği kemiklerini içermektedir.
• Yassı kemikler: Genellikle ince ve kavisli kemiklerdir. İki dış kompakt kemik katmanından ve bir iç süngerimsi kemik katmanından oluşurlar. Düz kemikler kafatasının ve sternum veya göğüs kemiğinin kemiklerinin çoğunu içermektedir. Ayrıca koruyucu bir rol oynama eğilimindedirler.
• Sesamoid kemikleri: Bunlar patella veya dizkapağı gibi tendonlara gömülüdür. Tendonları aşınma ve stresten korurlar.
• Düzensiz kemikler: Adlarından da anlaşılacağı gibi, bunlar ilk dört kategoriye girmeyen ve alışılmadık bir şekli olan kemiklerdir. Omurga ve pelvis kemiklerini içermektedir ve genellikle organları veya dokuları korurlar.
İskeletin kemikleri iki gruba ayrılır ve bunlar aşağıdaki gibidir:
• Ek iskelet, Ekstremite, omuz ve pelvik kuşak kemikleri.
• Eksenel iskelet, kafatasının kemikleri, vertebra kolonu, göğüs kafesi.
Kemik Yenilenme
Kemik her zaman remodel edilmektedir. Bu iki bölümden oluşan bir işlemdir ve bu işlemler aşağıdaki gibidir:
• Çözünen osteoklastlar parçalanarak kemikleri parçalar
• Yeni kemik dokusu yerleşiminin oluşumu
Her yıl bir yetişkinin iskeleti tahmini olarak yüzde 10’u değişmektedir. Yenilenme vücudun hasarlı bölümleri sabitlemesini, büyüme sırasında iskeleti yeniden şekillendirmesini ve kalsiyum seviyelerinin düzenlemesini sağlar. İskeletin bir kısmı, örneğin spor veya egzersiz sırasında, zaman içinde artan stres altına sokulursa, çoğu basınç altındaki kemiğin bölümleri tepki olarak daha kalın hale gelmektedir. Yenilenme, paratiroid hormonu, kalsitonin, D vitamini, kadınlarda östrojen ve erkeklerde testosteron gibi çeşitli hormonların kontrolü altındadır.
Osteoporoz Nedir?
Osteoporoz, kemiğin mineral yoğunluğunda azalma olduğu zaman meydana gelen bir kemik hastalığıdır ve oluşabilecek kırık riskini arttırmaktadır. Osteoporoz, menopozdan sonra kadınlarda en yaygın olanıdır. Ancak premenopozal kadınlarda ve erkeklerde olabilmektedir. Osteoporoz ya kemiğin çıkarılması ya da emilmesi çok hızlı gerçekleştiğinde, çok yavaş yeni kemik oluşması ya da her iki nedenden dolayı ortaya çıkmaktadır. Yetersiz kalsiyum sebep olan nedenlerin başında, D vitamini eksikliği, aşırı alkol veya tütün tüketme gelmektedir. Diğer vücut kısımlarından daha az dikkat çekmelerine rağmen, kemikler sadece insan vücutta koruyucu bir kalkandan daha fazlasıdır. Ayrıca kemikler birçok bileşiğin uygun seviyelerini korur ve hormonal yolakları düzenler. Kemikler, anatominin asıl kahramanlarıdır.
Kaynakça:
nih.gov
academic.oup.com
bones.nih.gov
Yazar: Özlem Güvenç Ağaoğlu