Jeotermal enerji yeraltından çıkarılan ve tamamıyla yenilebilir olan tek enerji türüdür. Jeotermal kelimesi Yunanca’da “Yer kabuğu” anlamına gelen “Geo” ile “Isı” anlamına gelen “Therme” kelimelerinin birleşiminden meydana gelmektedir. Jeotermal enerji, yer kabuğunun içinde depolanmış olan ısı enerjisidir. Yer kabuğunun alt katmanlarında yer alan sıcak magma yukarı katmanlara doğru çıkmaya çalışırken, üst katmanlarda bulunan yeraltı suları da alt katmanlara doğru sızar ve magma ile karşılaşır. Bu karşılaşma sonucu ısınan yeraltı suları yer kabuğunda bulunan çatlaklardan yeryüzüne çıkar ve böylece hidrotermal enerji adı verilen jeotermal enerji türü oluşmuş olur. Jeotermal enerji kaynakları daha çok tektonik tabakaların sınırlarındaki bölgelerde mevcuttur.
Jeotermal enerjinin başlıca iki ana kullanım alanı mevcuttur:
1. Elektrik enerjisi üretimi: Jeotermal enerji kaynakları kullanılarak üretilen buhar, buhar türbinleri vasıtasıyla elektrik enerjisine dönüştürülebilmektedir.
2. Evlerin ısıtılması: Jeotermal enerjinin bir türü olan hidrotermal enerji kullanılarak evlerin ısıtılması sağlanılmaktadır.
Jeotermal enerji direk olarak çıkarıldığı yerde kullanıldığı için, nakliye tarzı ek maliyetlere sebebiyet vermemektedir. Jeotermal enerjiden elektrik enerjisi üretebilen santrallerin kurulumu da maliyet ve ömür açısından oldukça elverişlidir. Bu tarz santraller ortalama 20 yıl kadar süreyle verimli olarak çalışabilmektedir. 30 MW gücünde jeotermal enerjiyi elektrik enerjisine çeviren bir santralin kurulum maliyet ise 40 ile 80 milyon dolar arasında değişmektedir.
Dünyada jeotermal enerji kullanılarak üretilen elektrik miktarına ilişkin 2010 yılına ait verilere göre, jeotermal enerji kullanarak en fazla elektrik üreten ilk beş ülke aşağıdaki gibidir:
1. A.B.D. : 3086 MW
2. Filipinler: 1904 MW
3. Endonezya: 1197 MW
4. Meksika: 958 MW
5. Italya: 843 MW
Türkiye’de ise zengin jeotermal potansiyele rağmen 2010 yılında sadece 82 MW elektrik, jeotermal enerji kullanılarak üretilmiştir. 2015 yılı itibarıyla ülkemizdeki jeotermal enerjiden elektrik üretimi için kurulmuş santrallerin toplam gücü 450 MW’dir ve bu rakam ülkemizdeki toplam kurulu elektrik üretim gücünün %0,59’una karşılık gelmektedir. Ülkemiz gibi enerjide dışarıya bağımlı bir ülke için bu rakam oldukça düşüktür.
Jeotermal enerjinin gerek elektrik üretiminde kullanımı esnasında gerekse evlerin ısıtmasında kullanımında çevreye zarar verecek herhangi bir atık madde oluşmamaktadır. Ayrıca yer kabuğunun içindeki magma miktarı sebebiyle neredeyse sınırsız miktarda jeotermal enerji kaynağına sahip olduğumuzu söyleyebiliriz.
Yer kabuğunun üst katmanında mevcut bulunan jeotermal enerji miktarı, bugüne kadar keşfedilmiş olan tüm fosil yakıt rezervlerinden 70.000 kat daha fazladır. Ülkemiz tektonik tabakaların kesişim noktasında olduğu için jeotermal enerji rezervi bakımından oldukça zengindir. Enerjide dışa bağımlı bir ülke olmamıza rağmen, hem ucuz hem de oldukça temiz bir enerji kaynağı olan jeotermal enerjiden daha fazla yararlanmak adına ciddi yatırımlar yapılması gerekmektedir.
Kaynakça:
en.wikipedia.org/wiki/Geothermal_energy
tr.wikipedia.org/wiki/Jeotermal_enerji
“Alternative Energy for Dummies”, Rik DeGunther, Wiley Publishing, 2009.
Yazar:Mehmet Umut Pişken