Bilgiustam
Bilgiyi ustasından öğrenin

Kohlberg’in Ahlak Gelişim Kuramı

0 17.160

Gelişim psikolojisinin temel alt başlıklarından biri olarak kabul edilen ahlak gelişimi; üzerinde en çok çalışılan ve zengin bir literatüre sahip olan alt dallardan biri olarak kabul etmektedir. Kuramcıların farklı mekanizmalarla işlediği ve farklı zaman periyotlarına odaklandığı ahlak gelişim süreçlerinin detaylarına inmeden önce literatürde kabul gören “ahlak” kavramını incelemek yapılan çalışmaları kavramak noktasında daha yararlı olacaktır.

Ahlak Nedir?

Ahlak, temelde bireylerin, yaşamları sürecinde doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü ya da güzel ile çirkini ayrıt edebilmesi noktasında yardımına başvurduğu ilke ve değerler bütünü olarak kabul edilmektedir. Bu alanda çalışan pek çok kuramcı, psikolog ve eğitmen arasında çalışmaları ile dikkat çeken ilk isim Piaget olmakla birlikte, Kohlberg’in büyük yankı uyandıran ahlak kuramı da Piaget’nin çalışma sonuçlarının yeniden incelenip anlamlandırılmış hali olarak kabul edilmektedir. Kohlberg, ahlak gelişimini 3 ana başlık altında incelemiş ve temelde çocuk ve yetişkinlerin yaşam boyu karşılaştıkları kuralları davranış ve düşünce tarzları ile nasıl yorumladıklarını incelemiştir.

Aşama ve düzeyleri detaylı olarak incelemeden önce, Kohlberg’in ahlak gelişim kuramının genel özelliklerine bakmakta fayda var. Kohlberg’e göre;

Kohlberg'in Ahlak Gelişim Kuramı– Gelişim genel olarak incelendiğinde belirli evrelerden oluşur. Bu evreler sırayla geçilmelidir ve birey bir evreyi başarı ile geçmezse diğer evreye geçemez.

– Belirli bir süreç sonunda birey bir alttaki ya da bir üstteki evreden bazı etkiler altında kalabilir; ancak temelde bir evrede ahlaki düzey anlamında yoğunlaşmıştır.

– Birey ardışık diğer evrelere yöneltmek istendiğinde, yönelim üst evreye doğru olur. Alt evreye yönelim göstermez.

– Bireyin bilişsel (zihinsel) gelişimi, ahlaki gelişimi için gerekli bir gelişim türüdür; ancak tek başına yeterli değildir.

– Ahlaki gelişim aşamalarında yaş unsuru her şartta ve zamanda gelişimin bir göstergesi değildir.

– Aynı bilişsel gelişimin etkisi gibi, empati kavramı da ahlak gelişimi için gerekli olan ama tek başına yeterli olmayan bir kavram olarak tanımlanmıştır.

Kohlberg’in kuramını geliştirirken yaptığı çalışmalar genel olarak ikilemler yaratmak üzerine kuruludur. Çalıştığı bireylere bazı ahlaki ikilemler yaratacak senaryolar vermiş ve aldığı cevaplar doğrultusunda kategoriler oluşturmuştur. Bu ikilemler arasında en bilinen ve literatürde yerini almış ikilemi şu şekildedir.

Yetişkin bir kadın oldukça ciddi bir hastalıkla boğuşmakta ve ölmek üzeredir. Ancak yakın zamanda, hastalığı tedavi edebilecek bir ilaç, bir eczacı tarafından bulunmuştur ve bu eczacı hasta kadının yaşadığı kasabada yaşamaktadır. Hasta kadının kocası Heinz, derhal eczacıya gidip ilacın fiyatını sorar ve ilacın oldukça pahalı olduğunu öğrenir. Üstelik söylenen bu para, ilacın maliyeti için harcanan paranın yaklaşık 10 katıdır. Heinz, yakın çevresinde ulaşabileceği herkesten borç isteyerek ilacın parasını denkleştirmeye çalışır; ancak yalnızca tutarın yarısını toplayabilmiştir. Eczacıya giderek durumu anlatır ve karısının durumunun acil olduğunu belirtip, ya ilacın fiyatını biraz düşürmesini ya da ilacın fiyatının kalan kısmını daha sonra ödeme teklifinde bulunmuştur. Ancak eczacı bu durumu kabul etmez. Çaresiz bir durumda kalan Heinz, bir gece eczanenin camlarını kırar ve karısının hayatını kurtaracak ilacı eczaneden çalar.

Bireylere anlatılan senaryonun sonunda Kohlberg şu soruyu sorar: “Böyle bir durumda hasta kadının kocası ne yapmalıydı ve neden yapmalıydı?” Aldığı cevaplar doğrultusunda kuramını gelenek öncesi, geleneksel, gelenek sonrası olmak üzere 3 düzey ve ceza ve itaat, araçsal ilişkiler eğilimi, kişiler arası uyum eğilimi, kanun ve düzen eğilimi, sosyal sözleşme eğilimi, evrensel ahlaki ilkeler eğilimi olmak üzere 6 aşama haline getirmiştir.

1- Gelenek Öncesi DönemKohlberg'in Ahlak Gelişim Kuramı

Bu dönem içerisinde dış güçler tarafından kurallar konulmuştur. Birey günlük hayatı içerisinde kültür kavramının da etkisi ile kabul edilmiş iyi ve kötü/doğru ve yanlış ölçütlerine göre davranma eğilimindedir.

Ceza ve İtaat

Bu eğilim düzeyinde temel amaç cezadan kaçmak, cezalandırılmamaktır. Bu nedenle otoriteye uyulur. Bir zarar meydana gelmişse, bu zararın fiziksel sonuçlarının büyüklüğü önemlidir. Örneğin bir çocuk evde top oynarken devirdiği bir sehpadaki bardağı kırmış; diğer çocuk ise babasına yardım ederken masaya çarpıp 5 bardağın kırılmasına sebep olmuş olsun. Bu aşamadaki bir birey 5 bardak kıran çocuğu suçlu bulur ve eylemin niyetini önemsemez.

Araçsal İlişkiler

Literatürde aynı zamanda saf çıkarcı olarak da anılan bu aşamada birey kendi çıkarlarını ön plana alır. Diğer insanların istekleri ve çıkarlarının farkındadır; ancak karşı tarafça istekleri ne kadar karşılanırsa o da o kadar yardım etme eğilimine girer.

2-Geleneksel Dönem

Bu dönem içerisinde bulunan bireylerde aile ve toplum menfaati her şeyden önce gelir. Hatta toplumsal ve sosyal düzenin bozulmaması için kendi ilgi ve isteklerinden vazgeçebilirler ve sosyal düzene duyulan sadakat daha öncelikli gelir.

Kişiler Arası Uyum Eğilimi

Bahsedilen dönem, literatürde daha çok iyi çocuk olma eğilimi adı altında anılır. Durum önceki aşamalarda bahsedildiği gibi cezadan kaçınma ya da kendi ilgi ihtiyaçlarımızı ön plana almanın aksine toplum tarafından “iyi çocuk” olarak nitelendirilmektir. Diğer insanlar tarafından onay görebilmek ve iyi insan olarak nitelendirilmek için davranışlar şekillendirilir.

Kanun ve Düzen Eğilimi

Diğer ismi yasa ve düzen olarak geçen eğilimde, birey merkeze toplum kurallarını alır. Toplumsal düzenin bozulmaması için ortaya konmuş kanun ve kurallara, toplumsal düzene verdiği önem doğrultusunda istek duyarak uyar. Kanunları sorgulamaz ve uyulmaması konusundaki hiçbir gerekçeyi kabul etmez. Kohlberg’in kuramında yetişkinlerin çoğunluğunun bu dönemde kaldığı sonucuna varılmaktadır.

3- Gelenek Sonrası DönemKohlberg'in Ahlak Gelişim Kuramı

Bu dönem genellikle çoğu insan tarafından ulaşılamayacak bir dönem olarak kabul edilir. Ahlak kavramı, kişi, yakın çevre ya da sosyal menfaatler noktasından çıkar ve evrensel bir ahlak anlayışı boyutuna ulaşır. Kişi evrensel düşünme boyutunda kendi değer yargılarını kendisi oluşturur ve bu oluşturma sürecinde bireyin kişisel haklarına karşı duyulan saygı esas alınır.

Sosyal Sözleşme Eğilimi

Var olan kanun ve kurallar koşulsuz bir şekilde kabul edilmez; aksine eleştirel bir gözle süzgeçten geçirilir. Kanunların asıl amacının insanların hak ve özgürlüklerini korumak olduğunu belirten dönemin insanları, aynı zamanda kanun ve kuralların toplumun çıkarları ve beklentileri doğrultusunda değiştirilebileceğini savunur. Davranışlarını da bu doğrultuda düzenlerler.

Evrensel Ahlak İlkeleri Eğilimi

Bu aşamaya ulaşmış insanlar hak, özgürlük ve adalet kavramlarını temele alır ve bu kavramları ihlal edebilecek tarzda oluşturulmuş kanunlara uyulmasını reddeder. Bu evreye ulaşabilen oldukça az sayıda insan bulunmaktadır.

Genel bir özet olarak hem evre ve aşamaların gösterildiği hem de basit cümlelerle örneklendirildiği tabloyu da incelemek, konunun anlaşılırlığı açısından faydalı olacaktır.

Kaynakça:
http://www.itubirlik.org.tr/dosyalar/files/Prof.%20Dr.%20%C4%B0brahim%20Y%C4%B1d%C4%B1r%C4%B1m%20Ahlak%20Geli%C5%9Fimi.pdf
https://remcdbcrb.org/ahlak-gelisimi-kurami-kohlberg/

Yazar: Esra Eynur

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku