Bilgiustam
Bilgiyi ustasından öğrenin

Aşılar Nasıl Etki Gösterir? Sürü Bağışıklığı Nedir?

0 1.102

Aşılama, bulaşıcı bir hastalığa karşı insanları korumanın en güvenli yoludur. Kişiler aşı olduktan sonra, hastalığa karşı belirli bir düzeyde koruma veya bağışıklığa sahip olurlar. Bir aşı, bağışıklık sistemini virüs veya bakteri gibi patojenleri tanıması ve bunlarla mücadele etmesi için hazırlayarak çalışır. Bunu yapması, bir bağışıklık tepkisini tetiklemesi için patojene ait bazı moleküllerin vücuda verilmesi gerekir. Bu moleküllere antijenlerdir, tüm virüs ve bakterilerde bulunurlar. Bu antijenler vücuda enjekte edilerek, bağışıklık sisteminin onları düşman işgalciler olarak tanıması, antikor üretmesi ve gelecek için hatırlaması güvenli bir şekilde öğretilebilir. Bakteri veya virüs yeniden ortaya çıkarsa, bağışıklık sistemi antijenleri hemen tanır ve patojen yayılıp hastalığa neden olmadan önce saldırır.

Aşılar Nasıl Etki Gösterir?Aşılar Nasıl Etki Gösterir? Sürü Bağışıklığı Nedir?

Bağışıklık sistemi, zararlı bakterilerden veya virüslerden kaynaklanan enfeksiyonlarla savaşmaya yardımcı olmak için birlikte çalışan bir hücre, doku ve organ ağıdır. Virüs veya bakteri gibi hastalığa neden olan bir ajan vücudu istila ettiğinde, bağışıklık sistemi onu zararlı olarak algılar ve etmek için bir yanıt tetikler. Bağışıklık sisteminin enfeksiyonla savaşmasının yollarından biri, antikor olarak bilinen büyük proteinler oluşturmaktır. Bu antikorlar keşif kolu görevi görür, bulaşıcı (enfeksiyöz) ajanı yakalar ve bağışıklık sisteminin yok edebilmesi için işaretler. Her antikor, tespit ettiği bakteriye veya virüse özgüdür ve spesifik bağışıklık tepkisini tetikler. Bu spesifik antikorlar, enfeksiyon geçtikten sonra bağışıklık sisteminde kalacaktır. Bu, aynı hastalıkla tekrar karşılaşıldığında, bağışıklık sisteminin hastalığa ait bir “hafızaya” sahip olduğu ve hastalanmadan ve herhangi bir semptom gelişmeden önce onu hızla yok etmeye hazır olduğu anlamına gelir.
Bazen, bağışıklık sistemi zararlı bakterilere veya virüslere karşı bu ilk savaşı her zaman kazanamaz ve çok hastalanabilir veya aşırı durumlarda kişi ölebilir. Aşılama, vücudunun henüz karşılaşmadığı bir bakteri veya virüse karşı bağışıklık kazanmanın en güvenli ve en yaygın yoludur. Aşılar, bağışıklık kazanılması istenen hastalığa neden olan zararsız bir bakteri veya virüs formu içerir. Bakteri veya virüs aşıda kullanılmadan önce öldürülür, büyük ölçüde zayıflatılır veya küçük parçalara ayrılır, böylece kişiyi hasta etmeden bir bağışıklık tepkisini tetikleyebilirler. Bağışıklık sistemi yine de aşıdaki zararsız bakteriye veya virüse saldırır ve onlarla savaşmak için antikorlar üretir. Bağışıklık sistemi daha sonra hastalığın hafızasını korur, böylece aşılanmış bir kişi yıllar sonra hastalıkla karşılaşırsa, bağışıklık sistemi onunla savaşmaya ve bir enfeksiyonun gelişmesini önlemeye hazırdır.

Doğal Yollarla Hastalığa Yakalanmak Daha mı İyidir?

Hastalığa doğal olarak yakalanmanın tek yolu, hastalığa neden olan bakteri veya virüsün bulaşmasıdır. Bu, kişilerin sağlığı için ciddi bir risk oluşturabilir, potansiyel olarak onları çok hasta edebilir ve uzun vadeli etkilere neden olabilir. Kızamık ve menenjit gibi bazı hastalıklar da öldürücü olabilir. Doğal enfeksiyon aynı zamanda hastalığın çevreye yayılmasına izin verir, başkalarının hastalanma riskini artırır. Aşılama, kişinin hastalığa yakalanmadan ve bunu başkalarına geçirmeden güvenli ve kontrollü bir ortamda bağışıklık kazanmasını sağlar.

Aşılama Ne Kadar Etkilidir?Aşılar Nasıl Etki Gösterir? Sürü Bağışıklığı Nedir?

Aşılama, çoğu çocukluk çağı aşılarını alan çocukların % 85 ila % 95’inde etkili olduğu için son derece etkilidir. En büyük küresel sağlık başarılarından biri olarak kabul edilir ve yılda 2-3 milyon hayat kurtaracağı tahmin edilmektedir. Aşılar sayesinde küçük çocuklarda yaygın olan difteri, boğmaca ve çocuk felci gibi yaşamı tehdit eden hastalıklar artık nispeten nadirdir. Aşı ile önlenebilir bir hastalığın geçmişine bakıldığında, onunla ilgili bir aşının uygulamaya konulmasının ardından hastalık vakalarının sayısında büyük bir düşüş olduğu görülmektedir. Eğer ortadan kaldırılmasaydı çiçek hastalığının dünya genelinde yılda 5 milyon kişinin ölümüne neden olacağı tahmin edilmektedir. Aşılama yoluyla, çiçek hastalığı gibi bazı hastalıklar tamamen ortadan kaldırılmıştır.

Sürü Bağışıklığı Önemlidir

Aşılar sadece bireysel düzeyde işe yaramaz, tüm popülasyonu korur. Yeterince insan aşılandıktan sonra, aşılanmamış insanlar bile bundan fayda sağlar. Esasen, bir bakteri veya virüs, yerleşmek için yeterli uygun konağa sahip olmayacak ve sonunda tamamen yok olacaktır. Aşı yapılan tüm hastalıklar bugün dünyada hala mevcuttur. Bu nedenle, bir çocuk aşı olmadıysa, hastalığa yakalanma ve çok hasta olma riski vardır. Aşılanmadaki azalmanın kızamık gibi hastalıkların salgınlarına neden olabileceğini bilinmektedir. Çocukları sağlıklı tutmak, salgınların ortaya çıkmasını önlemek ve sonunda bu hastalıkları tamamen ortadan kaldırmak için düzenli aşılamaya gereklidir.
Bir kişiden başka bir kişiye kolaylıkla geçebildiği için bulaşıcı hastalıklar nedeniyle tüm toplum hızla enfekte olabilir. Bir toplumun yeterince yüksek bir kısmı aşı ile korunuyorsa, hastalığın yayılması zorlaşır çünkü enfekte olabilecek kişi sayısı çok azdır. Bu tür koruma, “sürü bağışıklığı” olarak bilinir ve bazı aşıları alamayan kişiler (çok genç olanlar, kanser gibi bazı hastalıklarla ilgili tedavi görenler veya bağışıklık sistemlerinin işlevini bozan HIV gibi bir sağlık sorunu olanlar) için özellikle önemlidir.
Sürü bağışıklığı veya toplum bağışıklığı bir zamanlar her bireyin aşılanmasına gerek kalmadan tahrip edici, yok edici hastalıkların tamamen ortadan kaldırılmasına izin vermiştir. Bu çok önemlidir, çünkü bebekler, küçük çocuklar, yaşlılar, şiddetli alerjisi olan kişiler, hamile kadınlar veya bağışıklık sistemi zayıflamış kişiler dâhil olmak üzere her zaman aşılanamayan bir nüfus yüzdesi olacaktır. Sürü bağışıklığı sayesinde, bu insanlar güvende tutulur çünkü hastalıklara hiçbir zaman bir nüfusa yayılma şansı verilmez. Sürü bağışıklığının işe yaraması için toplumun yüksek bir yüzdesinin aşılanması gerekmektedir. Toplumdaki aşılama oranları yeterince yüksek değilse, en savunmasız kişilerin hastalığa yakalanma riski çok daha yüksektir. Bir çocuğu ya da yetişkini aşılamak, yalnızca onları korumakla kalmaz, aynı zamanda toplumdaki en savunmasız kişileri de korur.

Sürü Bağışıklığı Azalırsa Ne Olur?

Aşılama oranlarının azalmasından kaynaklanan sürü bağışıklığındaki düşüşler son zamanlarda bazı ülkelerde kızamık ve boğmaca salgınlarına neden olmuştur. Halk sağlığı görevlileri ve bilim insanları sürü bağışıklığını incelemeye ve temel eşikleri belirlemeye devam etmektedir. Bunun çarpıcı bir örneği, nüfusun sadece % 70’inin aşılanmasının Hib (Haemophilus influenzae Tip b) hastalığını tamamen ortadan kaldırmak için yeterli olduğu Gambiya ülkesidir. Çok fazla insan aşıdan vazgeçerse, sürü bağışıklığı bozulabilir ve nüfus salgın riskine açık olur. Birçok yetkili ve doktor, yaygın aşılamayı ya da bağışıklamayı halk sağlığı için bir zorunluluk olarak görmektedir. Örneğin 1997 yılında önde gelen tıp dergisi The Lancet, kızamık aşısı ile otizm arasında bir bağlantı bulduğunu iddia eden bir araştırma yayınlamıştır. Sonuç olarak, sonraki yıllarda milyonlarca ebeveynleri çocuklarına aşı yaptırmamaya karar vermiştir. Araştırma o zamandan beri tamamen çürütülmüştür ancak kızamık vakalarının sayısı 1997’de yılda sadece birkaç düzine iken 2011’de 2.000’in üzerine fırlamıştır. Amerika Birleşik Devletleri’nde, hem kızamık hem de boğmacayla ilgili benzer salgınlar meydana gelmiş, doktorlar ve yetkililer düşük aşılama oranlarını suçlamışlardır.

Aşılar Nelerden Yapılır?Aşılar Nasıl Etki Gösterir? Sürü Bağışıklığı Nedir?

Her aşı, hedeflediği hastalığa göre biraz farklı bileşenlerden oluşacaktır. Bir aşının aktif maddesi, hangi hastalığa karşı geliştiriliyorsa o hastalığın sebebi olan bakterinin veya virüsünün öldürülen, büyük ölçüde zayıflatılmış veya parçalanmış kısımlarının çok küçük bir miktarıdır. Aşılar ayrıca küçük miktarlarda sorbitol ve sitrik asit gibi koruyucular ve stabilizatörler içerir. Bunlar zaten vücutta veya gıdalarda bulunabilen ( genellikle bir aşıda kullanılandan çok daha fazla miktarlarda) maddelerdir. Bununla birlikte, bir aşının en yaygın bileşeni sudur.
Bazı aşılar ayrıca alüminyum (genellikle alüminyum hidroksit formunda) içerir. Alüminyum neredeyse tüm yiyeceklerde ve içme sularında bulunur ve aşılarda, meydana gelecek bağışıklık tepkilerini uzatmak ve güçlendirmek için kullanılır. Aşılardaki alüminyum miktarı son derece azdır ve yakın zamanda yapılan bir araştırma, bir bebeğin yaşamının ilk yılında hem aşılarla hem de gıdalarla aldığı alüminyumun toplam Aşılar Nasıl Etki Gösterir? Sürü Bağışıklığı Nedir?miktarının, haftalık güvenli alım seviyesinden daha az olduğunu bulmuştur. Alüminyum, mide ekşimesine karşı kullanılan ilaçlarda olduğu gibi diğer birçok ilaçta da bulunur. Aşıların üretiminde formaldehit de kullanılır. Formaldehit, birçok canlıda bulunan bir bileşiktir. Organik olan bu bileşik insanların vücudunda gerçekleşen metabolik bazı süreçlerin bir parçasıdır. Yüksek seviyelerde formaldehitin insanlar için zararlı olabileceği doğru olsa da herhangi bir aşıda bulunan formaldehit miktarı bir armutta bulunandan elli kat daha azdır.

Kaynakça:
https://www.publichealth.org/public-awareness/understanding-vaccines/vaccines-work/
https://www.immunology.org/celebrate-vaccines/public-engagement/guide-childhood-vaccinations/how-vaccines-work

Yazar: Müşerref Özdaş

Bunları da beğenebilirsin
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku