Bilgiustam
Bilgiyi ustasından öğrenin

Kirli Para; Sanal Bahis(Kumar)

0 369

Kirli Para; Sanal Bahis(Kumar)İnternet bir derya deniz. Bu denize durmadan 7/24 girip çıkıyoruz. Milyarlarca insanın durmadan girip çıktığı yerin de tertemiz olması elbette beklenemez. Dedik ya derya deniz. Bu denizde insanoğlu adına yer alan gerekli ve gereksiz o kadar bilgi hazinesi var ki. Çocuklarımızı bu derya denizin içerisine bıraktığımızda onları yeteri kadar kontrol edebiliyor muyuz? Ailelerin kuşak farklılığı sebebiyle internetten anlamamalarını normal karşılıyoruz. Fakat bunu anlamak ve bilinçli hale getirmek ailelerimizin çocuklarına karşı bir sorumluluğudur.

1960’lı ve 1980’li yıllar internetin doğumu ve bebeklik dönemidir. Bu dönemde sadece ABD’de birkaç üniversite arasında ve askeri alanda bilgi alma ve aktarma üzerine kullanılıyor ve geliştiriliyordu. İnternet 90’lı yıllara geldiğinde gençlik dönemini yaşıyordu. Hızlı ve gelişerek büyüyordu. 2000’li milenyum yılının başlarında küreselleşmenin de etkisiyle bir açık pazar halini aldı ve evlerimizin içine kadar girmeyi başardı. İnternetsiz bir hayat düzeninin düşünülemeyeceği kuşaklara empoze edildi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2017 verilerine göre yaklaşık 77 milyon kişi internete bağlanıyor.

Kirli Para; Sanal Bahis(Kumar)Akıllı mobil cihazlar ile birlikte internet ile yatıp kalkıyoruz. Hâl böyle olunca elimizin altındaki iletişim aracı olan interneti doğru kullanıyor muyuz? Çocuklarımızın serbest bir şekilde gezinim sağlayabilecekleri bir alan olduğu düşüncesinde degilim. Kesinlikle ebeveynleri tarafından kontrol altında tutulmalıdır. Aksi takdirde, madde bağımlılığı, pornografik ve cinsel içeriklere ulaşım, oyun bağımlılığı, asosyallik, kumar bağımlılığı v.b. gibi alışkanlıkları kolayca edinebilirler. Bu yazımda kumar bağımlılığı adına Sanal Bahis üzerinde yazmak, aileleri uyarmak ve bilgi edinmelerini sağlamak amacını taşıyorum.

Nedir bu sanal bahis? Türkiye’de bilindiği üzere müşterek bahis ve oyunlar devlet tekelindedir. Ve 18 yas altı bireylerin oyunlara iştirak etmeleri yasaklanmıştır. Türkiye’de resmi olarak 30 milyon kayıtlı bahis oynayıcısı mevcuttur. Bu rakam yurtdışı bahis sektörünün patronlarının ağızlarının suyunu akıtmaya yetmiştir.

Ne mi yaptılar? İnterneti kullanarak kumar salonlarını odalarımıza kadar soktular. 2017 yılı MASAK verilerine göre tam 5 milyonu aşkın kullanıcı yasadışı bahis oyuncusu. Bu da yıllık 60 milyar tl vergi kaybı demek. Resmi olmayan, tahmin edilen oyuncu sayısı ile birlikte 15 milyon kullanıcı. Sadece internet ve paravan şirketler kullanılarak kaybedilen parayı gelin sizler düşünün.

Kirli Para; Sanal Bahis(Kumar)Sistem çok güzel işliyor. Türkiye’de yer alan tüm bankalarda hesapları yöneten personelleri var. Para yatırıp/çekmek o kadar kolay ki dakikaları bulmayan işlemlerle anında hesabınıza para yüklemesi yapabiliyorsunuz. Peki bu bahis baronları çocuklarımızı , geleceklerimizi nasıl kandırıyorlar? Öncelikle hayali zenginler oluşturuyorlar. İnternet, mail, sms kanallarıyla çocuklarımıza zenginlik vaad ediyorlar. Bunu da cinselliği ön planda tutarak kadın görselleri ve videoları üzerinden yapıyorlar. Çocuklarımızda bu hayale ve sunulan görsel şovlara inanarak bir kere denemekten ne çıkar diyerek beynine sinyalleri gönderiyor. Dakikalar içerisinde sanal kumarhanenin üyesi olan çocuklarımız üstelik birkaç sefer kazandırılmaya alıştırılıyor. Kolay yoldan para hayali çocuklarımızın beynine iyiden iyiye işliyor. Ve artık patron para kazanmak istiyor. Çocuklarımız ardı ardına kaybetmeye başlıyor. Kaybettikçe bu sefer başaracağım diyerek daha da cok para kaybetmeye devam ediyor. Kayıplar, sosyal hayatını bozuyor, anne/babaya yalan söylemek başlıyor. Parasının hesabını tutamamaya kadar gidiyor. İşte çocuklarımız böyle bir kuyuda dibe çakılmış vaziyette hayatlarının baharında solup gidiyorlar.

Psikolojik olarak patolojik kumar bağımlılığı yaşıyorlar ve hayatla tüm bağları koparmaya kadar gidiyor bu süreç. Devlet eğer gerekli yaptırımları yapmaz ve önlem almazsa ileride çığ gibi büyüyen bu kartopu, önüne çocuklarımızı alarak daha da büyüyecektir.

Sonuç olarak, geleceğimiz çocuklarımızı internet deryasına başıboş şekilde bırakmayalım.

 

Yazar:Osman Uçar

Bunları da beğenebilirsin
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku