Fildişi, memelilerin dişlerini oluşturan doğal bir hammaddedir ve geleneksel olarak bu kelime sadece fil dişlerini tanımayan bir terimdir. Fakat kimyasal yapı olarak balina, yaban domuzu ve su aygırı gibi memelilerin dişleri de aynı yapıdadır. Bu nedenle fildişi, yontulabilecek kadar büyük olan herhangi bir memelinin dişini de ifade edebilir.
Fildişi; Proboscidea ailesinin yaşayan ve soyu tükenmiş fillerin iki kesici dişinden elde edilir. Kısaca tanımlamak gerekirse Asya ve Afrika filleri, Alaska ve Sibirya’dan soyu tükenmiş mamut (korumanın mümkün olduğu yerlerde) bu gruptandır. Oyarak kullanılabilecek kadar büyük dişleri olan diğer hayvanlar arasında ise su aygırı, yaban domuzu, balinalar, morslar ve deniz gergedanları bulunmaktadır.
Fil ve Fildişi
Fildişleri, dudakların ötesine uzanan son derece büyük dişlerdir. Dişler bir kökteki dişin kendisinden oluşur ve aynı insan dişlerinde olduğu gibi pulpa boşluğu, dentin, sement ve mine olarak fiziksel yapılara sahiptirler. Filin diş minesi, fil hala oldukça gençken aşınır ve dişlerinin yaklaşık yüzde 95 ana bileşeni, mineralize bir bağ dokusu olan dentindir.
Filler dişlerini, savunma ve saldırı, su kuyularına erişim sağlamak, nesneleri kaldırmak, yiyecek toplamak, ağaç kabuklarını soymak ve hortumlarını korumak için kullanırlarken, 12 fit (3,5 metre) uzunluğa kadar büyüyebilirler. Yavru filler, kalıcı dişleri büyümeden önce bir öncü dişe sahiptirler. Bir dişin boyutu ve şekli, hayvanın beslenmesiyle ilgilidir ve travma dışında, dişler hayvanın yaşamı boyunca büyür. İnsan dişleri gibi, diş de hayvanın doğum yeri, beslenmesi, büyümesi, davranışı ve yaşam öyküsünün sabit bir izotop kaydını taşır.
Fildişi Ne İçin Kullanılır?
Mamut fildişi, Avrupa Üst Paleolitik döneminde 40.000 yıl önce belgelenen erken bir örneğiyle, dekoratif objeler ve aletler yapmak için kullanılan en eski malzemeler arasındadır. Dokunulduğunda veya ısındığında, rengi beyazdan sarıya değişir, kolayca oyulup kazındığı ve Schreger çizgileri veya açıları olarak bilinen garip bir görsel efekte sahip olduğu için ise çok değerlidir. Ayrıca gerçekte olan benzersiz bir çapraz tarama modeli sıralı mikroskobik tüpleri vardır.
Fildişleri neredeyse sonsuz sayıda şekil ve nesneye oyulmuştur, örneğin küçük heykeller, düğme benzeri ağlar, sofra takımı kulpları, mobilya kaplamaları, piyano tuşları, taraklar, oyun parçaları ve plaklar gibi. Bir diş genel genel biçimi korunarak oyuluyorsa buna, uzun süreli yolculuklarda denizcilerin geleneksel bir eğlencesi olan bir scrimshaw denir. Scrimshaw, fildişinden veya kemikten yapılmış gravür, parşömen ve oymalardır.
Fildişi Fiyatı
2014 yılında fildişi toptan fiyatı kilogram başına 2.100 dolardı, ancak 2017’de büyük ölçüde yeni bir Çin yasağı nedeniyle 730 dolara kadar düşmüştür, ancak fildişinin en önemli maliyeti filler içindir. Son on yıl süresince binlerce fil, hem Afrika filleri, hem de Asya filleri CITES’in listelediği döneme katledilerek yok edilmişlerdir.
19. yüzyılın sonunda dünyadaki fil nüfusu için tahminler milyonlardadır. 2015 yılında yapılan son Büyük Fil Nüfus Sayımı’na göre, 18 farklı ülkede yaşayan 352.271 Afrika savan filinin, 2007’den bu yana yüzde 30 azaldığı bildirilmiştir ve bu sayılar, dünyadaki tüm savan fillerinin yaklaşık yüzde 93’ünü oluşturur. Fil popülasyonunun mevcut düşüş oranı yılda yüzde 8 veya yaklaşık 30.000 fildir ve tek bir filin dişlerinin değeri 100.000 ABD dolarından fazladır.
Kaçak Avlanma Maliyeti
31 Aralık 2017’de Çin, yasal olarak fildişi ticaretini bitirdikten sonra fildişinin kilogram fiyatında çok sert düşüş yaşanmıştır. Bu düşüş, yasak öncesi ülkede bulunan birçok devlet lisanslı fildişi oyma fabrikaları ve perakende satış mağazalarıda yasal ticaretin durduğunu gösterir.
Ancak, yasadışı ticaret ve diğer yerlerde belirli kriterlerdeki yasal ticaret devam etmektedir. Örneğin 2018 yılının sonbaharında, Afrika’nın çeşitli bölgelerinde fillerin kaçak avlanmaya devam edildiğine dair kanıtlar bulunmuştur.
Fil avcılığı helikopterler, askeri sınıf silahlar ve zehirli balkabakları tarafından gerçekleştirilirken, düzinelerce yaban hayatı korucusu da bu hayvanları korumaya çalışırken öldürülmüştür. Öldürülen fillerden dişler toplanır, Afrikalı çeteler ve maalesef bu işe yataklık eden bazı yetkililer tarafından yasa dışı olarak ihraç edilir.
Fillerin Fildişi İçin Katledilmesine Yardım Etmek İçin Ne Yapılabilir?
Savanda yaşayan Afrika filleri arasında yapılan Büyük Fil Nüfus Sayımı’na göre, 2007 ve 2014 yılları arasındaki %30’luk bir düşüş de dâhil olmak üzere, fil nüfusunda yaklaşık %8 azalma olmuştur.(2002’den 2013’e). Smithsonian Magazine’de, bu ölümlerin yasadışı küresel fildişi ticaretiyle yakından bağlantılı olduğunu belirtilmiştir. Bu, kaçak avlanma krizinin önceden düşünülenden daha da korkunç olabileceğini göstermektedir. 1989 yılında, Nesli Tehlike Altında Olan Türlerin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme (CITES), birkaç nadir durum dışında, Afrika fili fildişinin uluslararası ticaretini yasaklamıştır. Aynı yıl ABD Kongresi, Afrika fillerinden fildişi ithalatını yasaklayan Afrika Fillerini Koruma Yasasını (AECA) kabul etmiştir ve o zamandan beri, ABD ticari fildişi pazarı neredeyse çökmüştür.
Ancak Asya’da durum böyle değildir ve günümüzde yağmalanan yasadışı fildişinin %70 kadarı Çin’e yönlendirilmektedir. Binlerce yıldır nadir bulunan, statü kazandıran ve lüks bir ürün olarak görülen fildişi, çoğu insan için uzun zamandır ulaşılması güç bir ürün olmuştur. Ancak Çin’in ekonomik patlaması geniş bir orta sınıf yaratırken, birçok yeni müşteri pazara girmiş ve bu da fildişi fiyatını Pekin sokaklarında pound başına 1.000 $ gibi şaşırtıcı bir seviyeye yükseltmiştir. Yani tek bir yetişkin filin dişleri, Afrikalı bir işçinin yıllık ortalama gelirinin 10 katından daha değerli olabilir.
Afrika’daki fildişi toplama durumu, belki de tarihteki en büyük fil kaybı yüzdesini oluşturmuştur. Hatta birçok kişi Afrika fillerinin nesli tükenmesinden endişe etmektedir. Aslında yapılabilecek ilk şey fildişi ürünler satın almamaktır. 1947 yılından bu yana yasal olarak antik- eski fildişi satılabilir durumdadır, bu da yeni hayvanları öldürerek yapılan ve antika olduğu lensa edilen eşya pazarına olan ilgiyi arttırmıştır. Bu yüzden en azından satın alınan ürünlerin gerçekten antika olduğundan emin olunmalıdır, ancak en iyisi hiçbir fildişi ürünü satın almamaktır.
Araştırmacılara göre Dünyada satılan yasadışı fildişinin çoğu, yakın zamanda öldürülen fillerden elde edilmiştir. Ancak piyasaya lensa edilen bu fildişlerinin son birkaç yılda avlanan fillerden değil, daha önce öldüren fillerin dişlerinin saklanarak depolandığı yönündedir. Tipik olarak, yetkililer fildişinin avlandığı tarihi bilemezler, ancak teknolojinin gelişmesi sayesinde araştırmacılar, dünyanın dört bir yanından el konulan yüzlerce fildişi örneğini incelemek için karbon tarihleme kullanmışlardır. Yapılan analizlerde, fildişinin çoğunun üç yıldan daha kısa bir süre önce öldürülen fillerden geldiğini bulmuşlardır.
Filleri Korumanın Yolları
Filleri korumak için etkin bir şekilde hareket eden, devletleri fildişi üretimini ve ticaretini yasaklamaya ve bunu suç haline getirmeye zorlayan World Wildlife Fund, Save the Elephants (African Wildlife Foundation) ve Elephant Sanctuary gibi birkaç kurum vardır. Bu hayır kurumlarına katılıp para ya da gönüllü olarak yardımcı olunabilir, filler için kampanya yürütebilir, lobi yapabilir, para toplalarına yardımcı olabilir. Ayrıca hayvanların bakımına sponsor olmak mümkündür.
Hiç kimse için bireysel olarak tek başına fildişi ticareti durdurmak mümkün değildir. Ancak bu durum karşında da kimse çaresiz değildir, yani insanlar filleri koruma amaçlı bireysel olarak adım atabilirlerken, toplum örgütleri kurabilirler ve bunun için kurulan kuruluşlara yardımcı olabilirler. Bu hayvanların hayatta kalmasını desteklemek için yapabilecek eylemler aşağıdaki gibidir:
Fildişinden yapılmış ürünler satın alınmamalıdır
İster fildişi satılsın isterse de takı vs olarak takılsın, yeni fildişi almak ve satmak kesinlikle yasaktır. Ancak yönetmelikler karmaşıktır, çünkü antika fildişi yasal olarak satın alınabilmektedir. Geleneksel olarak bakıldığında fildişi oymalı biblolar, domino, bilorda ıstakası, mücevher ve piyona taşları gibi araç ve eşya yapımında kullanılan bir malzemedir. Antika fildişi ürünler kullanmak, satıcılara malzemenin hoş karşılanmadığına dair açık bir mesajdır ve fillerle dayanışmanın göstermenin kolay bir yoludur. Hatta antika bile olsa hiç tercih etmemek en etkili yoldur.
Fil dostu kahve ve odun satın alınmalıdır
Kahve ve kereste bitkileri genellikle fillerin yaşam alanlarını yok eden tarlalarda yetiştirilir. Bu yüzden Forest Stewardship Council (FSC) gibi sertifikalı kereste ve sertifikalı kahve satın aldığından emin olunmalıdır.
Koruma kuruluşları desteklenmelidir
Fillerin korunması için aktif olarak çalışan kuruluşlar desteklenebilir. Bu kuruşlardan birkaçı aşağıdaki gibidir:
• Uluslararası Fil Vakfı
• Sheldrick Yaban Hayatı Vakfı
• Afrika Yaban Hayatı Vakfı
• Filler için Amboseli’de Güvenli Alan Oluşturma Vakfı
Esir fillerin durumunun farkında olunmalıdır
Tarihe bakıldığında sirkler ve hayvanat bahçeleri, temelde fillere yasal bir kölelik için zemin oluşturmuştur. Neyse ki, hayvanat bahçesi endüstrisi bu durumun farkına varmaya başlamış ve daha fazla fil dostu ortamlar geliştirmeye çalışmaktadırlar. Ancak bu eylemlerin gerçekleştirilebilmesi için daha çok çalışmalar yapılması gerekir. Biz insanların olarak yapmamız gereken bu filleri kullanan sirklere gitmeyerek bu ticarethaneleri boykot etmektir. Böylelikle bu hayvanların ticaret için doğal yaşamlarından alıkonmalarının ve sömürülmelerinin önüne geçilebilir.
Bir fil sahiplenilmelidir
Kim bu kadar sevimli bir hayvanı sahiplenmek, çocuğunun onunla vakit geçirmesini izlemek ve aynı zamanda o hayvanın korunmasını istemez ki? Bu gerçekçi bir düşünce değildir, ancak fillerle ilgilenmek için filleri evlat edinen kuruluşlar vardır ve fil koruma çabaları için fon almaktadırlar. Örneğin World Wildlife Foundation , World Animal Foundation , Born Free ve Defenders of Wildlife fil evlat edinme programlarına sahiptir ve filleri koruma altına almak için ideal yerlerdir. Bu fil evlat edinme programlarına katılarak destek olunabilir.
Roots & Shoots ile ilgilenilmelidir
Roots & Shoots 1991 yılında; filler açısından olumlu bir değişim yaratmak için Dr. Jane Goodall ve bazı Tanzanyalı öğrencisi ile birlikte başlatılan bir fil koruma programıdır. Roots & Shoots ağında 120’den fazla ülkede yüz binlerce çocuk için daha iyi bir dünya oluşturmaya yönelik çalışmalar yapmışlardır. Bu gibi oluşumlara gençleri dahil etmek, fil ve diğer vahşi yaşam için hem yardım edilmesini sağlar, hem de bu gençlerin kariyerleri için yeni bir yol açar.
Kaynakça:
google.com/books/edition/Elephant_Sense_and_Sensibility
dx.doi.org/10.2305/IUCN.UK.RLTS.T12392A3339343.en
globalelephants.org/the-basics/
animaldiversity.org/accounts/Elephas_maximus/
Yazar: Özlem Güvenç Ağaoğlu