Teknoloji uygulanmış bilim anlamına gelmez. Teknoloji ve bilim yakından ilişkili olsalar da pek çok açıdan farklıdırlar. Teknoloji, “insan yapısı dünyayı” geliştirir ve açıklar; geliştirme, işleme ve yönetmeyi kapsar. Bilim ise “doğal dünyayı” açıklar. Bilim, paylaşılan gerçeklik hakkında doğru bilgileri toplamak için kullanılan sistematik metodolojiye başvurur. Bilgileri toplama süreci boyunca da teknolojik araçları kullanır. Örneğin, mikroskoplar yaşamla ilgili her şey hakkındaki gerçekleri incelemek için kullanılabilecek biyolojik araçlardır.
Bilim insanları, topladıkları bilimsel bilgileri, bazı şeylerin neden ve nasıl meydana geldiğini açıklamak için araştırma yaparlarken teknolojik araçları kullanmaktadır. Bilim, gözlemlenebilir fiziksel kanıtlara dayanarak, dünyadaki ve evrendeki doğal sistemlerin nasıl çalıştığını anlamayı hedeflemektedir. Bilimsel çalışmalar, doğal olayların gözlemlenmesi ve / veya kontrol edilebilir laboratuvar koşulları altında doğal işlemleri taklit eden deneyler yoluyla yapılmaktadır. Bilimi ve teknolojiyi birlikte kullandığımız için zihnimizde ikisi birbirine karışmaktadır.
Bir volkanın patlaması doğal bir olaydır ve bu volkanik aktiviteyi kapsamlı araştırmalar sonucunda toplanan verilere dayanarak açıklayan bilimdir. Mikroskop ise, bilim insanlarının araştırma yapmasına yardımcı olmak için tasarlanmış “insan yapımı” bir teknolojidir. Dolayısıyla bu iki kavram el ele çalışmakla birlikte birbirlerinden tamamen farklıdır. Günlük hayatımızdaki sorunları çözmemize yardımcı olması için geliştirdiğimiz çeşitli teknolojik araçların, yanlış kullanıldıklarında da dünyamızın doğal düzenini olumsuz etkiledikleri de unutulmamalıdır.
Yeteneklerimizi desteklemek için teknolojiyi kullanmamız bizi teknolojik sistemlerin parçası haline getirmektedir. Yaşamımızda yaptığımız hemen hemen her şeyde teknolojiyi uyguluyoruz, iş yerinde teknolojiyi kullanıyor, ham maddeleri çıkarıyor, iletişim kurmak, taşımak, öğrenmek, üretmek, eser yaratmak, verileri güvence altına almak, iş ölçeklendirmek ve çok daha fazlası için teknolojiyi kullanıyoruz . Teknoloji, araçlar, malzemeler ve sistemler içeren bir bilgi birikimidir. Teknolojinin uygulanması ürünlerle sonuçlanmaktadır.
Birçok işletme, rekabet gücünü korumak için teknolojiyi kullanmakta, teknolojiyi kullanarak yeni ürün ve hizmetler yaratmakta ve bu ürünleri ve hizmetleri müşterilerine zamanında teslim etmek için de gene teknolojiyi kullanmaktadırlar. Örneğin, telefon şirketleri, rekabet güçlerini koruyabilmek veya rekabet avantajı elde etmek amacıyla, yeni akıllı telefonlar üretirken ileri teknolojileri kullanma yarışına girmektedir.
İhtiyaçlarımız ve taleplerimiz gelişip değiştikçe, teknoloji gelişmeye devam etmektedir. İkibinli yıllarda sanayi çağından “bilgi çağı”na geçtik. Sanayi çağında, büyük sermaye gücüne sahip şirketler, rekabet avantajı sağlayan pahalı teknolojik araçları kullanabilecek potansiyele sahipti; küçük işletmelerse daha az potansiyele sahip oldukları için pahalı teknolojik araçların kullanılmasını göze alamadılar. Ancak teknolojideki ilerlemeler, bilgiye dayanan yeni bir ekonomik ortam yarattı. Bilgi çağında farklı bir çalışma ortamı oluştu ve küçük işletmelerin piyasalarda son derecede rekabetçi bir konum kazanmalarına yardımcı oldu.
Bilgi teknolojisi hem iş dünyasını hem de genel olarak toplumları yeniden biçimlendirdi. Birçok alan bilgi teknolojisi tarafından etkilendi. Bunların sadece en önemlilerini sayarsak, eğitim, sağlık, eğlence, iletişim olarak sıralayabiliriz.
Kaynakça:
-Ursula Franklin, “The Real World of Technology”, House of Anansi Press
-Kevin Ashton, “How to Fly a Horse: The Secret History of Creation, Invention, and Discovery”, Doubleday, Random House LLC, 2015.
-Val Dusek, “Philosophy of Technology: An Introduction”, Wiley-Blackwell,2006.
Yazar:Oben Güney Saraçoğlu