Bilgiustam
Bilgiyi ustasından öğrenin

Psikanalitik Kuramda Serbest Çağrışım Nedir? Nasıl Yapılır?

0 2.232

Psikanalitik Kuramda Serbest Çağrışım Nedir? Nasıl Yapılır?Danışanın seans sırasında aklına gelenleri rahatça söyleyebildiği serbest çağrışım, psikanalitik terapinin en temel tekniğidir. Serbest çağrışım analitik iletişimde önemli bir rol oynamaktadır. Terapi süresince danışanlar terapist tarafından acı verici, aptalca, önemsiz, mantıksız yada ilgisiz dahi olsa akıllarına gelen herhangi birşeyleri söylemek üzere cesaretlendirilirler.

Serbest çağrışımda asıl olan, danışanların o an yaşadıkıları duygu yada düşünceleri sansür koymadan terapiste iletmeleridir. Fakat seanslar ilerledikçe bu durum böyle olmaz ve danışan bu kuraldan uzaklaşabilir. Bazı konular, kişiler yada olaylar hakkında konuşmayı reddedebilirler. Direnç gösterirler. İşte bu direnç serbest çağrışım sırasında terapist tarafından ortaya çıkarılarak hemen ardından yorumlanır ve böylece danışanın iç görü (bakış açısı) kazanması sağlanır.

Serbest çağrışım danışanın bilinçaltı fantezilerine, çatışmalara ve onu harekete geçiren unsurlara açılan bir kapı olarak kullanılan temel araçtır. Bu teknik geçmiş deneyimlerin yeniden derlenmesine ve zaman zaman da engellenmiş yoğun duyguların açığa çıkmasına olanak sağlamaktadır. Engellenmiş bu duyguların bir anda ortaya çıkması olayına katarsis yani duygusal boşalım denmektedir.

Serbest çağrışım süresince terapistin görevi, bilinçaltında baskılanmış bulunan malzememeyi saptamaktır. Danışanın konuşmasındaki çağrışımların sırasının dahi bir anlamı vardır. Bu sıra danışanın olaylar arasında nasıl bir bağ kurduğunu anlaması için terapiste yol gösterebilir. Çağrışımlarda oluşan tıkanıklıklar ve bölünmeler, endişenin kaynağı hakkında ipuçları verir. Bu durumda terapist bu malzemeyi yorumlamalı ve danışanına, altında yatan dinamikleri göstererek yeni bir iç görü daha kazandırmalıdır.

Psikanalitik Kuramda Serbest Çağrışım Nedir? Nasıl Yapılır?Terapist danışanının serbest çağrışımlarını dinlerken, sadece yüzeysel içeriği değil, ayrıca danışanın ifadelerinde saklı olan anlamların da neler olabileceğin ele almalıdır. Bilinçaltına özgü olan bu farkındalığa “üçüncü kulak dinleme” olarak adlandırılır. Seansta danışanın söylediği hiçbir şey yüzeysel olarak değerlendirilmez. Örnek verecek olursak; dil sürçmeleri ifade zorluğu yaşamanın yanı sıra, içinde bulunduğu iç çatışmaların etkileri de olabilir. Unutulmamalıdır ki danışanlar özellikle konuşmadıkları konular hakkında da tartıştıkları konular hakkında olduğu gibi belirgindirler.

Son olarak, psikanalitik kuram bazı yöntemler önerse de, danışanın kendisinin çağrışımlar yoluyla söylediklerinin gerçekte karşılığının ne olduğunu kendilerinin keşfetmeleri ve farkına varmaları beklenmektedir.

Kaynakça:
Corey G. Psikoterapi Kuram ve Uygulamaları, Metis yayınları 2008

Yazar: Lale Aydin

Bunları da beğenebilirsin
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku